• 36
    gelin prandelli maça nasıl başladı bir bakalım. defans dörtlüsünü* alışılmışın aksine bir şekilde kurdu. stoperler bonucci-barzagli tamamdır alışılmışın dışında değil ama chiellini'yi sol bekte, asıl mevkisi sol bek olan balzaretti'yi ise sağ bekte oynattı. neden? çünkü alman hücumunun 100 beygir gücünde olduğunu biliyordu. özellikle kanatlardan içeri katedebilen mesut gibi bir güç var. bunun önüne geçebilmek için bekleri defansif özelliği ağırlıkta olan adamlardan kurmak istedi. sağ bek için de abate'nin defansif özelliği mesut'u durdurabilecek kudrette olmadığından balzaretti sağ beke geçti. asıl mevkisi stoper olan ama sol bekte hiç sırıtmayan chiellini ise sol bekte yerini aldı. onların önünde ise pirlo reyiz var. tüm oyunu yönlendirecek olan kişi o zaten italya'da. hatta maçın başında ersin düzen çok doğru bir söz söyledi; "sahada iki yıldız oyuncu var. birisi pirlo, diğeri mesut özil." hakikaten de öyle bakarsanız. ama buffon'un hakkını yememek lazım. ama balotelli'nin hakkını yemek lazım. neyse. montolivo hücuma destek verdi. hatta ikinci golde balotelli'ye inanılmaz bir pas attı ki ustalık isteyen bir pastı bu. ac milan bana kalırsa sezonun en süpersonik transferini yaptı. hemi de beleş. bir fiorentina aşığı olarak montolivo'nun gitmesi beni çok üzdü ama yapacak bir şey yok. italya sonuna kadar hakettiği yerdedir, aksini iddia edebilecek birini tanımıyorum.

    alman milli takımı ise pirlo önderliğindeki italyanlar karşısında özellikle ilk yarıda etkisiz kaldı. mesut çabaladı ama takım arkadaşları ona ayak uyduramadı. şimdi burada löw'ü eleştireceğim.* karşında italyan seddi var, sen gidiyorsun mario gomez gibi anca son vuruşlarda etkili olabilen, rakip defansı yıpratıp arkadaşlarına boş alan açamayacak bir forveti oynatıyorsun. haydi oynattın bari diğer hücumcuları ona yakın oynat. hayır oynatmamış olsan. neyse mesut-kroos-podolski üçlüsü gomez'e yakın oynamadığı için de; gomez tek başına italyan defansının arasında kalıp kaderine razı oldu. ikinci yarıda efsane* oyuna girince zaten bir hareketlenme oldu dikkat ederseniz. velhasıl kelam klose de, reus da, müller de, neuer'in son dakikalardaki rakip sahadaki çabalamaları da almanya'ya galibiyeti getirmedi. ve turnuvanın başından beri anlamadığım olay; aga bu podolski'de vazgeçilmeyecek ne var mına koyim ya? ne var da bu adamı ısrarla oynatıyorsun anlamıyorum. lan reus hayvan gibi oynuyor yardırıyor kanatlardan, löw denen adam dönüp dolaşıp podolski'yi oynatıyor. bırak allahını seversen ya. her şeye rağmen almanya'da süper bir jenerasyon geliyor arkadan. takip etmeye devam ediniz.

    edit: yazmayı unutmuşum bu arada. çift forvetin gücünü tüm dünya'ya gösteren maç olmuştur.
  • 37
    hafızalara kazınmış catenaccio denen şey yüzünden belli bir zümre olarak yıllarca haksızlık ettiğimiz italya euro 2012'nin en pozitif futbolunu oynuyor ve bu maçta da bunu layıkıyla yaparak almanların makinesine resmen demirden bir çomak soktular. meğer sıkı savunma yapmak illa sıkıcı futbol oynamak anlamına gelmiyormuş, aslanlar gibi savunma yaparken öte yandan rakibi duman edecek hücum organizasyonları üretmek de mümkünmüş...

    italya çok "anti" bir takım, dünya üzerindeki baba takımların hemen hemen tamamına ters gelebilecek bir tarzları var, sıkı savunma, beyin orta sahalar ve bitirici, affetmeyen golcüler... brezilya dışında dünya üzerinde tarihteki galibiyet sayısı olarak üstün olmadıkları büyük takım yok, saygı duydum ve sebebini bu maçta bir kez daha anladım.

    karı gibi değil de "milli takımda oynar gibi" mücadele ediyor adamlar her şeyden önce, sert bir tarzları var. kaleci zaten dünya yıldızı, balotelli ise bilindik italyan hücum hattına resmen yeni bir soluk getirdi, korkunç bir adam gerçekten, tam konsantre bir balotelli yaş gibi avantajlarından da ötürü dünyanın en iyi birkaç forvetinden biridir bana göre ki bu maçta da harika iki gol atarak bunu kanıtladı.

    almanya çok iyi ve de sevdiğim bir takım ama italya kadar "hardcore" değil, zaman zaman herhangi bir turnuva grubunda tüm puanları toplasalar da yenilme ihtimallerini doğuran sistem ve takımlar belli.

    faroe adaları'nı dahi 2-1 yenmiş bir büyük takımdan korkacaksın arkadaş, ben işkillenirim şahsen... turnuva öncesinde trendleri falan çok iyi bilmiyorum tabi ama ilk maçtan beridir italya'daki ışığı gördüm ve bu açıdan mutluyum ve iki takımı da sevmeme rağmen kendilerini destekledim çünkü dünya üzerinde futbol katili ispanya'yı finalde yenebilecek tek takım vardı o da italya'dır...

    yahu bir de anlamadığım bir bok var benim bilmiyorum bu teknik adamlık işleri bu kadar kolay mı ama, ulan koskoca löw'sün, almanya'ya hoca olmuşsun, yunanistan'a karşı olduğu gibi klose ve reus ile başlasana? kapalı ve güçlü bir savunmaya karşı gomez davarı ne yapsın tek başına? ya da podolski gibi bir sistem kanadı? hızlı adamlar lazım, adam eksiltebilecek, çevik ve buldu mu affetmeyecek golcüler lazım, hayret bir şey yahu, yunanistan'a karşı doğruyu bul, italya işin içine girince yine boktan saplantı, lanet olsun lan hepinize, bıktım birader bu takıntılı ilk on birci hocalardan...

    van marwijk'in van persie takıntısı yüzünden huntelaar'a yazık olması, advocaat'ın kerzhakov ile bilinmeyen ilişkileri, löw ile gomez tandansı falan...

    italya=mutlu eden futbol, bu maç bir kez daha gösterdi...
App Store'dan indirin Google Play'den alın