• 52
    https://twitter.com/...718697787394/photo/2
    ilgili görüntüde 2017-2020 yaz sıcaklıkları seviyelerine göre renklendirilmiştir.
    2020 yazı avrupa kıtası için epey sıkıntılı geçen 2017 yazından epey daha sıcak geçecekmiş. liglerin oynatılması/iptali/zamanlaması gibi konularda net hüküm verecek kadar net bir doğru yok. çok farklı düşünceler olabilir ama küme düşmenin kaldırılmasının inanılmaz saçma olacağı aşikar. düşme ihtimali olmayan takım temmuz sıcağında şampiyonluğa oynayan takım kadar mücadele eder mi? zaten pandemi nedeniyle verilen ara ile sakatlık riskinin yüksekliği konusu bu kadar dillerdeyken adam kendini niye kassın. 7 kulüp, bu sezon küme düşme olmamasını talep etmiş, e çok normal değil mi? o 7 kulübe ne zaman sorsan küme düşme olmasın der zaten, böyle bir duruma has bir şey değil.
    oyuncuların çoğu virüs nedeniyle zaten oynamak istemezken kalan 8 haftayı oynatıp temmuz ayını yarılamak sporcu sağlığını iyice riske atmak sorunu büyütebilir. şike yüzünden uydurulan playoff sistemi böyle bir zorunlu durumda daha makul gibi görünüyor. herkesi memnun etmek zaten mümkün değil ama azami adaleti sağlayacak bir formül bulunmalı ama hazır swap anlaşmaları ile katar kucağına iyice yerleşmişken ne derlerse yapacağız sanırım.
  • 53
    anlaşılıyor ki emzikçi nihat ve yönetimi süper ligi tescil edecek donanım ve yetiye sahip değiller. önerim şudur ki süper lig şampiyonunu şu an ligde ilk 4 sırada bulunan takımlar arası oynanacak playoff sistemiyle, ligin küme düşmeme mücadelesi veren son 3 takımıyla 1.lig den süper lige yükselme şansı olan ilk 3 takımı kendi aralarıda playoff oynatın.

    bu organizasyonuda örnekse antalya da yine ranta gidecek bir otelde olacak şartıyla (ki bu şart olmadan olmaz) düzenleyin takımlar burada playoff bitene kadar kamp yapsınlar ve dışarıyla temaslarını tamamen kessinler. bu organizasyonu halletmeniz toplam 1 ay sürer.
  • 54
    bazılarının 2019-2020 sezonunda küme düşme olmasın, sonraki sezon 21 takımla oynansın şeklinde görüş bildirdiği yönünde haberler dolanıyor. başka isteğiniz var mı? zaten yaz sıcağında maç yapacak adamlar seneye bir de 34 maç yerine 40 maç mı yapacak? yani şampiyonlar ilginde oynayan takım en az 46 maç yapacak. türkiye kupasını da ekle. ya bi gidin allah aşkına. bırakın bu işleri. bir siz akıllısınız değil mi? 26 haftası oynanmış ligde düşme olmasınmış. başka bir isteğiniz var mı?
  • 55
    https://mobile.twitter.com/.../1263167427476688896

    bu sezona mahsus ligden düşmenin kaldırılması istenen sezon. 7 kulüp istemiş. 11 kulüp istememiş. eğer kabul edilirse tarihin en büyük rezilliklerinden biri olur. şampiyonluk yarışına doğrudan etkisi olur.

    16. sıradaki takımın düşme tehlikesi yokmuş. düşme tehlikeleri var. olmayan şey; utanma, fair-play v.b. etik değerler.

    düşme kaldırılırsa lig hiç bir şeye benzemez. en fazla lig sonumda düşecek 3. takım ile önündekilerle 4 puandan az bir fark varsa play-out getirilebilir. italya'da benzer bir sistem vardı diye hatırlıyorum.
  • 56
    - hem kulüplerin hem yayıncı kuruluşun fayda sağlaması hem de takım ve personellerin süreçten en az hasarla etkilenmesi adına bence en iyi yöntem sezonun play-off ile tescil edilmesi. ilk 4 takım avrupa kupalarına gidecek takımları ve şampiyonu belirleme adına, son 4 takım da küme düşmeyi belirleme adına, salgın vakası minimuma veya sıfıra inmiş seçilen 2 şehirde mücadelesini versin.

    - türkiye kupasında oynayan 4 takım da seçilen 3. bir şehirde lig bitiminin ardından mücadelesini versin ve avrupa'ya gidecek son takımı belirlesin (trabzonspor her iki kulvarda olduğu için lig bitiminin ardından diyorum). eğer türkiye kupasında trabzon şampiyon olursa da ligde şu an 5. sırada olan beşiktaş avrupa'ya gidecek son takım olarak tescillensin.

    - 1. ligde ilk 2 sıra diğer alt liglerde de aktif üst lige çıkma sırasında bulunan takımlar üst lige çıkmaya hak kazansın, play-off ile üst lige çıkmaya hak kazanabilecek veya küme düşecek takımlar için de yine seçilen 5-6 şehirde (1. lig, 2. lig kırmızı ve beyaz grup, 3. ligdeki 3 grup) mücadelesini versin.

    yukarıdaki önerimi galatasaray ilk 4 sırada olduğu için belirtmiyorum, bugün 8. sırada olsaydık da benzer öneriyi söylerdim. lig için en adaletli ve sağlıklı tescil etme bu şekilde olur. hem sezon tescillenir hem avrupa'ya gidecek ve küme düşecek kulüpler belirlenir hem de yayıncı kuruluş ve kulüpler finansal açıdan biraz düze çıkmış olur. zaten yukarıdan sayınca maç oynanacak 9-10 tane şehir yapıyor ki vakaların gittikçe düşmesi ile riski minimuma hatta sıfıra inmiş şehirler mevcut. antalya, alanya, mersin, samsun gibi şehirler benim aklıma gelenler. çift ayaklı 2 şer maç oynandığı takdirde biraz hafta içine de sıkıştırarak tüm lig ve kupalar 4-6 hafta arasında tescillenebilir.

    bununla birlikte yarın kulüpler birliği ligde beyaz sezon ilan edilecek veya olduğu gibi tescil edilecek derse de lig oynanacak derse de sesimi çıkarmam. ancak tff yetkililerinin önerimi dikkate almasını öneririm.
  • 57
    bu sezonun şuanki konumuyla tescil edilmesi de, şuanki konumuyla play off oynanması da adaletsizdir. hiçbir takım eşit rakiplerle eşit sayıda maç yapmadı. eşitsizliğin olduğu yerde tescil de, play off oynamak da doğru değil. bu düğümün çözümü iki yol ile olabilir. sezonu oynanmamış kabul etmek ya da sezonu bir şekilde bitirmek. sezonu oynanmamış kabul edersen, bu kabul esnasında düşmesi veya bir üst lige çıkması matematiksel olarak kesinleşmiş takımları da ilgili liglere dahil ederek önümüzdeki sezonu oynatırsın. avrupa liglerine katılımı da bir önceki sezonun sıralamasına bakarak kararlaştırırsın. diğer ihtimalde de oynatacağın için sıkıntı olmaz zaten.
  • 58
    --- alıntı ---
    '' maçlara kesin olarak seyircisiz başlayacağız. ama temmuzda koronavirüsün kaybolması durumunda şartlara göre belki de son 3 hafta maçlarını seyircili oynatma durumumuz dahi olabilir. inşallah allah bize yardım eder ve seyircili de oynatırız."
    --- alıntı ---

    bu arkadaşların şartları ne bilemiyorum ama bana göre covid19 aşısı bulunsa dahi artık seyircisiz olarak tamamlanması gereken sezondur. çok merak ediyorum hangi taraftarın fikrini alıyorlar böyle bir durumda?.. kim istedi onlardan son üç maçın seyircili olmasını?.. yada zaten olmayacağını düşündükleri için mi taraftarlara şirin görünme çabası bunlar? birde oynanmasın diye bas bas bağrılırken 'seyircisiz' oynattıkları bir maçımız var ki*; eğer o maçta kaybettiğimiz iki puan yüzünden zarar görürsek bütün günahi vebali bu kararları alan kişilerin boynunadır.
  • 61
    bizim şampiyonluk ümidimiz kalmadı, şöyle bir bakıyorum kim şampiyon olsun diye yok arkadaş, içimizi nefret kaplamış diğer takımlara karşı.

    başakşehir ve trabzonspor zaten hükümet tarafından desteklendiği için kafadan kaybediyor.

    beşiktaş ve fenerbahçe'nin de şansı yok.
    bari sivasspor olsun, kötünün iyisi.

    trabzonspor cezası nedeniyle avrupa'ya gidemeyecek ise en azından 3.lüğü zorlamamız lazım.
  • 62
    30 yaşındayım, 5 yaşımdan beri aktif futbol izlerim ve türkiye ligini takip ederim. bizzat 12 şampiyonluğumuzun yanında, 12-13 sezonda da başka takım şampiyonluklarını gördüm. 2003te sergen attı şampiyonluk geldi dışında üzüldüğüm bir sezon yoktur. o ya da bu şekilde belki başka takım kazanmıştır, belki onlar daha iyidir, belki iç dinamiklerimiz daha bozuktur gibisinden düşünürüm hep.

    ama tarihte beni en çok üzen sezon bu sezon olmuştur. kirli düzene zorla boyun eğdirtilmek zoruma gidiyor.
  • 63
    özellikle 27. ve 28. haftalarda 2 hafta içerisinde rezaletlere konu olan sezondur.

    14 haziran 2020 çaykur rizespor galatasaray maçında andone'nin sakatlandığı ve penaltı çalınmayan pozisyon ---> 20 haziran 2020 yeni malatyaspor göztepe maçında göztepe'nin kazandığı penaltıdaki pozisyon.

    19 haziran 2020 ankaragücü başakşehir maçında ankaragücü'nün attığı ikinci golün ofsayt diye verilmemesi ---> 21 haziran 2020 galatasaray gaziantep fk maçında gaziantep fk'nın 2. golünün daha net ofsayt olmasına rağmen golün verilmesi.

    2 hafta içerisinde bizdeki örnekler daha net penaltı ve ofsaytken diğer örneklerin tersi kararlar verildi. bizim maçlardaki diğer rezillikler ilgili maçların başlıklarında bahsediliyor zaten. burada yeniden yazıp sinirlerimi daha da bozmaya niyetim yok.
  • 66
    iyisiyle kötüsüyle bitmek üzere olan geriye dönüp baktığımda bana göre aşırı uzun ve yorucu gelen bir sezondur. dramatik maç sonuçlarıyla, son dakikada yenilen gollerle, transferlerle, ilk yarıdaki kanser edici kısır oyunla, kadro dışı kararlarıyla, sürpriz isimlerin çıkış yakalamasıyla, sakatlıklarla, arda turan meselesiyle, ikinci yarı oynadığımız futbolla, kadıköy galibiyetimizle ve son olarak içinde bulunduğumuz pandemi durumuyla gerçekten çok uzun bir sezon oldu. bu sezon özelinde başarılarıyla kulübümüzün efsanesi olan fatih hocamızın başarısızlıklarını da görmemiz gerekiyor.

    2018-2019 futbol sezonu bittiğinde hocamızın aklında tamamen kendi oyuncularından oluşan ve aklındaki oyunu oynayabilecek bir kadro kurmak vardı. hocanın 4. döneminde genel olarak ffp belası yüzünden tudorun oyuncularıyla oynamak zorunda olması elini zayıflatıyor ve aklındaki oyun planını sahaya yansıtmasına engel oluyordu. hocanın aklında topun peşinde koşan bir oyun stili değil topu koşturan, sahaya doğru yayılan ve neredeyse tamamı ayağı düzgün oyunculardan oluşan bir kadro kurmak vardı. bu yüzden de transfer sezonunun başlamasıyla beşiktaştan ve kasımpaşadan tanıdığımız ve fulhamda çok iyi bir yarım sezon geçirmiş olan ryan babelle anlaşıldı. böylece kanatta ilk 11 oynayacak iki oyuncu belli oldu. bunlardan biri klası ve tecrübesi ile güven veren babel diğeri de geride bıraktığımız sezonun kahramanlarından olan sofiane feghouliydi. bunlara ek olarak kanat rotasyonuna beklenilen patlamayı bir türlü yapamayan ve özel hayatıyla sürekli gündem olan emre mor ve fransada ve ülkemizde uzun yıllar top koşturan jimmy durmaz da eklendi. ayriyeten mevcut beklerle de devam edilme kararı alındı. mariano çok zeki tecrübeli ve oyun kurulumunda çok önemli bir rol oynayan spesifik bir bekti nagatomo ise son 2 sezondaki şampiyonluklarda çok önemli etkisi olan defansif açıdan çok iyi bir bekti. bek rotasyonu içinse fenerbahçeden ayrılan şener özbayraklı bedelsiz olarak takımımıza katıldı. orta sahaya gelindiğinde ise geçen sezonun sonlarına doğru parlasa da genel olarak sönük ve isteksiz bir futbol sergileyen fernando reges 4.5 milyon euroya sevillanın yolunu tuttu. yine beklenileni tam olarak veremeyen ndiayenin ise kiralık sözleşmesi bittiği için takımdan ayrıldı. takımda kalan ve forma giyebilecek durumda olan orta sahalar dengesiz ve tartışmalı performansıyla her zaman sansasyonel bir isim olan younes belhanda ve aslen bir hamle oyuncusu olarak düşünülen ryan donktu. bu bakımdan orta sahaya takviye yapılması elzemdi. bu noktada kamp başladıktan kısa süre sonra belki de sezonun en flaş transferlerinden biri gerçekleşti. bir önceki sezon fulhamın rekor bedelle transfer ettiği, xavinin övgülerle bahsettiği, zamanında nice forması ile gösterdiği performansla avrupanın gözde orta saha oyuncularından biri olan jean michael seri galatasaray forması giymek üzere 1 yıllığına kiralanmıştı. bunun yanında orta sahaya hazırlık kampında alınan kötü sonuçlar nedeniyle dünya kupası apoleti olan steven n'zonzi, uzun zaman juventus, marsilya ve southampton gibi kulüplerde top koşturmuş mario lemina, küme düşen erzurumda gayet iyi bir grafik çizen taylan antalyalı gibi isimler de eklendi. bu isimlerin dışında sol bekteki kötü performansının aksine kamp sürecinde orta sahada ışıldayan ömer bayram da sezonun flaş ismi olacak ve kendisine kadroda sık sık yer bulabilecekti. kağıt üstünde mükemmel bir kadro oluşuyor gibi duruyor galatasaray büyük bir yapılanmaya gidiyor gibi gözüküyordu. stoper hattı 2 yetenekli ve kapasiteli isim olan marcao ve luyindamaya emanet edilmiş, bekler ve kanatlar gayet tecrübeli oyunculardan oluşturulmuş, orta sahaya dünya yıldızları alınmış, ayriyeten de adem büyük, jimmy durmaz, şener özbayraklı, taylan antalyalı gibi isimlerle yerli rotasyonu güçlendirilmişti. hocanın kafasındaki sistem için gerekli oyuncular toplanıyordu. son olarak da kadroda bir target mane ihtiyaç vardı. pasa dayalı oyun sistemlerinin çoğunda ileri uçta top tutabilecek, saklayabilecek ve dağıtabilecek bir hedefe ihtiyacınız olur. hocanın target man içinse istediği isim vedat muriqiydi. vedat rizesporun ligde kalmasında büyük rol oynamış, fizik olarak çok iyi durumda olan, ligimizi tanıyan bir forvetti ve hocanın aklındaki target man kalıbına tam uyuyordu. vedat için girişimlerde bulunulsa da gerek fenerbahçenin teklifi yükseltmesi gerekse rizesporun karaktersiz başkanının gösterdiği tavırdan dolayı vedat fenerbahçenin yolunu tuttu. galatasaray pozisyon oyunu oynamak için en gerekli unsurlardan biri olan target manden mahrum kalmıştı. vedatın fenerbahçeye kaptırılmasından sonra ibre taraftarın çok istediği falcaoya (hoca her ne kadar istemese de) çevrildi. camianın dikkatini tamamen bu yöne çekmesine neden olan falcaonun transfer süreci, falcaonun tuzlu maaşı ve bu oyuncunun sık sık sakatlıklarının nüksetmesi kulübe maddi ve manevi anlamda büyük bir külfet olacaktı. falcao dışında premier ligden çalışkan bir santrafor olan florin andone ve ligimizin tecrübeli hücum oyuncularından adem büyük de galatasarayın forvet rotasyonunda yerini aldı ve galatasarayın kadrosu transferin son günlerine doğru tamamlandı. oluşan kadro şu şekildeydi:

    muslera
    nagatomo marcao luyindama mariano
    n'zonzi/lemina
    seri belhanda
    babel falcao feghouli

    peki bu kadroda tutmayan şey neydi? bu kadar kaliteli isimlerin başarılı olamamasının nedeni, 16 haftada sadece 24 puan alınabilmesinin nedeni neydi?

    birinci sebep bana kalırsa kimya uyuşmazlığıydı. fatih hoca topu kontrol eden, pozisyon oyununa dayalı bir sistem istiyordu. kadrodaki neredeyse her oyuncu da bahsedilen pozisyon ve pas oyununa uygun isimlerdi. teker teker bakıldığında n'zonzi, seri, babel, feghouli, marcao, mariano gibi isimler ayağından topu çıkarmada çok iyi isimlerdi. bahsedilen sıkıntı da burada devreye giriyor. bu oyuncuların neredeyse hepsi topu ulaştıran oyuncular yani topu almaya alışkın adamlar değiller. bu dediğimle varmak istediğim yer şurasıdır. ligin ilk yarısında galatasaray futbol takımında pas atmasını bilse de stabil yerleşim gösteren, defans arkası koşu yapmayan, ve sürekli rakip oyuncu tarafından marke edilen 2 kanat vardı. bunların dışında orta saha oyuncularının arasında rol çatışması, form düşüklüğü gibi etkenler de sıkça görülüyordu. takımda rakip kaleye yakın yerde sırtı dönük top alıp dağıtacak nadir oyunculardan biri olan ryan babeli orta çizgiye yakın oynatmak ve rakip bek ve kanatla boğuşmasına neden olmak takımın üreticilik kısmının neredeyse bitmesine neden oluyordu.

    bunun dışında beklerin çok yaşlı olması, belhanda sorunu, sık sık tekrarlanan sakatlık sorunları, bazı isimlerin yarattığı hayal kırıklığı, dinamizm ve fiziksel olarak anadolu takımlarına ezilme gibi sorunlar da baş gösterince takım ilk yarıda galatasaray tarihinin en rezalet oyununu oynadı.

    lakin fatih hoca çok zeki ve saha içindeki hatalarından ders çıkarmasını bilecek kadar tecrübeli bir adam. babelin kiralık olarak yollanması, n'zonzinin sözleşmesinin feshi, saracchi ve onyekuru transferleri bunlara işaret. özellikle ligin 2. yarısında falcao emre akbaba ve onyekuru ile hareketli bir ileri hatta sahip olan galatasarayda pas opsiyonlarının artmasıyla seri, mariano, marcao, feghouli gibi pas repertuvarı yüksek isimlerin de etkinliği gözle görülür biçimde yükseldi. pandemi dönemi nedeniyle takım formdan düşmüş ve şampiyonluktan uzaklaşmış da olsa önümüzdeki seneler için fatih hocanın oyun planını oturtması ümit vericidir. yönetimimiz hocamızın istediği yönde transferleri yapar ve hocanın kafası da saha içinde kalırsa bu sene kaçan şampiyonluğun telafisi çok rahat bir şekilde gelecektir. özellikle fenerbahçe, sivas ve başakşehir maçlarında oynanan oyun da bunun göstergesidir. bu sene kaçan şampiyonluktan gereken dersler alınırsa ve sakat ve veteran futbolculardan uzak durulan bir transfer politikası izlenirse galatasarayımızın geleceği epey açıktır. bunun en büyük nedeni galatasaray dışında ligimizde hiçbir takımın güçlü bir oyun planı olmamasıdır
  • 67
    öncelikle paramızla rezil olduğumuz, sezonun genelinde zevksiz ve mücadele gücü düşük futbol oynadığımız, şanssızlıklar ve sakatlıkların hiç eksik olmadığı iğrenç bir sezon oldu. tabi ki organize kötülük yapılanmasının etkisi de başarısızlığımızda etken oldu. daha önceden de bizim üzerime oyunlar oynanıyordu ama gene de başarılı oluyorduk bu sene her türlü başarısız olduk. unutmak istediğim bir sezon oldu. inşallah bir daha böyle rezalet bir sezon yaşamayız.
  • 68
    ilk yarı kaybettiğimiz puanlar nedeniyle bir şampiyonluk kaçırdığımız sezondur. bunun elbet belli başlı sebepleri var.

    aslına bakarsanız sene başında kağıt üstünde net favoriydik. falcao, seri, lemina, nzonzi, andone gelmişti. yani türkiye liginde 70 milyon euro bonservis ödenmiş orta saha kurgusuyla oynayacaktık. üstüne birde falcao gibi forvetle ligde herkesi ezip geçmemiz lazımdı.

    ama burda yapılan en büyük hata; bu transferlerin geç yapılması ve takım kimyasının oturması için oyuncuların beraber kamp yapmamış olması. bide gelen oyuncuların fizik durumu bitik olunca bir türlü sistem oturmadı. tam kadro maçlara çıkılmadı.

    şimdi bu yıl yine transferler ffp nedeniyle muhtemelen sona kalacak biz aynı şeyleri yine yaşayacağız. bu yönetimin en büyük eksisi transfer dönemlerini iyi yönetememesi.

    kiralık bir sürü oyuncumuz maçlar bitince kulüplerine dönecek biz yine baştan iskelet kurmaya çalışacağız. seri’yi lemina’yı yeniden kiralayacak olsak yine son dakikaya kalır mi diye düşünmeden edemiyorum.

    bakın ilk yarı bittikten sonra tam kadro bir kamp yapmış takım seriye bağlamıştı. yani yıldız oyuncuları getirmek çok iyi ama bu adamların beraber oynama alışkanlığı kazanması için son dakika gelmemeleri lazım.

    bir başka sebepse büyük oynaması beklenen feghouli ve belhanda’nın istikrarsızlığı.

    belhanda zaten bir iyi bir kötü ama fiziksel olarak her zaman hazır. adama 10 numaralı formayı sneijder’den sonra verirsen bir de o kadar maaş ödersen tabi ki beklenti yüksek olur. ancak yetenek olarak asla beklentiyi karşılayacak oyuncu değil. bazen o kadar basit pas hataları yapıyor ki profesyonel oyuncu olup olmadığına dair şüphe duyuyorum.

    feghouli ise fiziken ilk yarılar zaten hep bitik. mart nisan gibi ancak form tutuyor.

    daha başka sebeplerde elbet vardır. uzun uzun yazsamda bitiremem. hal böyle olunca ilk yarı o kadar puan kaybedersin ve bu puanları ararsın.

    şimdi bu sene bana göre iki vasat takım olan başakşehir veya trabzonspor’a bir şampiyonluk kaybetmiş olduk. tarihe bir kupa daha yazamamış olduk.

    her sene başı avrupa takımları taş gibi giriyor biz bekliyoruz ki 10 hafta geçsin de takım form tutacak.

    gelecek sene için sene başından itibaren iyi form tutmuş çakı gibi bir takim istiyorum. yeni transferlerin kampa yetişmesini istiyorum. en azından iskelet oluşturulmuş olmalı kamptan önce. ayrıca asla ama asla form tutmamış oyuncu görmek istemiyorum. lig başlamış hala diyoruz ki feghouli form tutacak şaka mı bu.

    son olarak mümkünse kiralık oyuncu görmek istemiyorum. kiralık oyuncu bir iki tane olur. bizim takimin yarısı kiralık. hal böyle olunca beraber oynama alışkanlığı ve 2 3 yıl üst üste gelişen oyun planları olmuyor. büyük başarılar uzun yapılanmalarla olur. uefa’yı alan kadro 4 yılda yapılandırıldı. klopp hocamın liverpool’u üstüne koya koya 3 yılda bu seviyeye çıktı. biz şimdi yine baştan mi başlayacağız.

    hakem, hocanın oyuncu tercihleri ve taktiksel hataları vs elbet başka sebeplerde olabilir bu seneki başarısızlığa bahane olarak. ama işi baştan sıkı tutacaksın. geçen seneyi şampiyon bitirmiş falcao, seri, lemina, nzonzi, andone gibi takviyeler yapmış, beraber kamp dönemini geçirmiş, form tutmuş takımı hakem kendini parçalasa bile anadolu klüplerini ezer geçer.

    sanmıyorum ama umarım bu sene yine benzer bir transfer dönemi geçirmeyiz.
  • 69
    covid-19, ameliyatlar, sakatlıklar, tff ve hakemler, şampiyonlar ligi ölüm grubu, yanlış transferler, teknik yardımcılarla yolların ayrılması, seyircisiz maçlar.... uzar gider.

    çok zor bir sezon. her şeye rağmen 21 haziran 2020 galatasaray gaziantep fk maçı'nda son dakikalarda o aptal gol yenmeseydi, şampiyonluk oradan dönebilirdi. öyle ilginç bir sezon. kısmet diyelim, şükür diyelim.

    bu sene çok çektik, belki de yedinci olduğumuz 2011 sezonunda bu kadar üzülmedik. bunlar galatasaray'ı yıkmadı, çünkü büyükler dışarıdan yıkılmaz. fakat kapıda öldürücü darbe var. içeriden yıkacak tehlike kapıda. arda, caner vs gelirse gelecek sezonları da unutalım.
  • 75
    pandemi sonrası bölümüne bir göz atmamız gereken sezon;

    luyindama milli takımda çaprazları koptuğu için yoktu,
    marcao pandemi sonrasındaki maçlar başlamadan antremanlarda adaleden sakatlandı.
    lemina yine bu maçlarda sakatlandı,
    henry onyekuru; monaco tarafından kiralama bedeli ödenmediği için gelecek sezon planlarımızdasın denilerek geri çağırıldı ve pandemi sonrası oynamadı.
    fernando muslera; pandemi dönüşü ilk maç ayağı kırıldı
    sofiane feghouli; taşlar ve sopalarla oynadığımız o yoklukta katır gibi rakibini teperek 3 maç ceza aldı.
    adem büyük; galatasaray'ın hakkını savunurken kırmızı kart gördü 3 maç ceza aldı.

    tüm bunlar yetmezmiş gibi 6 saniye kuralı raflardan indirildi ve kaleci yerde, etrafında rakipler falan varken sayılmaya başlanıp hatalı bir şekilde uygulanarak 2 puanımız gaspedildi. yarıştan kopartıldık.

    bütün felaketlerin üst üste geldiği yetmezmiş gibi art niyetli kararlarla doğrandığımız ancak hakkımızın hiç bir şekilde aranmadığı bir dönemdi. kurgulanmış gibiydi adeta..
App Store'dan indirin Google Play'den alın