• 301
    abdürrahim albayrak' ın süpriz diye adlandırdığı durumlardan birisi bu maç mı?

    taktiksel anlamda yolunda olmayan şeyler var, çalışılmayan, çözülmeyen şeyler var. 1 mağlubiyet-1 galibiyet diye gitmek beni rahatsız ediyor. artık taraftarın bile deplasman fobisi oluştu.

    bir sözüm de akhisar takımına olucak. gıcık ve itici hallere girmeye başladınız. yazdım bunu.
  • 302
    deplasmanda oynamanın 1 numaralı kuralı, bulduğunu atacaksın. rakibi iyi analiz edeceksin. sinanı kanatta oynatma gibi hatalara yer yok. duran toplarda etkili olamazsan maç alamazsın deplasmanda. ben herhangi bir duran top organizasyonu görmedim. şu takıma stoper ve forvet alın dedik, buyrun takım dışarda maç alamıyor. 6-pas yok, hava toplarını ve ikinci topları almak yok, pres yok, son vuruşlar kalitesiz, ver kaç yok. uzun diagonal paslar yok, dikine pasla çıkma yok. takım savunması geriye koşamıyor. sahayı parselliyecek ve diagonal pasları yaratacak taktik derinliğimiz yok. bukadar passif ve agresiflikten uzakta oynamak bu takıma yakışmıyor. mariano taç kullanıyor, üçgen yapacak bir adam yok. gol yiyoruz, oyun disiplini kopuyor. az biraz hızlı çıksak ofsayta yakalanıyoruz. habire yana pas. acilen pas ve şut organizasyonu çalışması lazım takımın. zihinsel olarak bazı pisikolojik hamleler gerek. bazı oyuncular sorumluluk alıp takıma liderlik yapamıyor. deplasmanda çok çabuk siniyoruz, çünki sabırlı oynamıyoruz. bu takımı ateşlemek teknik ekibin işi. eğer bazı şeylere dokunulmazsa tudor dönemine doğru yol alırız.
  • 304
    gecmis olsun. ben demistim demeyi sevmiyorum ama bu maci alamayacagimiz 20. dakikada belliydi zaten. artik deplasmanlarda farkli bir oyun plani ile cikmamiz lazim. 3 on liberoyla mi oynariz yoksa 5 stoperle mi oynariz bilmiyorum ama bir seyler yapmamiz lazim.

    bi de allah rizasi icin su penaltilarilari fernando, nagatomo gibi sakin oyunculara attirin. alev alan oyuncular penalti isini beceremiyor iste.
  • 305
    öyle rehavete böyle sallarlar 3 tane. speedy gonzalez diye diye rodriguez’in kıçını biz kaldırdık herhalde. bugün herkes kötü oynadı galatasaray’da. erensiz başlamak hocanın riskiydi, tutmadı ve patladı. aksi de olabilirdi. ancak bu rehavetin kabulü ve açıklaması yok. artırdığımızdan iki kuruşla maça gitme hesabı yaptık, böyle düşünen kim bilir kaç kişi var. en başta bu insanlara karşı saygılı olup maça ciddiyetle gelmeleri gerekirdi. kimse evinden kalkıp, ya da başka şehirlerden, bize salladıkları 3 tane golü izlemeye gelmedi. leş futbolu, serdar dışında maçı şeyine sallamayan 10 kişiyi izlemeye hiç gelmedi. istersen lokomotif’e 15 tane at, ertesi maç ben bunları izleyeceksem eğer olmaz olsun öyle galibiyet. trabzon maçı ders olur sanmıştım.
  • 307
    inanın şuan dokunsalar ağlayacağım. yahu ligin sonuncusu takımdan 3 yemek üstüne 4 4 diye bağırılması nedir? bu elvis manu kimdir arkadaş bütün takım durduramadı. dakika 80 kurtarıcımız bu sene satılması beklenen trabzonspor maçı haricinde oynatılmamış, şampiyonlar liginde 18 e bile alınmamış, hafta içi sosyal medyada galatasaray’ı silmiş bir feghouli!
    tabiki böyle maçlardan sonra eleştiriyoruz ama bu takım 2 hafta üst üste bize rahat maç izlettirmeyecek mi?
  • 308
    deplasman yetersizliğimizi, konsantrasyon eksikliğimizi ve plansızlığımızı bir kere daha yüzümüze çarpan tsl 6. hafta maçımız. kabul edelim ki taraftar ve takım olarak bu maçın havasına giremedik. acilen içerde aslan, dışarıda ev kedisi imajımızdan kurtulmamız gerekiyor. bu sezon 7 yenilgi ile şampiyon olunamayacağını kavrayacağımız maç olması ve geçen sezonun g. birliği yenilgisi etkisi vermesi umuduyla.
  • 318
    23 eylül 2018 akhisarspor galatasaray maçından çıkardığım notlar;

    & rodrigues “ben bu takımın tek yıldızıyım” havasına girmiş.

    & emre akbaba fizik olarak çok zayıf. devre arasına kadar toparlanmasını zor görüyorum.

    & sinan gümüş 11’de yapamaz! net olarak hamle oyuncusu.

    & bu takımın feghouli’ye de ihtiyacı var. ha eğer teknik heyet ihtiyacı olmadığını düşünüyorsa boşu boşuna şehir şehir gezdirmeyin adamı.

    & bu forvetsizlikte eren yedek kalmamalı. iç sahada belki eren'siz bir oyun düşünülebilir ama devre arasına kadar en azından deplasmanlarda eren'i besleyecek bir oyun sistemi içinde oynamamız lazım.

    son olarak in fatih terim we trust ...
  • 319
    bana göre aslında doğru takımdı ama oyun yanlıştı.
    bu takım ile önceki oynadığın gibi oynamaya kalkınca böyle olması kaçınılmazdı yoksa takıma göre oyunu, bekle kontraya çık ile oynasak. ilk yarı da girdiğimiz 3-4 pozisyon gibi 10 tane pozisyona girmek kaçınılmaz olurdu.

    hadi bu kadro ile bekle-kontraya çık oynatmak için çıkmadık.
    emre ne kanata top almaya, ne ver-kaça girmeye indi.
    ne orta sahaya yanaşarak pas trafiğine girmeye, ne de göbekten gelen toplara ver-kaça duvar olmaya geldi.
    onyekuru'nun emre'nin oynadığı oyun bölgesi için oyun bilgisi kademe anlayışı en az x2 üstündür.
    benim için 2.defa izlemeden böyle yorumladığım nadir maçlardan biridir.
  • 320
    ilk yarida garry rodrigues ve emre akbaba biraz son vuruslarda dikkatli olsa koparip goturecegimiz macti. penalti pozisyonunu saymiyorum bile, ki orada da gecen sene alanya'da bol penalti atmis akbaba varken rodrigues'in atmasi da hatalardan biriydi.

    normalde takimin penalticisi sinan gümüş olarak belirlenmis, rodrigues gidip topu istemis. rodrigues net uyarilmali biraz havaya girmis sanki. sagi solu hic belli olmayan bir futbolcu sahsen asla tam olarak guvenemiyorum. hic beklemezken 30 metreden acayip bir gol atar, gider karsi karsiya kacirir falan.

    onun disinda genel olarak bir deplasman fobisi maci olarak gormuyorum bu maci. 18-19 sezonunda su ana kadar ic sahada da 1-0'i bulana kadar nasil uretmekte sikinti yasayip top cevirdiysek,* bu mac da ayni sekildeydi. tek fark burada 1-0'i bulamadik. 1-0 bulsak bence yine rahat kazanacaktik.
  • 321
    ilk yarıdaki birkaç atak girişimini, penaltıyı vb. saymazsak uyuz bir futbolla 3-0 mağlup olduğumuz karşılaşma.

    burada şu apaçık görüldü ki geçen yılki kadro yapılanmasının artıları olduğu kadar eksileri, zaafları da var. kalite olarak belli seviyenin altında oyuncu yok ama neredeyse hepsi kırılgan, taraftar pohpohu isteyen, maç içinde reaksiyon veremeyen tipler. bu deplasman karnesi tesadüf değil yani o yüzden. yanlış ve fahiş bedellerle yapılan kadro mühendisliği karşısında yapacak pek de bir şey kalmıyor. forvetle falan da alakası yok, gomis varken de buna yakın maçlar oynamamış mıydık geçen sene? yeni malatya, antalya maçları falan mesela.

    değinmek istediğim bir diğer nokta, belki bugün 1-0'dan sonraki golleri bireysel hatalardan yedik de, galatasaray gibi bir takım bu kadar kolay 3-4 farklı kaybetmemeli. 2013-2014 sezonundan bu yana her sezon mutlaka 2-3 maç kaybediyoruz böyle. fenerbahçe ve beşiktaş en son ligde ne zaman 3-4 farklı kaybetti ben hatırlamıyorum. hiç ortamız yok bazı konularda. büyük bir takıma bu kadar basit goller ve bu kadar basit farklı skorlar yakışmıyor.
  • 323
    3-0, tertemiz, kaybettiğimiz maç. üzülmedim. ayaklarımızın yere basması için önemliydi. trabzonspor mağlubiyeti * akıllandırmamış anlaşılan. hala sinan'dan medet umuyoruz örneğin.

    şimdi naçizane futbol bilgilerimle maçı yorumlamam gerekirse; 4-6-0 tarzı bir oyun bu kadar oyundan silinen adamlarla oynanamaz. daha önce de yazmışımdır, bu bambaşka bir oyun tarzı. oynamak için bir kere oyuncu grubunuza bunu ciddi şekilde çalıştırmış olmanız gerekiyor, takımdaki oyuncuların birbirlerine alışmış olması gerekiyor, oyuncuların bu oyuna uygun olması gerekiyor vs. ileri 3'lü hatta orta alandan da en azından 1 kişinin katkısıyla oynanabilecek bir oyun. oynadığımız oyun 4-6-0 değildi derseniz ona da katılabilirim ancak klasik 4-2-3-1 düzeninde forvete onyekuru'yu koymak demek biraz da ben forvetsiz oynuyorum demektir aslında. bu da matematiksel olarak 4-6-0'a denk gelir. oyun yapısı tabii ki farklıdır çünkü o tip bir oyunu oynayamadık, oynayamayız da *

    bizim ileri üçlümüze bakarsanız bu oyunu oynayabilecek kalitede sadece henry onyekuru var. daha önce de yazmışımdır, futbol bilgisi * fena değil özellikle pırpır bir kanat oyuncusuna göre. garry mendes rodrigues ve sinan gümüş'ün futbol bilgilerini topla bir onyekuru etmez. bu ileri üçlünün sürekli alan değiştirmesi, pas alıp vermesi vs. lazım ki takım pozisyon bulabilsin. bizimkiler ne yaptı? statik kaldı. bu statik oyunda onyekuru fiziksel olarak stoperlerin arasında ezildi. sinan için zaten artık yazmak bile istemiyorum, yaza yaza bıktım usandım. garry de bugün formsuzdu, hatta bir ara sahada varlığını bile unuttum.

    geriden destek aslında emre akbaba'dan geldi ancak o da daha takım arkadaşlarıyla net alışamamasının da etkisiyle pek etkili olamadı. zaten ileri üçlü o kadar kötüydü ki orta sahadan destek gelse ne olur gelmese ne olur. bekler de pek bir şey yapamadı hücum bu kadar kötü oynayınca. pozisyon bile zor bulduk.

    her neyse, gelelim genel sorunlara. geçen yıl bile yazardım; oyuna katkısı az olan iki kanat oyuncusu bize fazla. sinan ve garry skora katkıları olan ama takım oyununa pek etkisi olmayan isimler. hadi bir tanesi * oynasın. ancak ikincisine gerek yok. garry formunun da zirvesindeyken bu formayı hak ediyor. ikinci kanadın topu biraz daha bizde tutabilecek, oyunda kaybolmayan, gerekirse zekasını ortaya koyacak bir oyuncu tipinde olması elzem kaçıyor bu yüzden.

    bir problemimiz de forvetimiz yok. eren derdiyok'u bile aradık resmen.

    bu maçta asıl problemin ileri üçlü olduğunu düşündüğümden geri oyuncular için bir şey yazamıyorum. bunlar iyi olsa akhisarspor 10 kişi kalır rahat rahat kazanırdık.

    sorunlar nasıl çözülür bilmem de topu yeteneğiyle ayağında tutabilecek tek bir oyuncumuz var o da sofiane feghouli. formu kötü, eski fiziksel gücü yok falan; olabilir, bilemem bunları. hoca daha iyi bilir. ancak sinan'dan daha kötü oynayıp takım oyununu da bozacak kadar kötü değildir herhalde. eren'i de sık sık eleştiririm gene ama forvet de onsuz olmaz gibi. belki sinan forvete çekilip denenebilirdi, bugün onyekuru kanada geçtikten sonra fena oynamadı. 55 dakika adamı forvette mahvetmişiz. sinan geçseydi keşke.
  • 324
    zor bir gece olacak çoğumuz için. şöyle adım adım bugün ne yaptık diye bakarsak; rehavet ve laubalilik hat safhadaydı bu maç.

    muslera: konsantrasyon olarak çok eksikti, yoksa ikinci goldeki penaltıyı yapacak bir kaleci değil kedi. öne çıkışlarıyla bir iki kez bizi ateşe atan adam böyle bir pozisyonda kalesinde bekleyip timing hatası yaparak çıkmazdı. canı sağolsun, kulakları çekilir muhtemelen.

    mariano: iyi değildi, hücumda da savunmada da vasat bi oyun sergiledi ancak neden linnes oynamadı diye bakmamak lazım. adam son iki maçı 90 dakika full tempo oynadı, yorgun bi şekilde oynatıp sakatlığa ön ayak olmak anlamsız olurdu.

    ozan-serdar: serdar’ın kendi ortalamasının altında olduğunu (her ne kadar rakip kalede birkaç kornerde tehlike yaratsa da) düşünüyorum. ozan’ı bu akşam da beğendim. birkaç kritik hatası oldu mesela üçüncü golde olduğu gibi ancak yaşıtları üniversite sınavına hazırlanıyorken o galatasarayın ilk onbir oyuncusu. düşe kalka öğrenecektir.

    nagatomo: kötü değildi ancak kendi standardının çok altında kaldı.

    fernando: göze batan bir hatası olmasa da çok etkisizdi, hiç oyunun içinde yoktu.

    n’diaye: maç içinde çok istikrarsızdı, geçişleri elinden geldiğince sağlamaya çalıştı ancak hep beş dakikalık sekanslarda iyiydi.

    onyekuru: bu adamı forvette yalnız bırakırsak etki gösteremez. eren girdikten sonra sağ kanatta hareketlilik sağladı birkaç pozisyon yaratmaya çalıştı ancak yalnız kaldı.

    rodrigues: hiç oynamaya gelmiş gibi değildi. fatih terim geldikten sonraki en kötü maçını oynamış olabilir. kulağı çekilecektir, ki basın toplantısında sinyalleri verildi bunun zaten.

    sinan: ilk onbir oyuncusu değil nokta. bu çocuktan zerre yaz etmiyorum benfica transferi söz konusu olduğundan beri. ne ilk 11 oyuncusu ne de sağ kanat oyuncusu. bir kanat forvet için pozisyon bilgisi çok düşük, çürüyüp gidecek kanatta. burak yılmaz gibi kendisini santrafora evirmeli ya da fatih hoca’nın artık onu orda oynatması gerekli. bu adam merkezde çok etkili, ya false nine oynamalı ya da 4-4-2’nin ikinci forveti olmalı çünkü adamda gol önsezisi çok yüksek. oynadığı maçlarda attığımız gollerin çoğunda pozisyonun içinde.

    emre akbaba: günün benim için en kötüsüydü. fizik olarak inanılmaz zayıf ikili mücadele kazanamıyor. ve bu adam 8 numara d e ğ i l. bu adamın arkasında bir 8 numara olmalı ve bu adam n’diaye de değil. savunmadan hücuma geçiş yapamıyor adam. yapamaz zaten çünkü öyle bi oyuncu değil. forvet arkası, belki false nine, belki ikinci bir forvet olarak oynamalı artık.

    muğdat: hareketlilik getirir diye umuyordum ama hiç etkili olamadı.

    eren: o dakikadan sonra skor öyle olmuşken zaten etkili olmasını beklemiyordum, o girip onyekuru sağa geçince bi şeyler yapmaya başladık biraz.

    feghouli: yorum yapacak kadar oynayamadı ancak kazanmamız lazım bu adamı bir şekilde

    şimdi entrynin ofsayt kısmına geliyoruz. elinde belhanda’dan daha iyi bir geçiş oyunu orta sahası yoksa o oynamalı. cezası olduğunu biliyorum, bu maç özelinde yazmıyorum. savunmadan hücuma top taşırken elindeki en büyük koz belhanda. bakın ben de bayılmıyorum, yeri geliyo ben de küfrediyorum kendisine ama daha iyisi yoksa kullanmak zorundasın. çünkü bu iş emre akbaba’nın da n’diaye’nin de yapabileceği bi iş değil. inşallah devre arasında bir şekilde yerine daha iyisi alınır da belhanda da biz de rahat ederiz.

    son olarak hocanın da yanlış bir kurguyla sahaya çıktığını düşünüyorum. elbette bir bildiği vardı ki böyle oynadı ancak hatalıydı bazı noktalarda.

    puan kaybının telafisinin olduğu zamanlardayız, sezon başı puan kayıpları fatih terim’li her sezonumuzda oldu zaten. ben endişeli değilim, siz de çok endişe duymayın. daha güçlü döneceğimize eminim...
  • 325
    hocanın maça 4-6-0 (ya da onyekurunun önde olduğu 4-5-1, 4-2-3-1 ne diyorsanız) çıkmasını anlıyorum. kendisi de ifade etti zaten, tek forvete sahip olduğumuzdan mütevellit bu sistemle de oynayabilir miyiz'i görmek istemiş. ama bunun yerinin deplasman olması konusunda çekincelerim var. zira hoca döndüğünden beri deplasmanlarda sıkıntı yaşıyor, kazandığımızda bile maçları zor bitiriyorduk.

    bunun yanında burada da sık sık anılan (bkz: false nine) pozisyonunda oynayacak adama maalesef sahip değiliz, hocanın bunu görememiş olması ilginç. yanlış anlaşılmasın o göremedi ben gördüm durumu değil bu, hoca kim ben kim, ama maçın daha ilk anlarında yumlu ile caner'in arasında ezileceği çok belliydi. bu pozisyonu oynayabilecek adam gerçekten dünyada çok nadir, en önde geleni de firmino. bu adamın rakip savunmayla boğuşması, hareketli olup boşa çıkabilmesi, top aldığında da dağıtacak zeka ve tekniğe sahip olması gerekir. onyekuru ise tipik bir geniş alan oyuncusu; kanada çekildiğinde de etkinliğini nispeten gördük zaten.

    sağ kanadımızda birçok maçta aynı anda sahada olan mariano ve sinan'ın inanılmaz uyumsuz olduğunu düşünüyorum. malum mariano tipik bir kanat bek; linnes kadar çevik olmadığından geriye dönüşlerde sıkıntı yaşıyor. bunun yanında sinan bey de bırakın mariano'nun kademesine girmeyi, mariano yerindeyken bile adam kovalamıyor. e be mübarekler; ikiniz de ofansifseniz bari bir kaç ikiye bir yapın da, bari oradan kazanalım; o da yok. bu noktada da hocanın sinan ısrarını artık değerlendirmesi gerektiğini düşünüyorum. beğenmediğimiz feghouli ile mariano'dan geçen yıl o bölgede çok ekmek yediğimizi görmeyen yoktur sanırım.

    fernando'nun formsuzluğu konusunda çoğu renktaşla hemfikirim. bunun yanında oyuna sertlik de katması lazım, donk bu konuda 'şuan için' daha önde görünüyor. özellikle deplasman maçlarında donk-ndiaye; hatta bazı yüksek zorluk dereceli maçlarda fernando-donk-ndiaye düşünülebilir.

    penaltı hususuna da kenar yönetimin acilen el atması gerekli. bir olur iki olur; artık kimse gaza gelip, 'kendimi iyi hissediyorum, atayım' demesin bir zahmet. şaka gibi ya; kimse farkında değil ama geçen yıl şampiyonluk gidebilirdi bu sevdaya. hocam gerekeni yapacaktır diye umuyorum.

    bireysel hatalar yüzünden oyuncu eleştirmek çok doğru değil bence. zaten bireysel hata dediğin aynı oyuncu tarafından sürekli yapılıyorsa; bunun bireysel hata olarak nitelendirilmesinden ziyade, oyuncu kalite eksikliği olarak adlandırılması daha doğru. trabzonlu onur gibi; adam bireysel hata yapmıyor, kaleciliği bu işte. ama aynı durumun muslera veya serdar için olduğunu söylersek çok çok büyük haksızlık ederiz.

    son sözüm yönetime: keşke bu maçlarda rakip sahada top tutmamızı sağlayabilecek; şişirilen topların raket gibi geri gelmesini engelleyecek, stoperler ile boğuşacak, tercihen biraz çirkef, akmasa bile damlayacak bir forvet alabileydiniz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın