• 253
    8 rotasyon oyuncusuyla oynadığımız ve sonunda belhandanın oyuna girişiyle kilidini açtığımız maç. günün kare ası marcao-etebo-belhanda-taylan bana göre.

    etebo tam hazır olmamasına rağmen bugün gayet güven verdi ama 3-5 maç daha görmek lazım tam anlamıyla konuşabilmek için. taylan 4/4 gidiyor maşallah. belhanda oyuna girince kilidi çözdü, sözleşme için mi böyle oynuyor bilemiyorum ama sezonu çok iyi başladı. linnes görevini yaptı kapasitesi dahilinde. marcao yine inanılmaz bir maç çıkardı adam her geçen gün değerine değer katıyor bu adam elit stoper olacağım diyor resmen.

    milli araya kadar zorlu 7 maç oynayacaktık bunun 4 ünü başarıyla ve dominant oyunla kazandık, sezona güzel başlamak mutlu etti. şimdi kaldı 3 maçımız bunların ikisini geçmemiz çok önemli biri fenerbahçe diğeri rangers maçları. bu iki maçı da kazanırsak kasımpaşa maçında puan kaybına razıyım açıkçası.
  • 254
    marcao ve taylan değerlerinin üzerine gittikçe değer koyuyorlar. belhanda aldığı kilit oyuncu maaşının hakkını vermeye sonunda başladı. emre taşdemir rotasyonda bende varım diyor. fatih gol yemedikçe güveni artacak, olumlu yansıyacaktır. etebo orta saha için harika bir joker hakkı.

    diagne bir gol atsa hem gelecekte pazarlama adına hem de moral olarak iyi olurdu. babel hala güven vermiyor. taylan biraz dinleneydi iyiydi.

    sonuç olarak avrupada rakip kim olursa olsun galibiyet almayı çok özlemişiz. umarım gruplara kalır, baba takımlarla oynaya oynaya mahvettiğimiz avrupa galibiyet oranımızı biraz yukarıya çekme şansı yakalarız. bu arada en iyi antrenman maçtır. samatta yarın idmanda topsuz koşu yapacak, gustavo ve sosa açma-germe yapacakken biz iyi bir rakiple çok daha iyi hazırlandık. bekle bizi fener...
  • 255
    çok risli bir iş yaptık, split forvetleri biraz yetenekli olsalar başımız ağrır, minimum uzatmaya giderdik. ancak terim'in karakteri de bu, risk almaktan çekinmiyor. kafasında lige sözde transfer şampiyonu olarak giren fenere büyük darbe vurmak ardından rangers'ı elemek var. ideal kadro bu iki maçta da topuyla tüfeğiyle saldıracak. bu nedenle split maçında rotasyona gitti. oysa bu üç maç içinde yenilse en çok eleştirileceği maç split maçıydı . fener maçının ne de olsa telafisi olurdu. rangers da elenince çok şaşırılacak bir rakip değil bu ortamda.
  • 257
    tek maç olması ve derbi öncesinde olması sebebiyle bizim için son derece kritik bir maçtı. oyuncu performansları açısından bakacak olursak;
    fatih öztürk; az sayıda gelen topu güvenle karşıladı. çok üst seviye kaleci olmayabilir ama kendine güvenen bir kaleci ve bu sayede baskıyı kaldırdı.
    emre taşdemir; beklentilerin üzerine çıktı ve ilhan parlak faciasının özrünü diledi.
    linnes her iki bekte de oynadı ve son derece dinamikti, özlenen linnes dönmüş.
    donk biraz durgundu ama marcao sayesinde pek sırıtmadı.
    diagne hücuma çıkarma ve stoperleri kaleye taşıma konusunda yine çok iyiydi, pozisyona girdi ama basireti bağlandı yine.
    belhanda ilk kez bu kadar baskın bir on numara performansı verdi.
    taylan istikrarlı oyununu korudu allah kaza bela vermesin çıkış yakalayan oyuncumuza.
    babel ve feghouli oyunun biraz dışında kaldılar, özellike babel bazen çok basit hatalar yaparak topu rakibe teslim etti.
    bizim için güzel bir maç oldu, en güzel şey sık sık galatasaray izlemek. fakat rangers ile yarı finalde karşılaşsak kimse şaşırmazdı adamlar oyunun başında karşımıza çıktılar.
  • 258
    takımın yarısından fazlası rotasyonda olmasına rağmen temiz maç oldu.

    etebo'yu çok beğendim.

    belhanda bu şekilde devam ederse sezonun en önemli oyuncusu olabilir. görmek istediğimiz belhanda bu.

    fatih öztürk bizdeki 2. clean sheet'ini yaptı.

    marcao bu transfer döneminde satılmamalı. maç sonrası abdurrahim albayrak'ın açıklamasından da satılmayacağı sonucunu çıkardım.

    omar oyuna girdikten sonra fark oluşturdu.

    diagne büyük işler yaptı. sert savunma içinde ezilmedi. pres yaptı, boğuştu.

    babel daha iyisini yapabilir ama doğru zamanda, doğru yerde bulunup çok doğru bitirişler yapıyor.
  • 259
    ilk yarıyı izleyemedim ve iyi ki de izleyememmişim. pozisyon ve heyecen olarak sıkıcı (fatih terim’in deyimiyle) bir ilk yarı olmuş.

    ikinci yarı ise galatasaray hızlı ve tek pas oyununa döndü ve rakibini sahadan sildi. tabi ki pozisyonlar da verdi ama bunların sayısı sadece ikiydi.:) bulduğumuz pozisyon sayısı ise altı.

    bu güne kadar oynadığımız maçlardan biraz farkı vardı bu maçın. o da oyunu kenarlardan kurma ağırlıklı olmasıydı. dikkat edilirse, attığımız iki gol, (he ne kadar ikincisi korner sonrası oluşmuş olsa da) babel’in kaçırdığı, diagne’nin kaçırdıkları ve linnes’in değerlendiremediği bir pozisyon da kanat akınları sonucuydu. merkezden pozisyonumuz yok muydu? vardı ama benim aklımda kalır cinsten değildi.

    kanat akınları ve merkezden delme artı defans arkasına atılacak toplarla rakip kaleye gidebilirsin ve rakibine karşı hangisini ağırlıklı taktik olarak uygulayacağını rakibin zaaflarına göre belirlersin. dünkü maçta rakibin bekleri ağır olduğundan taktik gayet isabetliydi ve verimli de oldu.

    akınlarda uygulanabilir olan bu üç taktiğin (ve türevleriyle birlikte onlarca taktiğin) hepsini birlikte de uygulayabilirsin. öyle rakip olur ki beklerinden ya da stoperlerinden biri ya da ikisi zayıf olabilir. stoperler ağır olabilir. o zaman yapılması gereken çok basit, her üç taktiği de aynı maç içinde uygulamak.

    kanat akınlarından da olsa, merkezden de olsa yeterince pozisyon buluyoruz ama pozisyonları gole çevirme yüzdemiz çok düşük. yani çok gol kaçırıyoruz. pozisyonları golle sonuçlandırma konusunda yeterince motive değiliz. kanaatimce bu konuda mental bir sorun yaşıyoruz. başakşehir maçı dahil sezon başından beri girdiğimiz pozisyonların yaklaşık %25’ini gole çevirebildik. bu çok düşük bir oran. bu oran avrupa’da %33, birinci sınıf takımlarda %40 civarıdır. bu yüzdelerde %1’lik dilimin bile çok önemi var. bayern münih son zamanlarda on pozisyona giriyor yedisini gole çeviriyor.

    bizde sanki ikiden-üçten fazla atmak ayıpmış gibi bir mentalite var. gaziantep ve başakşehir maçında en az on pozisyonumuz var ama attığımız gol sayısı iki ve üç. daha çok gol atmaya odaklanmalıyız çünkü pozisyona giriyoruz. pozisyona girip gol kaçırmak rakibi motive etmekten başka işe yaramaz.

    bu maç özelinde dikkatimi çeken üç konu var. birincisi etebo öyle tek gözle bakılacak bir futbolcu değil. orta sahayı resmen karartıyor. pas yeteneği çok iyi ve temaslı oyundan hiç kaçınmıyor. sanıyorum aradığımız 8 numarayı bulduk. ikincisi emre taşdemir. bize transfer olalı bu kadar iyi emre taşdemir izlememiştim. yine eski zaaflarından örnekler sunmadı değil ama sadece iki pozisyonda. oynadığı süre içinde gerçekten farklı bir emre taşdemir izledim. üçüncüsü ise babel. o kaçırdığı pozisyon herkesi yerinden kaldırdı. o pozisyonların profesörü sneijder’di. hafif çapraz pozisyonda kaleciyle karşı karşıya iken topa nasıl vurulur açıp izlemeli sneijder’i. hatta ceza olarak yüz tekrar yapmalı ve hafta boyunca o pozisyonlara çalışmalı. çünkü oyun-oyuncu yapısı olarak böyle çok pozisyon yakalayacağız. ancak benim değineceğim asıl konu, babel’in ilginç futbol yapısı. maçlara yeterince motive olamama sorunu var gibi. gamsız dediğimiz tiplerden. tıpkı donk gibi. ancak ben farklı bir açı gördüm dünkü maçta babel’de. babel fizik güç olarak henüz yeterli seviyede değil kanaatimce. uzun kaslara sahip olan futbolculara daha fazla yükleme yapmak çok mükemmel sonuçlar verebiliyor. örneğin van basten, gullit, van nistelrooy, lewandowski, gomis, gomez ve daha onlarca hücum oyuncusu sayabilirim. dolayısıyla babel hatta donk ve diagne gibi futbolcuların dinamizmi artınca harika sonuçlar alınabiliyor. çünkü saha görüş açıları, rakiplerin konumu vesair olarak uzun boylu futbolcuların avantajları var. oyunu ve sahayı kuş bakısı izlerler. ben öyle hissettim bu üç futbolcuyu dün. diğer futbolcularımıza göre biraz daha antrene edilip seviyeleri yükseltilmeli kanaatimce. (luyindama da dahil bunlara)

    gol varyasyonları, taktikleri ve stratejileri demişken falcao’ya değinmeden olmaz. falcao’nun en önemli özelliği, ceza alanında topla buluştuğu zaman %50 ihtimalle golü yapması. kalecinin ve defansın konumunu onun kadar radarına alabilen başka bir futbolcu tanımadım dünyada. o nedenle falcao’yu ceza alanında topla buluşturmak için çok uygun bir takım yapısına sahibiz şu anda. hem kanatlardan, hem merkezden hem de defans arkasına toplarda diagne ve falcao’yu birlikte kullanmak da ayrı bir seçenek. özellikle son yarım saatlerde bu ikili sahada olursa çok kolay goller bulabiliriz. örneğin maçın sıkıştığı son yarım saatlerde diagne ön direk koşuları yaparsa arkada falcao, falcao ön direk yaparsa arkada diagne fişi çekebilir. çünkü kanatlarımız özellikle omar geldikten sonra harika çalışmaya başladı. omar-emre kılınç-feghouli-taylan dörtlüsü sağ kanatta harika üçgenler oluşturabiliyor. aynı üçgenleri sol kanatta da saracci (linnes-emre taşdemir)-arda-emre kılınç-etebo ile kurabiliyoruz. hatta bu üçgenkere marcao ve luyindama’yı da ekleyebiliriz. yani falcao ve tabi diagne için harika bir ortam var şu anda takımda.

    son olarak takımda henüz forma şansı bulamayan gençlerden bahsetmek istiyorum. berk balaban, emin bayram, atalay, kerem aktürkoğlu ve oğulcan çağlayan gib gençler asla demoralize olmasınlar. bu takımın antreman maçlarında olmak bile futbolda doktora yapmak sayılır. kendilerini göstermek istiyorlarsa sabırla çalışmalılar, kendilerini hemen yarın sahaya atmayı değil bir yıl içinde olgunlaşarak formayı kapmaya programlamalılar. tıpkı taylan gibi. üstelik önümüzde türkiye kupası maçları var ve gençlerin bu maçlarda forma şansı bulacakları kesin. işte o günlere hazır olmalılar. öyle hazır olmalılar ki fatih terim’i zor durumda bırakmalılar. formayı hangisine vereyim diye en az üç gün düşünmeli fatih hoca.:)
  • 261
    çıkabileceğimiz en iyi rotasyonlu kadroyla, sakatlık vermeden, çok yıpranmadan tertemiz bir şekilde 2-0 kazanıp turu geçtiğimiz maç.

    ilk yarı takımın oynadığı oyun çok ortalamaydı. özellikle ilk 20 dakika net bir hajduk split baskısı altında geçti maç. 20-45 arası ise tam ortada bir oyun oynandı. iki takımın da pek pozisyonu olmadı. orta saha mücadelesi şeklinde geçen bir ilk yarı oldu.

    ikinci yarı yorgunluktan mıdır moralsizlikten midir nedendir bilmem ama hajduk split sahada yoktu. öyle ki belhanda ile 77. dakikada 1-0 öne geçtik ve öne geçtiğimiz dakikalarda ilk 20 dakika kurduğu baskının çeyreğini bile kuramadı hajduk split. ikinci yarısında galatasaray'ın daha baskın oynadığı, 60. dakikadan sonra ise golün geliyorum dediği maçta önce 77. dakikada belhanda, sonra 86. dakikada babel'in golleriyle 2-0 tamamladık ve bir sonraki turda nispeten hajduk split'ten daha güçlü rangers takımıyla eşleştik.

    şimdi ilk rotamız 27 eylül 2020 galatasaray fenerbahçe maçı. derbide 3 puan almak hem kaosta ve ne oynadığı belli olmayan fenerbahçe'yi iyice çökertir hem de galatasaray'ı çok morallendirir ve geleceğe daha umutla bakmasını sağlar. sonraki rotamız ise 1 ekim 2020 rangers galatasaray maçı. beşiktaş ve alanyaspor da elendikleri için ülke puanına çok daha fazla ihtiyacımız var. muhakkak rangers takımını da geçip gruplara kalmalıyız ve başarılı sonuçlar almalıyız, alacağız.
  • 263
    galatasaray'ımızın hırvatistan temsilcisi hajduk split'i 2-0 yenerek avrupa liginde play-off'a yükseldiği futbol müsabakası.
    sıkışık fikstüre önem derecesi yüksek maçlar** denk geldiği için rotasyon yapmak mecburiyetinde kaldık. ancak doğru sistem ve taktik ile aslında geçtiğimiz yıllarda zayıflığından yakındığımız yedek kulübesini rotasyonda etkili bir şekilde kullandık ve uzatmalara götürmeden net bir skorla maçı kazandık.
    aslında bu maç özelinde bireysel performanslardan ziyade bence önemli olan ilk 11'deki kaleci fatih öztürk hariç 10 oyuncumuzdan oghenekaro etebo haricinde tamamının geçen sezon* başında takımımızda yer almasıydı. geçen sezon çok kötü geçen bir ilk yarıda gerek oyuncu kalitesinden gerek teknik ekibin taktik anlayışından yakınıyorduk. ancak gözüken o ki gerçekten iyi işleyen bir sistemde aslında kendi içimizde değersizleştirdiğimiz yan parçalar da katkı verebiliyor. dolayısıyla transfer dönemlerinde aslında çok aceleci ve istekli davranmanın elimizdeki değerleri kullanabilme konusunda bize zarar verdiği gözüküyor.
    her oyuncudan üst düzey katkı beklemek biz taraftarların yanılgısı. ancak belli standarta oturtulmuş bir sistemde bu tarz puan kayıplarına açık sıkışık fikstürlerde as oyuncuları dinlendirebileceğimiz, vereceği katkı aşağı yukarı belli olan ve bunu senede 10 maç yapabiliyor olması bize yetecek oyuncular çok değerli parçalardır. bu maç özelinde takımımız adına esas önemli olan bu rotasyon parçalarıyla bu turu geçebilmek olmuştur.
  • 264
    uefa avrupa ligi gruplara kalma yolunda bir engel daha aşıldı ve galatasaray, hırvatistan'ın önde gelen takımlarından hajduk split'i ali sami yen'de 2-0 ile geçerek, iskoçların glasgow rangers takımına rakip oldu. rangers'la oynanacak maçının önemi sadece gruplar öncesi son karşılaşma olmaması, bir de efsane hagi'nin oğlu ianis hagi'nin de galatasaray'a rakip olacak olmasından geliyor. lafı uzatıp, bir hafta sonraki perşembeye geçmeden, biz dün geceden bahsedelim...
    sene başında federasyonun küme düşmeyi kaldırmasıyla iyice uzayan lig yarışı herkesin dilindeyken, bir de buna avrupa kupaları maçları eklendiğinde mayıs ayında şampiyonluk kutlaması yapmak isteyen kulübün birbirine denk güçte 20den fazla oyuncusu olmalıdır. lafın özü, as oyuncuların kadar onların yedekleri de hazır olmalıdır. işte bu mantıkla fatih terim, ligde başka bir kadro ile avrupa kupalarında başka oyuncularla başlıyor maçlara, taylan hariç tabii. fatih terim'in deyimiyle de " o da bugüne kadar oynamadığı maçlara saysın bunu"...

    hajduk split karşısına da neftçi maçına benzer bir oyuncu kadrosunu sürmüştü fatih terim sahaya da "kiralanacağı" söylenilen emre taşdemir bir çok taraftar için sürpriz olmuştu. sarrachi, başakşehir maçında sakatlanmış ve sol bek pozisyonunda alternatif linnes düşünülürken, orjinal bek ile maça çıkmak daha yatmıştı hocanın kafasına. fatih terim'in huyudur, sevdiği ve yeteneğine inandığı oyuncuya sonuna kadar sahip çıkmak, emre de bu oyunculardan bir tanesi, belhanda da... faslı on numaraya geleceğiz ileriki satırlarda... emre kadar etebo'nun da ilk onbir oynaması sürprizdi zira takıma katılalı çok uzun süre olmamış, bir tek başakşehir maçında 20 dakika görev yapmıştı... dedik ya bu uzun yolda herkese ihtiyaç var, herkes de hazır olmalıydı...

    birbirleriyle yan yana pek fazla oynamamış ve özellikle de takımı yönetecek "yaratıcı" bir oyuncunun sahadaki yokluğunu hisseden galatasaray ilk devre, kendisinden beklenilen baskılı oyunu sahaya yansıtamadı. diagne ve babel'in ön alanda rakip stoperlere baskılarına, ömer, etebo ve feghouli de eşlik edince hırvatlar çok defa topu taca ya da amaçsızca galatasaray yarı sahasına şişirmek zorunda kaldı ama sarı-kırmızılılar da televizyon başındaki taraftarını "gol" diye oturduğu yerden kaldıracak pozisyonlara giremediler. ömer'in kazanıp, babel'i ceza sahasına soktuğu ara pas ve linnes'in diagne'ye yaptığı kafa ortası dışında ev sahibi adına akılda kalacak pozisyon yokken, deplasmancıların da nadir geldiği anlarda bir kafa vuruşu ve rövaşeta denemesi vardı, o kadar. ilk devre oyunun pozisyonsuz, sıkıcı ve durağan geçmesinin bir nedeni de maçın ingiliz hakeminin en ufak temasta düdüğüne davranmasıydı. birileri mutlaka hesaplıyordur hakemlerin çaldığı düdükleri, dün gece craig pawson bu konuda bir rekora imza atmış olmalı...

    ikinci devre, işin ciddiyetinin farkında olan galatasaray, vidaları biraz daha sıkınca, beklenilen oyunu ve aradığı pozisyonları da çok vakit geçirmeden buluverdi. önce linnes'in harika pasında bom boş pozisyonda diagne topu rakibine nişanladı, sonrasında da feghouli'nin rakip savunmacıların arkasına attığı harika pasta babel zor olanı yapıp, topu auta yolladı. galatasaraylı oyuncular golün sinyallerini veriyordu, gol için de yüklendiği anlarda hajduk split hızlı çıkışlarda sürpriz peşindeydi. o anlarda genelde karşılarında duvar gibi marcao'yu bulurken, 55. dakikada caktas, babel'e nazire yaparcasına kale yerine topu auta atıverdi.

    dedik ya galatasaray golü atacaktı, fileleri havalandırdı feghouli'nin kornerden gelene ortaya yaptığı volemsi vuruşla ama hakem pasif pozisyondaki diagne'nin kaleciyi engellediği gerekçesiyle golü iptal etti. skor son 20 dakikaya kadar değişmeyince fatih terim sahaya müdahele etme gereği duydu ve "cebinde sarı kartı" serseri mayın gibi sahada dolaşan ömer'i çıkarıp belhanda'yı oyuna aldı. faslı oyuncu önce saha içinde oyunda ipleri iyice galatasaray'ın eline almasını sağladı, sonra da feghouli'nin başlattığı atakta emre'nin asistiyle tabelayı değiştirdi. oyun alanını sınırlayan çizgiye kadar inip gözü kapalı kalecinin bulunduğu altı pasa orta yapan kanat ve beklerden tiksinirim, pas atarken kafasını kaldıran zeki topçuyu severim, emre taşdemir de "aklını kullanarak" takımını öne geçiren golün asistini verdi. nazar değmesin, belhanda da tam arap atı misali son düzlükte, sözleşmesinin son senesinde açıldı...

    hafta boyunca roma'nın transfer radarında olduğu yazılan ve galatasaray'dan kopacağı söylenilen marcao, tribünde scoutlar varmışçasına kariyerinin en iyi maçlarından birini çıkardı. 4 gün evvel başakşehir karşısında da başarılıydı, hajduk split maçında da. rakibin karşıdan olsun, kanatlardan olsun tüm ataklarında topu çıkaran galatasaraylı futbolcu olurken, chedjou'nun bir zamanlar attırdığı gollerin bir benzerini babel'e ikram etti. brezilyalı stoper, taç çizgisi cıvarında kontrol ettiği topla, savunmacılığı unutup kanat oyunculuğuna devşrince kendisini memleketine özgü bir çalımla rakibinden sıyrılıp, maçın galatasaray adına en silik oyuncularından babel'in adını golcüler arasına yazdırıverdi.
    iki farklı geriye düşen hajduk split teknik direktörü elinde skor yapmaya müsait oyuncuları sahaya sürdü ama arzuladığı sonucu alamayınca maçtan boynu bükük ayrıldı. bu arada değinmeden geçmeyelim, fatih öztürk yine uzatmada oldukça tehlikeli bir kafa vuruşunu çelmeyi başardı. muslera'dan maç sonu bir tebrik mesajı almış olmalı...

    marcao ve belhanda dedik ama dün gece ali sami yen çimlerinde onlar kadar başarılı bir oyuncu daha vardı: etebo. nijeryalı oyuncu karşılaşmanın ilk yarısı galatasaray adına en fazla mücadele eden ve skora isyan eden futbolcu gözükürken, ikinci devre daha da ön plana çıkıp, belhanda girene kadar insiyatif alıp, takımı da yönlendirdi. seri'yi ve lemina'yı sevdik, mücadele ve arzularını alkışladık ve etebo giderken de onlar gibi üzüleceğiz zira nijeryalı bu sene takıma çok katkı sağlayacak. ikili mücadeleden çekinmeyen, kolayca yere düşmeyen, aksine ayakta kalabilen ve topu bırakmayan ve "box to box" oyunun iki yönünü de oynayabilen bir oyuncu etebo. ilk devre bir serbest vuruş esnasında onun uzaktan şutu üzerine organziasyon denerken galatasaray, ikinci devre de ceza sahası dışından bir denemede bulundu. mücadeleci ve öz güvenli yapısı, etebo ile birlikte oynayan galatasaraylı orta sahaları da rahatlatacaktır ve onların kabiliyetleri de üst düzeye çıkacaktır. transfer meraklısı biri değilimdir ama etebo'nun dün geceki oyunu ciddi şekilde beni heyecanlandırdı. umarım yanıltmaz beni nijeryalı oyuncu...

    kaynak ve maçtan fotoğraflar: http://ultrasmovement.blogspot.com/...2-0hajduk-split.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın