• 69
    28 ekim 1988 neuchatel xamax macindan sonra kaybettigimiz ilk avrupa maci sandigim karsilasma. bu takimin kotu gununde olma, formsuz olmaya hakki yokmus gibi davranilip skibbe'ye giydirilmeye devam edilecek karsilasma.
    tamam elestirilmesi normal ama zaten simdi her firsatta elestirmek icin kapida pusu kuranlar varken sozluk olarak buna karsi durup, takima sahip cikmak zorunda degilmiyiz? bizim galatasaray sozluk yazari olarak ortalamanin ustunde yer almamiz gerekmiyor mu? yoksa ben sozlugun ortamini farkli mi dusundum acaba? hadi kuzucuklar saydirmaya baslayin skibbe'ye.
    mac icin bir tanim daha:
    cok iyi oynarak kazandigimiz 2 grup macindan sonra kaybettigimiz karsilasmadir.
  • 81
    metalistin maç sabaha kadar oynansa baska türlü gol atamayacagı maçtı. 11 kişi savunma yaparak ve iyi mücadele ederek maçı tamamladılar. bu onların çok iyi takım oldugunu göstermez. fener de aynı taktikle ingiltereden puan almıştı.

    bizim takımımız hakkındaysa malesef yabancı oyuncularımızda (lincoln hariç) inanılmaz bir formsuzluk ve isteksizlik var. yıldızlarla dolu kadromuz buysa ben istemiyorum şahsen. yemişim italyanın 2.kalecisini portekizin önliberosunu. kenarda da maç 0-0 ve tek forvet oynuyor iken o forveti çıkarıp forvet alarak (aynısını ankarada da yaptı) maça ne gibi etki ettiğini anlamadıgım bir teknik direktörümüz varken de olan şu sogukta stada gidip cefayı ceken taraftara oluyor..
  • 83
    bu maçla beraber yavaş yavaş yazarların skibbe'ye olan inançsızlıkları su yüzüne çıkmaya başladı. baştan beri muhalif olan bendeniz sürekli dile getirdim, kötülendim ama bunu dert etmeyip yazmaya da devam ediyorum.

    rakip takımı biraz analiz ettiğiniz de buraya kazanmaya gelmediklerini görürsünüz. sıkı pres yapıp, alan daraltarak galatasaray'ın yapacağı hatadan gole gitmeye çalışan oyun düzenleri onları başarılı kıldı. rakibin bekleri bir kere bile orta sahayı geçmediler maç boyunca. en fazla arda'ya kewell'a baskı yapmak için çıktılar o kadar. ikinci yarının başında barış'ın oyuna girmesiyle galatasaray bir 15-20 dakikalık baskı kursa dahi kulübeden gerekli hamle gelmediği için pozisyon dahi bulamadık. kendi sahasından çıkamayan bir takım karşısında ikinci bir forvet oyuna dahil etse idi skibbe rakip hayli hayli yarı sahasına gömülecekti. bunu görmek için müneccim olmaya gerek yok kardeşim.

    skibbe'nin korkak oyunu nedeniyle rakip son 20 dakika sazı eline aldı ve istediği golü buldu. maçın özü budur aslında. bir sistem oturtmaya çalışıyorsun eyvallah ama belli ki bazen bazı takımlara bu sistem işlemiyor. o zaman işte senin kararların hocalık ölçütü olur. maç içinde sistem değişikliğine giden takım hiç görmedin mi? bu ne biçim bir iş anlamıyorum. anlayan varsa bana da bir anlatsın lütfen. beğenmediğimiz lucescu bile zaman zaman oyun içinde sistem değişikliğine giderdi. yenerdik ya da yenilidik ayrı mevzu ama maçı döndürecek birşeyler arardı. ben sıkıldım artık baros çık ümit gir, kewell çık aydın gir. bir kere de farklı birşey yap kewell'ı çıkar ümit'i al allah aşkına. baktın olmadı o zaman gene dön sistemine. bize biraz maçı kazanmak istediğini göster. yanılıyor muyum ey sözlük?
  • 96
    askere gitmeme az kalmıştı sanırım.o zaman insan ayrı bir duygusal oluyor tabi. menşure kod adlı kıza inceden yazma durumlarım söz konusu, neyse kadıköyde ali,menşure ve ben buluştuk(bedirhan,nazlıcan ve suphi de arkamızda:) votkamızı aldık.vapurla geçioruz karşıya martılara elden simit yedirmeler mi dersiniz,şiirler,fotoğraflar(fena bastırıyorum yani) otoparkın oraya geldik şarapla içimiz ısıtıyoruz ben aval aval bakıyorum menşureye.bi baktım menşure birden zıpladı birinin boynuna sarıldı canım benim diye,ben tabi vurdum şarabın dibine şansıma tükireyim diye...gayet davuudi bir ses geldi -hoş geldiniz arkadaşlar- diye.bi döndüm adnan polat,murat yalçındağ ve haldun üstünel.1-2 dakika falan kaldılar yanımızda sarıldık,öpüştük (tam sarhoş muabbeti) afiyet olsun deyip devam ettiler.o pozisyonda aziz yıldırım olsa eminim daha çok korumalarıyla muhatap olurduk .
App Store'dan indirin Google Play'den alın