o yıllarda liginde şampiyonluğa oynayan ve hep son maçta kaybeden, bir önceki sezon tarihinin en iyi sezonunu geçirmiş eintracht frankfurt'a galatasaray'ın taraftarıyla ayarı verdiği maç olmuştur. şöyleki tribünde sadece kale arkasında bir miktar frankfurt seyircisi şaşkınlığın kralını yaşamışlardır kendi evlerinde. arızaya bağlamış ve almanların elinden gerekirse fahiş fiyatlar önererek alınan maç biletleri sonucu stadın bir kale arkası dışında tamamı cimbomluydu ki bu durum daha başta gerginlik olmasına sebeb oldu. taraftarımızın çoğunda bayrak vardı, ortam bildiğin ali sami yen'di, sadece seyirci sayımız iki kat fazlaydı. kendi evinde böyle bir duruma düşen ev sahibi frankfurt seyircisi daha maç başında bir bayrak yakma girişiminde bulunmuş, fakat galatasaray taraftarının ciddi bir kısmının bayraklarından sopaları çıkararak o kale arkasına bunları ivedi bir şekilde göndermesi ve akabinde polisin oluşabilecek tehlikeyi görüp oraya anında müdahale etmesi sonucu olası gerginlik başlamadan bittirilmiştir.
cambaz
okocha ve her tür gol atabilmesinin yanında yaradana sığınıp çektiği şutlarla direk kırabilme potansiyeline sahip yarma
anthony yeboah gibi döneminin yıldız oyuncularına sahip bu frankfurt ekibi disiplinli alman futbolunun en güzel örneklerinden biriydi ayrıca. ağır favori karşısında alınan beraberlik maçtan sonra taraftarlarımız tarafından galibiyet gibi kutlanmıştır. oyunu kilitlemiş ve golsüz beraberlikle istediğini almış cimbom, ki bunda frankfurt'un da eski teknik direktörü olan
karl heinz feldkamp'ın ve yeboah'a üçün birini gösterip adım attırmamış
stumpf'un payı büyük, evindeki maçı almış ve bu nadide alman ekibine yolun sonunu göstermiştir.
o dönemki sevgili forvetimiz
papen mustafa'nın altı pas içinde akıllara ziyan kaçırdığı bir pozisyon var ki hala yanarım.
yok o pozisyonu papen mustafa kaçırmayıp atsaydı frankfurt şehir olarak cimbomlunun sevinç ateşiyle yanardı o gece, bunu bilir bunu da yazarım..