emre'nin golünde batsuayi'nin rakip savunmayı engelleme hareketini bizim takımda yapan bir tane adam yok. gerçi biz yapsak ligde var'dan iptal ederler golü faul var diye...
102
hevesimi kursağımda bırakan maç. adamlar kötü mü oynadı bilmiyorum ama 3-0 da pes etmemek bile iyi bir şey.
bu maç neden bu kadar uzadı? ben bir şey mi kaçırdım? adamlar geriye çekilince yediler golleri. ne diyelim helal olsun rennes. 2 tane duran top 1 tane bireysel hatadan gol yediniz.
105
rennes, taraftarına iki maçtır gortoz a ran dinlettiriyor. ilk maçı tecrübe etmemiş gibi saçma sapan değişikliklerle 3-0'dan maç verdiler.
106
berabere biten maç. artık maç sırasında skordan keyif alıyorsam paylaşım yapmayacağım. alanya maçımız da böyle oldu dönmez dedim döndü. lanet olsun.*
107
3-3 yaptı fener. gözü kör fanatikler eleştirmeye devam etsin jorge jesus ve fenerbahçe'yi. 1 gol yiyince orası burası dağılmayan bir takım oldu fenerbahçe. performans göstermeleri için bizim ligimizdeki hakemlere gerek duymadıklarını gösteriyorlar.
fenerbahçe'nin oynadığı futbolu 15-20 dakika alanyaspor'a karşı oynadık, burada ''allah'ım brezilya mı?, şampiyon cimbom'' yazılmaya başlandı. bu adamların futbolunun yeniden temellendiği hazırlık maçlarından beri belliydi. üstüne koya koya ilerlediler. disiplinli ve yüksek konsantrasyonlu oynuyorlar. üstelik 90 dakikaya bu enerjiyi yayabiliyorlar.
fenerbahçe'nin başarısızlıkları bahanelerle örttüğü gibi kimisi doğru kimisi gereksiz bahanelere sığındığımız için başarı grafiğimiz düşüş halinde. bu kafayla gidersek tıpkı fener gibi bir bakmışız 8-10 senedir başarı görmemişiz.
işin kötü yanı okan buruk'un foyası kadıköy deplasmanında ortaya kabak gibi çıkınca, objektif olmayı becerebilen yazarları ''rakip taraftarı'' olmakla suçlayan kişiler ne diyip, düşünecek acaba.
bu performansı devam ettirirse fenerbahçe, gaza gelen yönetim ve taraftar olası şampiyonluk ve şampiyonlar ligi gelirleriyle doğru transferler yapıp da dominasyonu başlatırsa o zaman homurdanırız ''makas açıldı'' demeye.
arabanın yıkanması için yağmur yağmasını bekleyenler gibi bekliyoruz teknik ekip performansının ve etkisinin görülmesini.
108
3-3 biten maç. çok enteresan maçtı baştan sona kadar. rennes ilk 30 dakikada savunma arkasını çok iyi işledi ve 3-0 öne geçtikten sonra skor üstünlüğünü koruma amacıyla kendi çaplarında ekonomik bir oyun oynamaya çalıştı. bruno genesio'nun savunma yapmak için hücumda biraz hız kesme çabası ve insiyatifi rakibe vermesi ters tepti. takım savunmasında çok panik halde oynadılar, fenerbahçe aman aman pozisyon üretmedi belki ama taraftarın desteği ve oyunu rennes'in geride kabullenişiyle beraber bir baskı oluşturdu. jorge jesus'un fizik kaliteye dayalı oyunun arkasında 5 oyuncu değişikliğinin önemli etkisi var, oyuncularda fiziksel düşüş gördükçe değiştiriyor ve taze enerji farkı oluyor. bunun avantajını çok iyi kullanıyorlar. rennes tarafında değişiklik yapıldıkça daha geriye gitti. ilk maçta olduğu gibi fenerbahçe tarafından bir geri dönüş var. küçümsenecek bir durum değil ama oluşan senaryo rakipten kaynaklı mı yoksa fenerbahçe'den mi orası soru işareti. rennes'in bugün ilk 30 dakikada fenerbahçe'nin zaaflarını çok iyi değerlendirdiği bölüm var onun üzerine zorlamak yerine temkinli oyun tercihleri fenerbahçe'nin yararına oldu.
109
çok ilginç bir maçtı.
ilk 30 dakikada kalesinde pozisyon vermeyen, rakip kaleye de son derece organize şekilde giden bir rennes. 30. dakikaya kadar izleyenler rennes durmazsa 5-6 ya gidebilir dedi, ki öyleydi. daha fazla bile atabilirdi. bunu yapabilecek güçleri de vardı.
30. dakikadan sonra ileri çok çıkmayan, çıksa bile skor rahatlığına güvenen rennes maçın asla dönmeyeceğini düşünüyordu. ama futbol bu, biraz şans yardımı, biraz kaleci hatası, biraz da defansif panik ile az daha mağlup ayrılıyorlardı.
fenerbahce futbol takımı üzerine gidildiği anda 30 dakikada 3 gol yiyebilen bir takım. bu sekilde gruptan çıksa bile avrupada bir üst tura çıkmalarına ihtimal vermiyorum.
karşılarına çıkacak olan rakip bruno genesio’nun hatalarından ders çıkaracaktır, bruno’ya sorsak bir daha maç yapacak olsa heralde 5 atıp, ‘sıkıyorsa bunu çevirin’ derdi.
110
iki yarı değil de iki farklı maç gibi oynanan maç. iki takım da 45 dakikada çehre değiştirdi. fenerbahçe yüksek mücadele gücüyle 3 farklı geriden gelip beraberliği kurtarmayı bildi.
işini bilen rakip hocalar için ise fenerbahçenin çözülme maçı oldu diyebiliriz. çünkü fenerin yaptığı yanlışları da doğruları da bu kadar açık ve net görebileceğimiz bir maç oynamamışlardı.
fenerin çok zayıf 2 noktası var. çizgi savunma yapan fenerbahçe araya atılan toplarda inanılmaz zaaf yaşıyor. ağır, tek hamlelik savunmacılar ve orijinli bek olmayan kanatlarla ancak bu kadar olur. milimetrik ofsayt olmasaydı yarım saatte 4 gol yemiş olacaklardı. bir diğer zaaf ise bariz bir şekilde altay. adam psikolojik olarak zaten ekside ama bu maç fizik olarak da çok kötüydü. yenilen 2. golde ve ofsayt nedeniyle iptal edilen golde devrildi resmen.
güçlü noktası ise kondisyonları. kulübeden girenler olsun, sahada kalanlar olsun fenerbahçe 70-90 arasında bile maça yeni çıkmış gibi oynayabiliyor. teknik olarak zayıf olsalar bile o dakikada vücut koordinasyonunu koruyabilme yetisi düşmüş rakibe karşı yeterli oluyor.
fenerbahçeyi yenmek isteyen takım koşu mesafesinde 115-120 km civarını yakalamak zorunda. çünkü 90 dakika kapanan takıma büyük ceza keserler. aynı şekilde 90 dakika saldırmaya çalışan takım da fenerbahçeye karşı çok zorlanır.
pozisyonda michy batshuayi ofsaytta ve topun olduğu alana yönelip, rakip oyuncuyu engelleyerek emre mor'un önünü açıyor ve gol oluyor. antalya'nın pozisyona bakarsanız bunun daha direkt olduğunu göreceksiniz.
emre mor'un bu maçta attığı 3.golü yıllar geçse de hala futbolla uzaktan yakından alaka kuramamış, futbolun doğasını hala çözemeyen deniz çoban ile bülent yıldırım'a hediye ediyorum.