• 76
    en sevdiğim sahaya diziliş şeklidir. dizilişler önemli değil derler ama bence çok önemli. bu dizilişte oyuncuların sorumlu olduğu alanlar en efektif ve adil dağıtılmış durumda. tabii bu kağıt üzerinde bir gerçek.
    bu dizilişte her oyuncu hemen hemen aynı oranda bir alandan sorumlu.
    saha içindeki oyun akışı da bu dizilişte daha iyi oluyor. önde bir santrafor ve arkasında yaratıcı bir oyuncu. kenarlarda hızlı ve skora katkı yapabilen kanat adamları ve orta ikilide bir emniyet sübabı ve bir de oyunu kuran adam.
  • 77
    -------------------muslera--------------------

    salih--------semih--------doria-------telles

    hajrovic------selçuk-----melo--------bruma

    ----------------------sneijder------------------

    -------------canavar gibi bir forvet--------------

    doria ve canavar gibi, çilek tadında bir forvet alındığında pekala uygulanabilicek bir sistem. hem takım epey gençleşiyor, hem de ortaya doğru düzgün bir şablon çıkıyor. daha ne olsun.
  • 78
    mevcut kadro yapısıyla oynayamıcağımız sistemdir kendileri.4-2 kısmı süper sıkıntı yok burda.ancak gel gör ki 3lü kısmı galatasaraya uymaz şu anda.ne sağ açık ne sol açığın varken bu sistemle oynıyamazsın.hajroviç var tek elinde burak kanat oynayamıyor zaten solun hep bir açık brumada yok o yüzden maalesef olmaz.

    şu an bu yerine 4-1-3-2 yaparsak daha efektif oluruz.melo önlerinde hajroviç sneijder selçuk şeklinde yine kanatsız geçen seneki gibi etkin bir takım oluruz.

    bu arada bu sistemi güzel uygulayan real madrid ve chelsea var. reali geçtim chelsea bu sistemi için en ideal takımdır.willian hazard oscar bu 3lü hem hızlı hem adam geçen hemde şut çeken oyuncular.elinizde böyle oyuncular yokken oynarsanız kanatları efektif kullanamıcağınız için ortada yığılmaya neden olur ve arkada çok açık verirsiniz.
  • 80
    sneijder'li bir takım kurulmaya çalışılıyorsa 4-3-3 veya 3-5-2'den daha mantıklı bir taktiktir. hem 4-3-3'te hem de 3-5-2'de ciğersiz bekler gerekiyor, malum takımda bu konumda yalnızca telles var. 4-3-3'te sol içe hapsolan sneijder forvet arkasına geçerek hem o hem de burak kendi mevkilerine geçebilir. drogba'nın seneye olmayacağını varsayarak burak'ın sağa kaymadan tek forvet olarak bu seneden daha az kanser edeceğini, hatta 2011-2012 sezonuna yakın bir performans göstereceğini düşünüyorum. sağ ve sola da efektif kanatlar gerekiyor, bruma ve amrabat bu konuda yeterli olabilir. tabi bu taktikte muslera, telles, melo, sneijder, bruma ve amrabat'ın oynayacağını düşünürsek, geriye kalan defans üçlüsünün yerli olması gerekiyor. (sağ bek, 2 stoper) bence veysel, semih ve kaliteli bir yerli stoper yeterli olur. sonuç olarak:

    muslera

    veysel semih yerli stoper telles

    selçuk melo

    amrabat sneijder bruma

    burak

    gibi bir kadro çıkıyor. tabi eğer 5+0+3 değişmezse en azından bir yerli kanat gerekecek.
  • 82
    selçuk ve melo'nun orta saha yükünü kaldıramayacağı kadar zorlu olacak maçlarda 1 tane daha defansif orta saha monte edip selçuk ve melo'nun işini rahatlatabiliriz.

    fakat ben aşağı yukarı 18 senedir türk futbolunu izliyorum. defansif bir kurgu ve mantalite ile ne türkiye'de ne de avrupa'da başarılı olan 1 tane takım bile görmedim. bunun nedenini çok merak ediyorum. yani, orta sahaya bi kazma koyalım, daha güçlü bi orta sahamız olsun zihniyetinde ne zaman olsak o maçı kesinlikle kaybederiz. bu olay real madrid karşısında da böyle oluyor, kazakistan ligi'nden bi takım karşısında da böyle oluyor. kanımızda kontrollü futbol yok.
  • 83
    belki yıllar sonra ilk defa bu dizilişe uygun bir kadroya sahibiz. olcan gibi kaliteli bir adam, durmak bilmeyen bir bruma ve yıllarca kanatlarda oynadığında skora müthiş bir etki yaratan pandev gibi bir oyuncun var. ama gel gör ki şampiyonlar liginde ki en kolay maça bile bu taktikle çıkmıyorsun. orta sahayı 3 leyip sadece 3 hucumcu ile oynuyorsun. yazık.
  • 84
    dünkü 14 eylül galatasaray anderlecht maçı'nda görüldügü gibi hücümda kanatlardan geldigimiz vakit tehlike yaratiyoruz. kanatlara inip orta acmak, sifira inip penalti noktasina dogru geri paslar gibi hücüm variyasyonlari yapabilmek icin bu sistemi oynamak sart. kadromuza bakildiginda elimizde bruma, olcan gibi her iki kanattada oynayabilecekler oyuncularimiz var. onlari bire bir olmasada yedekleyecek yasin gibi oyunculara sahibiz. kanatlara inip topu ortaya gerek yerden gerekse yüksek toplar gönderip rakip savunmalarin dengesini bozabiliriz. rakip savunmalardan geri gönderilen toplari karsilayip sut gönderebilecek oyuncularada sahibiz. sneijder gibi dzemaili gibi yakin mesafeden selcuk gibi temiz sutlari olan orta saha oyunculara sahibiz. dünkü anderlecht macinin ilk yarisinda veyselin sag kanattan yerden buraga gönderdigi toplar gibi, chedjounun sifira inip buraga attirdigi gol gibi, burak icin top kontrolu gerekmeyen tek vuruslu pozisyonlar yaratabiliriz. böylece ayak ici temiz olan buraktanda faydalanabiliriz. göbekte selcuk ile melonun rahatliyabilmesi icin iki kanatin beklere yardimi sart. özellikle fenerbahcenin uyguladigi bek sistemine bi göz atmak lazim. gökhan ile caner hayvan gibi sagli sollu saldiriyorlar. onlarin acigini topal kapatiyor. bizde tarikla tellesle iki ofansif bekle oynayip meloyla olasi kontralarda onlarin acigini kapatabiliriz. rakip takimin set hücümda ise kanatlarin beklere yardimci olmasi gerek. uluslararasi maclarinda bu kadro yapisiyla ancak böyle maclari kazanabilirsin. dünkü macta sistemin 4-3-1-2 oldugunu görünce icimden bi eyvah dedim. bekler veysel ile telles ve onlara herhangi bir yardima gelecek kanat oyuncusu yok. oyun tempomuzda bu sistemde kisitli. sonuclarida dünkü macin ilk yarisinda görüldü zaten. böylece topla arasi kötü olan buragi topla oynamasini minimuma indirirerek direk pozisyona sokup sadece son vurusu yapmasini saglamakla buraktan maksimum verim alabiliriz. veyselin ilk yarida sag kanattan yerden gönderigi top buragin ayagina otursa büyük ihtimal golle sonuclanirdi pozisyon. bir digerinde chedjounun asistiyle golle sonuclandi zaten. topu savunmadan alip oyunu acma görevini selcuga devretmemiz lazim. bunu yapabilmek icin selcugun ön liberoda oynamasi gerek. zaten bu görevi 2011-2012 sezonunda üstleniyordu ve o sezondaki performansini herkes tarafindan biliniyor. selcuk savunmadan topu alip pas trafigine soktugu vakit sneijder gibi olcan gibi bruma gibi oyuncularla pas trafigini devam ettirip bekleride oyuna sokma imkan doguyor. rakip savunmalar zaten sahanin belirli bölümlerini savunabiliyor. sahanin belirli bölümlerinde yaptigimiz pas trafiginde gerek tarik gerekse telles ilerideki bos alanlara cikip melonun yaptigi en iyi islerden ters kanata top göndermelerinden faydalanip daha önce bahsettigim ortalari veya sifira inmeleri saglamak ve buragi pozisyona sokup veya geriden gelen oyunculara penalti noktasina dogru pas acip gol pozisyonu yaratmak.
    bu sezonluk maksimum verimi bence sadece böyle alabiliriz. elimizde forvet olarak sadece burak ile umut var. pandev ise yardimci forvet. onlardanda maksimum verimi alabilmek icin bu oyun sablonunu kullanmamiz gerektigi düsünmekteyim. yabanci siniri dolaysiyla özellikle ligde kesinlikle belli olan bir ilk onbirimiz yoktur bence. bazen sol bekte telles ile hakan degisir. bazen sneijder dinlenir pandev oynar. sneijder-pandev degisikliginde sistem daha cok 4-2-2-1-1'e dönüsür o'da pandevin yardimci forvet olmasindan dolayi. melo-selcuk-dzemaili dönüsümlü oynayabilir. ama bu takimda yabanci konusuna gelince kesinlikle ilk 11'de oynamasi gereken isimler bence muslera, bu sezonki performansini görünce chedjou, melo, sneijder ve bruma. macina göre degisebilir ama genellikle bu oyuncularin ilk 11'de yer almasi taraftariyim. umarim teknik direktörümüz dünkü oynanan futboldan sonra hatalari görüp bu oyun sablosuna gecis yapar.
  • 89
    26 kasim 2014 anderlecht acinda 4-2-3-1 oynadigimiz sananlar bir zahmet supurge satsin futbol izlemesin okurken sinirleniyorum artik bu cehalete.

    4 defans 4 orta saha cizgi oynuyoruz. illa nokta santrafor mu gormeniz gerekiyor bazi seyleri anlaminiz icin. sneijder ss oynuyor burak en ileride. 4-4-2 oynuyoruz ancak sneijder orta saha ozellikle oldugu icin 4-4-1-1 demek daha dogru olur. melo kendini cok geri attigi icin de goruntuyu biraz bozuyor bildigin 4 orta sahali dizilis var sahada.

    4-2-3-1 futbolda bir dizilis, 4-4-2 gibi, 4-4-1-1 gibi.
  • 91
    bu dizilişte kanat oyuncuları hızlı ve içe kat edebilen olmalı. mesela bruma ve olcan. fakat ne hikmetse ne bruma ne olcan beklenilen içe girişleri yapamadılar. burak markajdan kurtulmak için orta sahaya gelip top aldığında kanattaki adamlar o boşluğa girmeli. fakat bizde bu yok. burak orta sahaya doğru geldiğinde dikkat edin bırak ceza sahası içini, yakınında bile kimse olmuyor. bu yüzden topu alan mecbur geri pas atıyor. burak orta sahaya gelmediğnde ise markajda iki stoper arasında kayboluyor ya da ofsayta kalıyor. kanatlar az bir iş yapıp hiç yoktan ceza sahasında kalabalık etse elinde sneijder gibi adam var, asist manyağı olur. ama bizde iş yapan kanat olmadığından ve takımda genel bir form düşüklüğü olduğundan gol pozisyonu bile üretemiyoruz.

    bok gibi oynamamızda suçlulardan biri.
  • 92
    gaziantep maçında oynamaya çalıştığımız diziliş. hamza hoca da böyle oynayacakmış.
    antep maçında şunu anladım. 3lü yapının ortası sneijder. diğer iki futbolcular direkt kanat oyuncusu olmayacak. en az bir tanesi forvet oynayabilen biri olmalı. yoksa pozisyon bulmak zor oluyor.
    mesela sneijderin sağında ve solunda sow gibi topçular olmalı. neden sow? hızlı, top süren, kafası kötü değil, çalım atabilen falan. ileride tek forvet de aslında demba ba gibi bir tarzı olmalı.
  • 93
    kanat oyuncularının skora katkı yapması gereken diziliş. bizim takım için bu diziliş kesinlikle uygun değil çünkü bizde kanat-forvet tarzı oyuncular yok. ne bruma ne yasin ne de olcan skora katkı sağlayamıyor. belki bu dizilişi öne geçtiğimiz maçlarda kullanabiliriz kontra atak futbolun dönüp hızlı oyuncularımız ve sneijder'in yaratıcılığını kullanarak.
  • 97
    umut-burak ikilisi birbirini pek tamamlayan ikili olmadığından ısrar edilmesi gereken diziliş. üstelik sneijder ve emre gibi teknik oyuncular 4-4-2'de verimli olamıyorlar. bizim için 4-4-2 her zaman başarılı bir taktik olsa da mevcut oyunculara göre diziliş seçmek daha mantıklı olur. dediğim gibi umut-burak ikilisi topsuz oyunda bize fayda sağlasa da toplu oyunda bizi 2 kişi eksik oynatıyorlar. hee pandev-burak olabilir bak, ama hamza hoca'nın kafasında bu yok galiba.
  • 99
    hamza hoca'nın oynattığına inanmadığım diziliş. diziliş benim gözümde sadece rakamlardan ibaret. futbol ve formasyonlar ise sürekli değişen bazı rollerden ibaret. hücum sırasında takımın nasıl pozisyon aldığı, oyuncuların rolleri ve üstlendikleri görevler sizin temelde savunma prensibinizi de belirliyor. bu açıdan bakınca olaya hücum pres esasında tek ve gerçek pres diyebiliriz. doğal olarak hücum sırasındaki sahaya yayılma biçimimiz 4-2-3-1 gibi ifade edilemez. misal 4-3-3 gibi yazılan fenerbahçe hücumdayken, savunmada 3 oyuncuyla * * * kalıp önlerinde 7 li yarı statik yarı hareketli bir blokla oynuyordu ersun yanal zamanında.
    şimdi gelelim takımımızın problemine. futbolculara verilen rollerin ne olduğu muamma bir diziliş ile oynuyoruz. yaşlanan takım omurgası dinamik bir rol üstlenemiyor. yerli futbolcular ise ani parlamalar hariç neredeyse çakılı bir vaziyetteler. istisnalar harici oyuncuların rolleri belirsiz ve tamamen bireysel yeteneklere bağlı bir oyun planı söz konusu. bu yüzden her futbolcunun, özellikle yabancı futbolcularımızın insan üstü oynaması gerekiyor. sneijder, kendisine pas opsiyonu yaratıldığında dünya'nın en verimli oyun kurucusu. ama oynadığımız oyunda her oyuncunun kendi pozisyonunu kendisinin yaratması gerekiyor. planlama yetersizliği her oyuncuyu sıradanlaştırıyor ve futbolcularımız neredeyse %50 verim ile oynuyorlar. hücumdaki oyuncularımızın hangileri yeteneklerine ve potansiyellerine uygun biçimde topla buluşabiliyorlar? bütün futbol kariyerini topsuz oyundaki becerisine borçlu olan burak yılmaz, kariyerinde kullanmadığı kadar top kullanmak zorunda kalıyor ve topla ilişkisindeki zayıflık sırıtmaya başlıyor. trabzonsporda onu bu kadar top kaybederken ve pas hatası yaparken hatırlıyor musunuz? adam geçemeyen selçuğa sıkışık vaziyette topu atıp rakibin onu ezmesini seyrediyoruz. mancini ile, geldiği ilk sezonda üstelik tecrübesiz ve sezon başı hazırlığı yapamamış olan telles belirli bir plan dahilinde oynayarak takımın bir parçası olmuşken, neden sadece yarım yamalak olan defansif özellikleri ile ön plana çıkıyor? özetle, sahadaki on bir kişiden her birinin becerilerine uygun rollere sahip olduğu bir planı uygulamaya çalışarak takım olabilirsiniz. galatasaray 4-3-3 den 4-4-2 ye uzanan bir dizilişle sahaya çıkabilir ama hiç bir şeyi çözmez bu. ruh dediğimiz olay ise edirne'nin ötesinde bu şartlar altında hiçbir anlam ifade etmez. futbol oynadığı dönemin şartlarını 2015'de kıstas alan bir lider kadrodan çok, modern futbolu dikkate alan esnek bir akla ihtiyacımız var.
  • 100
    bir süredir uygulamaya çalıştığımız, hücum açısından keyifli, varyatif ve seyirciye çekici gelen diziliş.
    2014-2015 sezonu şampiyonluklarını getiren de bu diziliş oldu açıkçası.

    ancak, her ne kadar tercih ettiğim bir sistem olsa da, hatta en sevdiğim sistem olsa da, 2015-2016 kadro yapılanmamıza baktığımız zaman, bu sene vazgeçmemiz gereken diziliş gibi görünüyor.
    bunun sebebi, kanatlarda hücuma yönelik oyuncularımızın kanat nitelikli özelliklerinin yetersiz olması.

    takımda "uç kanat" olarak nitelendirebileceğimiz 2 isim var, yasin öztekin ve lukas podolski.

    bu ikiliden yasin öztekin, içe kat eden ya da çizgiye inip dışarı top çıkaran tipte bir oyuncu. kanada en yakın tipte oyuncumuz o. ancak istikrarsız bir yapısı var ve ani top kayıplarıyla takımı zorda bırakabiliyor, yine de katkısı yadsınamaz, çok maçta ipten aldı bizi.

    podolski ise yalancı kanat ya da kanattan forvet dediğimiz tarzda bir oyuncu. dribling yapıp top çıkarmasını bekleyeceğiniz tarzda değil, daha çok gole ve ceza sahası çizgisine, yaya daha yakın oynayabilen, verkaçlarla ya da uzaktan şutlarla kaleye yönelen tarzda bir isim.

    hal böyle olunca, kanat futbolu niteliğinde bir 4-2-3-1 çok zorlama olacaktır. hele ki sakatlık durumunda emre çolak'tan falan faydalanmaya kalkacağız ki çok zorlanır ve kitleniriz.

    an itibariyle en uygun diziliş, kadromuzun en geniş kısmının orta sahanın ortası olması dolayısıyla da 4-3-1-2 gibi görünüyor.

    çünkü, ne kadar kızsak da burak yılmaz gol için vazgeçilmezler arasında, podolski 2. forvet gibi burak'ın biraz arkasında gol arayabilir, sneijder 2 forvetin arkasında vazgeçilmez bir diğer isim, podolski'yle yakın oynayacağı için çok verimli olacaktır. bununla birlikte vazgeçmek istemediğimiz isimler melo ve jose rodriguez aynı anda forma giyebilir. orta sahada bir çok galatasaraylı'nın ne olursa olsun görmek istediği selçuk inan da görev alacaktır.

    böylece orta alanda defansif açıdan çok güçlü, hücum açısından da topu ileriye çok çok hızlı ulaştıracak bir kurgu oluşur.

    oyuncu yetersizliğinden tırmalamakta olduğumuz kanat varyasyonlarını da azaltmış oluruz, zorunlu kanat yönelimlerinde de zaten sneidjer ve podolski kanada yaklaşıp içeri kat ederek kaleyi yoklayabilen isimler.
App Store'dan indirin Google Play'den alın