kayseri erciyes – galatasaray : 1-3 galatasaray lige geri döndü mü?
epey oldu maç yazısı yazmayalı. bazen maçı izleyemedim, bazen yazacak zamanım olmadı, bazen de içimden yazmak gelmedi. takımın iyi ya da kötü gidişiyle ilgisi yok, berbat geçen ligi 8. bitirdiğimiz sezon her maçı yazmış adamım. ama hem işlerimin yoğunluğu hem de fatih terim’in takımdan gönderilişi falan ayarımı bozdu açıkçası.
galatasaray bu sezon maç seçiyor. net şekilde belli oluyor. fatih terim ya da mancini ile değişmedi. topçuların ruh hali çok enteresan. 11 puan geriye düşünce asılmaları gerektiğini düşünüyorlar. tam bir tavşan kaplumbağa hikayesi gözümüzün önünde canlandırılıyor. galatasaray ben tavşanım yahu, azıcık uyusam da kaplumbağayı geçerim havalarında. bakalım fenerbahçe’ye yetişecek mi? sezon sonu göreceğiz osman hamdi’nin kaplumbağa terbiyecisi tablosu mu güzel, fenerlilerin aslan terbiyecisi tablosu mu?
bana “kaptan ne olacak bu galatasaray’ın hali” diye alaycı şekilde soruyor rakipler. ben de “askerlik tabiriyle galatasaray görev yaptı, real madrid-juventus olan şampiyonlar ligi grubundan çıktılar” diyorum. bir sessizlik oluyor, konu değişiyor. seviyorum o sessizliği. onlar kendimi avuttuğumu bilmiyor tabii ki.
doğru. şampiyonlar liginde bu gruptan çıkmak büyük iş ama bu takım çok daha büyük işleri hem de aynı sürede başarabilecek kalitede. bu kadar fitne fücur olmasına rağmen iyi atlattık bu dönemi. galatasaray taraftarı büyük bir sınavdan geçti ve çabuk atlattık bu büyük badireyi.
maç başlamış, galatasaray golü atmış benim haberim yok. neden? çünkü korsan yayını bulmuşum, maç başlayana kadar bir sigara içeyim demişim. sneijder beni beklememiş, o kadar söylüyorum dinlemiyorlar arkadaş. ben mola verince orta sahada top çevirin diye sıkı sıkı tembih ettim halbuki.
erciyes zayıf bir takım değil aslında, yeni hocaları hikmet karaman toplar takımı. henüz hiç zamanı olmadı ve güçlü rakiplerle oynamak zorunda kaldı.
galatasaray ilk devre iştahlı, istekli, arzulu (hepsi neredeyse aynı anlama gelen kelimeler. naber, nasılsın, napıyorsun sorularını nefes almadan sıralamak gibi) oynadı. maçın hemen başında golü de bulunca uçtu gitti takım. sürekli basan, topu kazanmaya çalışan, erciyes’e göz açtırmayan, fatih terim’in şampiyon olan iki sezonundaki takımın geri dönüşü gibiydi.
sneijder çok etkili oynadı. aynı sneijder ikinci devre gözükmedi. galatasaray için turnusol kağıdı bu sezon sneijder. etkiliyse bilin ki galatasaray rakip alanda oynuyor. iştahlı, orta sahada açık vermiyor. sneijder pek gözükmüyorsa takım etkili değil, ağırlık merkezi daha geride takımın. bunun sneijder’le ilgisi olmadığını akıllılar anlamıştır. takımın ağırlık merkezi öndeyse sneijder iyi oynuyor. çünkü savunma görevleri azalıyor. aklını ve enerjisini gol alanında kullanabiliyor.
takım ikinci devre nasılsa 3-0 yaptım, ben şu ağacın altında uyuyayım dediği için erciyes tavşana yetişmek için umutlandı. golü de buldu. sonra tavşan galatasaray uykudan uyanınca işler yeniden değişti. tabii ki muslera gibi bir kaplanın kalede olması da etkin takımın istediği sonucu almasında. muslera taraftara ama asıl önemlisi takıma büyük güven veriyor. galatasaray’ın kötü zamanlar geçirdiği günlerde ne yazık ki muslera olmamasının etkisi büyük. siz sürekli dikiz aynasına bakarak rahat araba kullanabilir misiniz? işte muslera sizin dikiz aynasına bakmanıza mecbur olmadan arabayı kullanmanızı sağlıyor, takım açısından.
devre arasında yapılacak transferler çok önemli. hazır ve ihtiyaç olan yere alınacak topçu takımın vitesini arttırır. mancini de takımı daha iyi tanıma ve müdahale etme fırsatı bulacak bu dönemde. büyük ihtimalle 17’de 17 gibi absürd, tarla sürmeye, kurban kesmeye, mini cooper hediye etmeye gerek kalmadan şampiyonluk alınabilecek.
belki de mevzu hiç sevmediğim şekilde saha dışında bitecek.
bir reklam arasından sonra mikrofonlarımız yargitay’da.
*