• 206
    sneijder çıkarken ettiğim bedduanın 5 dakika içinde tuttuğu maç. hemde nasıl tuttu. maç boyunca bir boka yaramayan umut bomboş topu ilerde kaptırdı, dönen top penaltı ve gol. şimdide hajrovici alıyor mancini. ulan birinci dakikadan beridir umut beni çıkarın diye bağırıyor. burak keza tüm pozisyonları piç ediyor. sen git sneijder'i al oyundan. al sana şampiyonluk. burak, umut ve selçuk'un turşusunu kur amk.
  • 215
    bu saatten sonra şampiyon olursak fenerbahçe futbol takımı'nın teknik direktöründen futbolcusuna kadar gerizekalı olduğunun göstergesi olacak maçtır.

    çaykur rize kim ya. kim ulan kim, hücüm ve savunma varyasyonu nedir lan bu takımın. iki tane pozisyona giriyoruz maç boyunca - gol hariç - onlar da ya top karambole düşüyor ya da kaptığımız toplardan geliyor. bir tane hücum varyasyonu, bir tane çizilmiş oyunu yok mu ulan bu takımın.

    gerçi olsa ne olur? forvette umut bulut var amk. ayağının içini evde unutmuş adam maça gelirken.
  • 217
    muhtemelen sampiyonlugu biraktigimiz mac. one gecmissin, iki tane yuzde yuz pozisyondan yararlanamiyorsun. hadi umut'tan beklerim de, sen de mi sneijder? ondan sonra hucum yaparken topu kaptirip, defansin arasina atilan topta sacmasapan bir penalti. tam bizim takimin uyuz deplasman performansina yakisan bir mac oldu. normal sartlarda 60. dakikada 0-2 olmasi gereken maci, bu kadar agir ve isteksiz oynarsan, 1-1'e yakalanabilirsin ve yakalandin da.
  • 220
    chelsea maçının ikinci yarısında sahada olan galatasaray ?
    rize maçının tamamında gördüğümüz galatasaray ? bunun adı maç seçmek değilse, çıksın birisi bana açıklamasını yapsın, dinleyeceğim. maç seçen futbolcudan profesyonel olmaz. sen chelsea maçına hangi gözle bakıyorsan rize maçınada o gözle bakacaksın arkadaş. sonra üzülen biz oluyoruz. yeter ya, bu nereye kadar ? şapkayı önüne koyup düşünen adam yok. bu böyle devam ederse hak etmiyoruz kardeşim şampiyonluğu falan. bize yazık günah.
  • 221
    hocamız ve kanka gücünün (burak , umut , selçuk) geri kalan oyuncuların emeğinin ırzına geçtiği maç. tüm takım çok kötü oynasa neyse. rakibin maksimum bir yada iki pozisyonu var. defans en azından canla başla çalışmış. bunlar takımı 90 dakika forvetsiz oynattı, selçukta orta sahanın ırzına geçti. 8-9 adamla bile neredeyse yenecektik rizeyi. inşallah ileriki maçlarda da beraber oynar süper kankalar. top oynayan melo, sneijder, yekta gibi adamlarıda satalım sene sonu. yakışmıyorlar bize.
  • 222
    hiç ummadığımız bir şekilde puan kaybı yaşamamıza neden olan maç. evet, tanım faslını geçtikten sonra naçizane görüşlerimi paylaşmak istiyorum.

    maçı büyük bir dikkatle ve sonrasında da özetini izlemiş biri olarak söylemek istiyorum ki, bence galatasaray futbol takımı hiç de kötü oynamadı.

    birincisi, gerçekten adım adım nasıl defans yapılması gerektiğini öğrendiğimizi düşünüyorum. aslında bu durumun sinyallerini 26 şubat 2014 galatasaray chelsea maçı'nda görmüştük. mourinho'nun etkisiyle harika kontra atak futbolu oynayan ve şu an ingiltere premier ligi'nde lider durumda olan chelsea'yi ikinci yarı ablukaya alıp, yanlış hatırlamıyorsam hiç ciddi pozisyon vermedi bu galatasaray. bu akşamki maçta da, seyirci desteğini arkasına almış, düşme hattında olduğu için maça var gücüyle asılması gereken rize takımına da sadece birkaç pozisyon verdi.

    ikincisi, hiç de ruhsuz, isteksiz falan görmedim takımımızı. maça kazanmak için çıktıklarını hissettim.fatih terim zamanında olduğu gibi deli danalar gibi saldırmamış olmaları, isteksiz olduklarını göstermez, belli bir hücum taktik çerçevesinde saldırdıklarını gösterir kanımca. sayabildiğim kadarıyla 6 tane de net gol pozisyonuna girdik. biri, sağolsun chedjou sayesinde golle sonuçlandı. geriye kalan pozisyonları da, çoklukla umut bulut ve burak yılmaz, bir kerelik de wesley sneijder değerlendiremediler ne yazık ki.

    özellikle ikinci yarıda, rize'nin oyundan düştüğü anlarda galatasaray kendi kalesinde top görmeden, çok etkili bir deplesman oyunu oynadı, umut'un harcadığı pozisyonlar ve wesley'in uygun pozisyonda topu dışarı göndermesi - ki normalde onun için %90 gollük yerler oralar - takımımızın farka gitmesini engelledi. sonrasında da malum, fernando muslera kalitesinde bir kalecinin yapmaması gereken bir hatayla rakibe penaltı kazandırdık. sonuç 1-1. gene bir deplesman puan kaybı. gene bir hayal kırıklığı, gene bir öfke falan filan.

    elbette herkes gibi ben de çok üzüldüm, önceden alkışladığım, ''kaşına, gözüne kurban'' dediğim bir sürü futbolcuya küfrettim. ama ne yapalım renkdaşlar?

    benim anlamadığım, biz ne zaman her puan kaybında suçlayacak insan arayan bir taraftar olduk? kimisi hocaya küfrediyor, kimisi bazı topçulara, kimisi başkana giydirmekle meşgul. yahu, tamam puan kaybettik de, çok mu berbattık be? şampiyonluk için hiç mi şansımız kalmadı? bu takım ezeli rakiplerinden kötü mü top oynuyor? ezeli rakiplerinin topçuları canlarını dişlerine takıp, ''şampiyon olacağız, şampiyon olacağız!'' diye savaşıyor da, bizimkiler ''amaaan, kim şampiyon olursa olsun, ben alacağım paraya bakarım'' deyip, umarsız mu oynuyor? hiç sanmıyorum. bu adamlar hafta içi güncel puanlara göre dünyanın en başarılı 3 kulübünden biriyle maç yaptılar, birkaç hafta sonra gene yapacaklar ve rize deplasmanına motive olmadan gitmiş de olabilirler, öyle olduğunu hiç düşünmesem de bunu anlayabilirim. ama oynadı be adamlar, bir sürü karşı karşıya pozisyonu harcadılar sadece...

    kazansak iyiydi ama olmadı, üzüldük, geçti, bitti, tamam. önümüzdeki maçlara bakacağız, fenerbahçe puan kaybetmeye devam edecek, biz de edeceğiz. ama onlar bizden daha fazla kaybedecek bence. üstelik galatasaray futbol takımı, asıl gelecek sene tam bir sistem takımı olacak. sadece sabretmemiz gerekiyor.
  • 223
    galatasaray için "nerden baksan ahmakça" bir puan kaybına daha sahne olmuş olan müsabaka. şampiyonluk kovalayan bir takım olarak küme düşme hattındaki bir takıma karşı iki tane karşı karşıya pozisyonu harcayıp yarım pozisyonda penaltıdan golü yiyerek puan kaybetmeye mantıklı ya da mantıksız herhangi bir açıklama getirmenin imkanı yoktur zira.
  • 224
    lastik patladi.

    evet, bir köse yazari olsam böyle bir baslik atardim.

    bu hafta besiktas ta berabere kalmi$ iken fenerle puan farkini koruyup, bjk ile biraz daha açma firsatini yakalami$ iken, tam o esna da lastik patladi.

    böyle i$ kazalari olur. yakaladigimiz net pozisyonlar var. bilhassa umut ve sneijder in degerlendiremedigi. öte yandan muslera nin inanilmaz hatasi.

    ama olur böyle ara sira. hepsi insan sonuçta. bo$ kaleye de kaçar, penalti da olur.

    $ampiyon oldgumuz 11/12 ve 12/13 sezonlarinda evimizde aldigimiz maglubiyetleri dü$ünün. 1-3 maglup oldugumuz bir karabük maçi hatirliyorum da. inanilir gibi degil di.

    ama i$te dedigim gibi. olur böyle $eyler.

    fakat dün ak$am gözüme yine de bir $eyler ili$ti. takim chelsea maçindan sonra yorgundu ve kismi bir rotasyona gidilmi$ti. buna ragmen net pozisyonlarimiz vardi. atsak burada bazi $eyler hiç konu$mayacaktik.

    $ampiyonluk yolunda ufak bir i$ kazasi geçirdik. abartmaya gerek yok. toparlanip tekrardan çiki$a geçecegiz.
  • 225
    şu maç üzerinden hocayı eleştirmek doğru değil diye düşünüyorum. son derece doğru bir 11 ve taktik dizilişle sahaya çıkıldı. ilk yarı itibariyle de göze hoş gelen futbol oynamasak da maçın üstünlüğünü elimizde tutmayı başardık. takım bu sezon ekonomik oynuyor. hem ligde hem kupada hem de avrupa'da devam etmenin ve kısıtlı bir rotasyona sahip olmanın bedeli bu. ben de istiyorum her deplasmanda bangır bangır baskı ile oynayalım ve rakibi abluka altına alıp arka arkaya goller bulalım. ancak 14 kişilik bir rotasyonla -ki mancini ceyhun ve yekta gibi bitik oyuncuları yeniden kazanarak bu sayıyı arttırdı- ve senede 60 maç oynayarak öyle futbol oynanmıyor. örneğin fener hem kupa hem de avrupa'da oynasa idi bu tempoyla allah muhafaza birkaç oyuncularını sahada yitirebilirlerdi ki ersun yenal'ın takımlarında çok da olur bu olay. sonuç olarak beğenseniz de beğenmeseniz de bu takım deplasmanlarda ekonomik oynayacak. karabük'te de rakibin üzerine çullanan bir takım beklemeyin yani.

    bu gerçeği göz önüne alarak dünkü maça döndüğümüzde lucescu'nun sıkça yinelediği "önce yeme, kalitenle nasıl olsa golü bulursun" taktiğini uyguladık. aslına bakarsanız antalya'da da bunu uygulamıştık ama birbirini tanımayan, uyumsuz isimlerden oluşan savunma gol yememeyi beceremedi. dün yine kaliteli isimlerde golü bulmayı başardık. tek iş o golü korumaktı. orada taktik disiplinden bir an çıkıp çok adamla hücum ettiğimiz bir dakikada golü yedik. oysaki golden sonra düşük tempo ile oynamamıza rağmen top hep bizdeydi. "top sizdeyken gol yemezsiniz" bu da çok sevdiğimiz fatih hocamızın mottosu. maç bu şekilde ilerlerken rolanti oyunda inanılmaz iki pozisyon yakaladık ama gol vuruşlarını yapamadık. antalya'da da maç 1-0 iken sneijder ile net bir fırsattan yararlanamamış ve akabinde maç çok farklı bir noktaya gitmişti. bu iki maçta yakaldığımız pozisyonları değerlendirip 2-0'ı bulsak şu an çok farklı şeyler konuşuyor olacaktık.

    sonuç itibariyle, eleştirseniz de mancini'nin yoğun maç trafiğinde uyguladığı sistem bu. ben bu sistem kesinlikle doğrudur demiyorum. karşı çıkanlara da saygı duyarım ama şu yoğun maç takviminde bu tempoda oynamak doğru geliyor bana. gerçi bunu tartışmaya çok da gerek yok. sezon sonuna doğru eğrisi doğrusu görülecektir zaten.
App Store'dan indirin Google Play'den alın