6
ligin başından beri üzerinde fazladan baskı kurulan takım. şöyle bir sezon öncesine bakalım: emirates kupası'nı kazanmış, süper kupada ezeli rakibi fenerbahçe'yi tokatlamış bir galatasaray var. spor yazarlarının büyük çoğunluğu tarafından sezonun favorisi olarak görülüyor. sonra lig başlıyor. fenerbahçe ilk haftadan yenilince , gözler galatasaray'ı durduracak takım arayışına giriyor. bu arada ardı ardına galatasaray'ın beraberlikleri geliyor. düşmanların ağızları sulanıyor. beşiktaş da zıpkın gibi diye gaz veriliyor. bjk taraftarları daha 4. haftadan kendilerini şampiyon ilan ederken, bir de maç öncesi real madrid karşısında 1-6'lık hezimet eklenince, galatasaray'ı 75000 kişinin önünde nasıl dize getireceklerini kendi üsluplarıyla dile getiriyorlardı. artık düşmanlar el birliğiyle biliç ve genç kartal yelkenlerini dolduruyorlardı.
derbide ilk golü bulan kartal havalanınca galatasaray'ımız durur mu çakıyor tabii. hatta öyle bir çakıyor ki maç yarıda kalıyor(maç hakkında sahaya giren seyircilerle alakalı tartışmalara girmiyorum, ayrı konu). derbiden ağır yaralı çıkan kartalın yelkenleri suya iniyor ve serbest düşüşe geçerken, fenerbahçe saman altından ite kaka yoluna devam ediyordu.
tam bu noktada aysal terim işbirliğiyle ayağına sıkan futbol şubesi olaylardan büyük yara alarak çıkıyordu. halbuki genel olarak baktığımızda galatasarayımız beraberlikleri tespih yaparken maç başına kaçırdığı 875 net gol pozisyonuyla şeytanın bacağını bir türlü kıramamıştı. bugün o maçlardan bir veya ikisini alsak puan durumunda bambaşka bir yerde olabilirdik. ve 10 kasım 2013 fenerbahçe galatasaray maçı öncesi taraftar bu kadar karamsar olmazdı.
fatih terim-ünal aysal çekişmesinin taraftara yaşattığı travmanın sonucudur bu karamsarlık. halbuki bu kadar tantanaya rağmen 10. hafta sonunda galatasaray ligde sivasspor'la aynı puanda ve 4. sırada. öte yandan şampiyonlar ligi'nde gruptan çıkma şansını kendi ellerinde tutuyor. liderle arasındaki puan farkı 6. 3 puanlı sistemde kapanmayacak bir fark hiç değil.
rezil bir ortamda rezil insanların yönettiği ve türlü ayak oyunlarıyla önümüze taş koyduğu bir ortamda mücadele veriyoruz. hadi diyelim ki bu sene şampiyonluğu kaybettik. 5 sene sonra dönüp baktığımızda diyeceğiz ki "o sene şampiyonluğu aysal-terim çekişmesinden dolayı kaybetmiştik." ve önümüze dönüp şampiyonluğun hesaplarını yapacağız ya da o seneki şampiyonluğu kutluyor olacağız. resme yukarıdan bakabilmek lazım. zaten sorunlarla dolu ortamda pireyi deve yapmamak, mümkün olduğunca huzur sağlamak ve elimizden gelenin en iyisini yapmak zorundayız. içinde bulunduğumuz dönemde en önemlisi şampiyonlar ligi biletini kaptırmamak. önümüzdeki 3-5 sene firesiz katılırsak bu turnuvaya yurtiçindeki basın da mecburen bizi takibe başlayacak. çünkü başarı prim yapar. fener istediği kadar şampiyon olsun. kafadan 2 sene yok. daha uefa'dan gelecek olası bir küme düşür emri var. yurtiçindeki kısır şampiyonluk kavgasına -yarışına değil kavgasına- kendimizi kaptırıp enerjimizi tüketmemeliyiz. tek hedef şampiyonlar ligi'ne gitmek ve gruplardan çıkmak olmalı. bunu önümüzdek sene düzenli başarırsak emin olun 10 sene içinde o kupa türkiye'ye ellerimizde gelir.
derbide ilk golü bulan kartal havalanınca galatasaray'ımız durur mu çakıyor tabii. hatta öyle bir çakıyor ki maç yarıda kalıyor(maç hakkında sahaya giren seyircilerle alakalı tartışmalara girmiyorum, ayrı konu). derbiden ağır yaralı çıkan kartalın yelkenleri suya iniyor ve serbest düşüşe geçerken, fenerbahçe saman altından ite kaka yoluna devam ediyordu.
tam bu noktada aysal terim işbirliğiyle ayağına sıkan futbol şubesi olaylardan büyük yara alarak çıkıyordu. halbuki genel olarak baktığımızda galatasarayımız beraberlikleri tespih yaparken maç başına kaçırdığı 875 net gol pozisyonuyla şeytanın bacağını bir türlü kıramamıştı. bugün o maçlardan bir veya ikisini alsak puan durumunda bambaşka bir yerde olabilirdik. ve 10 kasım 2013 fenerbahçe galatasaray maçı öncesi taraftar bu kadar karamsar olmazdı.
fatih terim-ünal aysal çekişmesinin taraftara yaşattığı travmanın sonucudur bu karamsarlık. halbuki bu kadar tantanaya rağmen 10. hafta sonunda galatasaray ligde sivasspor'la aynı puanda ve 4. sırada. öte yandan şampiyonlar ligi'nde gruptan çıkma şansını kendi ellerinde tutuyor. liderle arasındaki puan farkı 6. 3 puanlı sistemde kapanmayacak bir fark hiç değil.
rezil bir ortamda rezil insanların yönettiği ve türlü ayak oyunlarıyla önümüze taş koyduğu bir ortamda mücadele veriyoruz. hadi diyelim ki bu sene şampiyonluğu kaybettik. 5 sene sonra dönüp baktığımızda diyeceğiz ki "o sene şampiyonluğu aysal-terim çekişmesinden dolayı kaybetmiştik." ve önümüze dönüp şampiyonluğun hesaplarını yapacağız ya da o seneki şampiyonluğu kutluyor olacağız. resme yukarıdan bakabilmek lazım. zaten sorunlarla dolu ortamda pireyi deve yapmamak, mümkün olduğunca huzur sağlamak ve elimizden gelenin en iyisini yapmak zorundayız. içinde bulunduğumuz dönemde en önemlisi şampiyonlar ligi biletini kaptırmamak. önümüzdeki 3-5 sene firesiz katılırsak bu turnuvaya yurtiçindeki basın da mecburen bizi takibe başlayacak. çünkü başarı prim yapar. fener istediği kadar şampiyon olsun. kafadan 2 sene yok. daha uefa'dan gelecek olası bir küme düşür emri var. yurtiçindeki kısır şampiyonluk kavgasına -yarışına değil kavgasına- kendimizi kaptırıp enerjimizi tüketmemeliyiz. tek hedef şampiyonlar ligi'ne gitmek ve gruplardan çıkmak olmalı. bunu önümüzdek sene düzenli başarırsak emin olun 10 sene içinde o kupa türkiye'ye ellerimizde gelir.