176
böyle galibiyet olmaz olsun. düzgün mücadele eden doğru adamlarla oynayalım kendini yere atanlarla değil.
177
cavanda'nın bir karıştan topu kaleye atamayan umut bulut'a sacma sapan bir penaltı yaptığı maç olmuştur.
178
çok garip bir maç sonu oldu. ayrıca bu hakem her kimse berbat.
179
türk futbol tarihinin en saçma maçı. yusuf erdoğan kasti kırmızı kart görmek için kastı. yetişemedi. hakem maçı uzatmadan bitirdi. bu maç çok konuşulur.
180
mustafa denizli a.k.a yersen kurt'un harika değişiklikleriyle maça hükmettik, hatta o kadar hükmettik ki dehşet-ül vahşet ataklarımızı anca kırmızı kartlık hareketlerle engelledi trabzon.
yersen kurt hoca'nın fevkaladenin fevkinde idaresinde 2-1 kazandık.
emeği geçenleri allaha havale ediyorum.
181
böyle galibiyete sokayım dedirten maç.
berbat bir futbol, berbat bir teknik direktör, berbat futbolcular ve berbat bir hakem.
182
bu kartlar besiktas trabzon macinda gecerli olacak mi diye merak ettim acikcasi
183
hakemin bir an bana da kırmızı kart göstereceğini zannettiğim maç.
cavanda'ya resmen kendisine değdi diye kırmızı gösterdi hakem...
neyse koyup geçtik gerisi mühim değil.
185
rezalet bir maç yöneten hakeme şait olduğumuz maç. denizli'nin saçma tercihlerinin eleştirilmesinin de önüne geçti.
186
umutun penaltısı penaltıdir hemde barizdir. trabzonun penaltısı uydurmadır. ama ilk yarı başka bir penaltısı verilmemiştir. kırmızi kartları bir düşünmek lazım ama trabzona ohhh olsun o kadarı da.
187
yahu penaltı gayet penaltıydı. umut'un baldırına bilerek ya da bilmeyerek fark etmez, bariz bir müdahele vardı. penaltıyı yaptıran futbolcuya neden kart verdi anlamadım ama itirazdansa doğru, penaltıdansa yanlış. salih'in kırmızısı doğru. bize karşı verilen trabzonspor'un penaltısı yanlış. sabri'nin marko marin'e faul yaptığı pozisyonda verilmeyen bir penaltı var.
188
kazandığımız için mutlu olamadığım maç, tarafsız yargılama özelliğimi kaybettiğim için ne desem bilemiyorum fakat uzun yıllar unutulmayacak olan bir mücadele.
iyi oynama belirtileri gösterdik, ancak maç ne bileyim, kazanılınca mutlu olunacak bir maç değil... trabzonlu futbolcular kendilerini çok yaktılar ama hakemin gerçekten rezalet olduğunu unutmayalım. hakem maçı iyi idare edemedi.
189
maçı tek kelimeyle anlat deseler rezillik derdim. bu ne ki futbol mu bildiğimiz?
190
ikinci golden sonra ''oleyyy'' çekilmeseydi iyidi. ayıp oldu amk. yakışmadı.
191
trabzonsporluların her kırmızı kartının dogru oldugu maç.
iki tarafa da olmayan penaltılar verildi o kadar.
192
tüm sezonda yaşanabilecek tüm olaylar tek maçta yaşandı amına koyayım. acayip bir şey oldu lan anlamadım ben.
193
galatasaray i diğer kulüplerden ayıran kültürüdür. bu kultur hiçbir takımda yoktur. rakibin bu durumuna sevinmek galatasaray taraftarına yakışmıyor.
ben galatasaray kültürüne zarar veren herkesin bu kulüpte olmaması gerektiği düşünüyorum. emek hırsızları özellikle.
194
garip bir maçtı karar veremiyorum şu maç için ama hakem gerçekten rezaletti. gerçi geçen seneki trabzonspor'un yaptıkları aklıma gelince beter olsunlar dediğim maç.
195
bizim penaltida once umut'a darbe var, cavanda sonra topa mudahale ediyor. bu mizanseni bir de soyle dusunun, defans adami rakibinin ayagina takip hemen sonra topa temas ediyor, ama yine penalti olur.
onun disinda trabson gecen sene yaptiklarindan dolayi beter olsun. 11'e 11 iken bile boylesine dususteki bir takima karsi bile mahkum oynadilar. su halimizi nazara alinca, tasak oglanina donduler denecek bir mac cikardilar.
197
öncelikle umuta yapılanın penaltı olduğu kanısındayım. hatta bu kadar tartışılacağını zannetmiyordum.
ilk yarı trabzon lehine verilen penaltıya gelirsek ise penaltı değil. erkan koray'ı görünce hemen bir çalım atmaya çalışıyor ve dengesini kaybediyor. yine de hakeme burada bir şey diyemem zira pozisyonu ilk gördüğümde penaltı zannettim.
marko marin ve sabri'nin bir pozisyonu var. o sırada televizyona bakamamıştım ve ağır çekimde gördüm. sırf ağır çekimden karar vermek bana göre hatalı bir yaklaşım olsa da sabri marko marin'i itiyor. özetten bakınca bir daha yazacağım ama zannediyorum penaltı verilmeliydi.
hakan balta'nın elle oynadığı bir pozisyon var. bana göre penaltı değil. o tür kaymalarda doğal pozisyon başka bir konum değil bana göre. 40 defa olsa 39 defa o tarz ellere ben elle oynama vermem. o 1'inde ise iyice düşünmem gerekir. bana göre saçmalık.
bir çırpıda aklıma gelenler bunlar. asıl ben kartlardan bahsetmek istiyorum ancak şunu söylemem gerekiyor. ceju bir pozisyonda taban göstermiş diyorlar, hatırlamıyorum yorum yapamayacağım.
4 kırmızı çıktı maçta.
öncelikle cavanda'dan başlayayım. eğer o penaltıya kırmızı kart verecekse %100 gol pozisyonunun engelinden vermiştir herhalde.
edit: kırmızı kart cavanda'nın itirazını yaparken ki davranışından yemiş belli.
salih bir protesto yaptı, yapsın da. haklı olduğuna inanıyor. ama bir karşılığı var ve atılmalıydı.
aykut'a gelirsek 2. sarı doğru. ilk sarıyı hatırlamıyorum.
ilk atılan oyuncuya gelirsek orada tartışmak gerek.
edit: belirtmeyi unutmuşum. özeti izledikten sonra bir daha entryi yenileyeceğim. bakalım aklımda kalanla özettekiler ne kadar uyumlu.
198
maç sonrası ntv spor da rıdvan dilmenin trabzonsporun haklarını savunduğu maç. bunlarıda gördük.
199
oyun ve hakem kararlarıyla ilgili konuşulanlardan büyük hayret duyduğum maç. kırmızıların hepsi kırmızıymış, penaltılar penaltıymış. yahu yapmayın ayıptır günahtır. bugün aynı şeyler bize olsa gidip tff binasını basıyor olurdunuz şu an. özer'in top omuzuna çarptı, adam bunu konuşuyor sarı görüyor. ikinci sarısında faul yok ulan faul. ama ikinci sarıyı yiyor. aykut'un ikinci sarısında gidip adam gibi uyarabilirsin. fifa ve uefa der ki, mümkün olduğunca oyuncuyu sahada tutun. şimdi sen gidip bu kadar gerilen oyuncuların olduğu bir ortamda ne diye gidip adamları 9 kişi bırakıyorsun. aykut'la podolski kafa kafaya itişiyolar sadece, darbe yok bir şey yok. idare et. ama yok illa hakemliğini gösterecek. sonra umut'un pozisyonunun penaltıyla alakası yok. o durumda olan bir rakibe gidiyosun böyle uyduruk bir penaltı çalıyorsun, sonra da olaylar kopuyor. e kopar tabi, onlar da nihayetinde insan. insanın sabrı da bir yere kadar.
asıl dönüp kendi takımıza bakalım. 9 kişi kalmış rakibe karşı hiçbir pozisyonumuz yok, her şey tesadüflere kalmış. poldi'nin golü tamamen kendi becerisi, saçmasapan bir gol. selçuk'unki zaten söylemeye utanırsın. onun harici hiçbir şey yok. ne varyasyon, ne kanat bindirmesi, ne kısa paslarla ortadan rakip defansı delme, hiçbir şey. ayıp ulan. bu oyunculara senelik 40m euro para ödeniyor. bu teknik direktör 3m dolar para alıyor. bir allah'ın kulu da çıkıp sormuyor mu "aga siz ne işsiniz? antrenmanlarda ne yaparsınız? karakteriniz yok mu sizin?" diye? bu kulübü kimler yönetiyor? bu kadar kombine, bilet, forma vb alan taraftar olmasa siz bir hiçsiniz, biliyorsunuz değil mi? bunun hesabı nasıl sorulmuyor? bu nasıl iştir? çıldırmamak elde değil.
ama olsun, sonunda 15 kişi oynayarak 2-1 galip geldik. heeeeey, yaşasın, en büyük cimbom!
200
maçta kural hatası var, 10 dakika uzatma vardı oynatmadı.