76
sol bek ve defans arkası koşu özelliği olan bir santrafor/kanat forvet şart. bu iki transfer olmazsa olmaz benim gözümde. eğer mümkünse yerli bir tecrübeli stoper de alınmalı. torreira'nın bir yere gitmediği, berkan'ın bu kadar farklı ve büyük oynadığı bir senaryoda daha önce ihtiyaç olduğunu düşündüğüm defansif özellikli orta sahadan vazgeçtim. şu an için gereksiz gibi gözüküyor.
sol bek için tek düşüncem rıdvan'dı. ama rıdvan için tahmin ediyorum ciddi bir maliyet söz konusu, bonservisine yatırım yapan glasgow bırakmak istemeyecektir makul şartlar altında. geçenlerde beşiktaş'ın antrenmanını ziyaret etti ayrıca rıdvan, bize çok gönüllü gelir mi bundan da artık emin değilim. bu şartlar altında yüzümüzü anadolu'ya çevirmek gerekiyor. baştan söyleyim, türk veya yabancı, anadolu'dan transfer edilen hiçbir futbolcuya soğuk ve mesafeli yaklaşmadım. sözlükte genel bir kanaat var anadolu'dan bonservis ödenerek futbolcu alınmamasına yönelik ama katılmıyorum. anadolu'dan gelen ve bonservis ödediğimiz futbolcular arasında başarılı örnekler de var, başarısız örnekler de var. tıpkı yurt dışından aldığımız oyuncularda olduğu gibi. "bula bula bu anadolu topçusunu mu buldunuz?" eleştirileri altında 2.7 milyon euro bonservisle transfer edilen abdülkerim'in bugün geldiği nokta ortada. "küme düşen altay'ın sol bek bile olmayan sol beki" lafları arasında 18 milyon lira bonservis ücretiyle gelen kazımcan için bugün "kazımcan yakında dönecek, gerekirse sol bek almayalım" denebiliyor.o yüzden önyargılarımızı bir kenara bırakmamız gerektiğini düşünüyorum.
sağ tarafta olağanüstü bir hücum bekine dönüşen "gölge adam" sacha boey var iken, sol bekin biraz daha dengeli ve defansı güçlü bir oyuncu olması gerektiğine inanıyorum. yere sağlam basan, kuvvetli biri olmalı. bu noktada iyi bir solak, iyi bir hücumcu ama kötü bir defans oyuncusu olan güray vural ne kadar doğru bir tercih olur bilmiyorum. emin değilim. sivasspor'un ve rıza çalımbay'ın saçma tutumları söz konusu olmasa, idareten oynayacak bir sol bek için uğur çiftçi daha doğru bir tercih olurdu bana göre. 2005-2006 sezonundaki yalçın ayhan veya emre aşık hamlelerine benzer şekilde tecrübeli bir türk stoper alıp, metehan'ı hatta emin'i yarım sezonluğuna başka bir takıma göndermek de çok iyi ve gerekli bir hamle olacaktır bence. bu noktada kafamda bir isim var ama linç edilirim muhtemelen. o yüzden yazmayacağım ismini açıkça. sprinter forvet olarak ise geçtiğimiz sezondan beri transferini istediğim isim belli, haji wright. elimizde olmayan bir forvet profili. hiç alakası yok sezonluk patlama yapan klasik forvet oyuncularıyla. diagne benzetmesi ve diagne transferi üzerinden olası wright transferine dair yaratılan korkunun içi de dolu değil. anlamlı da değil. ligimizin özellikle anadolu takımlarının sözlükte çok takip edildiğini, maçlarının izlendiğini zannetmiyorum. ben ama izliyorum. "anadolu'da mı oynuyor, kesin vasattır" bakış açısı hakim ismi geçen futbolculara yönelik çoğu zaman, izlemeden etmeden. wright'ın fiziğinin, oyun şeklinin, yapısının, saha içi hal ve hareketlerinin diagne ile uzaktan yakından alakası yok. oyun içi devamlılığı olan, elimizdeki forvet oyuncularından farklı özelliklere sahip, gayet iyi bir oyuncu. 10 milyon euro eder mi, tabiii ki etmez ama 5 milyon eder. rahat eder. zarar da ettirmez, henüz 24 yaşında çünkü. çok isterim transfer edilmesini. güray'a nötrüm ama antalyaspor'dan güray ve wright paket olarak transfer edilse hiç de şikayetçi olmam. aksine sevinirim.
taraftarımızın ocak ayında olduğumuzu unutmaması gerekir. acil ihtiyaçları gidermek adına, hızlı bir şekilde bildiğimiz adamlara yönelmek zorundayız. her ocak ayında, ocak 2013'te olduğu gibi kupon bir wesley sneijder transferi ortaya çıkmaz. manchester united nasıl arjantin-hollanda maçını referans alıp erik ten hag'ın çok iyi tanıdığı weghorst'a yöneliyorsa acil ihtiyacını gidermek için (burada çok eleştiriliyor ama gayet mantıklı ve makul bir hamle), biz de bunu yapabiliriz. bunun ayıbı yok. ihtiyaçlar belli; zaman kısıtlı; seçenekler az. olabilecek en iyisine makul şartlar altında yönelmek gerekir ki, olabilecek iyi oyuncular ülkemizde de var. yanlış isimler üzerinde durduğumuzu ve yanlış bir yol izlediğimizi düşünmüyorum. daha iyi ve daha güçlü olacağız transfer döneminin sonunda.
sol bek için tek düşüncem rıdvan'dı. ama rıdvan için tahmin ediyorum ciddi bir maliyet söz konusu, bonservisine yatırım yapan glasgow bırakmak istemeyecektir makul şartlar altında. geçenlerde beşiktaş'ın antrenmanını ziyaret etti ayrıca rıdvan, bize çok gönüllü gelir mi bundan da artık emin değilim. bu şartlar altında yüzümüzü anadolu'ya çevirmek gerekiyor. baştan söyleyim, türk veya yabancı, anadolu'dan transfer edilen hiçbir futbolcuya soğuk ve mesafeli yaklaşmadım. sözlükte genel bir kanaat var anadolu'dan bonservis ödenerek futbolcu alınmamasına yönelik ama katılmıyorum. anadolu'dan gelen ve bonservis ödediğimiz futbolcular arasında başarılı örnekler de var, başarısız örnekler de var. tıpkı yurt dışından aldığımız oyuncularda olduğu gibi. "bula bula bu anadolu topçusunu mu buldunuz?" eleştirileri altında 2.7 milyon euro bonservisle transfer edilen abdülkerim'in bugün geldiği nokta ortada. "küme düşen altay'ın sol bek bile olmayan sol beki" lafları arasında 18 milyon lira bonservis ücretiyle gelen kazımcan için bugün "kazımcan yakında dönecek, gerekirse sol bek almayalım" denebiliyor.o yüzden önyargılarımızı bir kenara bırakmamız gerektiğini düşünüyorum.
sağ tarafta olağanüstü bir hücum bekine dönüşen "gölge adam" sacha boey var iken, sol bekin biraz daha dengeli ve defansı güçlü bir oyuncu olması gerektiğine inanıyorum. yere sağlam basan, kuvvetli biri olmalı. bu noktada iyi bir solak, iyi bir hücumcu ama kötü bir defans oyuncusu olan güray vural ne kadar doğru bir tercih olur bilmiyorum. emin değilim. sivasspor'un ve rıza çalımbay'ın saçma tutumları söz konusu olmasa, idareten oynayacak bir sol bek için uğur çiftçi daha doğru bir tercih olurdu bana göre. 2005-2006 sezonundaki yalçın ayhan veya emre aşık hamlelerine benzer şekilde tecrübeli bir türk stoper alıp, metehan'ı hatta emin'i yarım sezonluğuna başka bir takıma göndermek de çok iyi ve gerekli bir hamle olacaktır bence. bu noktada kafamda bir isim var ama linç edilirim muhtemelen. o yüzden yazmayacağım ismini açıkça. sprinter forvet olarak ise geçtiğimiz sezondan beri transferini istediğim isim belli, haji wright. elimizde olmayan bir forvet profili. hiç alakası yok sezonluk patlama yapan klasik forvet oyuncularıyla. diagne benzetmesi ve diagne transferi üzerinden olası wright transferine dair yaratılan korkunun içi de dolu değil. anlamlı da değil. ligimizin özellikle anadolu takımlarının sözlükte çok takip edildiğini, maçlarının izlendiğini zannetmiyorum. ben ama izliyorum. "anadolu'da mı oynuyor, kesin vasattır" bakış açısı hakim ismi geçen futbolculara yönelik çoğu zaman, izlemeden etmeden. wright'ın fiziğinin, oyun şeklinin, yapısının, saha içi hal ve hareketlerinin diagne ile uzaktan yakından alakası yok. oyun içi devamlılığı olan, elimizdeki forvet oyuncularından farklı özelliklere sahip, gayet iyi bir oyuncu. 10 milyon euro eder mi, tabiii ki etmez ama 5 milyon eder. rahat eder. zarar da ettirmez, henüz 24 yaşında çünkü. çok isterim transfer edilmesini. güray'a nötrüm ama antalyaspor'dan güray ve wright paket olarak transfer edilse hiç de şikayetçi olmam. aksine sevinirim.
taraftarımızın ocak ayında olduğumuzu unutmaması gerekir. acil ihtiyaçları gidermek adına, hızlı bir şekilde bildiğimiz adamlara yönelmek zorundayız. her ocak ayında, ocak 2013'te olduğu gibi kupon bir wesley sneijder transferi ortaya çıkmaz. manchester united nasıl arjantin-hollanda maçını referans alıp erik ten hag'ın çok iyi tanıdığı weghorst'a yöneliyorsa acil ihtiyacını gidermek için (burada çok eleştiriliyor ama gayet mantıklı ve makul bir hamle), biz de bunu yapabiliriz. bunun ayıbı yok. ihtiyaçlar belli; zaman kısıtlı; seçenekler az. olabilecek en iyisine makul şartlar altında yönelmek gerekir ki, olabilecek iyi oyuncular ülkemizde de var. yanlış isimler üzerinde durduğumuzu ve yanlış bir yol izlediğimizi düşünmüyorum. daha iyi ve daha güçlü olacağız transfer döneminin sonunda.
