1151
son düdüğüyle yarı şaka yarı ciddi "gördüm ya ölsem de gam yemem artık" dediğimiz maç.
üzerinden 1.5 ay geçti. haftalardır evden çıkamıyoruz. işimiz var mı yok mu belli değil, bir daha ne zaman gönül rahatlığıyla eski hayatımıza döneceğimiz belli değil, döndüğümüzde hayatın neresinde olacağız belli değil, neyimiz olacak neyimiz olmayacak o bile belli değil...
ama insan hatırladıkça hem mutlu oluyor hem de üzülüyor.
sezon başından beri takımın sallanmasıyla, hocanın boşvermiş tavırlarıyla çok ümitlenmişti suyun karşı tarafı. gönüllerinde yatan aslan hocanın istifası olsa da, kupasız geçen 6 yıla rağmen hocanın bu sezonu kupasız kapamasıyla bile teselli bulacak haldeydiler.
aralık ayına liderden 7 puan geride girince iyice iştahlandılar. başkanları dahil iyiden sataşmalara başladı. organize ancak amatör kötülük ortalığa saçılmaya başladı. tek bir tweet attı hoca...
6 maçta 5 puan geriden gelip yakaladık. 20 sene sonra yenip 8 puan öne geçtik. 4 maçlık galibiyet hasretlerini 5'e çıkardık. hem de böyle kafada en ufak soru işareti bırakmadan takır takır yendik. falcao topu usul usul penaltı noktasına koyarken tribünden yükselen teşrik tekbiri aslında sezona nokta koymuştu onlar adına. şampiyonluk hasreti 6 yıldan 7 yıla çıkıyordu usul usul. finansal fair play kıskacında inim inim inlerken avrupa katılımı ve ordan gelecek para da yalan olmuştu...
şu sezon normal devam etseydi acaba ali koç başkan kaç kere locadan taraftara atlamıştı, ya da tribünde ne besteler yapılmıştı adına istifayla başlayan?
bir değil belki de 5 yıllarını kaybedeceklerdi. covid-19 salgını dünyada belki de bir tek bunlara yaradı. bu işler bitecek, hayat normale dönecek de futbol başlayacak. o arada ekonomi ne hale gelecek, belki de pek çok şeye sil baştan başlanacak...
bu arada onyekuru'dan koşu var...
üzerinden 1.5 ay geçti. haftalardır evden çıkamıyoruz. işimiz var mı yok mu belli değil, bir daha ne zaman gönül rahatlığıyla eski hayatımıza döneceğimiz belli değil, döndüğümüzde hayatın neresinde olacağız belli değil, neyimiz olacak neyimiz olmayacak o bile belli değil...
ama insan hatırladıkça hem mutlu oluyor hem de üzülüyor.
sezon başından beri takımın sallanmasıyla, hocanın boşvermiş tavırlarıyla çok ümitlenmişti suyun karşı tarafı. gönüllerinde yatan aslan hocanın istifası olsa da, kupasız geçen 6 yıla rağmen hocanın bu sezonu kupasız kapamasıyla bile teselli bulacak haldeydiler.
aralık ayına liderden 7 puan geride girince iyice iştahlandılar. başkanları dahil iyiden sataşmalara başladı. organize ancak amatör kötülük ortalığa saçılmaya başladı. tek bir tweet attı hoca...
6 maçta 5 puan geriden gelip yakaladık. 20 sene sonra yenip 8 puan öne geçtik. 4 maçlık galibiyet hasretlerini 5'e çıkardık. hem de böyle kafada en ufak soru işareti bırakmadan takır takır yendik. falcao topu usul usul penaltı noktasına koyarken tribünden yükselen teşrik tekbiri aslında sezona nokta koymuştu onlar adına. şampiyonluk hasreti 6 yıldan 7 yıla çıkıyordu usul usul. finansal fair play kıskacında inim inim inlerken avrupa katılımı ve ordan gelecek para da yalan olmuştu...
şu sezon normal devam etseydi acaba ali koç başkan kaç kere locadan taraftara atlamıştı, ya da tribünde ne besteler yapılmıştı adına istifayla başlayan?
bir değil belki de 5 yıllarını kaybedeceklerdi. covid-19 salgını dünyada belki de bir tek bunlara yaradı. bu işler bitecek, hayat normale dönecek de futbol başlayacak. o arada ekonomi ne hale gelecek, belki de pek çok şeye sil baştan başlanacak...
bu arada onyekuru'dan koşu var...