derbide sıçıp sıvayıp kendi ipini çeken
george dikeoulakos sonrası karakteristik final looserlığı dışında maç kaybetmeyen fenerbahçe ile 7 maçtır galip gelen
sarayın sultanlarını karşı karşıya getirecek olan maç. saat 19:00'da trtspor'dan yayınlanacak, 5 maç üzerinden oynanacak seride 3 galibiyete ulaşan takım finale çıkacak. deplasmandaki ilk iki maçtan birini koparabilirsek abdi ipekçi'de 12000 kırmızı koltuğun da desteğini arkamıza alarak finale çıkmamız olası.
dikeoulakos'un taktik dehası(!) sayesinde nerede nasıl tıkanacağı belli olmayan fenerbahçe sezon devam ederken son derece etik bir şekilde ayarttığı
fırat okul ile o günlerin üzerine sünger çekmiş gibi görünüyor. özellikle yarı finaldeki ekaterinburg galibiyeti bu bakımdan önemli bir done. gerçek anlamda bir dünya starı olan parker, euroleague mvp'si quigley, gelişiyle fark yaratan gruda, ne zaman nerede coşacağı belli olmayan verameyenka gibi vicdansız isimlerden oluşan bir yabancı rotasyonları var. nevriye sonrası bir türlü toparlanamayan birsel, jenerasyonunun sivrilen isimlerinden tuğça cantez, "alsak iyi olurdu" pelin derya ve insanlık tarihinin en büyük trolllerinden olan
ayşe cora ise kadroyu tamamlayan yerli oyuncular kısmında sayılabilecek isimler. o değil de bugün yine 20 dakika falan
ayşe cora oynasa iyiydi ya...
bizim takım hakkında artık söylenecek çok birşey yok aslında. sezon boyu traore inadı yüzünden kenarda tuttuğumuz yvonne'yi tam da verim almaya başlamışken wnba'e uğurladık.
işte böyle her sene böyle hesabı tarih yine tekerrür etti(!) ve önemli yabancılarımıdan birini tam sezonun kırılma zamanlarından birinde elimizden kaçırdık(!). tosbağa paris'ten 2 maçta 50 sayı yiyen pota altımızın parker-levander-quigley-verameyenka hatta tuğçe karşısındaki maceraları günün kırılma noktalarından biri. abdi ipekçi'de paramparça ettiğimiz
1 nisan 2017 galatasaray fenerbahçe kadın basketbol maçında her ne kadar dike'nin hatalı tercihleri ekmeğimize yağ sürse de yvonne-mou ikilisinin muhteşem oyunundan destek alarak dirençli bir savunma yapmıştık yapmasına ama yine de fenerbahçe'yi anca 70 sayıda tutabilmiştik ki 20 sayı fark yediğimiz ilk yarıdaki maçta son bölümde kopmamıza rağmen 77 sayı yemiştik. bu durumda fenerbahçe'nin 70 sayının altına düşmesini beklemek biraz iyimserlik olacak.
işin hücum tarafından bakarsak en kötü oynadığ maçta bile rakibinden daha fazla potaya gidip şut atan bir takımız. bu da maç boyu yüksek tempoyu sürdüren oyun yapımızın doğal bir getirisi. en kötü maçlarında bile çift hanelere ulaşabilirken gününde bir jefferson'un 20 sayıya çıkması, son maçların yükselen yıldızı vitola'nın 10-15 sayı civarında bir katkısı, cansu'nun hatta bu aralar benchten katkı almak uğruna ilk 5 başlamayan masha'nın dış şutlardan bulacağı sayılar ve tabi ki her fenerbahçe deplasmanında bir de üzerine oynayan taraftarla boğuşup genelde başedemeyen kaptanın sakin kalıp biraz da rüştünü ispatlarcasına yüzdeli atacağı bir gün bizi galibiyete ulaştırabilecek tek senaryo gibi görünüyor. tam sahada baskı ve yürek dolusu mücadele zaten bu sezon savunmadaki tek sermayemiz. yine de kazanmak istiyorsak savunmadan ziyade hücumda her topun kıymetini bilip oynamamız gerekiyor...
bu sezon fenerbahçe ile tüm branşlarda oynayacağımız 14. maç. 12 mağlubiyete karşı alabildiğimiz tek galibiyeti sarayın sultanları almıştı. bu akşam bu istatistiğe 2'yi ekleyebilmek tek dileğimiz...
o değil de sen suyun karşı yakasında bir salon dolusu tipleme ile boğuşurken biz 1000 km ötede bir tabliyenin üzerinde beton dökülürken boş gözlerle uzaklara bakıp yine hayallere dalacağız. bir cep telefonu ekranından gelecek haberlerle belki de etrafımızdakilere anlamsız gelecek şekilde sevinip hırsla göğü yumruklayacağız. ama senin haberin bile olmayacak be galatasaray...
(bkz:
bugün günlerden galatasaray)
(bkz:
bir ihtimal daha var o da galibiyet mi dersin)