• 42
    ispanya futbolunun ana gündem maddesine dönüşmüş maç.

    marca'nın real madrid için ölüm kalım maçı olarak galatasaray maçını işaret etmesinin yanı sıra sosyal medyada ispanyolların tek konusu 22 ekim 2019 galatasaray real madrid maçı.

    hadi biraz göz atalım :

    bir real madrid taraftarı : salı günü galatasaray'a karşı çok kritik bir maçımız var ve benim umudum çok düşük.

    https://twitter.com/...656885745213441?s=21

    bir barcelona taraftarı ise real'e son darbeyi vurmamız için bize inanıyor :

    salı günü tarih yazabilirsin. @galatasaraysk

    https://twitter.com/...655455550492672?s=21

    bir başka barça taraftarının paylaşımı :

    "galatasaray'ın real madrid'i avrupa ligi'ne gönderdiğini hayal edebiliyor musunuz?" sorusu ve diğer barcelona'lıların bir nevi gaza gelmesi.

    https://twitter.com/...688419470598146?s=21

    oldukça yüksek takipçili bir diğer barcelona taraftarının videolu paylaşımı ve salı günü galatasaray'a olan inancı.

    https://twitter.com/...679449318133767?s=21

    bir real madrid taraftarının resmi hesaba attığı mention :

    galatasaray ile oynayacağımızı hatırladım.

    https://twitter.com/...672833373880320?s=21

    son olarak başka bir madridlinin çekincesi :

    mallorca'yı bile yenemiyorsun, babel'li, falcao'lu galatasaray'a karşı ne olacak?

    https://twitter.com/...664515662319616?s=21

    bunlara benzer binlerce tweet var.

    maçı kazanmak istiyorsak en az barcelonalılar kadar inanmalı ve zaten ip üstünde olan madrid'i tedirgin etmeliyiz. bunun için ilk adım da tribünden başlayacak.

    birçok soruna sahip olsak da, içimize tam anlamıyla sinen bir futbol oynamasakta hep beraber savaşacağız.
  • 61
    elimizdeki bu sefer gerçekten tarihi bir fırsat var.

    şimdi biz bunları evimizde yenersek, psg'nin de brugge deplasmanından galibiyetle ayrılması durumunda direkt olarak ikinciliğe yükselmiş olacağız.

    real madrid'in bu maçı kaybetmesi durumunda teknik direktörleri zidane istifa kararı alabilir. galatasaray, real madrid'e teknik direktör değiştirtecek kadar büyük bir takım diyecek yıllarımız olacak.

    gelelim en önemli kısma; yine bu maçı yendiğimizi varsayalım. şampiyonlar liginde diğer grupların bütün maçları unutulacak ve uluslararası bütün medya real madrid'in kötü gidişatını konuşacak. belki de teknik direktör değişikliğine götürebilecek bu kötü gidişat, galatasaray'ın galibiyeti üzerine konuşulacak. taraftarlarımızın gürültülü bir maç çıkarması da, stadımızı tekrardan cehennem olarak duyurtacak. bu bile ileri ki zamanlarda rakip futbolcular için çok büyük bir psikolojik baskı olacak. zaten biliniyordu ama bu sefer sert bir şekilde geri hatırlanacak.

    real madrid bize yenilmenin üzüntüsünü tekrardan yaşayacak. barcelona, atl. madrid taraftarları uzun süre galatasaray diye bağıracak. son 6 yılda 4 kez şampiyonlar ligi kupasını kaldıran real madrid'in galatasaray'a yenilmesini bütün şampiyonlar ligi takımı ve taraftarları konuşacak.

    dahası da var. evimizde real madrid'i yine yenmenin gururunu yaşayacağız. psg ve real madrid'li gruptan çıkma şansımız artacak. son maçlarda çok çok kötü olan galibiyet yüzdemizi, sadece 1 maçla unutturabileceğiz. ülke puanını yükselteceğiz. 3 milyon euro'ya yakın para koparacağız. yönetim, futbolcu, taraftar olarak kenetleneceğiz. uluslararası arena'da adımızı tekrardan duyuracağız.

    evet, sadece 1 galibiyetle bunlar olacak. eksiği var fazlası yok. vurduğumuz gol olsun.
  • 374
    evet, 234234234 defa yazdım yine yazacağım. her zamanki gibi kimse bu konuda tek kelam etmeyecek çünkü herkesin aklı fikri şişirme fm tabirleriyle dolmuş durumda. savunmadan şöyle top çıkartabiliriz, zone 2'de şöyle alan parselizasyonu yapmalıyız, kanatlardan bu şekilde oyun kurmalıyız. yok 4-3-1-2 oynayalım, 5'li savunma çok güzel gelsene.

    ya arkadaş ne anlatıyorsunuz? nasıl futbol izliyorsunuz ?

    bu takım k - o - ş - a - m - ı - y - o - r. büyük harf yok ki yazalım. koşamıyoruz lan koşamıyoruz. hızlı değiliz, çabuk değiliz, atlet değiliz, güçlü değiliz. bu takımın en temel sorunu fiziksel yetersizliğidir. siz hala anlatın, bloklar arası bağlantı diyin. vallahi pes, bi tane mi izlediği şeyi anlayan yok. bu takımla 32424 tane sistem deneyin, her seferinde şunu diyeceksiniz;

    bu takım niye ağır oynuyor ?
    bu takım niye ilerde çoğalamıyor?
    bu takım savunmada niye eksik yakalanıyor?
    bu takım niye hızlı pas yapamıyor ?
    bu takım niye bu kadar pozisyon veriyor ?

    düşünün la düşünün. bütün bunların olması için gereken ilk şartı düşünün. futbol bilgisi, oyun görüşü, taktik disiplin, vizyon vs geçtim, temele gelin. bir takım nasıl çoğalır, bir takım nasıl eksik yakalanmaz, bir takım nasıl top kazanır, bir takım nasıl alan daraltır; bunun için ne gereklidir; bir düşünün.

    işin acı tarafı bu takım koşamadığı gibi, ilerde de koşamayacak. bu futbolcunun kendisiyle alakalıdır. sen gidip hep aynı tipte oyuncu alırsan ve aldığın bütün oyuncular durağan, mücadele gücü düşük, didişmekten, basmaktan, ısırmaktan çekinen tipler olursa sonuçta da bu futbol çıkar ortaya. üstelik bu futbolcuların neredeyse tamamı 30+ yaşlarında. yani sen bu futbolculara bu saatten sonra koşmayı, mücadele etmeyi, pres yapmayı, adam kovalamayı öğretemezsin. bartoli değil tillahi gelse öğretemez. bu zaten öğrenilecek bir şey de değil.

    hoca burda %100 suçludur. oyuncu tercihleri hatalıdır. seri, nzonzi, babel, feghouli, mariano, belhanda. tamamı aynı mantalitede oyuncular. bunlardan ikisininin senden olması iyidir. ama üçü yanyana geldi mi artık güç olmaktan çıkıp zaafa dönmeye başlar.

    nzonzi mi gelecek? seri'yi almayacaksın kardeşim. sağda feghouli mi var? babel'i almayacaksın diğer kanada. babel'i çok mu istiyorsun? feghouli gidecek o zaman. o mühendisliği yapacaksın.

    takım resmen veteran topçuların merkezi olmuş. basan yok, koşan yok, mücadele eden yok, top kapan yok. yok oğlu yok. ya sen 2 tane atsan nolacak? real bugün oyuna ağırlık koymadan 30 tane şut çekti kalemize. 1 tane atıp öne geçsek, kabus gibi çökerler üzerimize çünkü buna karşılık verecek fiziki yeterliliğimiz yok. yok işte arkadaş ya, bu işin teşhisi budur, sabaha kadar sistem tartışın, ömer oynamamış, belhanda oynamış, seri hatalı pas vermiş; hepsi hikaye. bir takım bu kadar güçsüzken başarılı olamaz. konu budur.
  • 106
    ruh hastası, kendine dert yaratma telaşında olan galatasaraylılara inat asıl gündememiz olan maçtır.

    akşam real madrid'e çaktıktan sonra da ama falcao maçlara çıkmıyor yeaaa diye dolanırsınız ortalıkta.

    yeni türeyen ve sürekli negatiflik saçan taraftarlardan gına geldi. maalesef bu tiplerden tribünde de oluyor. insanın bir sus diye bağırası geliyor bu tiplere.

    neyse hem rakiplere hem de bu tiplere inat bu akşama konsantreyiz. bir geleneği devam ettirip real madrid'i yenmenin zevkini yaşayacağız. daha önce yaptık, yine yaparız. kolay değil, mücadele ve emek istiyor ama biz bunu yapabilecek bir kulübüz. zaten türkiye'de bunu bizden başka yapabilecek tek bir takım daha yok!

    inandık biz sizlere
  • 63
    1 gün kalan maç.

    https://gss.gs/CEm.jpg

    (bkz: sezonun en önemli maçı)

    (bkz: welcome to hell)

    şampiyonlar ligi'ndeki son galibiyetimizi ne zaman aldığımızı hatırlayan var mı?

    peki şampiyonlar ligi'nde hedef maç olarak kazandığımız son maçı hatırlayan var mı?

    ali sami yen cehennemini tüm dünyaya hatırlatmak ve ucl'de son 16 umudu yaşamak istiyorsak bu maçı kazanmak zorundayız.

    real madrid için ölüm kalım maçı.

    7 defa maç yapıp 3 kez kazanıp 4 kez kaybettiğimiz takımla yapıyoruz. ellerinden kupa almışlığımız olan bir takım.

    bu stadı da iyi bilirler, bizi *de iyi bilirler.

    kaybettikleri anda işler bir anda hiç istemedikleri bir noktaya gelecek ve son 16 görmeyecekleri bir sezonu yaşama ihtimalleri artacak.

    bu iş la liga'da şampiyon olamamaya benzemez. şampiyonlar ligi'nin en iyi takımının gruptan çıkamaması rezilliğin tanımıdır.

    elimizde mükemmel bir fırsat var. fazlasıyla gergin olacaklar. biz ise nispeten daha rahat ama konsantre olacağız. 52 bin taraftarımızla tarih yazmak için harika bir fırsatımız var.

    r.madrid'in isminden korkmadan sonuna kadar mücadele edersek o kadar da zor değil bir şeyler.

    ------------------------muslera---------------------

    ---------luyindama-----donk-----marcao----------

    mariano----lemina----nzonzi----seri----nagatomo

    -------------------andone----babel-----------------

    mariano yerine şener, lemina yerine ömer veya prens belhanda olabilir ama aşağı yukarı bu kadro ve oyun yapısı olacaktır.

    orta sahayı alabilirsek maçı da kendimize çevirebiliriz.

    bu maç bulduğunu atma maçı. golü bulursak sonrasında real madrid'i neye uğradığını şaşıracak pozisyona sokabiliriz ama bunun için de panik yapmaya gerek yok. maçın 0-0 gitmesi çok büyük problem değil, sabırlı olmalıyız.

    dedik ya onlar için bizden de önemli bu maç diye. büyük rezillik söz konusu.

    tam fatih terim maçı.

    yani şu maçı kazanıp kasıla kasıla yürüdüğünü, kaş, göz, mimikler yaptığını, kameralara ve muhabirlere konuştuğunu, basın toplantısında gülücükler saçtığını hayal ediyorum.

    haftalardır aklında bu maç olduğuna eminim.

    benim de hayallerim, hülyalarım var, olmayan bir şeyi deneyeyim diyorum.

    (bkz: benim hayallerim dünyadan daha büyük)

    (bkz: hedef son 16)

    konsantrasyon!
  • 383
    --- alıntı ---

    `maç analizi |galatasaray 0-1 real madrid`

    üçlü savunma ile maça başlayan fatih terim’in takımı ilk yarıda real madrid karşısında topu aldı, önemli fırsatlar buldu ve muslera’nın da en üst seviyesinde olmasıyla real madrid ile kafa kafaya bir oyun oynadı. genel olarak baktığımız zaman 1-0 kaybedilen bu maçın ilk yarısı ve psg maçında galatasaray’ın sezonun en umut verici oyunlarını çıkardığını söylemek mümkün. bu iki maçta ortak olan şey ise üçlü savunma kurgusuydu? peki bu ‘üçlü savunmada takımın bu farkı yaratmasının sebebi ne?’ gelin hep beraber öncelikle bunu inceleyelim.

    galatasaray’da 4-3-3 vs 3-5-2
    4-3-3 ile başlayalım. 4-3-3 sisteminde galatasaray’ın top çıkartırken sıkıntı yaşadığı, kapalı savunmaları açamadığını ve kanatlardaki rol paylaşımını doğru yapamadığını görüyoruz. peki fatih terim takımı nasıl yerleştiriyor? sarı-kırmızılı ekip topla çıkarken kanat forvetlerin rakip beklerle eşleşecek şekilde merkeze doğru yaklaşarak, kanatları bek oyuncularına bıraktığını görüyoruz. iç oyuncuları ise rakibin savunma-orta saha setleri arasına girerek tehlikeli bölgede topla buluşmaya çalışıyor. nzonzi de biraz daha geriye doğru yaklaştığı için takımın boyunun uzadığını ve merkezde nzonzi’nin tek kaldığına şahit oluyoruz. aşağıdaki görselde yeşil alanın boşluğu bunu gösteriyor. bu da pas hatalarını ve dönüşünde gelen tehlikeli hataların artması anlamına geliyor. aynı zamanda rakip takımın en küçük bir baskısında top çıkmıyor. özellikle seri’nin geldiğinden beri yaşadığı pas sıkıntılarının en temel sebebinde de kafasını kaldırdığı zaman yeterli pas alternatifi bulamaması yatıyor. takım boyu uzadığı gibi blok sayısı aşağıdaki görselde gözüktüğü gibi 4’e çıkıyor.

    https://gss.gs/XRb.jpg

    diğer bir sorun ise kapalı savunmaları açamama konusu. bu da yerleşimden kaynaklanıyor. galatasaray rakibin bek oyuncuları ile kendi kanat oyuncularını eşleştiriyor. dolayısıyla rakibin kanatları boş bırakmasını sağlıyor. fakat kapalı bir savunmaya karşı bu çok mantıklı bir tercih olarak durmuyor. çünkü bekler bu kanadı sürekli işleyebilecek bir tempoya sahip değil. dolayısıyla fatih terim’in kariyerinde belki de ilk defa bekleri bir tehdit değil.

    her oyuncunun zihninin bir yerinde adam adama eşleşme mutlaka vardır. eşleşme mantığını anlamak için öncelikle bunu iyi kavramak lazım. mesela bek oyuncuları kanat oyuncularına karşı bunu hisseder. kanat oyuncuları ise bindirme yapan beklere karşı bunu çok fazla hisseder. dolayısıyla bir alanı boşaltmak ve bir adamın bölgesinin dışına çıkarmak için bu tehdidi oluşturmak gerekiyor. galatasaray’ın ise burada ciddi bir hata yaptığını görüyoruz. rakip takımı genişletmek değil rakip takımı daraltmak istiyormuş gibi yerleşiyor bu takım. hareketli oyuncu sayısı da az olduğu için rakibi konfor alanından çıkaramıyor.

    galatasaray beklerini, rakip oyuncu ile eşleştiremediği için hem rakibi enlemesine genişletemiyor hem de orta sahada rakibini sayısal olarak eksiltemiyor. eğer beklerini rakiple eşleştirmesi başarırsan bu iki avantajdan birini elde edersin. bek oyuncunu rakibin savunma hizasına çıkarır ve rakip bek oyuncusuyla eşleştirirsen rakibi enlemesine genişletebilirsin veya yukarıdaki gibi bek oyuncunun rakibin kanat oyuncusuyla eşleşir ve onu çekerse orta sahada önemli bir boşluk yakalarsın. galatasaray ise bunları düzenli yapmadığını görüyoruz. bekler genelde ikinci bölgenin ortalarında pozisyon aldığı için rakipler onları göz ardı edebiliyorlar. görselle daha iyi anlaşılacağını düşünüyorum oradan devam edelim.

    https://gss.gs/MAw.jpg

    yukarıdaki pozisyonda şener’in en uç noktada yerleştiğini görüyoruz. rakip kanat oyuncusu onu tehdit olarak algıladığı için peşinden gitmiş ve luyindama’yı karşılayan kimse yok. bu boşluğu değerlendiren luyindama top sürmeye başlayınca rakip orta saha oyuncusunu üzerine çekiyor dolayısıyla belhanda merkezde boş kalıyor.

    https://gss.gs/rBG.jpg

    pozisyonun devamında ise belhanda’nın burada müsait pozisyonda top aldığını görüyoruz. onu karşılamaya bek oyuncusu çıkmış bir boşluk daha oluşmuş ve andone o boşluğu kullanmak için o tarafa yaklaşmış. görüldüğü gibi bir yerden rakibin yerini değiştirerek boşluk yakaladığınız zaman diğer oyuncularının o açığı kapatmaya gelmesiyle beraber o boşluk artıyor ve rakip kaleye daha tehlikeli bir şekilde gidebiliyorsunuz.

    https://gss.gs/1Tl.jpg

    yukarıda görselde ise galatasaray’ın topla çıkarken hem iç oyuncularını hem de kanat oyuncularını merkeze attığını bunlar aynı hizalarda olduğu için pas alternatifi oluşturmadığını ve takımın boyunun çok uzadığını görüyoruz. kanat oyuncuları beklerle eşleşerek onları içe doğru çekiyor, rakip daralıyor ve oynamak istediği oyunu oynama fırsatı yakalıyor. nzonzi ile stoperlerin buradan top çıkarmak için ne kadar zorlanacağını ve iç oyuncuların top aldığı zaman pas alternatifi bulma konusunda ne kadar sıkıntı çekeceğini tek tek anlatarak uzatmaya gerek yok sanırım. topla penetre edebilen ömer’in burada fark yaratmasının en temel sebebi de bu aslında. pas oyunu oynamaya müsait isimler pas opsiyonu bulamadığı için zor paslar deneyip hata yaparken topu alıp sürebilen bir oyuncu fark yaratıyor.

    3-5-2 ve galatasaray
    geçelim 3-5-2’ye. bu dizilişte yukarıda bahsettiğim sorunların birçoğunun otomatik olarak çözüldüğünü söyleyebiliriz. beklerin oyun ritmi konusundaki eksikliği ve stoper sayısının sıkıntısı sebebiyle bu oyunu uzun vadeye yaymak adına bir takım problemler olacaktır. ömer ve şener gibi isimlerin kadroda kendisine yer bulması gerekiyor. peki 4-3-3’te yaşanan problemler nasıl çözülüyor? galatasaray 3-5-2’de nasıl diziliyor?

    https://gss.gs/86L.jpg

    görüldüğü gibi kanatları tek oyuncu paylaşmış durumda ve bu oyuncular sahadaki sistem gereği daha önde pozisyon alıyorlar. aynı şekilde takımdaki boşluk sayısı azalmış durumda. seri ve nzonzi çift pivot olarak rol alıyorlar. dolayısıyla galatasaray top çıkarırken merkezde 5 tane oyuncu alternatifi oluyor. bu da takımın baskıdan daha rahat geçmesini sağlıyor. paris maçında bunu net bir şekilde görmüştük zaten. yine aynı şekilde ön alanda iki tane hareketli forvet ile bu sistemi optimum seviyede oynamak mümkün.

    merkezdeki kalabalık oyunu süpürmek ve rakip takımlara sayısal üstünlük kurmak için çok kritik. üç tane oyuncu ve forvet oyuncularının katılımıyla beraber burada sayısal üstünlüğü ele geçirmek mümkün. bunun yanında kanatları tek oyuncu kullandığı için rol paylaşımı doğru yapılmış oluyor ve oyuncular birbirlerinden rol çalmıyorlar.

    galatasaray, 3-5-2’yi real madrid maçında bazı aralıklarla çok doğru kullansa da genel olarak tam verimli bir şekilde kullanamadığını gördük. sahanın belli bölgelerinde sayısal üstünlüğü alması gerekirken bu konuda başarılı olamadı. maçın ilk yarısında real madrid’in daha az topla oynamasına rağmen bu kadar etkili görünmesinin ve rakip kaleye 15 şut çekmesinin altında da bu yatıyordu. buradaki temel sebep ise nzonzi’nin stoperlerin arasına çok gömülmesiydi.

    https://gss.gs/fuS.jpg

    nzonzi zaman zaman çok geride top aldı. böyle olunca takım kilitlendi. valverde, seri üzerinde oynadı. kroos da belhanda ile eşleşti ve casemiro’nun pres yaparken eşleşeceği adam olmadığı için orayı iyi süpürdü. nzonzi’nin bu geriye yapışık oyunu sebebiyle galatasaray orta sahada ikiye üç kaldı. normalde iyi kurgulanmış bir sistemde şu dizilişle beraber galatasaray’da çift santrforlardan birinin merkeze doğru inerek galatasaray’ın orada dörde üç üstünlüğü alması gerekirdi. nzonzi’nin öne çıktığı veya belhanda’nın casemiro üzerine oynadığı aralıklarda sarı-kırmızılı ekibin net pozisyonlar bulduğunu gördük.

    https://gss.gs/kM0.jpg

    bunun bir örneğiyle devam edeyim. nzonzi öne çıkınca valverde onu karşılıyor, casemiro yaklaşan seri ile eşlemiş, kroos ise belhanda’yı tutuyor. baktığımız zaman üçe üç bir eşleşme görüyoruz. nzonzi öne doğru sürünce kroos onu karşılamak için ona doğru gidiyor ve bundan faydalan belhanda merkezden top istiyor. sol tarafta ise mariano’nun yukarıda bahsettiğim şekilde kendini tehdit algılatarak öne çıktığını ve marcelo’yu üzerine doğru çektiğini görüyoruz. bu sebeple ramos ve marcelo’nun arasındaki mesafe oldukça artmış. andone de doğru bir koşuyla pası alarak boş bölgeden kaleciyle karşı karşıya kalıyor.

    galatasaray’ın rakibi yenebilecek ortamı yakaladığını fakat taktiksel hatalar sebebiyle bu fırsatı kaçırdığını düşünüyorum. ikinci yarıda dörtlüye geçmek büyük hataydı. aynı şekilde hazard’ı çizgi üzerinde topla buluşturmayı çok iyi başaran real madrid’in soluna mariano ile çıkmak da hataydı. nagatomo’nun sağ kanatta o bölgeyi çok daha iyi savunacağını düşünüyorum. beli çok hızlı olduğunu için hazard gibi oyuncular karşısında çok sağlam durabiliyor. mariano’nun o tarafta olmasıyla hazard’ın birçok kez luyindama ile eşleştiğini ve bunu çok etkili kullandığını gördük. belli dokunuşlar olmadan bu 4-3-3’ün yukarıda bahsettiğim nedenlerden dolayı çok fazla yürüyemeyeceğini düşünüyorum. dolayısıyla iki dev rakibe karşı da gördük ki 3-5-2 bu takım için ideal bir sistem olabilir.

    --- alıntı ---

    kaynak: http://www.topsuzoyun.com/...ray-0-1-real-madrid/

    (bkz: topsuzoyun.com)
  • 68
    3 kasım 1999 galatasaray milan maçının spikeri doğan yıldız, ümit üçüncü golü attıktan sonra kollarını iki yana açıp kapalının önünde deli gibi koştururken "yüreğimde vardı, bişeyler olacaktı diyordum" demiştir ya. işte öncesinde tam olarak o durumda olduğumuz karşılaşma.

    fikir desen değil, akıl desen değil, mantık desen değil, şımarıklık desen değil, sadece bir his...

    umarım boşa çıkmaz...

    (bkz: galatasaray bir his takımıdır)
  • 20
    5 gün kalan maç.

    https://gss.gs/hSz.jpg

    (bkz: sezonun en önemli maçı)*

    r.madrid'deki eksiklerden sonra 1 ekim 2019 galatasaray psg maçının 2.yarısındaki oyun ve mücadeleyi gösterirsek kazanabileceğimizi düşündüğüm maç.

    r.madrid o ronaldo'lu winner takım olmasa da son 16'da elenmesi demek büyük sükse demek. adamlar haftalardır bu maçı ölüm kalım maçı olarak gördüklerini beyan ediyorlar.

    la liga'da şampiyonluğu barça'ya, a.madrid'e kaybetmen normal karşılanabilir ama r.madrid'in son 16'ya kalamaması büyük fiyasko olur.

    oyuncusu da, hocası da(zidane), başkanı da baskı altında.

    bu ortamda taraftarımızla birlikte arzulu bir galatasaray r.madrid'i daha da baskı altına alıp hata yapmasını sağlayabilir.

    bu maçı kazanabilirsek gruptan çıkmak adına umudumuzu sürdürürüz. 3. lük için de ciddi avantaj yakalarız.

    bu maç ve bunun madrid'de yapılacak olanı gruptaki durumumuzu netleştirecek. gönül en az 4 puan istiyor tabii ama ikili averajı alarak 3'er puan almamızdan mutlu olurum açıkçası.

    o zaman brugge'yi içeride yenebilirsek gruptan çıkmayı garantilemiş psg ile son maçı oynamak bir avantaj olabilir. paris'te alınacak olan 1 beraberlik ile de 8 puanla bu gruptan çıkabiliriz. *

    tabii r.madrid'in de en fazla 8 puan aldığı senaryomda :(

    ama önceeee...

    (bkz: 18 ekim 2019 galatasaray sivasspor maçı)

    (bkz: konsantrasyon)
  • 84
    yenilsek de gurur duyulacak bir takım olmak elbette önemlidir ama o maç bu maç değil. şampiyonlar liginde var olmak ve devamını sürdürmek istiyorsan söke söke galibiyetini alacaksın. hakem, saha zemini, hava koşulları bahane olmamalı. çıkıp aslanlar gibi alın bu maçı. beraberlik de istemiyorum, ille de galibiyet.

    maçın sonunda inşallah burası karnaval yerine döner. vurduğumuz gol olsun.
  • 43
    kale : muslera
    stoper : luyindama, donk, marcao
    bekler : şener , nagatomo (defansı iyi olduğu için)
    defansif orta saha : nzonzi
    orta saha : belhanda
    sağ kanat : feghouli
    sol kanat : babel
    forvet: andone

    dizilişi ile sahada olacağımızı düşünüyorum.
    burada en önemli konu yine belhanda'nin performansı, eğer geçen senenin ikinci yarısında oynadığı gibi sorumluluk alarak oyunu yönlendirir, topun kıymetini bilip ender ataklarımızda basit pas hataları yapmaz ise galibiyet uzak değil.

    maç seçen babelin ligde gösterdiği performansın 20% fazla performans göstereceği aşikar.
    (evet eğri oturup doğru konuşalım, hani transfer dönemi diyorduk ya şampiyonlar ligi faktörü ile bizi seçti diye, işte babel sadece bu yüzden bizi seçmiş gibi, yararlandığımız kadar yararlanalım)

    en önemli korkum marcao ve nagatomonun oluşturacağı sol defans bölgemiz, ne yazık ki ikisi de geçen seneyi mumla arıyor, bir de üstüne babel bey geri gelmeyince (gelse bile gölge savunması yapıyor, yani bence defansta varlığı yokluğundan da beter) işler iyice sarpa sarıyor, umarım yanılan ben olurum...

    yine umarım dinlenmiş bir feghouli bize geçen seneden kesitler verir ve gereken sorumluluğu alır.

    andone çok istekli başladı, takımın as forveti olmak istiyor, bu onun için mükemmel bir fırsat ve ben iyi bir performans göstereceğini düşünüyorum, hatta babel ve feghouli den daha fazla defansif katkı vereceğini tahmin ediyorum.

    en büyük avantajınız rakibin kendine guveninin sıfırın altında olması ve en büyük itici gücümüz olan cefakar taraftarımız.

    bir üst tur için vurduğumuz gol olsun.
    bu bizim şaha kalkacagimiz maç olsun..
    bu bizim tüm yönetimsel defoların sezon sonuna bırakılıp tekrar ve her şeye rağmen kenetlendigimiz maç olsun...
  • 19
    öyle bir maç ki bütün madrid camiasını tek vucut yapmıştır. real madrid'in olası bir mağlubiyeti madrid'de kazan kaynatır. zidane ile yolların ayrılacağı konuşuluyor. keşke ilk maçımız real maçı olsaydı. kendileri ile çok zamansız karşılaşıyoruz. adamlar iki maçın acısını bizden çıkarırlar diye tırsmıyor değilim.

    lakin bir kazanırsak, real madrid gruplardan çıkamaz. bu kadar da eminim.
  • 92
    belhanda'nın olmadığı on birleri görünce istemsiz gülüyorum. adam maskeyle psg maçına çıktı, bu maça mı çıkmayacak? performansından bağımsız olarak gözlemim budur.

    maç ile ilgili hissiyatım, güzel şeyler olacak. kolay kolay böyle şeyler yazmam ama bi sinerji olması açısından iyi olur diye düşündüm.

    onun dışında 2 ay sonra düğünüm var ama ben 2-3 gecedir yatağa girdiğimde kafamda bu maçı oynuyorum. 3 5 2 mi çıkarız? şener mi? mariano mu? babel uzaktan gömer mi? andone rakip defansı koşularıyla bozar mı? lemina ile maça başlar mıyız? belhanda 1 aydır süregelen ölü taklidinden vazgeçer mi? bu ve bunun gibi çeşit çeşit sorular.

    inşallah futbolcular da bizim gibi önemsiyorlardır şu maçı. çünkü sezonun en önemli maçı
App Store'dan indirin Google Play'den alın