içim acıyor, midem bulanıyor artık galatasaray maçlarında resmen. mağlubiyetlerden falan değil ama, yanlış anlaşılmasın. gerçekten skor falan umurumda değil, kimsenin galatasaray'ı düşünmüyor olması canımı acıtan nokta. bu maçtan sonra, artık bülent ünder'in galatasaraylı olduğuna da zerre kadar inanmıyorum, kusura bakma bülent hocam.
maçtan önce, bülent ünder'in sahaya süreceği kadroya oranla maçın beklenilenin aksine zevkli geçeceğini düşünüyordum fakat ilk 11'lerin açıklanmasından sonra maç başlamadan önce maçın sonunda alınacak mağlubiyeti görmek zor değildi.
deneme tahtasına döndü galatasaray kalesi. bi zapata oynuyor, bi ufuk, şimdi de, kaç maçtır oynamayan aykut bir anda derbide sahaya çıkıyor enteresan bir şekilde. fakat kale mevkisinin bu kadar değişmesine rağmen kalan kişilerde herhangi bir değişiklik yok, aynı tas aynı hamam devam. servet oynuyor, bobo'nun yanındaki koltuktan sinema bileti almış gibi her topu izliyor. keza gökhan zan. mustafa sarp zaten bülent ünder'in değişilmez adamı, yine ilk 11'de. sonra mustafa sarp çıkıyor, yerine hakan balta giriyor. culio çıkıp kolombiyalı(!) pino giriyor falan.
ama bir de karşı tarafa bakıyorsun, tayfur havutçu'ya. gayet ideal bir kadroyla sahaya çıkıyor, yabancı düşmanlığı falan yok, sonra 2 tane gence, rıdvanla onur'a şans tanıyor derbide, beşiktaş'ın geleceğini düşünerekten. olması gereken de bu değil mi? ama bizde nerede galatasaray'ın geleceğini düşünenler. yönetiminin, kulübü mahkemeye verdiği bir galatasaray var iken ortada..
kalan maçlarda da bu isimler oynasın, iyice kazınsınlar hafızalara da, hiç bir zaman unutmayalım bu isimleri..
kara günlerin içinden güneş doğacak ansızın üstümüze, dayan galatasaray..
http://jaimelesport.blogspot.com/...2-0-galatasaray.html