• 226
    saçma sapan bir penaltıyla şok bir şekilde geri düşmemize rağmen, hakemin bütün art niyetine rağmen 3 harika golle 3-1 kazanarak ilk günden geri dönüşümüzü yaptık. 3-1 olana kadar öyle bir pres yaptık ki göztepe'li futbolcular maçı 70. dakikada bitirdi resmen kafasında, bezdirdik adamları. garry ve fernando'nun çıkması ise iyi olmadı ancak ciddi bir şeyleri yok sanıyorum.

    (bkz: bu daha başlangıç)
  • 228
    bugünkü takımımızın tudor'unkinden farkı pas oyununu da başarılı bir şekilde getirebilmesiydi. tudor varken top çok gidip geliyordu. bu maçın özellikle ikinci yarısında müthiş top çevirdik. bu büyük takımlar için olmazsa olmaz. fatih hoca'nın ligin ikinci yarısından itibaren bu oyunu daha iyi seviyeye getireceğini ve daha üst düzey bir takım olacağımızı düşünüyorum. 3 puan hayırlı olsun hepimize.
  • 229
    oyunculara notlarım

    muslera 7
    linnes 6
    maicon 8
    serdar 7
    denayer 6.5
    ndiaye 7
    fernando 7.5
    belhanda 7
    feghouli 7.5
    yasin 7.5
    rodrigues 7.5
    gomis 7

    linnes defansta sıkıntı göstermedi ama ataklarda çok vasattı.
    denayer yerinde (sağbek) oynamadı görevini yaptı
    maiconun bir dahaki maçta cezalı olması büyük handikap. maçın adamıydı. en güzel gol onundu.
    yasin ciddi katkı yaptı.
    rodrigues de etkiliydi.
    gomis kaçırdı baya. ama boğuştu rakiple çok.
    feghouli kendi standardını yakalamak üzere.

    hoşgeldin fatih hocam :)
  • 232
    hemen her atakta rakip ceza sahasında en az 3 adamımız vardı. yasin'in golü de böyle geldi. göztepe defansı hareket edemedi.

    neden? çok basit. çünkü daha önce yaptığımız gibi topu her alan yarın yokmuş gibi ileri atmaya çalışmadı. topa sahip olduk. pas yaptık. kanada açtık. böylece hem rakibi baskı altına aldık hem de geride boş yakalanmadık. bu kadar.
  • 233
    ilk yarı çok da iyi oynamamamıza rağmen, ikinci yarı hatalarımızı düzeltip kazandığımız maç.

    --- alıntı ---

    ilk yarı için gözlemlerim şunlar:

    bu takım 4-1-4-1 oynamaz. fernando tek başına orta saha oynuyor. yazık.

    eğer 4-1-4-1 oynayacaksan defans hattını önde kurup önde basacaksın. takım 2 blok halinde duruyor. kopuk kopuk.

    bir de adamlar 2 blok halinde dizilmiş savunma yaparken topu ayağına alan arapas deniyor. messi değilsiniz siz, kaldı ki o bile denemez bunu geçme ihtimali milyonda bir olduğu için.

    önde baskı yapmaya çalıştığımızda feghouli pres zincirimizi kırıyor, komple çöküyor plan.

    linnes ve feghouli arka arkaya oynamaz. feghouli zaten geri gelmiyor bir de linnes zaten kötü, bütün iş maicon'a kalıyor. maicon bu yüzden sarardı, atılır.

    bizim için pek iyi bir ilk yarı değildi. umarım ikinci yarı düzelir takım.

    --- alıntı ---

    ikinci yarı 4-3-3 gibi bir sistemle oynadık. ndiaye orta sahaya fernando'ya yardıma geldi, önlerine de belhanda yerleşti ön tarafla köprü olmak için. bu yeni sistemle hem dönen topları aldık hem de ndiaye ve fernando beraber olduğu için daha rahat top çıkardık. ancak bunda göztepe'nin önde baskıdan* vazgeçmesi de etkili oldu. ön taraftaki yasin ve feghouli de içeriye doğru girdiler ve böylelikle çizgi beklerimize kaldı. zaten linnes ikinci yarıda daha çok orta kesti.

    belhanda ikinci yarı yeni sistem sayesinde daha geniş bir alanda oynamaya başladı. onun hareketlenmesi de rakip savunma bloğunu dağıttı zaten.

    gomis ikinci yarı gerçekten çok iyi oynadı. hem içeri giren kanat oyuncularımıza alan açtı, hem de atılan paslarda duvar oldu. sanırım hoca bunda ilk yarıda attığımız golden dolayı bunu daha çok yapmasını istedi. rakip stoperler daha çok gomis'e odaklı oynuyorlardı çünkü. yasin'in attığı golde de ikisi de gomis'te zaten.

    ndiaye ikinci yarı çok iyi oynadı. sene başında sevdiğimiz ndiaye'yi bize izletti.

    ikinci yarı daha planlı bir şekilde önde baskı yaptık. herkes kendi adamına çoğu zaman doğru şekilde baskı yaptı. yine de feghouli arada aksadı ama zamanla düzelecektir.

    önde baskı yapmamız ve göztepe'nin ikinci yarıda önde basmaktan vazgeçmesiyle linnes-feghouli kanadı da rahatladı. daha az geldi rakip o kanattan.

    ikinci yarı oyuncularımızın hepsi iyi oynadılar neredeyse, galip geldiğimiz için tek tek hataları yazmak gereksiz olacaktır.
  • 237
    son zamanların en keyifli maçlarından. ilk yarı iki takım da başa baş oynadı. biraz ucuz bir penaltı aldı ve golü erken buldu göztepe. ama ikinci yarı resmen kaleyi abluka altına aldık, ki özlemişiz böyle maçları.

    yani a' dan z' ye takım takır takır oyununu oynadı. daha da gol bulurduk esasında, ama olmadı. belhanda bile çabaladı, kendini gösterdi. maicon sadece kafa toplarıyla değil, frikik ile de atıyorum dedi resmen*

    feghouli yine kalitesini konuşturdu. ikinci yarı çok iyi top yaptık. ancak taraftar beklentimi karşılamadı benim. bir ara göztepe marşlarını duyuyordum televizyondan. ayrıca sürekli 'sen var ya sen' , 'başarılar gelir geçer' vs tarzı uyutucu besteler yerine, daha da hareketli şeyler söyleseler daha hoş olacak.

    daha önceden yazdığım gibi, izmirli olarak win-win maçıydı benim için. hatta maçı izlediğim komşum göztepeliydi, kim yenerse yensin o kadar üzülmeyecektik, ama bizim yenmemiz daha iyi oldu. hazır beşiktaş ve fener puan bırakmışken böyle bir maçı değerlendirmemek olmazdı.

    ayırca; fatih hocayı da özlemişiz be :)
  • 240
    maçtan önce dördüncü fatih terim döneminin kilit kelimesinin süre olacağını ve özellikle topun rakip yarı sahada kalma süresi ve bizim hücum süremizin artacağını, bununla beraber de kendi sahamızda pasla geçirdiğimiz sürenin kısalacağını konuşmuştuk ki maçın ilk saniyesinden bitimine dek bu farkı bu tercihi net şekilde gördük. zaten ilk on bir çok şeyi ifade etmişti maçtan önce. dört esas hücumcuya ek olarak ofansif rollü bir ndiaye maça dair hedefimizi anlatıyordu. tabii ilk dakikalarda göztepe takımı için alışıldık bizim takım içinse alışılmadık olan ayağa paslı futbolları oyuncuları bir süre zorladı. sezon boyunca en fazla bu tip rakiplere karşı zorlandığımız da göz önüne alındığında zorluğu en üst seviyede bir maça başladık. hakem müsveddesinin kıçından uydurduğu bir penaltı da zorluğa zorluk katmış oldu. işte bu noktada olaya fatih terim efekti girdi, devre bitene kadar onun saha kenarındaki duruşu, devre arasında da oyunculara yaptığı konuşma zaten dirilmeye meyilli takımı iki misli performansa çıkarttı. ilk devrenin golü yedikten sonraki 10 dakikasına -golü 19. dakikada bulmuştuk- ayrıyeten ondan sonraki 15 dakikasında da topu hücumda tutarak geçirmemiz rakibe bir mesaj oldu: kazanamayacaksınız!

    ikinci yarı savunma hattımız daha önde dizildi. yasin öztekin gibi formda olduğunda dengeli tarzda bir kanat oyuncusunun varlığı da topu daha fazla tutmamıza, daha az top kaybetmemize, rakip savunmanın enini uzatmamıza olanak sağladı. yine yasin'in varlığında sol tarafın istasyon işlevi kazanmasıyla denayer'in ve aynı şekilde bir başka istasyon feghouli kanadında da linnes'in çizgi bindirmeleri arttı. sabri ve tanju'nun verdiği açıkları toparlamak için pozisyonlarını kaybettiler, kaybettikçe de pozisyon verdiler. 7 dakikada da golü bulduk. bu andan sonra, göztepe'nin tıpkı ilk golümüzden sonra kendilerinden beklenen ama gerçekleştiremedikleri pozisyonları bulması beklenirken bir başka fatih terim efektiyle yine bizim hücumlarımıza eşlik etmekten başka bir iş gelmedi ellerinden. sonuçta da net bir oyunla, net bir skorla galip gelen biz olduk.

    eksikler elbette var ancak bu maçtaki oyuna olumsuz bir eleştiri getirmek insafsızca olacaktır çünkü teknik direktörün henüz takımıyla iki antrenman yapabilmiş ve buna rağmen zaten çok iyi olan iç saha futboluna gözle görülür şekilde olumlu etki etmişken, ligin en dominant performanslarından birini sergilemişken daha fazlasını beklemek de pek doğru olmaz. olabilecek en iyi futbolla, aynı dizilişler ancak farklı taktiksel tercihlerle devreyi kapatmamız harika oldu denebilir. geleceğe dönük huzur veren, rakiplere korku salan, oyuncuların da motivasyon ve özgüvenlerini yükselten bir maç olması çok önemliydi.

    dengeli futbol: sezon başında liverpool takımı oxlade-chamberlain, salah gibi oyuncuları transfer ederken transfer politikalarını eleştirmiştim. isimsel değil oyunsal tercih olarak eleştirmiştim. nedeni de zaten ellerinde firmino, mane, wijnaldum, coutinho gibi size olarak dar, istasyon olma becerisi düşük, evet atletik özellikler bakımından harikanın da harikası ama denge olarak kusurlu bir yapı vardı. eksikleriyse dengeli, manchester united'ın lukaku- mata- pogba, manchester city'nin de bruyne- aguero- silva, juventus'un dybala- higuain- mandzukic'i gibi dengeli oyuncularının olmayışıydı. yaz transferinde de eksiklerine eksik katarak benzer profilde oyuncular aldılar ve faka bastılar. üstelik salah insanüstü performans göstermesine rağmen başarısız oldular. aynı durumu zaman zaman galatasaray'da da görüyoruz. bir dönem bruma- rodrigues hattının başarılı olamayışı gibi, fazla atletik oyuncun varsa topu rakip sahaya yıkman zorlaşabiliyor. evet, daha efektif oluyorsun ancak sürekliliğin ve topa sahip olma süren azalıyor. 24 aralık 2017 galatasaray göztepe maçında rodrigues gerçekten harika oynamasına rağmen onun varlığında hücum süremiz yeterli uzunlukta olmadı. istasyon becerisinin düşüklüğü, dikine gitmeyi seven ama top saklayamayan bir oyuncu olması ilk yarının son 25 dakikasında oyunu yıkmamızı güçleştirdi. ikinci yarı yasin öztekin her ne kadar sevelim sevmeyelim formda olduğunda gerçekten denge olarak çok önemli bir oyuncudur, sol tarafı resmen aktifleştirdi ve iki bekimizin de uyanmasını, hücuma çıkmasını sağladı. içe kat etti, çizgiden gitti, top sakladı, duvar oldu, yarattı, gol attı kısacası çoğu şeyi yaptı. ee bir o kadarını da feghouli ters kanatta yapınca göztepe gibi takım boyu ligin en kısa takımlarından olan, savunmada yan toplarda başarılı, pozisyon almada başarılı bir ekip bile pamuk gibi dağılıverdi bir anda. onun için bir kez daha görmüş olduk ki yasin öztekin'in yeteneklisi, onun kadar da dengeli bir kanat oyuncusuna ihtiyacımız var zira özellikle iç sahada topu tutmada çok keskin bir faktör bu. denge önemli diyerek bu kısmı geçelim. *

    savunma hattı: fatih terim'in en bariz becerilerinden biri savunma hattını önde layıkıyla kurabilmesidir. takımlarının karakteristik özelliği olan hücum futbolunun temeli de zaten budur. riekerink döneminde bazı maçları hatırlıyorum, es kaza hücum yapmaya kalkıştığımızda takım boyu 70 metre falan oluyordu. böyle futbol kalmadı. madem taraftar hücum futbolu izlemek istiyor, savunmayı öne çekmek zorundayız. ha bunu yaparken rakibin her atağı pozisyon olsun, her maç üç tane kaleciyle karşı karşıya pozisyon verelim demek değildir bu. dediğim gibi layıkıyla yapmak, alanları doğru kapatmak, sezgileri kuvvetli ve hava topu becerisi olan savunmacıları tercih etmek gerekir. bu maçta savunma anlamında ikinci doğru yaptığımız şey olan santra yayının bizden taraftaki kısmını iyi süpürmemiz de savunma hattının önde kurulmasını destekledi. olası tehlikleri ya en başta ya da ciddiyete dönüşmeden bitirdik.

    top rakipteyken saha dizilişi: https://footballytics.files.wordpress.com/...amp;h=800&crop=1 fotoğraftaki chelsea'li oyuncular gibi dizilmek esastır. baskımızı yine yapalım, ancak buradaki gibi dizilmeyi de öğrendiğimiz vakit sayılı takımlardan birine dönüşürüz. olmazsa olmaz bir olay değil evet, ama olursa çok güzel olacak olan bir olaydır.

    maçla ilgili ufak notlar:

    + fatih hoca solu seviyor. geldiği gibi takımın sol kanadı daha çok kullanılır oldu. tolga'lı kadro tercihinden kalma sağ ağırlıklı futbol da tarihe gömülmüş oldu. (sol %35,9 - sağ %34,8)

    + maçın 75. dakikalarına girilirken rakip ceza sahasında topla buluşma sayıları 36'ya 4'tü. maç bitimine dek sayılar ne kadar değişti bilmiyorum ancak muhtemelen sezon içindeki rakip ceza sahasında topla oynama rekorumuzu geliştirdiğimiz bir maç oldu. aynı zamanda da iki takım arasında bu alanda en büyük farkın oluştuğu maç.

    + iç sahadaki pas sayımız düştü ama hücum paslarımızın oranı arttı.

    + muslera'nın topu tehlikeye girmeksizin genel olarak uzun kullandığını gördük ki net şekilde taktiksel bir tercihti. bu sayede topu kaybetme pahasına rakibi kalemizden uzakta tutmayı sağladık. tartışılabilir hangisi daha iyi diye.

    + sinan gümüş ikinci forvet olarak oyunda yer aldı. belli ki fatih hoca bu takıma 4-4-2'yi ikinci bir tercih olarak adapte edecek. bu bölgeye bir transfer bekliyorum.

    puanlama:

    muslera: 7

    linnes: 7

    maicon: 8

    serdar aziz: 9

    denayer: 6

    fernando: 8

    ndiaye: 10,

    belhanda: 9

    feghouli: 8

    rodrigues: 8

    yasin öztekin: 9

    gomis: 7

    imparatora da bir kez daha başarılar dilerim.
  • 241
    güzel bir galibiyetle tam zamanında kazasız belasız tatile attık kendimizi. bu istek, deplasman maçlarında da olursa takım yenilse bile çok sorun etmez kimse. bu hırsı görmek istiyoruz işte. ancak şampiyon olmak istiyorsak da bu hırsın yanında fatih hocanın ayar çekmesi gereken şeyler var. hakemleri de yenmemiz lazım unutmayalım.o yüzden daha iyi olmalıyız. işte tam da bu sebepten iyi ki devre arası geldi. daha gelişmemiz lazım, doğal olarak 2 günde yapamaz bunu hoca. transfer de lazım., dursun özbek, geçen divan'da harcama yetkisi de aldı yanlış bilmiyorsam, yaparlar 2-3 transfer.

    çok daha iyi olacak ve allah'ın izniyle ipi göğüsleyen biz olacağız. tribündeki çoşku da hariksydı. sesi soluğu çıkmayan taraftardan, maça etki edecek taraftara dönüşmüş. trabzon, başak, bjk buraya gelecek. iki tanesini kazansak büyük ihtimal şampiyonuz.
  • 242
    bu sezon sadece 1-1 kaldığımız antalyaspor maçını izlemiştim. 10 sene önceki maçın gol dakikasını hatırlayan ben zaten 2015 şampiyonluğundan beri kopmuştum futboldan. bu sezon da başlarken iyi bir takım kurduğumuzun farkındaydım. ama gerek özel sıkıntılar gerek galibiyetleri toteme bağlamam nedeniyle maç izlemiyordum. tesadüfen antalyaspor maçını izledim. berabere kalınca bir daha da maç izlemedim. yenildiğimiz maçın özetini izleyen ben kazandığımız maçın özetine bile bakmaz oldum. zaten kısa süre sonra büyü bozuldu. gerilemeye başladık. futboldan ve takımdan bu kadar kopmuşken ben bu göztepe maçını iki gün önceden beklemeye başladım. iftar saati bekleyen oruçlu gibi gözüm hep saatteydi. dakika sayıyordum. bu maçın galatasaray tarihindeki kilometre taşlarından birisi olmasını diliyorum. hoca beni 180 derece döndürdü. şimdi 18. hafta için gün sayıyorum. hapishanede gibiyim :)
  • 243
    terim "geleceğe yönelik pasajlar sunduk" dediği için ikinci yarıyı değerlendirmek daha önemli diye düşünüyorum. kendisinin vurguladığı bir iki dokunuş sahada gözle görüldü öncelikle önemli olan bu.

    tam bir fatih hoca felsefesi aslında. uzun oyna, düşeni topla. tudor dönemindeki gomis kullanımı ceza sahası içerisine gelen topları bitirmesi şeklinde iken; bu maçın ikinci yarısında da gördük ki terim'in gomis'i kullanım şekli çok farklı olacak. bir kere hücum gomis ile başlıyor. merkeze uzun oynanan topları gomis indiriyor ve kanatlara servis yapıyor veya kendi değerlendiriyor. oyunun içinde kalan bir forvet anlayışı bize çok şey kazandıracaktır her şeyden önce. fatih hocanın bu oyun anlayışına gomis de ikinci yarıda olumlu cevap verince ön alanda etkinliği çok arttı galatasaray'ın. bu işin gomis yönü.

    fakat bu gomis yönü n'diaye için de önemli. maçın adamlarından biri olan n'diaye, fatih terim'in uzun oyna-düşeni topla felsefesine "cuk oturan" bir oyuncu. düşeni toplama ve top takibi kendisine çok yarayan bir mecra. bu sistemin bir diğer yararını gören fernando olacaktır. kendisine baskı yapan rakipler karşısında kilitlenen oyunu çözememişti tudor. bu anlayış onun da elini güçlendirecektir.

    yalnız, bu sistemin olmazsa olmazı feghouli ve belhanda'nın ikna olmasıdır. feghouli oyun aklı güçlü fakat kendisi güçsüz (en azından şimdilik), belhanda ise tam tersi. bu iki adam oyun anlayışını benimseyecekler mi, uzun vadede en merak ettiğim konu.

    şimdi gelelim kritik konuya. benim fikrim, bu bir iki dokunuş ile sezonu götürebileceğimiz yönünde. ancak terim devre arasında kendi oyun anlayışımı enjekte edeceğim dedi. bu beni düşündürüyor. zira bu takımın bir iki dokunuşluk sorunu var bana göre. fazlasına değil. tudor'lu dönemde top rakipteyken ön alan baskısı ve ikinci topları kazanma oranı gayet yeterliydi. asıl sorun top bizdeyken ve bilhassa yerleşik oyuna geçildiğinde set oynayamamamızdı. bu ufak dokunuşlar-rötuşlar işi kotarabilecekken köklü bir değişim gerekir mi? göreceğiz...

    keyifli akşamdı, 3 gollü galibiyet ve muslera'nın yan toplarda ön alana hakim olma çabası hoşuma gitti. teşekkürler galatasaray...
  • 244
    dördüncü fatih terim dönemi'nin ilk maçıdır. imparator'un teknik direktörümüz olarak yeniden aramıza dönüşü büyük ilgi ve heyecan uyandırmış, toplamda 46.374 biletli seyirci ali sami yen arena tribünlerinden bu maçı takip etmiştir.

    https://twitter.com/...984599201046528?s=19

    adis jahovic'in penaltı golüyle geriye düşsek de; garry rodrigues'in akıl dolu golü, yasin öztekin'in kafası ve maicon roque'nin frikiği derken o gazla maçı 3-1 almasını bilmiştik.

    https://youtu.be/bgY6aBg-cW8

    jahovic'in hakem taklidi ise bu maçın komik enstantenelerindendir.

    https://youtu.be/mwKvJyKY-qc

    (bkz: tarihte bugün)
  • 246
    imparatorumuzun hırs küpü olarak döndüğü ve statta izlediğim maçtır. kuzey altta avazım çıkana kadar imparator fatih terim diye bağırmış ve bu nedenle ertesi gün rapor almama sebep olmuş maçtır. sanki lig yeniden başlıyormuş gibi bir hava vardı arenada. herkes heyecanlı, istekli ve fatih terim'den dolayı takıma güven duyuyordu. alnımızın akıyla çıkmıştık maçtan. sonraki süreçte de her ne kadar bazı aksaklıklar olsa da yine bir göztepe maçıyla* 21.şampiyonluğumuzu kazanmış olduk.
  • 247
    dördüncü fatih terim döneminin başlangıcı olan maç. tudor'la puan olarak kötü olmayan ancak büyük maçlardaki sıkıntılı durumlardan dolayı yollar ayrılmış, imparator yuvasına dönmüştü. herkes hiç olmadığı kadar inanmış ve hoca varsa şampiyonluğun geleceği inancına hakimdi, nihayet geri düşsek de garry, yasin ve maicon ağları sarsmış, hocaya hoşgeldin demişti.
    hocanın 3.döneminin sonunda yer alan muslera, 4.dönemin başında da 11'de yer bulan tek oyuncuydu. yüzler yeniydi ama kendi tabiriyle ''mekanın sahibi'' için her türlü koşulda galip gelmek zor bir iş değildi.
  • 249
    https://www.youtube.com/...Y6aBg-cW8&t=242s

    4. fatih terim döneminin ilk maçı. 20 aralık 2017 tarihine kadar bu maça az bir ilgi vardı kombine sahibi olan galatasaraylılar tarafından. ancak o her şeyi değiştiren "nerede kalmıştık" twit'inden sonra maç bir anda kapalı gişeye dönmüştü ve 3-1 kazanmıştık. umarım 22 aralık 2020 galatasaray göztepe maçında da benzer bir sonuç alırız.
App Store'dan indirin Google Play'den alın