• 3
    eksiklerimizi arayacağız gibi görünüyor. özellikle savunma tercihinde lemina'nın yokluğunda ne yapacağız merak ediyorum. hoca donk'u mu lemina yerine oynatır yoksa başka bir alternatif mi düşünür göreceğiz. donk'u lemina yerine oynatırsa ahmet'i marcao yanında oynatır hoca. bu arada donk'un lemina yerinde oynaması hücumda üretkenliği azaltacak gibi geliyor bana. bu açıdan donk'u stoper'de oynatıp lemina yerine de taylan veya belhanda seçeneklerinden birini kullanabilir hoca. umarım taylan olur tercihi.
    kayserispor'un önemli 2 oyuncusu bu maçta oynamayacak; ancak adamlar can derdinde. kaleye otobüs çekip hızlı ataklarla ve duran toplarla gol arayacaklardır. bu yüzden belhanda gibi adamını arkadan izleyen biri yerine taylan daha doğru bir seçim olacaktır.
    kayserispor gol yemedikçe direnci artacak bir takım bu yüzden maça skor yaratabilecek isimler ile başlarsak ve maçın başlarında golleri bulursak rahat bir maç izleriz.
    bu açıdan 4-1-3-2 şeklinde başlamak iyi olur derdim ama saracchi'nin yokluğu düşündürüyor beni burada.

    büyük olasılıkla fatih hoca aşağıdaki 11 ve dizilişle takımı sahaya çıkaracaktır.
    4-4-1-1 https://galatasaray11.com/65925 burada bir yere belhanda'yı görürsek şaşırmayalım derim.

    benim kafamdaki alternatif kadro ve dizilişler ise şunlar (maç içerisinde geçilebilir de)
    4-4-2 b https://galatasaray11.com/65921
    4-4-1-1 https://galatasaray11.com/65922
    4-1-3-2 https://galatasaray11.com/65923

    kayserispor'u eksik de olsak rahat yenemeyeceksek şampiyonluktan bahsetmeyelim.
  • 5
    (bkz: bugün günlerden galatasaray)

    https://gss.gs/xiS.jpg

    (bkz: sezonun en önemli maçı)

    (bkz: 5'te 5/#2851487)'in 3. maçına geldik.

    lemina'nin, falcao'nun, saracchi'nin yokluğu çok önemli tabii ki ama bu maça gelmesi de şans. zorlansak bile evimizde kazanarak sıkıntısız geçebiliriz.

    1 şubat 2020 trabzonspor fenerbahçe maçında fenerbahçe'nin kaybetmesi ile fener'le puan farkını 1'e ve tek maça indirmiş olacağız.

    taraftarın sinerjisi ve şampiyonluk inancı da alev alacak...

    tam olarak istediğimiz ortam oluşmak üzere.

    yeter ki şu maçı kazanalım ve yolumuza "moralle" devam edelim.

    masaya katıldık, artık kartlar yeniden dağıtılacak...

    hazırsanız başlayalım mı oyuna?

    https://twitter.com/...686453646938112?s=19

    (bkz: hedef 23)

    (bkz: konsantrasyon)

    sen şampiyon olacaksın!
  • 6
    metin oktay’ın doğum gününde emre akbaba‘nın gol attığı, galatasaray’ın şampiyonluk yürüyüşünün başladığı ve film senaryolarına konu olabilecek bir hikayeye sahip olacak maç. ağlamak istiyorum sayın seyirciler.

    https://youtu.be/CdB6s-kt-L8

    (bkz: metin oktay'ın doğum günü)
    (bkz: emre akbaba)
    (bkz: metin oktay selamı)
    (bkz: şampiyonluk şarkısı düşmesin dillerden)
  • 7
    rakiplerimizin ekmeğimize yağ sürdüğü şu zamanlarda afiyetle o ekmeği yemek görevimizdir! saldırın aslanlar! ekmek aslanın ağzında*

    kadro olaraksa hocanın düşündüğünü tahmin ettiğim 11 ile başlıyoruz(diziliş farklı olabilir). ben taylan'ı düşünmüştüm ama belhanda'yı birinin yerinde görürsek şaşırmayalım demiştim. taylan yerine hoca belhandayı düşünmüş.
    (bkz: #2855847)

    kadronun en güzel tarafıysa onyekuru'yu yedeklerde de olsa görmek oldu. bu maçta farklı bir skor elde edersek son 10 dk falan oyuna sokulabilir.

    https://twitter.com/...979321125167106?s=20
  • 11
    metin oktay, fenerbahçeli şükrü'nün düğüne gider. zamanın meşhur zenginlerinden ve fenerbahçe ikinci başkanı olan müslüm bağcılar düğüne yalnız gelen metin oktay'ın yanına gelir , önüne boş bir mukavele koyar ve der ki: "imzala şunu, sana servetimin yarısını vereyim"... metin oktay'ın cevabı oldukça kısa ve nettir: "sağ ol baba. ama bizi sevenlere ihanet etmeyelim"...
    ve taçsız kral bu olayla ilgili sonraki yıllarda şöyle bir açıklama yapacaktır: "fenerbahçe 20 bin, adalet bir sene için 10 bin lira transfer ücreti teklif ederken, ben galatasaray ile 8 bin liraya anlaşma yaptığım gün mutluluktan uçuyordum"

    mariano sağ kanattan ortalayıp, adem büyük golcülük refleksini konuşturup, rakipten önce ayağını topa uzatınca, konya deplasmanında attığı üçüncü golün "kopyala-yapıştır" versiyonu ile saatler 19.05'i gösterirken golü bulan galatasaray'da, adem büyük "taçsız kral metin oktay"ın doğum gününü kutluyordu.

    oyuna deyim yerindeyse "fırtına gibi" başladı galatasaray, zaten başka çaresi var mıydı? kendi evinde ligin dibine demir atmış renkdaş kayseri ile oynuyor, "8 de kapanır 18 de kapanır" veciz sözünün tekrar edilmesinin hemen ardından lider sivasspor 3 puan daha kaybetmiş ve ezeli rakip fenerbahçe trabzon'dan eli boş dönmüştü. yen kayseri'yi, mayısta şampiyonluk ümitlerini tekrar dirilt...
    bu heyecan ve motivasyonla maça başlayan fatih terim'in takımı, adem'le öne geçti ama erken gol galatasaray'ın hızını kesmedi, aksine deplasman takımını nakavt öncesi groggy haline geçmiş boksör gibi şaşkına çevirdi ve ömer bayram'ın ortasında donk rakibi yere seren "yumruğu" çaktı... ne gol ama... değme golcüler atamazdı, top kontrolü ve vuruş mükemmeliği jeneriklik... daha 20. dakikada skorbordda ev sahibinin iki farklı üstünlüğü gözüküyordu.

    galatasaray baskılı oynuyordu, topu ayağında tutuyordu da ligin ilk devresinden farklı olarak "yaratıcılık" da vardı oyununda. tabii bunda en büyük fark mariano'nun "fabrika ayarlarına" dönmüş olmasıydı. feghouli ile birlikte eski günlerine dönen ikili, kapanan kayseri savunmasını da açmakta oldukça mahirdiler. adem'in golünde asist yapan brezilyalı sağ bek, ömer'in donk'a attırdığı golün de "start"ını vermişti. ilk devre olduğu kadar, ikinci yarı da rakibin sol kanadını maden gibi işleyen mariano, sadece oyunun hücum yönünde değil, aynı zamanda savunma da dikkatliydi ki, oyunun bitimine dakikalar kala rakibin "topu tüfeği" ile geldiği dakikalarda iki tane net pozisyonu kornere çelerek kalesini golden de korumuş oldu. maç sonunda mariano belki çok konuşulmadı zira iki asist yapan ömer bayram ve iki gol atan feghouli istatistik kağıdını "real" rakamlarla doldurmuştu.

    ömer bayram'a da bir paragraf açalım diye "beylik bir laf edeceğim" de, bırakın paragrafı, sayfalar dolusu kelime "galatasaraylı ömer'i" anlatmaya yetmeyecektir. belki de kendisini galatasaraylı yapan, "hayatında yeri çok özel olan" dedesini kaybettiği gün, sahada kusursuz oynadı ömer, her zamanki gibi koştu, çabaladı ve iki de gol attırdı takım arkadaşlarına. futbolcuların da insan olduğunu, onların da aileleri olduğunu, bizler gibi hislere sahip olup, günlük hayatın akışı içinde sevinçler ve üzüntülerle karşılaşabileceklerini unutmamak lazım. biz unutmuyoruz, yeri geldikçe hatırlatıyoruz da "play stationlarla" büyüyen ve tribünlerde yer alan nesil, hayatı "oyun", futbolcuları da "makine" zannediyor. " ben bir takım kurdum, benim oyuncularım duruma göre 4-4-2, 3-5-2, 4-1-4-1 oynayabiliyor" diyor elinde joystick, ekranda futbolcuların fotoğrafları olan 20li yaşlarda futbolsever... keşke hayat bu kadar kolay ve "ipleri bizim elimizde" olsa... evet, ömer profesyonelce davrandı, sahaya çıktı ve oldukça iyi oynadı da peki berbat bir performans sergilemiş olsaydı, onu yuhlamaya hazır binler, acaba sahada gördükleri futbolcunun içinden geçeni bilebilecekler miydi? tabii ki hayır...

    ilk yarım saat orta sahayı dahi geçemeyen kayserispor, son 15 dakikada biraz kıpırdanmış olsa da, yarattığı cılız ataklarda donk ve marcao yerinde müdahalelerle onların gol iştahlarını kursaklarında bıraktı.

    ikinci yarıda galatasaray farkı açmak için yine eski kalecisi ismail çipe'nin kalesine gitti, özellikle belhanda'nın da biraz daha "kıpırdamasıyla", ataklar da etkili oldu, emre akbaba, mariano ve feghouli'nin kaleye yolladıkları şutlar üç direğin arasına isabet etmezken, belhanda'nın pasında ömer bayram'ın ceza sahasına yolladığı topu feghouli bu kez filelerle kucaklaştırıyordu. "kafasına göre" oynayan belhanda kendisini işine verince, fark ediliyor ki, onyekuru'nun feghouli'ye attırdığı dördüncü golde de nijeryalı arkadaşını savunmanın arkasına mükemmel bir şekilde kaçırıyordu...

    "kaçırmak" demişken, üç farklı skorun rehaveti ile maç boyunca oldukça dikkatli olan galatasaraylı savunmacılar, mesanoviç'i bir kez kaçırdılar ve golü kalelerinde görüverdiler. bu kadar rahat geçen maç gol yemeden tamamlansa iyi olurdu ama olsun, nazar boncuğu olsun...

    ligin ikinci yarısına başarılı bir performansla giriş yapan galatasaray'ın, puanları üçer üçer toplamasında büyük katkısı olan saracchi ve falcao'nun yokluğunda kazanılan üç puan oldukça değer arz ederken, tüm dikkatler pazar günü oynanacak olan kasımpaşa maçına çevrilmiş durumda...haydi bakalım,hazır üstteki rakipler birbiriyle çarpışırken seriye devam...

    kaynak ve maçtan fotoğraflar: https://ultrasmovement.blogspot.com/...y4-1kayserispor.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın