rijkaard'ın takıma katıldığı ilk günden itibaren en çok dile getirilen unsur ''sistem'' idi. evet herkesin diline pelesenk olmus bir sistem kelimesi vardı hali hazırda. çok kişi yorumlar yapsa da tatmin edici bir sonuca bence varılamadı. sadece kendi algılayabildiğimi söyleyecek olursam sistem diye bağırılan şey bence ve aslında ; ayağa pas yapmaktır. futbolcuların birbirine yük olmamasıdır. mevkilerin koordineli vardiyalarının yapılmasıdır. ileride bulunan hücum elemanlarının orayla sınırlı kalmayıp aynı zamanda geriye de gelmeleridir. kısacası ''görevi paylaşmak'' denilen kalıplaşmış cümle çok ama çok önemli galatasaray'ın sistemi dedikleri şeyde.
23 ağustos galatasaray-kayserispor maçı'nda beynime kazıdğım en büyük detay ise şu oldu; herkesin varlığı lazım bu takıma. bütün futbolcular bir şeyler katacak artık. servet ıskalarsa gökhan araya girecek, baros sektirirse elano tamamlayacak. bir şekilde bu aşılanıyor galatasaray futbol takımının oyuncularına. buna takım ruhu da diyiyoruz işte.
değinmek istediğim diğer konu ise golü beklemek. galatasaray golü atmayı geciktiriyor diyemeyiz lakin uygun zamanı bekliyor. önce karsısındaki takım nedir, kudreti nelerdir, dişe diş midir, başa baş mıdır? bunları ölçüp biçen bir yapıda şu an. ani bir saldırı asla yok. bilinçsiz hücum yok! saçma koşular yok! hırslanıp dim dik kaleye şişirilen ve koşturulan forvet oyuncusu yok. her şey zaman ile birbirini tamamlıyor. denizlispor maçında da ilk gol gelene kadar sürekli pas trafiği vardı sahada. hatta ilk gol denizlispor tarafından geldi. buna rağmen gidişat değişmedi. aynı pas trafiği süregeldi. nitekim arka arkaya dizilen 4 adet gol izletti galatasaray'ın futbolcuları. aynı şekilde dünkü maçta da bu durum söz konusuydu. yoğun pas trafiği ve rakibi bu şekilde yormak. yorarken tartıp biçmek. golün sıcaklığı hissedildiği anda ise haneye +1 yazdırabilmek. durum 1-0 iken rakip takımdan yenilen golün hiçbir önemi yok. hatta gün gelir 2-1 yenik duruma düşen bir galatasaray izleyebiliriz. gel gör ki oyun disiplininden ödün vermeyen böyle bir takım olduğu müddetçe 2-1'ler 2-4 galatasaray üstünlüğüne dönüşür. 3-4 olur. 4-5 olur. evet bir şekilde olur. yine tribünler güzel bir maç daha izer. oynanılan oyundan keyif alınır.
tek tek oyunculara değinmek istemiyorum. arda olsun, elano olsun, mustafa, servet ve diğer hepsi elinden geleni en iyi şekilde yapabiliyor. muhakkak daha da iyi yapacakları günleri göreceğiz. bu arada bir baros var ki harikulade. pozisyondan kaçmaz, her ortaya göre konumunu alır, rakip defansı aşırı ama olabildiğince aşırı yorar. maç esnasında eminim ona karşı oynayan defans 10 yıllık yorgunluğu bir gecede üzerinde hissediyordur. ikili mücadelelerde çok diri. ve hatta ona karşı mücadelede zayıf kalan rakip oyuncular yere düştüğünde otomatik olarak baros'un rakibini ittiği zannediliyor. yok aslında böyle bir durum. illaki bazı pozisyonlarda olur itiş kakış ama baros gerektiği gibi davranıyor.
yineliyorum, tek bir oyuncuya övgülerde asla bulunmuyorum. hepsi birbiri için oynuyor. yani dolaylı yoldan herkes takım için...
http://tamsaha.wordpress.com/...kere-masallah-v-2-0/