402
bazı maçlar vardır hani, şampiyonluk habercisi ya da şampiyonluk getirendir.
takım öyle bir reaksiyon verir ki sahada o anda deriz "bu takım olmuş, şampiyon olur" diye.
her ne kadar 1-0'dan 2-1 bizim için şampiyonluk habercisi bir skor gibi olsa da (konya maçı, başakşehir maçı tam tarihleri aklımda değil ama söylediğimde canlanır aklınızda hangileri olduğu) bu maç kanaatimce o maç değildi.
çünkü takımın oyunu halen şampiyonluk oyunu değil maalesef. belki bir ara, ilk yarı golden sonra kurulan baskı ile ikinci yarı oyuncu değişikliklerine kadar olan oyun diyebilirim, ama yok. takım ne kadar iyi görünürse görünsün aslında tam o beklediğimiz oyun sahada olmuyor.
ama maç yazısında, bu maçı konuşmak gerek şampiyonluk oyunu / maçı değil. o maçlar gelecektir elbet, oyun da umarım ki.
öncelikle ömer erdoğan'ı ilk 3-4 dakika için tebrik ederim. maç başını çok iyi analiz etmiş, victor nelsson'un ilk maçı olmasını da hesaba katarak güzel bir plan kurgulamış.
nedir bu plan? önde pres.
artık bizim 2 maçımızı izleyen tüm dünyanın bildiği gibi biz önde pres yapan takımlara karşı topu çıkarmakta zorlanıyoruz, top kayıpları ile rakip pozisyon bulabiliyor. ömer erdoğan da buna çalışmış ve özellikle taylan topu arkası dönük aldığında taylan'a, nelsson topa ilk dokunduğunda alan kapatma ile doğru pres yaptı, nitekim golü de buldu.
golü bulduktan sonrası için tebrik edemiyorum maalesef. çünkü klasik anadolu futboluna (kapanma / yatma) döndü. bu oyundan ne kadar nefret ettiğimi anlatamam bile çünkü bu bir oyun da değil aslında. neyse, geçelim.
biz ise iyi başlamadık doğal olarak bu pres rakip tercihi ile azalana kadar. sonrasında daha rahat bir oyun ortaya koyduk. rahattan kastım top bizde ve rakip çok pres yapmıyor. sert faul vs. var ama pres dağıldı, en azından pas yapacak alan bulabilmeye başladık.
isim isim gidersem eğer yine:
muslera - golde hata yazmam, genel olarak da bu maç hata diyebileceğim bir pozisyonu olmadı. özellikle mame diouf'un kafasını iyi çıkardı.
boey - inanılmaz dinamik. çok hareketli. geri dönüşte de ileri çıkışta da harika. savunması aksar gibi görünmüşse size önünde savunma yardımı olmayan feghouli ile oynadığındandır. olimpiu vasile morutan gelince daha iyi bir ikili olacaklar bence.
luyindama - ilk golde hatası var. orada nelsson top için yatıyor, sen neden yatarsın? rakip topu alınca içe doğru dönecek sen olduğu yeri kapatıyorsun. ama neyse ki maçın geri kalanındaki iyi oyununu golle süsleyerek hatasını çok iyi telafi etti.
nelsson - sen nasıl 22 yaşındasın? nasıl böyle yıllanmış doğru stoper performansı verebiliyorsun? bir de paslar muazzam. alınma nedenini izlerken çok net anladım, marcao'ya partner olarak alınmış. ama luyindama ile de çok iyi bir ikili görüntüsü verdi ilk maçı olmasına rağmen.
van aanholt - çok iyi değildi, ama çok kötü de değildi. özellikle bu adamı sol bekten ta sağ açığa korner kullanmaya göndermemek lazım, kalıyor orada. evet etkili kullanıyor korneri ancak sağ tarafta bazen 10 dakika civarı kalıyor, boey onun yerini dolduruyor ve bu sefer yeri aksıyor.
taylan - 1. golde kerem'e attığı pasa bittim. sonrasında da son derece olumlu paslar oynuyor. 10 numara adamı aldık, regista yaptık şimdi regista paslarını da atmaya başladı. helal olsun aslan kardeşim, çok iyisin çok nazar değmesin.
berkan - ben bu kadar çalışkan çok az futbolcu gördüm sahada. hiç durmaz mı bir adam, durmuyor. her yere koşayım, yetişeyim derdinde. ancak bu sefer de maçın sonuna temposu kalmıyor, bu sıkıntı. temposunu biraz ayarlayıp 90'a yayarsa eğer çok daha faydalı olacaktır.
feghouli - mutlaka yaşamışsınızdır söyleyeceğim şeyi, halı sahada sizden yetenek olarak bir kaç gömlek üstün oyunu falan iyi bilen eskiden 2. 3. ligde futbolcu olan bir abi vardır, gelir o yeteneği vardır bilirsin, gösterir de. ama futbolu bıraktıktan sonra sigaraya - alkole - yemeğe düşmüştür (feghouli için bunlar var demiyorum, yanlış anlaşılmasın örnek olarak verdiğim o futbolcu abiden bahsediyorum) ve temposu hiç yoktur, yürür sahada. feghouli bu maçta bire bir bu oyunu oynadı. bir kere tempolu bir koşu yapmaya çalıştı, gidemedi boey geçti gitti ona döndü topu hemen. abi olmuyor ya, gerçekten. üzmeyelim, yormayalım birbirimizi. yeni bir babel'e dönüşme gözümüzün önünde bir tane varken zaten.
cicaldau - beğenmeyenler olmuş, hayretler içerisinde okudum. "yeni belhanda" falan demişler hatta. sadece şunu söyleyeyim (kaideyi taciz eden istisna da buna değinmiş twitter'da) cicaldau ilk golde taylan pası atarken taylan'ın yanında, kerem topu içeri çevirdiğinde oraya girip topu vuruyor, direkten dönmese "kilidi açan adam be" övgülerinin kendisine gitmesi abes olmazdı. bir de dün bir kaç pozisyonda oyun aklını, sonraki hamleleri düşünerek hareket ettiğini falan da gösterdi. zaman verildikçe, forma giydikçe daha iyi olacak eminim.
kerem - gole kadar yok, golden sonra attığı falsolu güzel şuta kadar da yok. daha yüksek devamlılık sağlaması lazım, maç içerisinde daha fazla çabalamalı. sadece sol kanatta top beklemekle olmaz o iş, daha aktif oldukça daha iyi olacaktır.
diagne - abi seni çözemiyorum. seviyorum, bu anlamda değil çözememem. mindset'ini anlayamıyorum. pres yapıp top alıyorsun, yıkmaya çalışıyorlar yıkılmayıp ceza sahasına giriyorsun, yıkılmıyorsun, topu çekiyorsun bir daha çekiyorsun sonra öyle saçma vuruyorsun ki topa ne kaleye ne oyuncuya öyle dışarı gidiyor :) enteresan adamsın mbaye, seviyoruz seni. devam.
girenler:
babel - twit atmış bugün "i'm going home" diye. twitter'da engellemişti beni ilk geldiği dönemde, keşke engellemeseydi de "go to your mother's home" yazsaydım da engelleseydi. hani bitse de gitsek de değil sözleşmesi, bitmeden gitsin istiyorum. yarın kulüp tesislerine eşya almaya bile giremesin istiyorum.
akbaba - abi selçuk inan'ın 34 yaşında geldiği "sahada ayakta duramama" seviyesine sen 28 yaşında nasıl gelebildin ya? tamam, sakatlık amenna ama geçti abi kamp da geçirdin sen nedir bu hal? git abi kiraya mı gidiyorsun temelli mi gidiyorsun futbolu mu bırakırsın senden olmayacak bize.
ömer bayram - neden sahaya atıldığını anlıyorum, orta kesiin. bu. ama duran top olmayınca kestiği ortalar bel boyunu aşmıyor ceza sahasında, duran toplarda da çoğunu rakip alıyor. tamam, bize geldiğinden beri en çok asist yapan oyuncu kabul ediyorum ancak bu ömer bayram'ın iyiliği mi bizim yetersizliğimiz mi bunu da değerlendirmek lazım bence.
mami - abi evet sahada çok kötü görünüyor ancak hep diyorum üst üste 2-3 maç 11 başlasın ve 90 oynasın. eminim ki en az 1 tane yazacak ve eminim ki özgüveni yerine gelip geldiği günlere dönecek. bu çocuk büyük potansiyel, bizim değerlendirmemiz lazım.
barış - kardeşim benim 87'de girdi yine de faydalı olmaya çalıştı. önümüzdeki dönemin en çok güvendiğim oyuncularından birisisin. çalışmaya devam.
--
şimdi değişikliklerin neden yapıldığına gelelim. yani hoca neden "oyun sıkışıyor" anlarında hemen babel - akbaba - ömer vs. ekibine dönüyor kulübede. nedeni çok basit.
babel olur uzaktan bir şut atar belki diye giriyor.
akbaba ceza sahası koşusu atmasa da oralarda dolanıyor önüne top falan düşünce vurup atıyor.
ömer de orta kessin, duran top kullansın.
bu kadar. hocanın başka bir planı olduğunu falan sanmıyorum.
ama yanlış. atalay - yunus çok şey beklediğimiz oyunculardı hani, rize'ye gidip oynamaları önemliydi hocam? gitmiyorlar, oynasınlar işte. babel'in attığı şutu atamaz yunus ama 35'ten vurup dağa taşa atacağına başka bir opsiyonu düşünür onu yapar belki. ya da akbaba kadar kolay yıkılmaz ama belki bir pas yapar bir şut dener kilit açar atalay. görmedik hocam bu çocukları, göster ki geleceğimize bir ışık olsun.
oyun olarak zaman zaman kopuk kopuk da olsa bir şeyler gördüm ama. yani randers maçından sonra güzel bir oyun gördüm biraz daha. oyuna puan verilmez ama 10 üzerinden puanlasam 6.5 derim. 8 olursa şampiyonluk oyunu olur.
bakalım morutan ile ne değişecek, görelim. :)