luce'yle kazandığımız 2002 şampiyonluğunun benim açımdan en iz bırakan maçıdır. o zamanlar 11-12 yaşlarında olmama rağmen ev'den kaçarak maçlara giderdim. bu maçın oynandığı gün
istanbul'da sabahtan akşama kadar yağan inanılmaz bir yağmur vardı. ben de maç günü yine bir şekilde ev'den kaçmayı başarmış ama annemi uyandırmayayım diye kalın giyinememiştim. bu yüzden
spor ayakkabılarım ve
eşofmanlarımla gitmiştim maça. stada vardıktan sonra numaralı tribünün altındaki gişelerden 5 milyon'a
eski açık biletimi alıp koşar adımla stada girmiştim ama eski açıkta neredeyse hiç kimseyi göremeyince hafiften bi dumurlardan dumurlara sürüklenmiştim zira koskoca eski açık'ta 40-50 kişi ya var ya yoktu. o 40-50 içindeki birkaçımız scoreboard'un altına girmiş yağmur'dan korunmaya çalışıyorduk. halbuki sırılsıklam olmuştuk bile. spor ayakkabılarım ve eşofmanlarım beni bitirmişti zaten ya neyse... o sıra havanın da buz gibi olmasından mütevellit it gibi tir tir titrerken stad hoparlörinden bir anons duyuldu; ''
eski açık tribünündeki taraftarlarımızı kapalı tribüne alıyoruz'' diye. işte biz bu anonsu duyduğumuz an 90+3'te
fener'e gol atmışız gibi sevinmiş, allah allah nidalarıyla haçlılara saldıran osmanlı ordusu gibi kapalıya doğru koşmaya başlamıştık. kapalıya vardığımızda suriye sınırındaki bayramlaşma gününe benzer bi şekilde kapalıdaki taraftarla birbirimizi anlamsızca sarılıyorduk. bu gelişmelerden ötürü olsa gerek ben sırılsıklam olduğumu unutmuş maç boyunca deli gibi bağırmıştım.
maçı 2-0 kazanmıştık. takım o yağmur'da övgüyü ben de eve dönünce güzel bir dayağı haketmiştim ama her şey'e rağmen o heyecan hiçbir şey'e değişilmezdi. belki de bu yüzden benim için sezonun en unutulmaz maçıydı.
(bkz:
bu da böyle bir anımdır)
dip not; bir üst entry'de
thunder nickli arkadaşımızın bu maçı nasıl eski açıkta izlediğini bilmiyorum zira kapalıya doğru koşarken arkama dönüp baktığımda eski açık'ta hiç kimse görünmüyordu.