ismail çipe...
celil yüksel...
gökay güney...
atalay babacan...
yunus akgün...
abdüssamed karnucu...
ali yavuz kol...
recep gül...
galatasaray, ankara'da suni çimde keçiörengücü takımını 2-1le geçti de, maçın skorundan ziyade yukarıda isimlerini yazmış olduğum pırıl pırıl gençleri seyretmiş olmak mutlu etti bizleri... galatasaray alt yapısından çıkmış ve kalbi sarı-kırmızı arma için atan bu gençler, fatih terim'in kendilerin verdiği şansı fena da kullanmadılar.
ismail çipe özellikle maçın ilk devresinde ev sahibinin iki "net" pozisyonunda kalesinde devleşerek rakibe gol imkanı vermezken, gökay güney ise asıl mevkisi olmamasına rağmen geri üçlüde de orta sahada oynadığı gibi başarı ile görev yapabileceğini göstermiş oldu. geçen sene de fatih hoca, gökay'a kupa maçlarında şans vermiş ve bu sene artık yavaş yavaş lig maçlarında da formayı kapmasını bekliyordum lakin hayatta "kısmet" diye de bir kavram var. sene başı hazırlık kampı süresince gökay, genç milli takım ile avrupa şampiyonasında boy gösterince, kampa katılıp fatih terim'e kendisini gösterme şansını yitirdi ve ozan'dan, yunus'tan "bir adım geride" kalmış oldu... ama çalışan formayı kapar, gökay'ın da "gerrard" olacağı günler çok yakında...
yunus'u bu sene abileriyle izledik, biliyorduk neler yapabileceğini de, atalay bugün siftah yaptı "çocukluk aşkı" sarı kırmızı formasıyla. siftahı da boş geçmedi, golle süsledi ilk maç anısını atalay babacan... gol de ne gol ama... ceza sahası dışından, tam köşeye... bu arada golün asisti de celil'den geldi. rakip atağa çıkarken, yaptığı ani presle topu kapan celil, arkadaşına genç takımlarda bolca yaptığı asistlerden birini a takım kategorisinde de yapmış oldu...
recep, abdüssamed ve ali yavuz sonradan oyuna girdiler ama onlar da rakibe yerinde müdahaleleri, mücadeleleri ve azimleriyle gelecek için gönlümüzü ferahlattılar.
sadece yetenekleri dikkatimi çekmedi bu gençlerin, aynı zamanda "ahlaklıydılar" da saha içinde. "sahada çirkef ama dışarda çok iyi kalpli biri" masalıyla öve öve bitirilemeyenler gibi değil de, hem içerde hem de dışarda "pırlanta" bu çocuklar. maç boyu hakeme tek itirazlarını gören olmazken, düşen rakibe de sürekli el uzatıp kaldırıyorlar ve de sırtını sıvazlıyorlardı meslektaşlarının... ne kadar güzel görüntüler...
ya maç sonrası demeçleri...
sosyal medya mesajları...
"puan ya da puanlar almaya geldikten" öte gidemeyen yurdun topçularından sonra maç kritiği yapan, şair gibi cümleler kuran bu gençlere helal olsun...
maşallah...
nazar değmesin...
kaynak ve fotoğraflar için adres:
https://ultrasmovement.blogspot.com/...u1-2galatasaray.html