• 263
    tek kelimeyle mukemmel bir macti, macin icinde cok guzel ve sampiyonlugun alameti olan anlara tanik olduk. herkes icin mitroglu'nun enfes ve ustalik vurusu golu önemliyken, en az onun kadar önemli olan bir sey daha vardi. pozisyon icin tartisan ve mac boyunca birbirlerine soguk davranan belhanda ve mariano'nun atilan golden sonra yillardir birbirini görmeyen iki sevgili gibi birbirine sarilip, birbirlerinden özur dilemeleri gecenin en enfes aniydi.
  • 282
    hedef 22 yolunda havlu atmanın eşiğinden döndüğümüz maç.

    yeni transferler oturdukça sistemde değişimler olacaktır elbette ama böyle maçlarda bazen isimler önemsizleşebiliyor, kağıt üzerinde beklediğiniz sonuçları alamayabiliyorsunuz. biz de bunun eşiğinden döndük. daha ciddi ve kararlı yürümeliyiz.

    allah'a şükür bu soğuk ve karlı havada, son dakikada bulduğumuz golle yarışın içerisinde kaldık. son 7 maçta 6. galibiyetimiz oldu. böyle bir seriye ihtiyacımız vardı ve galip gelme alışkanlığını kazanıyoruz artık yavaş yavaş. avrupa'da da yokuz ve tek çaremiz maç maç giderek, seriler yaparak önümüzdeki şişirme takımın puan kaybını beklemek. fark 4 ve altına indiği anda tüm ibreler bize dönecektir.

    sene sonu şampiyonluk alameti diye anacağımız maç olması dileğimle. #hedef22
  • 292
    "baba, sana bi' şey söyleyeceğim" diye nefes nefese koşuyordu geçen gün kızım okul çıkışında yanıma. "ben okulda yemek yerken yeni bir şey buldum. önce sevmediğim yemekleri yiyorum, sonra sevdiklerimi yiyorum, böylece hem kötü yemeğin tadı gidiyor ağzımdan, hem de sevdiğim yemeğin tadı yemekten sonra uzun süre ağzımda kalıyor. nasıl ama?"

    galatasaray'ın perşembe gecesi başlayıp cumanın erken saatlerinde biten benfica maçından sonra cuma öğleye doğru istanbul'a gelip, bir gün dinlenerek çıktığı akhisar karşılaşmasının maç yazısında da önce fatih terim'in takımının "sevimsiz" taraflarını yazalım, sonra da pazar gecesi bize uzo açtırıp, evde sirtaki yaptıran kostas mitroglou'nun son saniye golü ile belirtelim hislerimizi...

    "dünyanın neresinde görülmüş derbilerin pazartesi oynandığı" diyordu ya fatih terim maçtan sonraki basın toplantısında, bırakın derbileri almanya'da oynanmaya başlanan pazartesi maçlarına "black monday" ismini verip, sahaya siyah tenis topu atıp, tribünde siyah meşaleler yakıp tepki koymaktaydı alman futbolseverler. galatasaray gibi fenerbahçe de perşembe maçını deplasmanda oynayıp iki takım da lig maçlarını istanbul'da oynamak durumunda kalınca, galatasaray'ın lig sonuncusu akhisar'la oynayacağı maç beşiktaş-fenerbahçe derbiisne göre daha "rahat" olarak düşünülüp pazara yazılmıştı. taraftarlar da maçın "kolay" geçeceğini düşünüp, ali sami yen'i cuma maçlarından bile daha az doldurmuştu. futbolcuların da yorgunlukla birlikte rakibin puan cetvelindeki pozisyonundan dolayı sahaya "konsantre" olamadıklarını seyrettik ilk devre boyunca. galatasaray'a karşı deplasmanda nasıl oynanmasını bilip, "haddi ve gücüne" göre davranıyordu deplasman takımı: kendi yarı sahasında kapanıp, kontralar ile muslera'yı üzmekti tek planları. galatasaray da her zamanki gibi mariano ve yuto ile sağlı sollu gelip, maçı rahatlatacak ilk golü arıyordu da işler sarı-kırmızılıların istediği gibi gitmiyordu. beklerin yaptığı ortalar ya rakibe ya da auta gidiyor, gol atması beklenen onyekuru ve mitroglou "çerçeveyi" bulamıyordu. özellikle maçın 23. dakikasında n'diaye'nin savunmanın arkasına attığı uzun topta feghouli, yunan golcüye "al da at" dedi ama kostas mitroglou ikramı cömertçe harcadı. diagne'nin sakatlığı nedeniyle forma giyemediği maçta gol ümidi olarak sahaya sürülen ve o "talihsiz ana" kadar akhisar ceza sahası çevresinde çabalayan mitroglou, kaçırdığı golden sonra kayboldu gitti. sadece kayıp olan o muydu? belhanda da maçın ilk yarısında "hayalet" gibi dolaşıyordu zeminde. faslı topçunun "bir var bir yok" hallerine alışmamız lazım da, sırtını dönüp, 10 numarayı görünce geliyor bünyeye bir öfke işte... emre akbaba'nın onyekuru'nun yerine oynamasını ve selçuk'un ilk onbirde başlamasını bekliyordum maçtan önce de hoca nijeryalıya yine kanadı verip, selçuk'u oturtmuştu kulübede. sakatlıktan yeni çıkan, biraz "ürkek" ve fiziksel olarak güçsüz kalan emre yine de elinden geleni yaptı da o da arzulanan futbolundan uzaktı.

    galatasaray istediği baskıyı kuramayıp, bulduğu nadir pozisyonlarda da golleri basitçe kaçırınca, akhisar daha cesurca gelmeye başladı galatasaray kalesine ama fatih terim uzun zamandır aradığı savunma ikilisini bulmuştu: marcao ve luyindama adam geçer, top geçmez felsefesi ile kolayca sonlandırıyordu akigoların ataklarını. falko götz- reinhard stumpf ikilisi gözümde canlanıyor galatasaray'ın yeni stoperlerini seyrederken, falko savunmada daha çok bir beyin olarak marcao gibi "aklı" ile oynarken, stumpf "ayıboğandı", gücüyle sindirirdi rakip forvetleri ve luyindama gibi her iki ceza sahasında da kafa toplarına ondan sorulurdu...

    maçın ikinci yarısı selçuk'un emre'nin yerine oyuna girmesi ve galatasaraylı futbolcuların da "üç puanın aslanın ağzında olduğunun" farkında olması ile ilk kırk beş dakikadaki "lakayit" oyun yerini daha ciddi bir görüntüye bıraktı galatasaray adına. yani "tadsız tuzsuz yemek bitti, sevdiğimiz tabaklara gelmişti sıra, çilekli pasta da bize göz kırpıyordu"... savunma ile orta saha arasında bağlantı işini selçuk alınca, n'diaye'ye sadece rakiple boğuşup top kapma görevi kaldı ve o da biraz olsun rahatladı. top dağıtma işinde de belhanda'ya yardım edince selçuk, faslı oyuncu da daha çok rakip ceza sahası cıvarında gözüküp, ortalığı karıştırdı ve "ciddi" pozisyonlar gelmeye başladı. feghouli ceza sahasına daha çok girdi, bir şutunda lukac başarılıydı, diğerinde top direkten döndü. mitroglou'nun da kendine gelmeye başladığı dakikalarda ince pasında onyekuru'nun şutunu önce akhisar kalecisi, sonra da direk çeldi... galatasaray gol için yükleniyordu da meşin yuvarlak ağlarla bir türlü buluşmuyordu. geçen dakikalarla birlikte oyun iyice "doldur boşalta" dönünce fatih terim de antalya maçında 3 puanı getiren "golcüsü" donk'u oyuna aldı. 89.dakikada donk "donk diye bir kafa vuruşuyla" yine galibiyeti getirecekti luyindama'nın kafayla verdiği pasta ama top az farkla auta gitti...

    ve galatasaray'a inanmayanların tribünleri boşaltmaya başladığı, "şampiyonluk gitti, kahretsin" beddualarını etmeye başladığı o son dakikada selçuk'un kendi yarı sahasından yolladığı uzun topta kaleci lukac'la mücadeleye giren donk, topun mitroglou'nun önüne düşmesini sağladı ve yunan golcü açtı uzoyu, kırdı tabakları ve başlattı sirtakiyi...

    futbol böyle "nankör" bir oyun işte, o son saniye golü olmasa maçın adamı yaptığı kurtarışlarla akhisar kalecisi lukac olacak, küfürleri ise bomboş pozisyonda topu filelere yollayamayan mitroglou yiyecekti. oysa şimdi donk'la girdiği mücadelede topu uzaklaştıramayan lukaç "hain" damgası yerken, yunan golcü "başkumandan" edasıyla ayrılıyordu ali sami yen'den...

    şampiyonluk yolunda bazı goller var ki, kilometre taşıdır, seneler geçse de unutulmaz, hep hatırlanır, besteler yapılır o anları yad etmek için. "geçen sezon bir bahar akşamında, cim bom bomum şampiyonluk yolunda, hatırlayın ne oldu son dakikada" derken hasan kabze'yi de unutmuyoruz, elmander'i de hatırlıyoruz beşiktaş'lıları yere serdiği golle, sinan'ın son dakika volesini de unutmuyoruz konya maçında. 22. şampiyonluğun geleceği bu sezonda da kostas mitroglou'nun golü hep konuşulacaktır, anlatılacaktır nesilden nesle...

    maçtan fotoğraflar ve kaynak için:
    https://ultrasmovement.blogspot.com/...y1-0akhisarspor.html
  • 113
    futbolcular da onyekuru’dan bikmis belli ki top hic sol kanada gitmiyor. takimda feghouli ve luyindama cok iyi. geri kalanlar vasat. takim olarak ne oynadigimiz belli degil. arada boylesine devasa kadro kalitesine ragmen rastgele oynuyor gibiyiz. fatih hoca bunlara ne calistiriyor merak ediyorum artik cidden. emre de maalesef sakatlik donusu cok etkisiz ama onu suclayamam bunun icin. umarim cok uzatmadan golu buluruz yoksa giderek boka saracak gibi gorunuyor.
  • 124
    hakem mariano’ya çok gereksiz bir sarı kart verdikten sonra, daha net bir pozisyonda ikinci sarı kartı ve dolayısıyla kırmızı kartı vermedi. anlayacağınız bu hafta da medyaya güzel bir malzeme çıkmış bulundu. hatalı ilk sarı kartı kimse konuşmayacak ama bir hafta verilemeyen kırmızı kart dillerden düşmeyecek. allahım sen galatasaray düşmanlarının yüzünü güldürme yarabbim!
  • 65
    zeminin güzelliğinin kalması şartıyla kar yağışlı soğuk bir havada oynanmasını istediğim maç. bunu psikopatlığıma istemiyorum. isteme sebebim önümüzdeki hafta oynanacak olan 3 mart 2019 bb erzurumspor galatasaray maçı. bir nevi havanın provasını da yapmış oluruz. erzurum'a gidince sudan çıkmış balığa dönmesin bizimkiler.

    bu maçı ise ciddi alırsak farklı kazanırız, "nasılsa yeneriz" diye oynarsak zorlanırmışız gibi geliyor. bu maçla ilgili tek isteğim maçın ilk yarı 3-0 yapılıp ikinci yarıda maç eksiği olan oyuncuların oyuna sokulması.

    bir de sanırım maç esnasında karla karışık yağmur yağma ihtimali varmış. zemin ne kadar iyi olursa olsun karla karışık yağmur zemini bozar. futbol maçları için en tehlikeli yağış şekli bana göre. maç bitsin de sonra nasıl yağarsa yağsın. maç esnasında lapa lapa kar yağabilir ona lafım olmaz*
  • 152
    öyle veya böyle kazanacağımız maç. ilk yarı 0 0 berabere bitti. ama ceza sahası içinde topla buluşma sayımız oldukça fazla. ilk yarı itibariyle 5 adet belirtmek istediğim kritik pozisyon/durum var.
    1. mitroglu'na 1 adet yüzde yüzlük pozisyon hazırladık atamadı.
    2. mitroglu'na iki farklı pozisyonda sarıldılar penaltılarımız verilmedi.
    3. mariano'nun ilk sarı gördüğü pozisyonda faul bile yoktu, 2. sarısının tartışıldığı pozisyonda ayağa basma var atılmalıydı. ama dediğim gibi ilk sarı skandal hata.
    4. benfica maçları dahil kaç maçtır sayamadım sağ açıksız oynuyoruz bu bizi olumsuz etkiliyor. feghouli içeri giriyor, emre akbaba içeri giriyor, mariano sağ çizgide yalnız kalıyor.
    5. bizim oyuncularımızın her yaptığı faule sarı kart çıkarken rakip faul yapınca bazen verilmiyor bazen verilse bile sarı çıkmıyor.

    başta da dediğim gibi bir şekilde kazanacağımızı düşünüyorum.
  • 153
    onyekuru'nun bizim oyun yapımıza, en azından ilk 11'imize uymadığını bir kere daha gördüğümüz maç.

    luyindama ve marcao olmasaydı kalemizde pozisyon görmemiz kesindi. onların kazandığı toplarla ilk yarıda %71'lik topla oynama yapmışız.

    inşallah ikinci yarının başında golü bulur rahatlariz.

    ibfk'den puan kaybı beklerken biz sıkıntı yaşamayalim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın