2021-22 Türkiye Kupası 5. Eleme Turu Maçı
21:00 Ali Sami Yen Arena
8 - 9
Penaltılar Sonucu
  • 451
    iyi oynadı ama kaçırdı denilen galatasaray’ın ptt 1.lig temsilcisi denizlispor’a kendi evinde 18 şut attırdığı mücadele. bakın yenerler yenilirler bu ayrı mesele ancak beşiktaş veya fenerbahçe’nin stadında ptt ligi takımları 18 şut atamaz. galatasaray iyi falan oynamadı. çok ciddiyetsiz bir mücadele oldu galatasaray adına. ciddiyetsizliğin üstüne artık kanıksanmış beceriksizlik de eklenince ortaya bir dram çıktı maalesef.
  • 453
    yasin öztekin ve wesley sneijder (bkz: süper lig 2014-2015 sezonu) bu maç sahada olsaydı, sadece 5 gol bu ikili atardı. muhtemelen yasin 3 gol atardı, 3 golün 2 tanesinin asistini sneijder yapardı, sneijder'de ayrıca 2 gol atardı. diğer oyunculardan da 2 gol katkısı gelirdi ve 7 golü bulurduk. sonrası ister 3 gol ye ister 4 gol ye, bu soğukta 3 saat stadyumda vakit geçirmiş taraftar mutlu olup da evlerine giderdi. (bkz: 8 aralık 2021 galatasaray denizlispor maçı) hücumda ki futbolcular ne yapıyor öyle! şut çekeceğin yerde pas ver, pas vereceğin yerde şut çek. oyun bu kadar manipule edilmez ki kardeşim.
  • 455
    şanlı galatasaray'ımızın tarihindeki hatırı sayılır rezilliklerden biri olarak yerini almış olan müsabaka.

    bir alt kümede fikstürü doldurmak için mücadele eden, yedi mi sekiz mi eksikle ve yedek kaleciyle gelen denizlispor bile galatasaray'ın zaaflarını çözebiliyor. sol tarafın zayıf karnı olduğunu bilip az da olsa yapabildiği kontra atağı oradan yapıyor, maçtan önce hücumda o tarafa doğru gidecek şekilde taktik belirliyor. kalede kaleci değil de bir sıradan vatandaş olduğunu görünce kornerleri bile bam güm kaleye vuruyor. koskoca galatasaray, bir alt ligde formaliteden oynayan o kadar eksikli rakibine karşı 90 küsuruncu dakikada kendi sahasında önde olduğu maçı berabere bitirmeyi bile beceremiyor. önce orta sahada bir panik kartı, sonra da kornerde altı pasın içinde rakip oyuncu yokken kendi kendine atılan bir gol...

    bu basitlik, bu acizlik insanın canını çok acıtıyor. rakip kaleci formda olur, senin forvetler şanssız olur. hatta bazen ikisi birden aynı güne denk gelir. saha kaygandır, top yuvarlaktır, yeni yıl arifesidir falan bir sürü şey olur. hepsini de hoş görecek bir frekans olur.

    ama bu acziyetin ne bahanesi kaldı artık ne de hoş görebilecek bir tarafı.

    buz gibi havada, mesai günü gece 12'ye kadar ulaşım yönünden ucube stadımızda kalan taraftara üzüldüm bir tek.

    çünkü bu takım artık üzülecek kıvamı da geçti. birileri çıkıp bu rezilliğin hesabını vermeli, birileri çıkıp hesabını sormalı, birileri de diyetini ödemeli.. ...
  • 456
    şunu unutmamamız gereken maç; galatasaray 1000 tane gol de kaçırsa, 1001. pozisyona girmeye çalışıp, o pozisyona girer ve maçı kazanır. mağlubiyeti hiç bir koşulda kabul etmez. bahaneler üretmez. hele ki böyle bir rakibe karşı.

    bunu bize düstur edindiren adam takımın başında ancak olmuyorsa sebepleri masaya yatırılmalı. asıl sorun, bir sorun olduğunu düşünmemekle alakalı. yoksa şansız bir sezon olduğunu da kabul etmekte bir sakınca yok.
  • 457
    bu maçı rezalet, acziyet gibi betimlemelerle tanımlayan taraftar ile aynı armaya gönül vermekten dolayı sinirleniyorum. futbolun, son 20 senedeki devrimini gözlemleyen herkes bilir ki modern futbol; sisteme dayalı, atletik oyuncaların oynayabileceği bir anlayışa dönmüştür. büyük takım - küçük takım farkı ortadan kalkmıştır. eskisi gibi yıldız futbolcuya dayalı bir anlayış yok. kim oynarsa oynasın, oyun planına sadık kalıp, mücadele ederse o takım tehlike arz ediyor. bu maç özelinde, kurduğumuz kadronun gole gitme arzusu, yakaladığımız pozisyonlar göz önüne alındığında, “büyük takımsın yeneceksin” argümanın, modern futbol anlayışı ile uyuşmadığı açıkca görülebilir. 90 dakika sonu, 9-3 bitebilecek bir maç vardı sahada. defansif olarak her ne kadar avrupada iyisek de geçiş oyunlarını beceremiyoruz. şok pres ile hücum presi yaparken, defansif anlamda tabiri caiz ise sıçıyoruz. her kontra ve geçiş hücumu kalemizde tehlike yaratıyor. ben takımımdan memnunum, maçı fanatik arsenal taraftarı bir yabancı ile izledik. ”siz her maç bu kadar pozisyona giriyorsanız, her takımı yenebilirsiniz” yorumunda bulundu ve “en son, 21 nisan 2009 liverpool arsenal maçında, bu kadar pozisyon ve tempo gördüm” diye de ekledi. takıma ve teknik heyete sabredin lütfen.
  • 458
    denizlispor gibi tff 1. lig'de kümeye oynayan, kayyum tehlikesi ile karşı karşıya kalan, krizde ve üzerine de 7 kadar oyuncusu sakat olduğu için yedek kulübesini dahi dolduramayıp as kadro da çıkaramayan, haliyle de 3-2 yenikken yorgunluktan yere yığılan oyunculara sahip bir ekip;
    - kornerlerde kalemize şut çekiyor,
    - penaltılarda panenka deniyor,
    - ve de 5. penaltıyı kalecisine attırıyor.

    medyada ve teknik ekipte ise çektiğimiz 30 şuttan, 90+8'den falan bahsediliyor. resmen çaresizce yediğimiz, acziyet göstergesi 3 golü ne yapacağız? adamların bizle sahamızda maytap geçmesini ne yapacağız? bu denizli bu sezon deplasmanlarda toplam 5 gol atmış, biz avrupa liginde toplam 3 gol yemişiz.

    tarifsiz bir rezillikle ligin kötü gittiği sezonda bizi kupadan eden maçtır. gerisi abestir.
  • 460
    alt lig ekiplerine elenişimiz ilk değil, sonuçta seneler evvel 1461 trabzon'a falan da elenmişliğimiz var. ancak ligde sıkı bir şampiyonluk yarışı varken, rotasyonlu çıkıp camia olarak da kupaya pek kanalize olamadığımız için elenmiştik.

    ancak bu maç özelinde, zaten lig gitmiş 19 puan fark yemişsin. avrupa ne olacağı belirsiz. koskoca sezonda daha aralık ayında elinde kala kala bu kupa kalmış ciddi hedef olarak ve de rakip de bir alt ligde küme düşmeme mücadelesi veren, 21 kişiyi bile tamamlayamayıp yedeklerle çıkan denizlispor. sen ise tek kulvar olduğunun bilincinde varıp as kadro çıkıp maçı da ciddiye alıyorsun ve maç öncesi tur umudu hiçbir şekilde olmayan bu rakibe eleniyorsun. buna ben 'futbolun içinde oluyor böyle maçlar, alt lige herkes eleniyor.' diyemem. önceki alt lige elenmelerle kıyaslanmaz bu. çok büyük bir rezalet, pendik faciası derecesinde bir rezalet bile denebilir hatta. bildiğin 2022 gelmeden 2021-2022 sezonuna havlu attık tamamen. bunun bir bedeli olmalı, galatasaray camiası saçma sapan argüman ve bahanelerle bunu geçiştirip önüne bakamaz artık. sorumluları hesap vermelidir.
  • 463
    maçın skoruna üzüldüğümden çok kerem ve halil'in ikiye bir pozisyonlarda arkadaşlarına pas vermek yerine bencilce kaleye vurmalarına üzüldüm. skor 6-0 bile olsa oyuncular şımarmadan pozisyonun gerektirdiği şekilde davranmalı, bunu yapmadıkları takdirde ciddi şekilde uyarılmalıydı. fatih hoca bunlara müsaade edecek bir teknik adam değil, ne oluyor nasıl oluyor da onun takımında böyle bir şey gerçekleşiyor anlamıyorum.

    bjk maçında* mustafa'nın zorla penaltıyı cicaldau'nun elinden alıp kendisi atması, sonraki periyotta uzun süre halil'in mustafa'ya pas atmaması, sonra bu maçtaki ikiye bir pozisyonlarda yaşanan bencillikler... zaten 10. sıradayız, bir-iki gol eksik atsak fazla bir şey değişmez. ama oyuncuların bencilce davranarak kafalarına göre pozisyon ezmesi takımdan çok şey alır götürür.
  • 464
    3 yıllık gelişme vaatlerinin gercek olabilmesi icin bir tek kıstas vardı: önümüzdeki sezon avrupa'da yer almak. sen evinde penaltilar menaltilar 9 gol yiyorsan, üstelik de 2.lig sonuncusu ve eksik kadrolu bir takimdan, burada söyleyecek söz yoktur. benim nezdimde fatih hoca'nin tüüm kariyer basararini gölgeleyecek kadar berbat bir sezon geciriyoruz. küme düşersek şaşırmayacagim. galatasaray'in rakibinin skorbordunda 9 yaziyorsa benim kalbim daralir kimse kusura bakmasin
    xg'miz, fatih hoca'miz, seçme bencillikteki forvetlerimiz, bidonumsu kalecimizle sizlere hayirli basarilar.
  • 467
    herkes durumun vehameti hakkında bir şeyler yazmış, ben de komik bir şey yazayım.
    açıkçası 5 atıp kazanacağımızı düşünüyordum. bu yüzden de maçın başında gol yememizi istiyordum.
    çünkü bu kadar güç farkının olduğu maçlar pek keyifli geçmiyor. biraz heyecan gelmesi lazım.
    neyse, denizli golü bulunca sevindim. daha zevkli bir maç olacağını düşünüyordum. beraberliği yakaladıktan sonra tekrardan geri düşünce yine sevindim.
    ikinci yarı peş peşe goller bulunca, keşke biraz daha bekleseydik diye düşündüm.
    dediğim gibi tek amacım daha sıkı bir maç izlemekti. nasıl olsa gol bulur, kazanırız diye düşünüyordum. ama antrenman maçı tadında olmasını istemiyordum.
    aslında 3-2 öne geçtikten sonra antrenman havasında devam etti. oyuncuların laubaliliği ile farka gidecek maç döndü uzatmalara gitti.
    ben aslında yine sevindim. sevindim derken maçtan keyif alıyordum, 10 kişiyle de olsa elerdik rakibi. bir 30 dakika daha izleyecek olmak sevindirdi.
    uzatmalarda kaçırdığımız golleri görünce tedirgin oldum. futbolu takip eden herkes o an eyvah demiştir.
    penaltılara gidince de galatasaray dinamiklerini bilen herkes eleneceğimizi anlamıştır.
    olayın vehameti bu boyutlarda yani. geriye düşelim, daha keyifli olur diye düşündüğüm rakibe karşı turu kaybettik. benim için öyle bir sonuç oldu ki gülsem mi ağlasam mı bilemedim. aslında niyetim rakibi küçümsemek değildi, maçın ciddi geçmesini istiyordum. ama maalesef takım halinde rakibi küçümsedik ki rakibin tokadı çok sert oldu. umarım bu mağlubiyet bizi derin uykudan uyandırır.
  • 468
    maç ile daha doğrusu rakibimiz ile ilgili bir kaç anekdot bilgi :

    * denizlispor bu sezon ligde bir maçta en fazla iki gol atmış.
    * teknik direktör fatih tekke maçtan iki hafta önce göreve gelmiş.
    * fatih tekke maç öncesi röportajlarda bir galibiyet beklentisi olmadığını belirtmiş. bizim önceliğimiz lig demiş. tek beklentim sakatlık vs olmaması demiş. açıkçası bu maça çıkmak zorunda olduğumuz için çıkıyoruz gibisinden ifadelerde bulunuyor.
    * 16 kişilik kadro ile gelen denizli değişiklik haklarının tümünü kullanamıyor, 4 oyuncu değişiyor, son yedek ise yedek kaleci.
    * son penaltıyı kaleciye kullandırıyor, çünkü elenmek istiyor. kaçırsın da bizde evimize gidelim diye düşünüyor.
  • 469
    fatih terim'in bu maç özelinde eleştirilmesi gereken tek noktası ismail çipe'dir. ismail çipe özelinde ve genelinde 50 tane eleştiri yapılabilir kendisiyle. aralarında en önemlileri 3 yıllık yapılanmada böyle bir yedek kaleci olur mu ve 2 tane evlere şenlik gol yedikten sonra o taraftarla dalga geçermiş gibi ikinci yarı kendisini değiştirmemesi. o yediği 2 golden sonra 2. yarı hala kalede olmasının kabul edilebilir bir yanı yok. galatasaray takımı bu diye bağıran fatih hoca orda jankatı ikinci yarı oyuna alsa aynı sonuçla elensek yine bu kadar olaylar büyüyemeyecek. geri kalan 48 farklı konu başlıklı eleştiriyi diğer taraftar arkadaşlarıma bırakıyorum. 3 sezondur terimciler dahil olmak üzere bütün galatasaray taraftarının ortak noktada buluştuğu tek bir konu gördüm. o da saha içinde oynanan futbolun verimsize döndüğü zamanlarda teknik ekip tarafından müdahale edilmemesi. artık bu can sıkıcı noktaya geldi. ismail'in kurtardığı bir pozisyonda sevindik nasıl kurtardı bu diye eve gidince farkettim ki kafasına çarpmış top. durum bu kadar vehamet içinde. galatasaray maç kaybedilir, farklı bile yenilebilir. ama işlemeyen yerin önlemini almak zorunda hoca. 2. konu xg hoca mı gol atsın napsın modu? arkadaşlar açık bakın denizlispor maçlarına denizliye karşı kendi liginin takımları 20 atak yapıyor maç başı. bizim kadar net pozisyonlar bulamıyor olabilirler ama denizli zayıf bir rakip bu su götürmez gerçek. gol pozisyonlarına girdik mi evet girdik çok fazla kaçırdık hatta denizli kalecisi prime bir muslera modunu açtı bazı dakikalarda. ama hepimizin bildiği bir gerçek vardı denizlispor ilk çıktığında tehlikeli olacaktı ve golü yiyecektik. sinirden deliriyorum bunu nasıl gözardı edebiliyorlar diye. bu konuda sabaha kadar eleştirin hocayı. bu xgden falan daha önemli bir konu ve bu şekilde devam edilecekse galatasaray için bu sorun çok büyük.
  • 470
    sonucu haricinde aşırı keyif aldığım maç olmuştur. eğer yanımda biri olsaydı stada gidecektim.
    ismail’in yediği gollere mi güleyim, kaçırdıklarımıza mı kızayım bilmiyorum.
    aslında genel sorun son 5-6 yıldır kupa maçlarında özellikle alt lig takımlarına karşı acayip derecede ciddiyetsiz oynamamız.
    4 aralık 2019 galatasaray tuzlaspor maçı
    28 aralık 2016 tuzlaspor galatasaray maçı
    27 şubat 2019 hatayspor galatasaray maçı
    11 aralık 2012 galatasaray 1461 trabzon maçı
    bunlar benim aklıma ilk gelenler. işin kötüsü biri hariç hepsinde fatih terim vardı.
    yani belli ki takımdaki kupa maçlarını ciddiye almama sorununu çözememiş.
    nasılsa alt lig takımı, her türlü yeneriz kafası gidince sonuç böyle oluyor işte.
    sonucuna üzülsem de asıl kızdığım nokta bu ciddiyetsizlik.
  • 471
    10 ocak 2022 fatih terim'in galatasaray'dan ayrılmasına giden yolda fitili yakan maçtır.

    bir alt ligin son sıralarındaki takımı, kendi sahanda as kadroya yakın kadronla üstüne üstük kupa tek hedefin olarak kalmışken yenemeyince sonuçları da ağır oluyor.

    maçta atılan 30 küsür şutun, hatta altıpastan kaçan 5-6 pozisyondan birinin gol olduğu ve maçı kopardığımız bir senaryoda, 10 ocaktaki ayrılık en azından bir süre daha gerçekleşmeyecekti.

    terim’in vedası ile bu maçta kale çizgisi üzerinden kaçırdığımız golleri yan yana hatırlayacağım.

    olmasaydı sonumuz böyle…
  • 473
    bu maçın kaybedilmesi galatasaray adına bu sezonun en büyük aptallığıdır. gerekirse ligde rotasyon yapılıp bu maç net bir skorla kazanılmalı ve türkiye kupasını kazanma ihtimali sonuna kadar kovalanmalıydı. fakat ummadığımız taş başımızı yardı.

    avrupa kupalarına kısa yoldan katılma şansını bu kadar kolayca çöpe atmak rezillikten başka bir şey değildi.
  • 475
    bu maçın kaybedilmesinin gerçek sebebi kaçan tüm gollerden bile daha fazla ismail çipe'ydi. yaptığı hatalardan ziyade kaledeki güvensizliğinin ortaya çıktığı maç olmuştu. alt lig topçuları bile en ufak tereddütü olmadan bitirişte istediğini yapabileceğinin, karşısındaki kalecinin herhangi bir refleks vermeyip yerinde duracağının farkındaydı. gol gelene kadarki son 5-10 dakikada da bir korner serisinde hiçbir topa müdahale edememiş, bunun garantisiyle topu kale çizgisine doğru ortalamaya başlamışlardı. ismail onları da çıkaramayıp sağdan gelen ortalar kaleyi geçince sol direğe çarpıyordu.

    ismail'i inatla oynatmak büyük ihtimalle fatih hoca'nın kariyeri boyunca verdiği en kötü kararlardan biri olarak tarihe geçmiştir. takımın kendine güveni gerçekten bu maçta kırıldı zaten. bu maçtan sonra da şanssızlık falan demiştik ama takım içinde de, tribünde de bıçak kemiğe burada dayanmıştı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın