• 576
    tarih sayfalarında halen daha fenerbahçe'nin galatasaray'a 2'den fazla gol attığı en son maç olma hüviyetini koruyan maçtır. bu maçtan sonra 2 taraf arasında 32 lig derbisi, 4 süper kupa derbisi, 1 türkiye kupası derbisi, 1 de özel maç olmak üzere tam 38 derbi oynanmış ve fenerbahçe bu 38 derbide 3 veya daha fazla gole ulaşmayı becerememiş. galatasaray ise 7 kez 3 veya daha fazla gole ulaşmıştır bu süreçte:

    (bkz: 7 aralık 2011 galatasaray fenerbahçe maçı), galatasaray 3-1 fenerbahçe
    (bkz: 12 ağustos 2012 galatasaray fenerbahçe maçı), galatasaray 3-2 fenerbahçe
    (bkz: 23 şubat 2020 fenerbahçe galatasaray maçı), fenerbahçe 1-3 galatasaray
    (bkz: 8 ocak 2023 fenerbahçe galatasaray maçı), fenerbahçe 0-3 galatasaray
    (bkz: 4 haziran 2023 galatasaray fenerbahçe maçı), galatasaray 3-0 fenerbahçe
    (bkz: 7 nisan 2024 galatasaray fenerbahçe maçı), galatasaray 3-0 fenerbahçe
    (bkz: 21 eylül 2024 fenerbahçe galatasaray maçı), fenerbahçe 1-3 galatasaray
  • 285
    yok bu böyle olmayacak! huyumdur belki de çözmüştür birçok renkdaş. maçtan önce asla yorum yapmam. hele ki böylesine büyük maçlardan önce hiç. kim ne derse desin galatasaray fenerbahçe rekabeti tamamı ile dünyanın en büyük derbileri arasına girmeyi sonuna kadar haketmekte. buyursun isteyen olaylı derbi desin, biri çıkıp boş mücadele desin. istedikleri kadar detaylandırsınlar küçümsemek için. hiçbirinin bir anlamı yok gözümde. bu derbiyi sadece galatasaray'ı ve fenerbahçe'yi gönülden seven, renklerine aşık olan taraftar yorumlayabilir. isterse küfür etsin bu taraftar yorumlarken, isterse de çok güzel ballandıra ballandıra anlatsın. işte budur bu derbiyi anlamlı kılan o derbi gecelerinde. takımına bağlı iki farklı taraftar her daim hisseder en ufak hücresine kadar bu atmosferi. kolay değil bu hissiyat. çok etkiler düşleyeni ama neden kimse anlayamıyor bu iki farklı insanı?

    bir beşiktaslı yorumcu çıkıp bu derbiyi yorumlamamalı.
    bir trabzonlu yorumcu yine aynı şekilde...
    bir diğeri ve bir diğeri daha. ve hatta sırf yorum yapmak için hiç kimse bu rekabete detay katmamalı. çünkü hissetmeyen bilemez. kim ne derse desin sonuc bilinmiyor işte. burası da böyle işin açıkcası. bu akşam sahanın zemini yarılsın yine futbolcular aslanlar gibi mücadele edecek. bakın sadece kendi takımım için söylemiyorum bunu. her iki takım da mücadelesini en üst düzeye çıkaracak. kolay lokma maçlardan biri değil bu. hiçbir zaman olmadı da. fenerbahçeli futbolcuların götüne başına top çarparak gol olsa da, galatasaraylı futbolcular 35 metreden 90'a doğru goller atsalar da bu maçın bir skoru olacak. işte bu skor çok önemli. maçı kaybeden takım otomatik moralman çöküşe girecektir, burası şüphesiz. kimse kendisini kandırmasın. normal maçlarda bir farkı yok demesin. hepimiz de biliyoruz, bu maçı normal maçlardan ayıran onca fazla nitelik var ki, saymakla da anlatmakla da bitiremeyiz. bir kere işin içinde koskocaman bir tarih var. azımsanamayacak derecede yaşanmışlık var. her çorbadan bir kaşık sentezlenmiş durumda bu derbide. 5 atsan farklı bir tarih ve farklı bir skor hatırlanacak. 4 atsan keza öyle. 6 atsan aynı şekilde. 7 atsan yine öyle. 0-0 olsa bir yenisi daha olacak.

    heyecan çok var yine. her defasında olduğu gibi yine var. ve ben hiçbir zaman oraya yine kaybedeceğimizi düşünerek gitmedim.
    her defasında kazanıyorduk, her daim kazanacaktık. işte budur bu derbiyi anlamlı kılan. çünkü aynısını rakibim de düşünüyordu...
  • 368
    takımımız ısınırken, taraftarımızın bulunduğu bölüme gitmiş, taraftarı selamlamıştır. bu sırada pet şişeler ve bazı yabancı maddeler havada uçuşmuştur. ardından rakip oyuncuların tahrikleriyle saha içinde kavga çıkmıştır. ama eminim ki ben ve bu olayları aktaran diğer sözlük yazarları, olayları yanlış görmüş ve art niyetli aktarmışızdır.
    çünkü birçok yönetici ve yorumcunun da dile getirdiği gibi kadıköy'de böyle olaylar asla yaşanmaz! gidelim de medeniyet görelim lütfen.
  • 88
    saat tam 12'de kuyrukta idik. ilk önce bir liste yapıldı, gerçi bu fikir kimin aklına gelmiş kim uyguluyo diye hiçbir bilgimiz yoktu ama yine de yazdırdık ismimizi. sonra yavaş yavaş demlenip gişelerin önünde takılmaya başladık. muhabbet, sohbet falan derken her kafadan bir ses çıkmaya başladı. kimisi tek bir gişeden satış yapılacağını kimisi ise 3 gişeden satış yapılacağını söylüyordu. bu sırada inanın zaman geçmek bilmiyor, tabir-i caizse ebemiz şey oluyordu. can sıkıntısı ve yorgunluk baş göstermeye başlamıştı. saat 02:30 civarı tezahürat yapmaya başladık. yaklaşık 20 dakika falan öyle takıldık. akabinde yavaş yavaş uyku bastırmaya başladı ve zamanın geçmek bilmeyişi bizi içten içe delirtti. bir de bunun üstüne sadece tek bir gişeden satış yapılacağının söylenmesi o söylenen gişede yığınlaşmaya neden oldu zira bende bunun kurbanlarından biriyim, halbuki babalar gibi kendi gişemizde konuşlanmıştık ve kıçımızı dayayabileceğimiz bir yer vardı ama bu söylenti yüzünden ortaya geçince resmen kazık gibi ayakta kaldık. tabii bunu birisi sallamış çünkü 3 gişeden de satış yapıldı. neyse, her geçen dakika hem sayının artması hem de karaborsacı ve kaynakçıların yaptıkları sayesinde sinirlerimiz iyice yıprandı. bir kısım arkadaşımız hint dilencileri gibi olduğu yere çökmüş uyumaya çalışırken bir kısım da bizim gibi ne yaptığını bilmeden takılıyordu. zaman böyle akıp giderken saat 6:30 civarı havanın aydınlanması sebebiyle kalabalık daha bir arttı ve bazı kişiler gişelerin önünden sağa sola '' geri çekilin oluuum , bak çevik kuvvet hepimizi öper '' gibi çağrılarda bulunmaya başladı. artık millet delirme noktasına ulaşmış ve herkes birbirini itmeye başlamıştı. nefes alamayanlar bir tarafta, nefes aldırtmayanlar bir tarafta. bizde önlerde bir yerdeyken bu arbede de baya bir geriye düştük. aslında çirkeflik yapmayı çok iyi biliriz ve hakkımızı kimseye yedirmeyiz ama artık öyle bir hale geldik ki tepki bile veremeyecek durumdaydık. okul ve bilet kuyruğu bizi resmen etkisiz eleman yaptı. bu sırada en sonunda güvenlik ve çevik kuvvet bizi doğru düzgün bir sıraya soktu ama gelin görün ki biz bitmiş bir haldeydik ve orda bulunan 1-2 saatlik elemanlar çok çok önümüze geçmişti ama en kötüsü de bir kişiye sadece 1 bilet verilmesiydi zira bir çoğumuz akrbasına, arkadaşına da bilet alacaktı. o yüzden bir gol daha yedik. ayrıca fotokopi olayı yüzünden bir ara kuyruktan bile çıkmak zorunda kaldık.

    sonunda biletler dağıtılmaya başlandı ama gişede çalışanlar işi o kadar ağırdan alıyorlardı ki ilk 45 dakika'da sadece 10 kişi bilet aldı. ben bir ara herhalde öğlen 4'ü görürürüz dedim. artık anlayın halimizi. bitkin, umutsuz ve sinirler ölmüş. ama her şeye rağmen tüm tezahüratları bağıra bağıra söyledik. hele gişeye ulaştığımızda resmen çığlık çığlığa tezahürat yapıyorduk. işte böyle bir şey yaşadık bugün. doğrusu hayatımın en önemli derslerinden birini almış sayıyorum kendimi. belki de polyannacılık oynuyorum.

    bu arada haldun üstünel ile beraber murak yalçındağ'da bir ara kuyruğua uğradı.
  • 538
    kazananına da kaybedenine de hayır getirmemiştir.

    kazanan bu maçta defansının en önemli unsurlarından fabio bilica'yı kaybetmiş ayrıca çıkarttığı olaylar nedeniyle seyircisiz oynama cezası ile cezalandırılmıştır.bunun sonucunda elde ettiği havayı kaybetmiş ve daha sonra şimdilik içinde bulunduğumuz 14. haftaya kadar maç kazanamamıştır.

    kaybeden taraf abdulkader keita'yı 3 maçlık ceza sonucun da kaybetmiş cezası bittikten sonra bile eski futbolunu özletir olmuştur.ayrıca milan baros talihsizce sakatlanmış galatasaray'da büyük bir forvet krizi baş göstermiştir.ardı ardına gelen puan kayıpları ve kötü futbol can sıkıcı olmaya başlamıştır. *
  • 563
    davar gibi goller yediğimiz maç. savunmamızın orta hattını teşkil eden mustafa sarp-servet çetin-gökhan zan-leo franco dörtlüsü bu maçta oldukça kötü performans göstermişlerdir.

    servet çetin ilk golde, leo franco ve gökhan zan ikinci golde, hepsi birden son golde hatalıdır. allah bize bir daha böyle saçma sapan derbi yaşatmasın.
App Store'dan indirin Google Play'den alın