151
olay kendi içlerinde mi yoksa bizim tarafımızdan mı oldu. doğrulatmaya çalışıyoruz. birazdan kesin bilgiyi veririz.
edit: gs yöneticisi şimdi söyledi. emniyet olayın kendi aralarında olduğunu söylemiş.
edit2: şu durumda emniyet görevlilerinin dediğine inanmaktan başka çare yok. ama bu işten kötü kokular geliyor. inşallah öyle değildir.
152
maç sonu bir sırp taraftarın öldürüldüğü söyleniyor. maç öncesi olaylar olduğu sırada salona çok yakındım. sırp taraftarlar topkapı tarafına doğru ilerlerken ben de salona gidiyordum. yolda 300 kadar sırp taraftar gördüm. salona gelince de kavga çıktığını öğrendim. eğer bir bıçaklanma durumu olsaydı kesinlikle salonun önünde bu durumu duyardım diye düşünüyorum. sırp taraftarlarda da hiç arkadaşları bıçaklanmış gibi bir hava yoktu. gayet gülerek eğlenerek marş söylüyorlardı. dolayısıyla ölüm haberi ilk çıktığı sırada çok şaşırdım ve yalan haber olduğunu düşündüm. ancak ölüm haberi resmileşmiş. allah rahmet etsin. sanırım kendi aralarında çıkan bir kavgada bıçaklanma durumu olmuş. ne olursa olsun yok yere bir kişi hayata veda etti. keşke bu durum yaşanmasaydı.
153
bu karakterli takımın her maçı kapalı gişe oynaması gerektiği mesajını bir kez daha taraftarına verdiği maçtır.
154
efsane maçtır. başka söze gerek yok.
fakat benim anlamadığım bir genç olmuş orası kesin artık. eğer bizim taraftarlardan biri öldürdüyse bence o 300 sırp ne olursa olsun abdi ipekçi'nin çıkışında bizleri beklerdi. yani bu kadar sessiz kalacaklarını pek sanmıyorum.
kendi aralarında kavga ettiklerine de pek anlam veremiyorum. sonuçta deplasmana seninle gelen adamı, salona kortej halinde giden adamı niye bıçaklayasın?
henüz anlam veremedim bu olaya fakat genç bir insanın ölümü beni üzdü. keşke olmasaydı bu olay.
155
bundan 20 yıl sonra çoluk çocuğa anlatılacak bir başka maç olmuştur. akıllara zoran erceg'in muhteşem üçlüğü ve arroyo'nun büyük oyunculuğu ilk olarak gelecektir.
156
maçı salonda izledim. maç sonucu sosyal medyada yorumlara baktığımda maç için efsane başlığı atılmış. benim için sadece güzel bir maçtı. belki salonda izlediğim için böyle hissettim.şimdiye kadar salonda 4 tane basketbol maçı izledim. geçen sezon final serisinde biri truva olmak üzere kadın basket takımımızın fenerbahçe ile yaptığı iki maçtı. bu sezon dünkü maç ile geçen hafta oynadığımız anadolu efes maçı idi. ben bu maçları izlemeden önce voleybolun kadınlarda, basketin ise erkeklerde daha güzel durduğunu düşünürdüm. ama büyük bir algı yanılsaması olmuş . demek ki geçen sezon ki kadın basket takımımız o kadar iyimişki geçen sezon o maçlarda aldığım seyir keyfini bu sezon erkek takımımızdan daha alamadım. maça gelecek olursak iyi başladık. 3. çeyrekte yine tökezleyecek miyiz diye düşündüm. yanılmadım. kızıl yıldız bu çeyrekte bize yetişip farkı açtı. dördüncü çeyreğin sonunda maçın uzatmaya gitmesi gereken bize üç sayılık basket gerekirken aklımdan geçen acaba geçen sezon eurolegue finalinde ki şebnem kimyacıoğlu üçlüğü gelir mi? yada maç yada çeyrek sonlarında fenerbahçe'nin orta sahadan attığı toplar gibi bizim topumuz da girer mi? aklımdan geçen bunlarken bize gereken maçı uzatmaya götüren üçlük geldi. bazen gerçekten maçların gidişatını iyi hissedebiliyorum. neyseki 2. uzatmada maçı koparabildik. arroya 'ya daha bir dikkatli izledim. arroyo'u gidin canlı izleyin diyen arkadaşların öğütlerini dinledim. uzun süre skordbord'a 30 numaranın yanında hiç sayı göremesemde onun oyun içindeki soğukkanlılığı, kendinden emin oluşu ve liderliği ile ben buradayım diyordu. imkanınız varsa basket maçlarını izlemeye gidin. fiat anlamında futbol maçlarından daha ucuz. passo-ligden dolayı futbol maçlarını izlemeye gidemediğimden uygun saatlerdeki maçları izlemeye çalışsacağım. şunu da belirtmek isterim ki ekran karşısında maç izlediğimdeki stres 10 ise salon yada trübünlerde maç izlemek stresi 1'e indiriyor. böylece ben maçları daha oyun odaklı izliyorum.
sağlığını düşünen maçları yerinde izlesin:).
157
unutulmaz bi maçtı. maçı salondan izleyenler arasındaydım. 2. periyotun sonuna bir parantez açmak gerekirse, yaklaşık 50-100 kişilik grup göz açıp kapayıncaya kadar, sırp taraftarların olduğu bölüme yüklenmeye başladı. daha önce yazan oldu mu bilmiyorum, ancak bu arkadaşların ceplerinde bir sürü torpil falan vardı. daha sonra tribünden inip, alt merdivenlerden sırpların bulunduğu bölüme geçmek amacıyla -zannedersem- bi anda yüklendiler. daha sonra emniyet güçlerinin gelmesiyle birlikte olası bi facia önlenmiş oldu.
ne yaptığını gayet iyi bilen bi gruptu ve kosova lehine tezahüratlar yaptılar. maçtan önce sırpların da taşkınlık çıkarmaya çok niyetli olan davranışları etkili olsa da, sırbistan'da ve avrupanın çeşitli bölgelerinde yaşayan gurbetçileri de zor durumda bırakmamak lazım.
önce dortmund, şimdi kızılyıldız. hiç bir şey iyiye doğru gitmiyor.
158
maç öncesi sırpların olayları başlattığı anda, hemen arkalarından salona doğru gittiğim için yaptıkları rezilliklere birebir şahit olmuşluğum vardır. marmaray civarından salonun önüne kadar sakin gelen bir grup vardı. salonun önüne geldikten sonra bir anda ellerindeki bira şişelerini ışıklarda bekleyen arabalara ve sonrasında taraftarlara fırlatmaya başladılar, ardından yoldan geçen birkaç teyzeye bile kemerlerini çıkarıp vurdular. ilk anda hiçbir müdahale olmadı. ne zaman bizim taraftarlar yöneldi, polisler geldi, biber gazı vs. derken ortalık biraz sakinleşti.
akşam eve dönerken haberlerde bunların çıkardığı olayları daha detaylı görmeyi bekliyordum; ancak yine ihalenin bizlere kaldığını görmüş olduk. böylesine taşkınlık yapan, işleri çığırından çıkaran adamların adı bile geçmiyordu.