16 maçta 9 galibiyet alan 3 takımdan biri olan beşiktaş ile 8 galibiyet alan 2 takımdan biri olan
sarayın sultanlarını karşı karşıya getirecek olan maç. beşiktaş 5. sırada yer alırken galatasarayımız 8. sırada yer alıyor. bizimle aynı sayıda galibiyete sahip çukurova ve tıpkı beşiktaş gibi bir galibiyet üzerimizde yer alan botaş'ın birbiriyle oynayacağı, abdullah gül üniversitesi'nin yakın doğu'yu ağırlayacağı haftada iki puanı cebe koymak bir derbi galibiyetinden de öte anlamlar içerecektir.
sezonun ilk yarısında oynanan
29 ekim 2017 beşiktaş galatasaray kadın basketbol maçını yerinde izlemiştim. kapı önündeki bol salağa yatmalı uzun bekleyiş ve sonrasındaki unutulmaz
* diyalog haricinde her anlamıyla bok gibi gitmiş; lige 3/3 avrupa kupasına 2/2 ile giren takım galibiyeti olmayan beşiktaş'a karşı ilk mağlubiyetini almış, kaptan gözümüzün önünde sakatlanmış, çok kısa bir zaman sona allie quigley de sakatlanınca bir türlü sonu gelmeyen bir krizin için doğru yuvarlanmıştı takım...
kasım ayı boyunca sallantılı bir performans gösteren takım aralık ayı boyunca hükmen kazanılan adana deplasmanı hariç galibiyete hasret kaldı. quigley'in dönüşü, transferine şeklen hala daha sövdüğümüz tuğba taşçı, "şutu var" keala davis ve yaşına rağmen dubljevic'in saçmaladığı son zamanlarda nefes aldıran kobryn transferiyle farklı bir ilk 5'e sahip olduk. biraz da fikstür cilvesiyle ligin ve avrupa kupasının en zayıf takımlarıyla oynadığımız son 4 maçta 3 galibiyet en azından galibiyet alışkanlığını hatırlamak adına önemliydi. yine de sezon başından beri var olan defansif zaafiyetleri iyice zirveye çıkmış, geçen sezonki tek vücut hareket edip rakibi boğan takımın tam aksine tamamen kendi kafasında oynayan 5 kişiye dönüşmüş durumdayız. artık iyi ya da kötü bir reaksiyon vermek lazım, eski ve güzel bir pankartın dediği gibi uyanın!
rakip beşiktaş ise ilk yarıdaki maçtan sonra adeta kendine gelmiş, klasik ligin ters takımı hüviyetine bürünmeyi başardı. puan tablosuna bakıldığı vakit 9 galibiyetleri var. o maçtan bu yana tutturdukları 8/12 ydü-fenerbahçe-hatay üçlüsünün yer aldığı, çukurova ve ormanspor gibi süpriz takımların zorladığı lig için hiç de yabana atılır değil. ilk maçta da zor anlar yaşatan wheeler ve mosby, karadağ'lı radosavljevic, eski oyuncularımızdan kübra siyahdemir, ligin artık eskilerinden sayılan esra atacan, bir maç sonu aldığı evlilik teklifiyle magazin basınımızda da şöyle bir görünmüş olan burcu çiğıl gibi isimlerden oluşan bir kadroları var. ve tabi sonradan katılmasına rağmen istatistiklerde lig genelinde kafaya oynayan shavonte "zeliş" zellous... takımın başında da artık klasikleştiği üzere aziz akkaya var. kalite olarak top oyuncular olmasa da doğru tercihlerle kurulmuş bir kadro, ligi bilmekten öte adeta ligin son 20 yıllık evriminde bizzat rol almış bir hocanın coachingi ve ihtiyaç anlarında hep birilerinin gelip gereken katkıyı vermesiyle sert bir rakip olarak karşımızda duracaklar...
herhangi bir trt x kanalında yayınlanacağı kesin gibi, ahmet cömert spor salonunu çok iyi tanıyan ama bilmeyen sporseverlerimiz olarak haftasonu iznini bugüne getirme başarısı sayesinde ekranlarımızın önünde yayıla yayıla izleyebileceğiz bu maçı. takımın galibiyete olan mutlak ihtiyacından daha fazla bizim takıma ihtiyacımız var belki de...
bu arada bugün 3 şubat, yıllar önce yine ahmet cömert'te oynanan bir beşiktaş maçına gidiyor çöp dolu maç hafızası. 3 saat sonra yan tarafta oynanacak darüşşafaka maçının da etkisiyle o günü andıran bir tribün olur mu bilinmez ama, o güzel günler geriye dönmeyecek bu da acı bir gerçek....
(bkz:
3 şubat 2006 galatasaray beşiktaş basketbol maçı)