• 576
    iyi oynadığımız maç. diri bir avrupa takımına oynanması gerektiği şekilde oynadık. ilk yarım saat haricinde ben takımı beğendim. son 20 dakika beklenildiği üzere yorgun düştük, kenarda game changer oyuncular olsaydı alabilirdik maçı ama skor beklediğimiz oyuncular belli, kafası nerde belli olmayan ziyech ve dominant olamadığı için büyük takımlarda tutunamayan kerem demirbay. keşke bats yedek kalsaydı. sonradan oyuna girdiğinde golü bulabilirdi bence.

    yine de pozisyon bulduk ikinci yarı. apo’nun direkten dönen topu, osi’nin kaçırdığı pozisyon falan ama sorun değil. böylesine zorlu bir deplasmandan alınan 1 puan hiç de kötü değil. ilk 8 için 5 puana daha ihtiyacımız var. alacağız bence. böyle devam.
  • 578
    canımız sağ olsun. iyi oynadığımızi düşünüyorum. felaket bir hakem performansi vardı. maçı koparabilecek çok pozisyon bulduk. apokerim'in direkten dönen topu, bats'ın kalecinin üzerine vurduğu top gibi gol olabilecek pozisyonlar vardı. rakipten iyiydik, pozisyon vermedik. deplasmanda beraberlik kötünün iyisi. ilk 8 hatta ilk 4 içinde bitirebileceğimizi düşünüyorum.
    (bkz: 28 kasım 2024 az alkmaar galatasaray maçı)
  • 579
    maç çok tempolu oynanmadı, bu yüzden ben takımın aşırı yorulmadığı fikrindeyim. deplasmanda olmamıza rağmen bir tottenham maçı sonrası yorgunluğu olmayacak bence. eyüp maçına fizik olarak geberik çıkmayız.

    asıl film sivas ve malmö deplasmanları esnasında dönecek. sivas'ta kazanır, malmö'de ise yenilmezsek, iki kulvarda da* önümüz açık diyebiliriz.

    bu maçı alsaydık, malmö maçını sittir et deme lüksümüz olurdu ama kiev'i yenip 14 puanla bitirmek ilk 8 için kafi gelmeyebilir. o yüzden 1-1 lik skor fena değil diyemiyorum.
  • 580
    valla iyi oynadığımızı falan düşünmüyorum. kusura bakmayın standardı düşüremem. iyi pynamadık çünkü eksiğiz. kaan, ıcardi ve jakobs sakat. sallai gibi bir jokeri de kullanamadık. bundan sonraki 4 maç kan kusup kızılcık şerbeti sayacağımızı düşünüyorum. umarım en iyi ihtimallerle maçları geçeriz. citybile tek oyuncu kaybıyla neler yaşıyor. bu takımlar bazı oyuncuları arıyor. gayet normal bir durum.
  • 581
    beraberlik bizim için bakıldığında kötü olabilir bu maçı da alsak erkenden ilk 8 garanti diyebilirdik fakat bu da işimize geldi. arkamızdaki ve etrafımızdaki tüm takımlar lazio porto vs berabere kaldı yani ne fark açıldı ne geri düştük. son maçlarda da sadece frankurtun maçı kolay o yüzden çok da dert edilecek bir skor değil şanssızdık üstüne bir de hakem penaltımızı yedi. olur böyle sıradaki maça odaklanmalıyız.
  • 582
    uzatma dakikalarında bir adet penaltımızın çift lavaş dürüme sarılıp hapır hupur yenmesiyle 1-1 biten karşılaşma. avrupa arenasında yenemiyorsan yenilmeyeceksin diyip 1 puana üzülmüyorum.

    bu maçtan alınması gereken dersler var.

    1- nelsson baba işi sıkıntı

    2- yunus ve barış kanat bek oynatmak korkunç bir girişim. özellikle yunus bir yerden sonra fenalık geçiriyor bu formasyona geçtiğimizden beri yediğimiz goller yunus'un kanadından gelmeye devam ediyor.

    3- icardi'nin sakatlığı sonrası ikili forvet işinin pek bir olayı kalmadı. orta sahayı daha diri tutup osimhen'le skora odaklanmak bir çözüm olabilir zira bats bu maç yok hükmünde bir maç çıkardı.
  • 583
    her ne kadar google ve transfermarkt aksini iddia etse de mevzunun en resmi makamı olan uefa golümüzü victor osimhen'e yazmış. bunu hem maç bilgi merkezinde hem de gol krallığı listesinde bu şekilde görüyoruz. bir gol bir goldür amk, bu işi halledelim, çünkü işin ucunda dries mertens'in asisti de güme gidiyor. siz kimsiniz de uefa'dan daha iyi bileceksiniz amk?

    https://www.uefa.com/...maar-vs-galatasaray/
    https://gss.gs/8NG.png

    https://www.uefa.com/uefaeuropaleague/top-scorer/
    https://gss.gs/X9i.png
  • 584
    maça geride başlamak tabiri vardır ya, sanki dün gece galatasaray'ın daha ilk dakikada yediği gol sonrası sarı-kırmızılılar için söylenmiş gibiydi. üçlü savunma, ikili forvet düzeniyle deplasmana çıkan okan buruk'un öğrencileri apo'nun hatalı orta sahaya çıkması, yunus'un savunma özelliği eksikliği sebebiyle havadan gelen topu yere düşürmesi, nelsson ve muslera'nın ağır kalışları ile "zincirleme hatalı" bir gol yedi...

    genç ekipti rakip az alkmaar, kimine göre de "çoluk çocuktu" ama futbolun doğrularını öğrenmiş, ödevini yapmış ve sahada da çalıştığını gösteriyordu ev sahibi oyuncular. topu ayaklarında tutmadan, tek paslarla geçiş hücumlarında pek maharetliydiler ki, biraz becerikli olsalar ya da muslera kötü gününde olsa galatasaray'lılar kendilerine gelene kadar maçı koparacak skoru da ele geçirebilirlerdi...

    ama bir de galatasaray gerçeği vardı. bu ligde hedefleri olan, kaliteli ve tecrübeli oyunculara sahip bir galatasaray. özellikle 20. dakikadan sonra oyunda hakimiyeti ele geçiren deplasman takımı zoet'in kalesine gelmeye başladı, mertens'in ortasında sara'nın kafasından seken topta osimhen golü bulamadı ama devre biterken yine mertens'in ortasında osi yine kafayla eşitliği sağlayan golü buldu...
    golü yazmak üç beş cümleyle kolay ama maçın rumen hakemi fesnic, ikinci devre biterken uzatmalarda sanchez'in düşürülmesine nasıl "kör" kaldıysa, osimhen'in kafasında kale çizgisini 2 metre geçen topta kayıtsız kaldı, şükür ki var vardı da gol geçerlilik kazandı. kendi ligimizdeki hakemleri beğenmeyip, yabancı hakem isteyenler türkiye süper ligine kimin geleceğini zannediyor böyle bir durumda? fesniç gibi sertliğe müsaade etmekle faule izin vermeyi karıştıran hakemler gelecek bizim lige...

    ıcardi-osimhen birlikteliğinin faydalı olduğunu gören okan buruk, çift forveti batshuayi-osimhen yapınca aynı faydayı sağlayamadı. üç gün önce bodrum'da sonradan oyuna girip galibiyet golünü attı atmasına bats ama oyun yapısı olarak ıcardi'den çok farklı ve bu düzenin "adamı" değil. ıcardi bir çok pozisyonda orta sahaya kadar gelip, bir 10 numara maestro gibi ara paslar atarken, batshuayi maalesef top kontrol edemiyor, "duvar pası"nda arkadaşlarına duvar olamıyor. hal böyle olunca da takım atağa kalkarken birde kontra görebiliyor kendi kalesinde...

    yine de iki golcüsünde ısrar etti okan buruk ve ikinci yarıya genç metehan'ı nelsson'un yerine sürdü sahaya. alkış alan işler de yaptı metehan, özellikle rakibin iki net pozisyonunu keserek hocasının güvenini boşa çıkarmadı. danimarkalı stoperin ise düşüşünün nedeni nedir, okan hoca ve ekibinin çözeceği bir soru olarak karşılarında duruyor.

    nasıl ki ev sahibi maça golle başladı, galatasaray da ikinci yarıya gol sevinci ile başlayacaktı ama mertens'in ortasında batshuayi'nin altı pasta kafasını kaleci zoet iyi bir refleksle kornere yolladı. çift forvetle aradığı golü bulamayınca galatasaray, okan buruk bats'ı çıkarıp dayı'yı sahaya yolladı ve mertens'i osimhen'in yanına görevlendirdi. saha dizilişi değişti, rakip kendi ceza sahasına gömüldü ve galatasaray onları yarmayı denedi ama 74.'te sara'nın ortasında abdülkerim'in kafasında direk golü engelledi... bodrum'da galatasaray'a 2 puan veren direkler, şimdi de borcu tahsil ediyordu... futbol böyle işte...

    yine de 3 puan yazılıyordu galatasaray'ın hanesine, sağ kanattan yapılan ortada osimhen kafayla topu ağlarla kucaklaştırdı ama yardımcı hakem bayrağı kaldırıverdi. ofsaytı gören hakem, keşke düdük çalmadan maç yöneteceğini zanneden orta hakemi alkmaar'lı oyuncunun sanchez'i yaka paça indirdiği için bayrak sallasaydı... o sallamadı, öbürü de görmedi, penaltı güme gitti...

    tottenham'a sahayı dar ettikten sonra galatasaray'dan az karşısında mutlak galibiyet bekleyenler bu skor karşısında hayal kırıklığı yaşamıştır da mini şampiyonlar ligi gibi olan bu yeni tarz avrupa ligi turnuvasında deplasmanda kazanılan her puan değerlidir. önümüzdeki haftalarda bunun değerini çok daha iyi anlayacağız.
    son olarak maçın yıldızına gelelim...

    her avrupa deplasmanında olduğu gibi ultraslan-avrupa ve buradan deplasmana giden "tribün çocukları" maç boyu afas stadını ali sami yen'e çevirdiler, topçulara deplasmanı ev yaptılar. sağ olsunlar, var olsunlar...

    kaynak ve maçtan fotoğraflar: https://ultrasmovement.blogspot.com/...r1-1galatasaray.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın