1
ocak 2018’de yapılacak seçim öncesinde dursun özbek, enkaz devraldığını, galatasaray'ı iflastan kurtarmaya çalıştığını, yapılacak daha çok işinin kaldığını söyleyecek ve yeni başkan adaylarını korkutmaya çalışacaktır. başkan olmadan önce de, duygun yarsuvat yönetiminde kulübün mali durumuna hakim olduğunu, başkan olursa riva’yı satarak galatasaray’ı kurtaracağını söylemişti. aradan 2.5 yıl geçtikten sonra baktığımızda, riva’nın satılmasına rağmen galatasaray’ın mali durumu, açık açık söylenmese de çok daha kötüye gitti. enkaz devraldığını ve kulübü mali olarak kurtarmaya çalıştığını iddia ederken, aslında sportif başarısızlık için kendisine bahane yaratıyor ancak sportif başarısızlığın ne kadar büyük bir mali felakete yol açtığını gizlemesi imkansız.
eğer bir başkan ilk sezonunda 154.8m € gelir elde etmişken ikinci sezonunda gelirleri 88.2m €'ya düşmüşse, ortada büyük bir başarısızlık var demektir. örneğin, futbolculardan bağımsız olarak, eğer bir başkan yıllık 5m € kazanan a futbolcusunu maliyeti yüksek diye yollayıp yerine 10m € bonservis ve yıllık 4m € ücret ile b futbolcusunu transfer edebiliyorsa, ya da örneğin sözleşmesi feshedilecek bir futbolcuya sırf bir miting sırasında rakip kulübün başkanına söz verdiği için 1.8m € ödeyebiliyorsa bu kulübün ya mali olarak sorunu yoktur ya da bu başkan kulübü batırıyordur. eğer kendisinden önceki dört yılda, finansal giderler hariç yıllık ortalama 130.5m € gider varken enkaz aldığını iddia ettiği kendi döneminde giderler yıllık ortalama 137.9m €’ya çıkmışsa burada normal olmayan bir durum var demektir. gelecek sene avrupa kupalarına katıldığımızda, uefa ffp çerçevesinde son 3 yıla baktığında yaklaşık 150-200m € zarar görecek ve en iyi ihtimalde galatasaray’ı yeni bir mali anlaşma yapmaya zorlayacak. dursun özbek’in erken seçime o gün gelmeden önce girmek istediğini görüyoruz.
şirketler için borçlarının olup olmaması ya da borçlarının miktarı önemli değildir. borç veren bankalar zaten bu borcun faizinden para kazanmak için verir. borcun faizini ödediğiniz sürece, borcu borç ile çevirerek ömür boyu faiz ödeyerek devam etmek mümkündür. burada önemli olan, bir dönemde faizi ödedikten sonra zarar etmiyor olmaktır. zarar edilirse, o faizi ödemek için daha yüksek faiz oranından yeni borç alınır, bir sonraki dönemde ödenmesi gereken faiz oranı artar, zaten zarar eden şirket bir sonraki dönemde kendisini kurtaramazsa daha büyük zarar ederek borç sarmalına girer ve bunun sonunda da iflas eder. galatasaray’ın kaderi de, başarıdan taviz vermeden gelir-gider dengesini sağlamaya bağlıdır. başkanın görevi, borç ne kadar olursa olsun, faizi ödedikten sonra kalan geliri doğru şekilde kullanmaktır. mali başarı, ünal aysal’ın yapmak istediği gibi, zarar etmeden başarılı olup gelirleri arttırmak ve böylece borcu azaltarak kulübün geleceğinde ödemesi gereken faizi azaltmaktır.
benim bu yazıdaki asıl amacım, dursun özbek'in hatalarını anlatmak ya da dursun özbek’in seçim öncesinde yapmak istediği gibi karamsar bir tablo çizmek değil. tam aksine, doğru yönetildiğinde galatasaray’ı mali olarak sağlam kalabileceği bir gelecek beklediğini göstermek. gelir ve giderleri incelerken, aynı zamanda daha önceki iki başkan döneminde nelerin yapıldığını ve bir sonraki yönetimin neler yapması gerektiğini de anlatacağım. ilk olarak amacımız, kabaca gelir-gider dengesinin sağlanıp sağlanamayacağına bakmak olacak.
gelirler:
gelirleri başarı seviyesine göre iki farklı senaryoda inceleyeceğim.
ortalama senaryoda galatasaray’ın yıllık 68 puan (20 galibiyet, 8 beraberlik, 6 mağlubiyet) alarak bir sezon birinci, bir sezon ikinci, bir sezon da üçüncü olduğunu, bir sezon şampiyonlar ligine katıldığını, bu sezonda grupta üçüncü olarak avrupa liginde devam ettiğini ve çeyrek finalde elendiğini, avrupa ligine katıldığı diğer iki sezonda ise birinde 1. turda diğerinde 2. turda elendiğini, türkiye kupasında ise bir sezon yarı finalde elendiğini, bir sezon finalde elendiğini, bir sezon ise şampiyon olduğunu varsayacağım.
iyimser senaryoda ise galatasaray’ın üç sezonda da ligde ortalama 74 puan (22 galibiyet, 8 beraberlik, 4 mağlubiyet) alarak şampiyon olduğunu, dolayısıyla her sezon şampiyonlar ligine katıldığını, bir sezonda gruplardan çıkarak 2. turda elendiğini, diğer iki sezonda ise gruplarda üçüncü olarak avrupa liginde devam ettiğini, bunlardan birinde 2. turda diğerinde ise yarı finalde elendiğini, türkiye kupasında ise üç sezon üst üste şampiyon olduğunu varsayacağım.
a) maç günü gelirleri: yıllık 25.0-31.0m €
bu gelirlerin hesaplanması, dernek ve a.ş. arasındaki ilişki, locaların ve kombinelerin satışının farklı yollardan yapılması ve pasolig’in gelmesi ya da ileride kaldırılma ihtimali nedeniyle kolay değil. ancak son üç sezona baktığımızda, 16.1m €, 28.1m € ve 30.9m € gelir elde ettiğimizi görüyoruz. ortalama senaryoda üç sezonun ortalaması olan yıllık 25m €, iyimser senaryoda ise yıllık 31m € gelir bekleyebiliriz.
b) süper lig yayın gelirleri: yıllık 35.7-44.4m €
garanti 30m tl, her galibiyete 2.2m tl, her beraberliğe 1.1m tl, şampiyona 27m tl, ikinciye 21m tl, üçüncüye 15m tl, dördüncüye 10m tl, beşinciye 6m tl, altıncıya 3m tl ve geçmişte alınan her şampiyonluk başına 2.7m tl.
ortalama senaryoda yıllık 160.5m tl, iyimser senaryoda ise 199.5m tl kazanıyoruz.
c) avrupa kupası yayın gelirleri: 24.0-39.8m €
şampiyonlar liginde, gruplarda garanti 12.7m €, her galibiyete 1.5m €, her beraberliğe 0.5m €, gruptan çıkanlara 6m € ve yayın gelirlerinden türk takımlarına 17.3m €.
avrupa liginde, gruplarda garanti 2.6m €, her galibiyete 0.36m €, her beraberliğe 0.12m €, gruplarda birincilere 1.1m €, ikincilere 0.8m €, 2. tura kalanlara 0.75m €, çeyrek finale kalanlara 1m €, yarı finale kalanlara 1.6m €, finale kalanlara 3.5m € ve şampiyonluğa 3m € ile market poolda diğer türk takımlarına bağlı olarak 9.5m €.
ortalama senaryoda yıllık 24.0m €, iyimser senaryoda ise yıllık 39.8m € kazanıyoruz.
d) türkiye kupası yayın gelirleri: 1.9-3.0m €
şampiyon yaklaşık 3.0m €, finalist 1.7m €, yarı finalistler ise 1.0m € kazanıyor.
ortalama senaryoda yıllık 1.9m €, iyimser senaryoda ise yıllık 3.0m € kazanıyoruz.
e) ticari gelirler: 55.0-61.0m €
ünal aysal döneminde yıllık ortalama 55.5m €, dursun özbek döneminde ise ortalama 54.4m € ticari gelir elde ettik. bu dönemlerde şampiyon olduğumuz sezonlarda yıllık ortalama 61.0m €, şampiyon olamadığımız sezonlarda yıllık ortalama 49.2m € gelir elde ettik. şampiyonlar liginde oynadığımız sezonlarda yıllık ortalama 56.1m €, şampiyonlar liginde oynamadığımız sezonlarda ortalama 54.2m € gelir elde ettik.
ortalama senaryoda yıllık 55.0m €, iyimser senaryoda ise yıllık 61.0m € gelir bekleyebiliriz.
toplam:
ortalama senaryo: 141.6m €
iyimser senaryo: 179.2m €
giderler:
a) futbol takımı giderleri: 70m €
futbol takımı giderlerine, futbolculara ve teknik kadroya verilen maaş, prim, stopaj, kira ve bonservis bedelleri ile menajer ücretlerini dahil ediyorum.
şu ana kadar uefa’nın türk takımlarıyla yaptığı ffp anlaşmalarında iki farklı futbol giderleri kısıtlamasıyla karşılaştık. birincisi, fenerbahçe ve beşiktaşa verilen bonservis sınırlaması, yani sattığından fazlasını alamama. ikincisi ise, galatasaray’a verilen, (teknik kadro hariç) futbolcu ücretlerinin 65m € ile sınırlandırılması. peki bu iki sınırlamaya birden uyarak başarılı olmak mümkün mü? futbolcular ve teknik kadro için, şampiyon olduğumuz sezonlarda sırasıyla 61.7m €, 79.7m € ve 81.6m € ücret ödemiştik. beşiktaş şampiyon olduğu sezonlarda 59.3m € ve 65.4m €, fenerbahçe ise 66.8m € ücret ödemişti. dolayısıyla, eğer bonservis sınırlamasına da uyabilirsek, şampiyonluk için ortalama olan 68m € ücretin ve buna ortalama 2m € olan menajer ücretleri de dahil ediliğinde toplam 70m €’nun yeterli olabildiğini görüyoruz. bu sezon yaptığımız transferler ile zaten önümüzdeki üç yıl için takımın önemli bir kısmını tamamladık, dolayısıyla bu hedefi başarılı bir takıma sahip olarak önümüzdeki üç sezonda da rahatlıkla tutturabiliriz. yanlış anlaşılmaması için örnek olarak vereceğim, beşiktaş feda sezonunda 37.7m € harcamıştı, dolayısıyla 70m € miktarını bir feda dönemi tasarruf bütçesi olarak söylemiyorum.
b) diğer giderler: 70m €
diğer giderleri finansal olmayan giderler ile finansal giderler olarak ikiye ayıracağım. ortalama bir senaryoda yıllık yaklaşık 140m € gelirimiz olduğunu gördük. futbol takımı giderlerini de 70m € ile belirlediğimizde, diğer giderler için elimizde 70m € kalıyor. bunlar, son iki sezonda 90,1m € ve 84.3m € olarak açıklanmıştı. burada soracağımız soru, diğer giderler 70m € ile sınırlandırılabilir mi?
diğer giderler (milyon €):
……………………………………………11/12……12/13…13/14…14/15…15/16…16/17……..toplam………fb……..…bjk
finansal olmayan giderler…….30,8…… 27,8*….38,1….40,4*….59,1….50,3……….246,5……..279,6……217,6
finansal giderler……………………19,1…… 18,6*… 20,7… 23,6*… 31,0….34,0……….147,0…….…81,5…….106,8
toplam………………………………… 49,4…… 46,4……58,8……64,0…..90,1….84,3……….393,5…..…361,1….…324,4
finansal olmayan giderleri, dursun özbek döneminde artmasına rağmen, 45m € seviyesinde tutmanın mümkün olduğunu düşünüyorum, örneğin son sezon fenerbahçe 46.5m €, beşiktaş ise 44.7m € finansal olmayan gider açıkladı. burada önemli olan, galatasaray içine yerleşip kulübü sömüren parazitlerden kurtulmak ve saçma sapan harcamalar yapmamak. finansal olmayan giderleri 45m €’da tutabilirsek, geriye finansal giderleri 25m € seviyesinde tutmak kalıyor. dursun özbek göreve gelene kadar, bu mümkündü… yoksa riva satılmasına rağmen bu şansı kaçırdık mı?
ünal aysal yaklaşık 280 milyon € borç farkı ile göreve gelmişti ve yine aynı miktarda fark ile görevi bıraktı. onun döneminde yapılan yatırımlarla galatasaray’ın büyümesi hedeflendi, giderler artarken gelen başarılar sayesinde gelirler de arttı. görevde kaldığı sürede bankalardan aldığı krediler ve dolayısıyla ödenmesi gereken faizler arttı ancak kredilerin bir kısmını türk lirasına çevirerek de kur riskini azaltmıştı. riva’yı satıp kredileri ödeyerek galatasaray’ı bu faiz yükünden kurtarmak için yetki istedi ancak verilmeyince görevi bıraktı. bu yetki ise daha sonra dursun özbek’e verildi. görevi, ünal aysal döneminde artan kredileri riva arazilerini satıp ödemesi ve kredileri öderken de döviz cinsinden olan, yüksek faizli kredileri ile yüksek temlikli borçları öncelikli olarak kapatarak hem kur riskini hem de borçlanma maliyetini azaltmasıydı. dursun özbek göreve geliş amacını, 2015 yılı mali kongresinde ‘’galatasaray’ın borçlanmasına yönelik geçmişte yapılan temliklerden kurtulmak istiyorum, bunun için gayrimenkullere ihtiyacımız var, yılda 40m $ faiz ödüyoruz, yazık günah, bunları yapılandırarak faiz yükünü azaltmaya çalışalım’’ diye açıklamıştı.
ancak dursun özbek başkanlığında finansal giderler düşmek bir yana, çok daha arttı. bunun ilk sebebi, bu dönemde dövizin yükselmesi nedeniyle ödemek zorunda kaldığımız kur farkı. ancak bir diğer sebebi ise, dursun özbek’in borçları arttırmasından kaynaklanıyor. galatasaray’ın euro olarak toplam borcu 2014-2016 yılları arasında 450-500m € seviyesinde sabit kalmıştı. 2017’nin başında ise, dursun özbek borçları 120m € arttırdı. nedeni ise çok basit, (amortisman hariç) 2015/16 sezonunda 160.6m € gelir, 165.4m € gider (4.8m € zarar) vardı. 2016/17 sezonunda 88.2m € gelir, 156.8m € gider (68.6m € zarar) oldu. gelirleri azaldığı için zarar ettiğinden, ve ayrıca ödemesi gereken kısa vadeli borçları ödemek ve seçim öncesindeki bu sezon için takıma yaptığı yatırım için nakte ihtiyaç duydu ve yeni kredi çekti. ancak dursun özbek’in 2016/17 sezonunda açıkladığı zarar, futbol kulüpleri için tarihi bir rekor ve aynı zamanda utanç verici bir skandaldır. dursun özbek riva’yı satmadan önce bu satışın 140m € kaynak yaratacağını, bu kaynak ile kredileri kapatacağını söylemişti. ihaleden yaklaşık 120 milyon €’luk gelir elde edip, bunu da bugünkü kurdan yaklaşık 76 milyon € karşılığında kırdırdı. yani bu para ancak onun başkanlığı sırasında ettiği zararları karşıladı, yeni takım kurmak için de yeni kredi çekti. artık riva yok. riva projesinde yenilen kazık ve gelecekte kazanılabilecek paradan edilen zarar ise başka başlıkların konusu.
bu sezon da, euro kurunun artışı nedeniyle geçen sezon açıklanan 34m €’ya yakın bir finansal gider açıklanması olası ancak eğer krediler doğru şekilde kapatılabilirse, bu sezon başarılı olmamız sayesinde gelirler arttırılabilirse ve yeni yönetim kur riskini doğru bir şekilde yönetebilirse gelecek yıllarda finansal giderleri 25m €’nun altına indirmek çok mümkün.
son 4 yılda dönemlik olarak açıklanan borç-alacak net farkının euro olarak grafiği: https://i.hizliresim.com/7yz1p5.png
az önce söylediğim gibi, 2017'nin başında alınan kredilerle birlikte toplam borç 492m €'dan 614m €'ya yükseldi. ancak bu grafiğe baktığımızda borç-alacak farkının azaldığını görüyoruz. bunun sebebi, arsa satışlarını kullanarak bilançoda yapılan makyajlardır. dursun özbek yönetimi yaptıkları korkunç zararları, borç-alacak farkının azaldığını göstererek herkesi uyuturken, yeni borç alarak kapatıyor, yani kulübü iflasa doğru götüren borç sarmalına sokuyor.
ancak, dursun özbek yönetiminin yaptığının aksine gelirlere (ve sportif başarıya) dikkat edildiği sürece galatasaray borç sarmalından kurtulabilir. yukarıda gösterdiğim gibi galatasaray önümüzdeki üç yılda en azından ortalama bir başarıyla bile yıllık ortalama 140m € gelir elde edebiliyor. giderleri de incelediğimizde de, galatasaray’ın borcu ne kadar kalırsa kalsın faizini ödeyebildiği ve borcunu arttırmak zorunda kalmadığı, zarar etmediği için ffp kriterlerine uyduğu bir mali dengeye ulaşabileceğini görüyoruz.
bunun başarılması için ise yeni yönetimin yalnızca aşağıdaki kurallara uyması yeterli olacak:
1. futbol takımının bütçesini 70m € olarak belirleyin ve bunu aşmayın. zaten eğer bu yapılmazsa, uefa tarafından yakın zamanda yeni bir mali anlaşma yapılmak zorunda kalınacak ve yaklaşık olarak da bu kriterler getirilecek. ayrıca 70m €’luk bu futbol bütçesini de iyi yönetebilecek ve futbolu bilen insanlara bırakın, böylece en azından ortalama bir başarı (üç yılda bir şampiyonluk) zaten kendiliğinden gelecek ve 140m € olarak belirlediğimiz minimum geliri de beraberinde getirecektir, yeter ki alkolik çakalları ve menajer kuklalarını florya’dan uzak tutun. futbol takımı başarılı olup beklenin üzerinde gelir elde ettiğinde de, ya bu ek geliri futbol takımına futbol takımına harcayarak başarıyı sürekli hale getirin, ya da daha önceki yönetimlerden enkaz aldığınızı iddia edip sızlandığınız maliyeti yüksek borçları ödeyin.
2. ticari gelirlere önem verip en az 55m €’ya çıkarın. taraftarı küstürdüğünüzde, heyecanı yitirdiğinizde bu gelirlerin düştüğünü bilin. unutmayın ki galatasaray kulübünün amacı başarılı olmaktır ve bunu başardığınızda zaten kulübün marka değeri yüksek kalacak, taraftar takımını destekleyecek ve sponsor bulmak kolaylaşacaktır.
3. kulüpteki diğer giderleri 45m €'nun altına çekmeye çalışın. bunun için de galatasaray’ı sömürenlerden kurtulun, yönetime sorumlu insanları alıp harcamalara biraz dikkat edin.
4. finansal giderleri aşağıya çekmek için arsaların satışından gelen paralar ile faizi ve temliği yüksek kredileri kapatın. gelecek dönemde tüm satışlar bittiğinde mümkünse borçlar kapansın, olmayacaksa da bunu açıklayın çünkü bundan bir sonraki seçimde tüm arsalar satıldıktan sonra hala borç kalırsa vebali yeni yönetimin olur. ayrıca kur riskini düzenleyin çünkü döviz yükseldiği için milyonlarca euro zarar ettik demek galatasaray’a yakışmıyor.
eğer bir başkan ilk sezonunda 154.8m € gelir elde etmişken ikinci sezonunda gelirleri 88.2m €'ya düşmüşse, ortada büyük bir başarısızlık var demektir. örneğin, futbolculardan bağımsız olarak, eğer bir başkan yıllık 5m € kazanan a futbolcusunu maliyeti yüksek diye yollayıp yerine 10m € bonservis ve yıllık 4m € ücret ile b futbolcusunu transfer edebiliyorsa, ya da örneğin sözleşmesi feshedilecek bir futbolcuya sırf bir miting sırasında rakip kulübün başkanına söz verdiği için 1.8m € ödeyebiliyorsa bu kulübün ya mali olarak sorunu yoktur ya da bu başkan kulübü batırıyordur. eğer kendisinden önceki dört yılda, finansal giderler hariç yıllık ortalama 130.5m € gider varken enkaz aldığını iddia ettiği kendi döneminde giderler yıllık ortalama 137.9m €’ya çıkmışsa burada normal olmayan bir durum var demektir. gelecek sene avrupa kupalarına katıldığımızda, uefa ffp çerçevesinde son 3 yıla baktığında yaklaşık 150-200m € zarar görecek ve en iyi ihtimalde galatasaray’ı yeni bir mali anlaşma yapmaya zorlayacak. dursun özbek’in erken seçime o gün gelmeden önce girmek istediğini görüyoruz.
şirketler için borçlarının olup olmaması ya da borçlarının miktarı önemli değildir. borç veren bankalar zaten bu borcun faizinden para kazanmak için verir. borcun faizini ödediğiniz sürece, borcu borç ile çevirerek ömür boyu faiz ödeyerek devam etmek mümkündür. burada önemli olan, bir dönemde faizi ödedikten sonra zarar etmiyor olmaktır. zarar edilirse, o faizi ödemek için daha yüksek faiz oranından yeni borç alınır, bir sonraki dönemde ödenmesi gereken faiz oranı artar, zaten zarar eden şirket bir sonraki dönemde kendisini kurtaramazsa daha büyük zarar ederek borç sarmalına girer ve bunun sonunda da iflas eder. galatasaray’ın kaderi de, başarıdan taviz vermeden gelir-gider dengesini sağlamaya bağlıdır. başkanın görevi, borç ne kadar olursa olsun, faizi ödedikten sonra kalan geliri doğru şekilde kullanmaktır. mali başarı, ünal aysal’ın yapmak istediği gibi, zarar etmeden başarılı olup gelirleri arttırmak ve böylece borcu azaltarak kulübün geleceğinde ödemesi gereken faizi azaltmaktır.
benim bu yazıdaki asıl amacım, dursun özbek'in hatalarını anlatmak ya da dursun özbek’in seçim öncesinde yapmak istediği gibi karamsar bir tablo çizmek değil. tam aksine, doğru yönetildiğinde galatasaray’ı mali olarak sağlam kalabileceği bir gelecek beklediğini göstermek. gelir ve giderleri incelerken, aynı zamanda daha önceki iki başkan döneminde nelerin yapıldığını ve bir sonraki yönetimin neler yapması gerektiğini de anlatacağım. ilk olarak amacımız, kabaca gelir-gider dengesinin sağlanıp sağlanamayacağına bakmak olacak.
gelirler:
gelirleri başarı seviyesine göre iki farklı senaryoda inceleyeceğim.
ortalama senaryoda galatasaray’ın yıllık 68 puan (20 galibiyet, 8 beraberlik, 6 mağlubiyet) alarak bir sezon birinci, bir sezon ikinci, bir sezon da üçüncü olduğunu, bir sezon şampiyonlar ligine katıldığını, bu sezonda grupta üçüncü olarak avrupa liginde devam ettiğini ve çeyrek finalde elendiğini, avrupa ligine katıldığı diğer iki sezonda ise birinde 1. turda diğerinde 2. turda elendiğini, türkiye kupasında ise bir sezon yarı finalde elendiğini, bir sezon finalde elendiğini, bir sezon ise şampiyon olduğunu varsayacağım.
iyimser senaryoda ise galatasaray’ın üç sezonda da ligde ortalama 74 puan (22 galibiyet, 8 beraberlik, 4 mağlubiyet) alarak şampiyon olduğunu, dolayısıyla her sezon şampiyonlar ligine katıldığını, bir sezonda gruplardan çıkarak 2. turda elendiğini, diğer iki sezonda ise gruplarda üçüncü olarak avrupa liginde devam ettiğini, bunlardan birinde 2. turda diğerinde ise yarı finalde elendiğini, türkiye kupasında ise üç sezon üst üste şampiyon olduğunu varsayacağım.
a) maç günü gelirleri: yıllık 25.0-31.0m €
bu gelirlerin hesaplanması, dernek ve a.ş. arasındaki ilişki, locaların ve kombinelerin satışının farklı yollardan yapılması ve pasolig’in gelmesi ya da ileride kaldırılma ihtimali nedeniyle kolay değil. ancak son üç sezona baktığımızda, 16.1m €, 28.1m € ve 30.9m € gelir elde ettiğimizi görüyoruz. ortalama senaryoda üç sezonun ortalaması olan yıllık 25m €, iyimser senaryoda ise yıllık 31m € gelir bekleyebiliriz.
b) süper lig yayın gelirleri: yıllık 35.7-44.4m €
garanti 30m tl, her galibiyete 2.2m tl, her beraberliğe 1.1m tl, şampiyona 27m tl, ikinciye 21m tl, üçüncüye 15m tl, dördüncüye 10m tl, beşinciye 6m tl, altıncıya 3m tl ve geçmişte alınan her şampiyonluk başına 2.7m tl.
ortalama senaryoda yıllık 160.5m tl, iyimser senaryoda ise 199.5m tl kazanıyoruz.
c) avrupa kupası yayın gelirleri: 24.0-39.8m €
şampiyonlar liginde, gruplarda garanti 12.7m €, her galibiyete 1.5m €, her beraberliğe 0.5m €, gruptan çıkanlara 6m € ve yayın gelirlerinden türk takımlarına 17.3m €.
avrupa liginde, gruplarda garanti 2.6m €, her galibiyete 0.36m €, her beraberliğe 0.12m €, gruplarda birincilere 1.1m €, ikincilere 0.8m €, 2. tura kalanlara 0.75m €, çeyrek finale kalanlara 1m €, yarı finale kalanlara 1.6m €, finale kalanlara 3.5m € ve şampiyonluğa 3m € ile market poolda diğer türk takımlarına bağlı olarak 9.5m €.
ortalama senaryoda yıllık 24.0m €, iyimser senaryoda ise yıllık 39.8m € kazanıyoruz.
d) türkiye kupası yayın gelirleri: 1.9-3.0m €
şampiyon yaklaşık 3.0m €, finalist 1.7m €, yarı finalistler ise 1.0m € kazanıyor.
ortalama senaryoda yıllık 1.9m €, iyimser senaryoda ise yıllık 3.0m € kazanıyoruz.
e) ticari gelirler: 55.0-61.0m €
ünal aysal döneminde yıllık ortalama 55.5m €, dursun özbek döneminde ise ortalama 54.4m € ticari gelir elde ettik. bu dönemlerde şampiyon olduğumuz sezonlarda yıllık ortalama 61.0m €, şampiyon olamadığımız sezonlarda yıllık ortalama 49.2m € gelir elde ettik. şampiyonlar liginde oynadığımız sezonlarda yıllık ortalama 56.1m €, şampiyonlar liginde oynamadığımız sezonlarda ortalama 54.2m € gelir elde ettik.
ortalama senaryoda yıllık 55.0m €, iyimser senaryoda ise yıllık 61.0m € gelir bekleyebiliriz.
toplam:
ortalama senaryo: 141.6m €
iyimser senaryo: 179.2m €
giderler:
a) futbol takımı giderleri: 70m €
futbol takımı giderlerine, futbolculara ve teknik kadroya verilen maaş, prim, stopaj, kira ve bonservis bedelleri ile menajer ücretlerini dahil ediyorum.
şu ana kadar uefa’nın türk takımlarıyla yaptığı ffp anlaşmalarında iki farklı futbol giderleri kısıtlamasıyla karşılaştık. birincisi, fenerbahçe ve beşiktaşa verilen bonservis sınırlaması, yani sattığından fazlasını alamama. ikincisi ise, galatasaray’a verilen, (teknik kadro hariç) futbolcu ücretlerinin 65m € ile sınırlandırılması. peki bu iki sınırlamaya birden uyarak başarılı olmak mümkün mü? futbolcular ve teknik kadro için, şampiyon olduğumuz sezonlarda sırasıyla 61.7m €, 79.7m € ve 81.6m € ücret ödemiştik. beşiktaş şampiyon olduğu sezonlarda 59.3m € ve 65.4m €, fenerbahçe ise 66.8m € ücret ödemişti. dolayısıyla, eğer bonservis sınırlamasına da uyabilirsek, şampiyonluk için ortalama olan 68m € ücretin ve buna ortalama 2m € olan menajer ücretleri de dahil ediliğinde toplam 70m €’nun yeterli olabildiğini görüyoruz. bu sezon yaptığımız transferler ile zaten önümüzdeki üç yıl için takımın önemli bir kısmını tamamladık, dolayısıyla bu hedefi başarılı bir takıma sahip olarak önümüzdeki üç sezonda da rahatlıkla tutturabiliriz. yanlış anlaşılmaması için örnek olarak vereceğim, beşiktaş feda sezonunda 37.7m € harcamıştı, dolayısıyla 70m € miktarını bir feda dönemi tasarruf bütçesi olarak söylemiyorum.
b) diğer giderler: 70m €
diğer giderleri finansal olmayan giderler ile finansal giderler olarak ikiye ayıracağım. ortalama bir senaryoda yıllık yaklaşık 140m € gelirimiz olduğunu gördük. futbol takımı giderlerini de 70m € ile belirlediğimizde, diğer giderler için elimizde 70m € kalıyor. bunlar, son iki sezonda 90,1m € ve 84.3m € olarak açıklanmıştı. burada soracağımız soru, diğer giderler 70m € ile sınırlandırılabilir mi?
diğer giderler (milyon €):
……………………………………………11/12……12/13…13/14…14/15…15/16…16/17……..toplam………fb……..…bjk
finansal olmayan giderler…….30,8…… 27,8*….38,1….40,4*….59,1….50,3……….246,5……..279,6……217,6
finansal giderler……………………19,1…… 18,6*… 20,7… 23,6*… 31,0….34,0……….147,0…….…81,5…….106,8
toplam………………………………… 49,4…… 46,4……58,8……64,0…..90,1….84,3……….393,5…..…361,1….…324,4
finansal olmayan giderleri, dursun özbek döneminde artmasına rağmen, 45m € seviyesinde tutmanın mümkün olduğunu düşünüyorum, örneğin son sezon fenerbahçe 46.5m €, beşiktaş ise 44.7m € finansal olmayan gider açıkladı. burada önemli olan, galatasaray içine yerleşip kulübü sömüren parazitlerden kurtulmak ve saçma sapan harcamalar yapmamak. finansal olmayan giderleri 45m €’da tutabilirsek, geriye finansal giderleri 25m € seviyesinde tutmak kalıyor. dursun özbek göreve gelene kadar, bu mümkündü… yoksa riva satılmasına rağmen bu şansı kaçırdık mı?
ünal aysal yaklaşık 280 milyon € borç farkı ile göreve gelmişti ve yine aynı miktarda fark ile görevi bıraktı. onun döneminde yapılan yatırımlarla galatasaray’ın büyümesi hedeflendi, giderler artarken gelen başarılar sayesinde gelirler de arttı. görevde kaldığı sürede bankalardan aldığı krediler ve dolayısıyla ödenmesi gereken faizler arttı ancak kredilerin bir kısmını türk lirasına çevirerek de kur riskini azaltmıştı. riva’yı satıp kredileri ödeyerek galatasaray’ı bu faiz yükünden kurtarmak için yetki istedi ancak verilmeyince görevi bıraktı. bu yetki ise daha sonra dursun özbek’e verildi. görevi, ünal aysal döneminde artan kredileri riva arazilerini satıp ödemesi ve kredileri öderken de döviz cinsinden olan, yüksek faizli kredileri ile yüksek temlikli borçları öncelikli olarak kapatarak hem kur riskini hem de borçlanma maliyetini azaltmasıydı. dursun özbek göreve geliş amacını, 2015 yılı mali kongresinde ‘’galatasaray’ın borçlanmasına yönelik geçmişte yapılan temliklerden kurtulmak istiyorum, bunun için gayrimenkullere ihtiyacımız var, yılda 40m $ faiz ödüyoruz, yazık günah, bunları yapılandırarak faiz yükünü azaltmaya çalışalım’’ diye açıklamıştı.
ancak dursun özbek başkanlığında finansal giderler düşmek bir yana, çok daha arttı. bunun ilk sebebi, bu dönemde dövizin yükselmesi nedeniyle ödemek zorunda kaldığımız kur farkı. ancak bir diğer sebebi ise, dursun özbek’in borçları arttırmasından kaynaklanıyor. galatasaray’ın euro olarak toplam borcu 2014-2016 yılları arasında 450-500m € seviyesinde sabit kalmıştı. 2017’nin başında ise, dursun özbek borçları 120m € arttırdı. nedeni ise çok basit, (amortisman hariç) 2015/16 sezonunda 160.6m € gelir, 165.4m € gider (4.8m € zarar) vardı. 2016/17 sezonunda 88.2m € gelir, 156.8m € gider (68.6m € zarar) oldu. gelirleri azaldığı için zarar ettiğinden, ve ayrıca ödemesi gereken kısa vadeli borçları ödemek ve seçim öncesindeki bu sezon için takıma yaptığı yatırım için nakte ihtiyaç duydu ve yeni kredi çekti. ancak dursun özbek’in 2016/17 sezonunda açıkladığı zarar, futbol kulüpleri için tarihi bir rekor ve aynı zamanda utanç verici bir skandaldır. dursun özbek riva’yı satmadan önce bu satışın 140m € kaynak yaratacağını, bu kaynak ile kredileri kapatacağını söylemişti. ihaleden yaklaşık 120 milyon €’luk gelir elde edip, bunu da bugünkü kurdan yaklaşık 76 milyon € karşılığında kırdırdı. yani bu para ancak onun başkanlığı sırasında ettiği zararları karşıladı, yeni takım kurmak için de yeni kredi çekti. artık riva yok. riva projesinde yenilen kazık ve gelecekte kazanılabilecek paradan edilen zarar ise başka başlıkların konusu.
bu sezon da, euro kurunun artışı nedeniyle geçen sezon açıklanan 34m €’ya yakın bir finansal gider açıklanması olası ancak eğer krediler doğru şekilde kapatılabilirse, bu sezon başarılı olmamız sayesinde gelirler arttırılabilirse ve yeni yönetim kur riskini doğru bir şekilde yönetebilirse gelecek yıllarda finansal giderleri 25m €’nun altına indirmek çok mümkün.
son 4 yılda dönemlik olarak açıklanan borç-alacak net farkının euro olarak grafiği: https://i.hizliresim.com/7yz1p5.png
az önce söylediğim gibi, 2017'nin başında alınan kredilerle birlikte toplam borç 492m €'dan 614m €'ya yükseldi. ancak bu grafiğe baktığımızda borç-alacak farkının azaldığını görüyoruz. bunun sebebi, arsa satışlarını kullanarak bilançoda yapılan makyajlardır. dursun özbek yönetimi yaptıkları korkunç zararları, borç-alacak farkının azaldığını göstererek herkesi uyuturken, yeni borç alarak kapatıyor, yani kulübü iflasa doğru götüren borç sarmalına sokuyor.
ancak, dursun özbek yönetiminin yaptığının aksine gelirlere (ve sportif başarıya) dikkat edildiği sürece galatasaray borç sarmalından kurtulabilir. yukarıda gösterdiğim gibi galatasaray önümüzdeki üç yılda en azından ortalama bir başarıyla bile yıllık ortalama 140m € gelir elde edebiliyor. giderleri de incelediğimizde de, galatasaray’ın borcu ne kadar kalırsa kalsın faizini ödeyebildiği ve borcunu arttırmak zorunda kalmadığı, zarar etmediği için ffp kriterlerine uyduğu bir mali dengeye ulaşabileceğini görüyoruz.
bunun başarılması için ise yeni yönetimin yalnızca aşağıdaki kurallara uyması yeterli olacak:
1. futbol takımının bütçesini 70m € olarak belirleyin ve bunu aşmayın. zaten eğer bu yapılmazsa, uefa tarafından yakın zamanda yeni bir mali anlaşma yapılmak zorunda kalınacak ve yaklaşık olarak da bu kriterler getirilecek. ayrıca 70m €’luk bu futbol bütçesini de iyi yönetebilecek ve futbolu bilen insanlara bırakın, böylece en azından ortalama bir başarı (üç yılda bir şampiyonluk) zaten kendiliğinden gelecek ve 140m € olarak belirlediğimiz minimum geliri de beraberinde getirecektir, yeter ki alkolik çakalları ve menajer kuklalarını florya’dan uzak tutun. futbol takımı başarılı olup beklenin üzerinde gelir elde ettiğinde de, ya bu ek geliri futbol takımına futbol takımına harcayarak başarıyı sürekli hale getirin, ya da daha önceki yönetimlerden enkaz aldığınızı iddia edip sızlandığınız maliyeti yüksek borçları ödeyin.
2. ticari gelirlere önem verip en az 55m €’ya çıkarın. taraftarı küstürdüğünüzde, heyecanı yitirdiğinizde bu gelirlerin düştüğünü bilin. unutmayın ki galatasaray kulübünün amacı başarılı olmaktır ve bunu başardığınızda zaten kulübün marka değeri yüksek kalacak, taraftar takımını destekleyecek ve sponsor bulmak kolaylaşacaktır.
3. kulüpteki diğer giderleri 45m €'nun altına çekmeye çalışın. bunun için de galatasaray’ı sömürenlerden kurtulun, yönetime sorumlu insanları alıp harcamalara biraz dikkat edin.
4. finansal giderleri aşağıya çekmek için arsaların satışından gelen paralar ile faizi ve temliği yüksek kredileri kapatın. gelecek dönemde tüm satışlar bittiğinde mümkünse borçlar kapansın, olmayacaksa da bunu açıklayın çünkü bundan bir sonraki seçimde tüm arsalar satıldıktan sonra hala borç kalırsa vebali yeni yönetimin olur. ayrıca kur riskini düzenleyin çünkü döviz yükseldiği için milyonlarca euro zarar ettik demek galatasaray’a yakışmıyor.