ali sami yen spor kompleksi türk telekom arena'da izlediğim ilk avrupa maçım oldu. açıkcası itiraf etmeliyim ki içimde öyle bir his vardı ki, bu maça gidersem gerçekten çok güzel dakikalar yaşayacağımızı biliyordum. hissettim ve deli gibi kombine aradım. üç beş ergen, galatasaray üzerinden fahiş fiyatta kombine kiralamaya çalıştı fakat tabii ki yemedi. bir şekilde o kombineyi buldum, evet. ultraslanın ortasında maçı izledim, gerçi o kısım hariç mükemmel bir 90 dakikaydı.
efendim maç öncesine gelelim. skor taraftarı olan arkadaşım ile bir diyaloğumuz oldu. orduspor maçını oynadık ordu kentinde hatırlıyorsunuz. 2-0 yenildiğimiz o maçtan sonra arkadaşımın bana telefondan söylediği söz; "abi sikerim bu nasıl takım ya? kombineyi iptal et parayı geri al. ben gelmiyorum rezil olacağız bari paramıza bir şey olmasın" işte böyle bir arkadaşımın göt oluşuyla, galatasaray'ımızın burak'ın fakat ercan taner'e göre melo'nun attığı gol
* ile deli gibi sevindik, zaferin tadını çıkardık.
geldik arenaya. saat 20.00 gibi koltuğuma oturmuş maçı bekliyordum. arkadaşım yanımda cep telefonlarımızdan kadroları bekliyoruz bir yandan twitterdaki goygoyları okuyoruz. ilk 11'miz açıklandı. tabii bizim ilk baktığımız şey manchester united'in ilk 11'i oldu. neden bilmiyorum ama o ilk 11'i gördükten sonra arkadaşıma aniden dönüp "aldık bu maçı, keyfini çıkarmaya bak sadece" dedim. aynen bunu dedim evet. kenarda fatih hocamız, alex ferguson ve sahada kalite kokan iki takımın maçını doyasıya izledim. o akşam öyle bir bağırdım ki belki de 7 aralık 2011'deki fenerbahçe maçımızdan sonra tt arena'daki en iyi taraftar performansı o gece yaşanmıştı. çok fenaydı sözlük. şimdi birden aklıma gelince entry'i döşeyim ve eskileri yad edeyim dedim. eboue'nin sağ taraftan yaptığı orta ve melo'nun aniden içeriye kat etmesiyle kafa vuruşu ve kalecinin son anda çıkarmasıyla tribün deliye döndü. tam o sırada, tam zamanında felipe melo hemen önümüze gelerek bildiğiniz gibi taraftarı gaza getirdi ve kayış orada koptu.
felipe melo'nun o vuruşu ve taraftarı ateşlemesinden sonra çoğu kişi gibi bende "aha gol geliyor" dedim. dediğimiz gibi oldu, evet. burak yılmaz'ın golü ve galatasaray 1-0 önde. maçtan sonra ses tellerimi yitirdiğimi hatırlıyorum. ardından ameliyatla ses telleri taktırdık. :(
vay be... efsane bir geceydi. aynı duyguları o maçtan sonra ardı ardına braga, schalke, real madrid maçında yaşamamız çok çok güzel bir şeydi. hele bu güzelliği kenarda duran o adam yok mu o adam, benim için ikinci baba şeklinde duran o yaşayan efsane fatih terim'le yaşamamız bana eskileri hatırlattı. bu maçtan sonra içim içimi yiyordu. bu iç yeme olayı tamamen mutluluktandı yani nasıl desem, yerimde duramıyordum arkadaş. böyle bir sırıtış, her şeye gülerek bakış ve arkadaşımı dinlerken bir yanda aklımda o maçtaki golümüz coşmamız ve galatasaray vardı.
hele o arkadaşımın, skor taraftarının göt oluşunu izlemem benim zevkimi iki katına çıkardı. çok iyidi be, çok. iyi ki galatasaray'lıyız arkadaş, iyi ki.
bu arada unutmadan, 17 eylül 2013 akşamı.. real madrid ibnesi kolla kendini.