• 106
    kornerden yada serbest vurustan gol yeme bahisi varsa butun parami yatirabilecegim mactir. basaksehir macindan daha umitliyim bu macta. eger tudor yine sapkadan tavsan cikarmazsa ve su duran toptan gol yeme hastaligimizi bir macligina tedavi edebilirsek oradan yenilmeden cikacagiz. ama zor.. gecen senede ayni golu yemistik marcelo'dan, bu senede gorebiliyorum asagi yukari olacaklari. oradan yenilmeden cikmak icin :

    1) muslera guzel kardesim, penaltiya yapilan korner ve serbest vurustan ortalara cik dagit yumrukla.
    2) arkasi donuk adama gereksiz faul yapip orta yaptirma
    3) kanatlari kapat

    allah yardimcimiz olsun.
  • 108
    tolga'nın oynamayacak olması nedeniyle 3-4-3 çıkmak elzem olmuştur.

    ---------------muslera----------------
    -------maicon-serdar-denayer-------
    mariano-ndiaye-fernando-rodrigues
    ------------belhanda-feghouli------------
    ----------------gomis----------------

    en iyi ihtimalle feghouli 60'dan sonra maçtan düşer. yerine de yasini alıp çalışkanlığından faydalanabiliriz. tam tersi de olabilir. yasin ile başlayıp feghouli son 30 dakika için oyuna girebilir. selçuk falan oynarsa orta saha duman olur.
  • 111
    beraberlik için oynarsak ortalamalar kanununun devreye girebileceği maç.

    ortalamalar kanunu, basitçe özetlemek gerekirse, yeterince geniş bir örnek küme dahilinde yaşanan olayların beklenen oranda gerçekleşeceğini savunur. örneğin yeterince çok sayıda yazı-tura atarsanız, yazı ve tura sayısı eşit olacaktır. eğer yazıdan çok daha fazla tura geldiyse, sonraki atışlarda tura sayısı daha fazla olacak ve denge sağlanacaktır. kanun olarak tanımlansa dahi sonsuz boyutta bir örnek küme kuramayacağımız için bilimsel olarak kanıtlanabilecek bir teori olmasa da "hayatın doğal akışı" diye tabir edilen olgu aslında ortalamalar kanununa dayanır. buradan hareketle futbol hakkında çok çıkarım yapılabilir ama bu maç özeline bakalım.

    beşiktaş bu sezon iki maçta, kapanan rakiplerine karşı, pozisyonları da bulduğu maçlarda 0-0'a kaldı. yeri geldi penaltı kaçtı. bunun üçüncü kez olma ihtimali, olmaması ihtimalinden çok daha düşük. mourinho gibi hocalar ve dünyanın en iyi savunmacıları olmadığı sürece otobüs çekme eylemi, edilgen doğası itibarıyla hep belli bir seviyede kalıyor. iş hücumu yapan takımda bitiyor. ana değişken de beşiktaş oluyor yani. o zaman da devreye bu ortalamalar kanunu giriyor işte. zaten teorik olarak olasılığı düşük olan bir ihtimali, kapanan bir takıma hiç gol atamama ihtimalini, üst üste 3. kez zorlamak akıllıca değil.

    beraberlik iyidir ama galatasaray'ın otobüs çekmemesi lazım. daha farklı bir oyunla da bağlanabilir beraberliğe.
  • 115
    haldır huldur atak yaparsak saçma sapan bir gol yeme olasılığımız yüksek,
    bjk topu kanatlara indirdiğinde (ki başka bir oyun planı ile sahaya çıkacaklarını sanmıyorum) blok halinde o tarafa doğru hareketlenip alanı kapatır ve ceza sahasına top indirmemelerini sağlarsak daha doğru bir taktik olacağını düşünüyorum, zaten bjk'den bu sene puan alan takımların geneli bu şekilde oynadı.
  • 116
    bizim için de lig için de hayati öneme sahip maçlardan biri. kaybetmemiz bize çok fazla zarar vermeyecektir ama kazandığımız taktirde şenol güneş'i, aykut kocaman'ı dolayısıyla beşiktaş ve fenerbahçe takımlarını tren yoluna fırlatmış olacağız. bu maçtan sonraki fikstürümüzün kolay olduğu da düşünülürse oluşacak dokuz puanlık fark ''muhtemelen'' daha da artacaktır. fikstür demişken beşiktaş maçından sonraki fikstürümüze bir bakalım:

    akhisarspor
    yeni malatyaspor (d)
    göztepe
    kayserispor (d)
    osmanlıspor
    sivasspor (d)
    antalyaspor
    kasımpaşaspor (d)
    bursaspor
    karabükspor (d)
    konyaspor

    şu 11 haftada 9 galibiyet, 2 beraberlik çıkarttığımız zaman aynı periyotta rakiplerimizden en az 7-8 puan ekstra almış oluruz. yani beşiktaş maçını kaybetsek dahi 10+ puanlık bir farkla önümüzdeki devrenin derbi dönemine girmemiz kuvvetle muhtemel. diyelim ki beşiktaş maçını kazandık, işte o zaman 15 puana yakın bir fark oluşmuş olacak ve ligin son çeyreğine formalite icabı çıkacağız. bir de şunu unutmamak lazım, her ne kadar derbilerde iyi oynamıyor olsak da ligin ikinci yarısı trabzonspor- başakşehir- beşiktaş maçlarını kendi evimizde oynayacağız. bu maçlardan iki tanesini de kazansak, 15 ila 20 puanlık bir fark yakalanmış olur ki rekor olabilir bu da.

    belki kulağa çok zor bir olaymış gibi geliyor ama aslında değil. beşiktaş maçı hangi skorla biterse bitsin maçtan sonra ligin başında 8'de 7 yaptığımız fikstüre geri döneceğiz, artı olarak da ilk devrenin sonunda teoride dokuz puan alınabilecek üç takımla oynayacağız. bu sefer sekiz değil on bir haftalık bir seri yakalamamız söz konusu performansımız sürerse ki on bir maçta dokuz galibiyet olarak hesapladık, ekstra bir hafta puan kaybı kotası da ekledik kısacası.

    tamamiyle lig başındaki istatistiği yakalamamıza bağlı bir durum anlayacağımız. sivasspor deplasmanı dışında da aman aman zor bir maç yok önümüzde.

    şimdi dönelim derbiye.

    psikolojik olarak: beşiktaş taraftarı şenol güneş'i istifaya davet etmeye başladı. otuz dokuz puanlık kısımda sadece yirmi üç puan toplayabilmesi taraftarı epey kızdırmış durumda. işin daha hoş tarafı, neredeyse taraftarlarının yarısı şenol güneş'in herhangi bir taktiğinin olmadığını ve sadece çizgiye çek- orta yap stratejisiyle maçlara çıktığını kabullenmiş gözüküyor. oyuncular arasında çıkan tartışmalar, şenol güneş'in iplenmemesi, yönetim- şenol güneş soğuk havası derken esasında içleri baya karışık. en büyük avantajları basının bunları dillendirmeyip galatasaray- tudor ikilisi üzerine çalışması.

    bizim cephede de normal işler olmuyor. tudor'un basına çektiği ayar soğuk duş etkisi yarattı her cephede. öyle ki fenerbahçe taraftarları bile igor tudor'un basına karşı durduğu kavgaya destek çıktı. çünkü onlar bile anlamışlar adamın üzerine bilinçli gidildiğini. riskleri olan bir kavgaydı bu. ama bir gerçek var ki galatasaray taraftarını tek bir tarafta toplayabilmeyi başardı tudor, yaptığı açıklamalarla. tudor'u seven sevmeyen herkesin kenetlendiği bir ortama girmiş olduk. derbi öncesi de takımı hırslandırma olasılığı var. ha şu da var, gerginlik oyuncularımız üzerinde ters etki yaratabilir. işte burası sıkıntılı durum. takımımızın bu agresif tutumunun derbide nasıl etki edeceğini ancak maç başlayınca görebiliriz.

    oyun yapıları olarak: ligin bu aşamasına kadar gördük ki beşiktaş takımı önde basan ve ayağa pas yapan takımlara karşı çok zorlandı. kasımpaşa önde basamadı ama ayağa pas yaptığı için onlara puan kaybettiler. fenerbahçe maçında ilk devre önde basan rakibine karşı nakavt olup ikinci devre ancak biraz biraz top oynayabildiler. trabzonspor ise top yapamadı ama önde bastı. aynı şekilde gençlerbirliği takımı da maça oldukça ofansif bir stratejiyle çıkınca beşiktaş yine puan kaybetti. başakşehir karşısındaysa nakavt oldular. oyun anlamında ezilerek puan kaybettiler. akhisar da hem önde bastı hem ayağa oynamaya çalıştı, yeni malatya da aynıydı.

    bizim takımın en büyük özelliği ne? önde basan, ısıran oyun yapısı.

    notlar:

    1) beşiktaş'ın en çok şut çeken üç ismi talisca, quaresma ve cenk tosun. hiç şaşmadı bugüne kadar. arada tolgay da çıkıyor ama üçlü net. ve takımın şut bölgesi ceza sahası yayınının bir iki metre önündeki hat. uzaktan veya köşelerden tehlike oluşturabilen bir yapıları yok. merkez taktikleri çok zayıf olduğundan ceza sahasının köşelerinden gol bulacak bir varyasyon üretemiyorlar maç içinde. büyük çoğunluk kenar ortadan seken topun yay civarına düşmesiyle pozisyon buluyorlar ve bu bölgeyi çok iyi kapatan akhisar- başakşehir- malatya gibi takımlara neredeyse şut çekemediler bir süre.

    2) cenk tosun hangi mevkide oynarsa oynasın sahanın sol tarafını seven bir hücumcu. dolayısıyla mariano- maicon ikilisi eğer derslerine iyi çalışır ve cenk'i kilitlemeyi başarırlarsa beşiktaş bir kişi eksik oynar.

    3) mariano- ndiaye ve babel eşleşmesi. bu eşleşme fazlasıyla önemli zira beşiktaş'ın bütün çizgi aksiyonları babel vasıtasıyla gerçekleşiyor. hem çizgiden hem içten gidebilme gibi bir becerisi olduğundan da rakip takımlar için durdurması zor bir oyuncu. bu duruma çare olarak savunma yaptığımız esnada mariano'yu çizgiye yakın, ndiaye'yi de mariano'nun sol çaprazında ve yakın olacak şekilde konumlandırmalıyız. böylece babel'in geçiş yollarını tıkamış oluruz. aksi halde ndiaye mariano'ya yapışık ikiz gibi oynamaz ve daha önde kalırsa sağ tarafımızı sıkıntıya sokarlar.

    4) adriano hücuma çıkan bir bek değil. duran toplarda bile en geride kalan oyuncuları. onun oynadığı bölgede değil de gökhan gönül gibi hücumcu ve geriye dönüşleri sıkıntılı bir bekin kanadında rodrigues'i oynatmak daha mantıklı olabilir. özellikle beşiktaş'ın hücum dönüşlerinde rodrigues'in varlığı, onların sağ tarafından atak yaratma imkanı doğurabilir. hiç olmadı rodrigues eşleşmesi nedeniyle gökhan gönül hücuma çıkamaz ve hücumda onları bir kişi eksiltmiş oluruz. adriano ise zaten boş bıraksan da hücuma çıkan bir oyuncu olmadığından orada yasin veya feghouli gibi daha dengeli, topu tutan bir oyuncuyu oynatmamız daha iyi olur.

    5) https://i.hizliresim.com/Dy1Mdv.png : tıpkı bu pozisyonda olduğu gibi atak yediklerinde kanatları unutan ve boş bırakan bir takımlar. ligin başından beri çözemedikleri sorunlarından bir tanesi. bizim takımın bu fırsatları çok iyi değerlendirmesi gerekiyor. son tercihleri iyi olan, biraz da vuruş becerisine sahip takımlar her maç beşiktaş'a şu pozisyon gibi pozisyonlardan temiz 2-3 tane atar. ha oyunu merkeze sıkıştırırsak sittinsene bulamayız böyle boşluklar, onun için yapmamız gereken takımın enini mümkün olduğunca geniş tutarak savunmalarını dağıtmak.

    6) kendi ceza sahalarının penaltı noktası civarından inanılmaz pozisyonlar veriyorlar:
    https://youtu.be/wYeZr9uRwDo?t=1m49s
    https://youtu.be/eSax_CAGFk8?t=1m12s
    https://youtu.be/fZ7tjsZxABc?t=2m20s
    https://youtu.be/oPtGbj6lBQ0?t=3m13s

    7) eğer oyun disiplinini koruyabileyeceksek beşiktaş'ın üzerimize gelmesini bekleyip arkalarında bırakacakları boş alanlara sarkabiliriz. bir diğer yol da beşiktaş'ın üzerine gidip, santra civarında kilitleme yapıp onları yarı sahalarına tıkmak. takımımızda iki seçeneği de gerçekleştirecek beceri ve yetenek olmakla beraber psikolojik olarak bu güveni asla vermiyorlar büyük maçlarda.

    `takımın kadrosu ve dizilişi ne olmalı?`

    ------------ -muslera ---------------

    mariano-- maicon-- serdar-- linnes

    ------------- fernando --------------

    ---------ndiaye---belhanda---------

    yasin/ feghouli ---------- rodrigues

    --------------- gomis ---------------

    ve maça asla beraberlik için çıkmamalıyız. real madrid ile oynamıyoruz, karşımızdaki takım bizim kupa sayımızın çeyreğine bile sahip olmayan, 80-90'ların büyük şimdilerin eh iştelik takımı. dolayısıyla galatasaray armasının büyüklüğüyle maça çıkıp aslanlar gibi kazanmak için mücadele edip yapabiliyorsak da kazanmalıyız.

    başarılar aslanlarımıza.
  • 117
    bu maçta beni korkutan tek şey beşiktaş'ın cl'de büyük maç oynama alışkanlığını kazanmasıdır. üstelik baya etkili ve iyi oynadıkları maçlar da oldu.

    bunun en büyük sebebi oradaki takımların beşiktaş'ı çok rahatsız etmeyerek kendi oyunlarını oynamak istemeleriydi. beşiktaş bu maçlarda çok rahat hücum ederek kaliteli ayaklarıyla goller buldu. ancak aynı şeyi ligde yapamıyorlar çünkü burada kimse o rahat oynama alanını vermiyor. savunmalar çok çıkmıyor ve kalabalık.

    şimdi burada taraftarlarımızın çoğu çıkıp herzamanki kendi hücum futbolumuzu oynayalım istiyordur. galatasaray gibi oynayalım, korkmayalım vs.

    birincisi defansif ağırlıklı oynamak korkmak değil stratejidir. mourinho da bunu yapıyor. ikincisi maç onların sahasında. coşkuyla ve tempoyla oynayacaklar. nasıl ki biz kendi sahamızda ekstra motivasyonla oynuyorsak bunu onlar da yapacaktır. ve ilerde çok kaliteli ve en önemlisi de özgüvenli oyuncuları var. bu yüzden kesinlikle önlem almalı ve rakibi bozmaya yönelik presle oynamalıyız.ancak presi ilerde değil orta sahada yapmalıyız çünkü iki pasla presi kırabilecek oyuncuları var.

    ben olsam defansif ağırlıklı, ilerde rodrigues, feghouli ve gomis'e dayalı kontra atak oynatırdım. hızlı ve iş bitirici adamlarımız var. kesinlikle savunmayı sağlam tutup yapılacak ortalara rahatça izin vermemeliyiz.

    biz galatasaray'ız deyip çıkıp iç saha maçlarında olduğu gibi fütursuzca hücum edersek maç en az 4 olur.

    bu filmi daha önce fenerbahçe maçlarında defalarca gördük. çıkıp kadıköy'de kendi oyunumuzu oynamaya çalışarak birçok bol gollü mağlubiyetler aldık. peki fenerbahçe ne yapıyordu genellikle? özellikle bizim sahamızdaki maçlarda savunmayı sağlam tutup defansif oyun anlayışıyla oynuyorlardı. ve son dakikalarda veya maç içerisinde saçma bir kontrayla maçtan galibiyet veya beraberlikle ayrıldılar çoğu zaman.

    o yüzden bu maçta akıllıca oynamalı gerekiyorsa oyunu kilitleyip kontralarla veya duran toplarla gol aramalıyız. ki bu anlayışla gol atacağımızı düşünüyorum. iki takım da açık oynarsa kendi sahasında beşiktaş'ın şansı daha yüksek.
  • 118
    tolga'nın yokluğunda artık kesinlikle çift kanatlı, cesur bir 11'le çıkmamız gereken, sezonun kırılma anlarından birisi.

    şampiyonlar liginde kendi tarihlerini baştan yazmış olsalar da, ligde berbat ötesi bir beşiktaş izliyoruz. hem hocası hem de futbolcularıyla bir bütün olarak motivasyon eksiklikleri var ve bizi yenerek lige motive olmak, 2-3 aylık avrupa oynamayacakları dönemde zirve yarışına ortak olmak isteyecekler.

    kendi oyunumuzu oynadığımızda bu ligde yenemeyeceğimiz takım, galip çıkamayacağımız stadyum yok. sakin kalmamız ve oyunumuzu oynamamız çok önemli. hakem olarak çok yüksek ihtimalle operasyon hakemlerinden fırat aydınus atanacaktır. kart görmemek çok önemli. ucuz penaltılara, frikiklere mahal vermemek çok önemli. güçlü bir takım olmak çok ama çok önemli.

    1 veya 3 puan beşiktaş için büyük oranda lige havlu atmak demek. bizim için ise puan veya puanlar şampiyonluk yolunda dev bir adım.. motive bir galatasaray puan veya puanları vodafone park falan dinlemeden söküp almalı, ben bu sene şampiyon olacağım mesajını vermeli.

    beşiktaş'ı özüne döndürmek için, özlediğimiz derbi galibiyeti için, şampiyonluk için meşaleleri hazırlamak için saldır galatasaray.
  • 119
    tolga'nın sakatlığı yüzünden selçuk'un 11 başlamadağı karşılaşma olur umarım. selçuk demek 10 kişi oynamamız demek çünkü...

    (bkz: #2288121) daha önce aklımdaki kadro böyleydi. tolga'nın yokluğunda tolga yerine mecburen belhanda, sol bekte ise denayer'i görmek takımı dengeleyecektir diye düşünüyorum. linnes'in quaresma'ya tek başına fiziksel üstünlük kurabileceğini zannetmiyorum. denayer bek oynadığında biraz daha yapışkan bir role bürünüyor. pek kolay bırakmıyor adamı. bu kadro ile 3-4-3 de oynanabilir. tercihte hocaya saygı duyarım.

    neyse selçuk oynamasın da gerisi olur gider :(
  • 120
    beşiktaş şu ana kadar, açılışından beri vodafone parkta oynadığı büyük maçların (derbiler ve avrupa maçlarını kastediyorum) hiç birini evet, hiç birini kazanamadı;

    -fenerbahçe'ye kupada yenildi, ligde 9 kişi kalan rakibine puan verdi.
    -bizimle 2-2 berabere kaldı.
    -benfica, dinamo kiev, napoli, porto, as monaco ile berabere kaldı.

    bir tek lyon'u 2-1 yendi, ki galibiyet sayılmaz, lakin turu kaybetti.
    bir de leipzig'i sayarsanız, onları 2-0 yendiler.

    not: trabzon maçlarını dahil etmedim, eğer ederseniz, onları da 2-1 mağlup ettiler. çünkü trabzon derbi değil.

    nolursa olsun, çok pohpohlansa da, kendi sahasında büyük atmosferlerde kazanamayan ve bu alışkanlığı olmaya bir beşiktaş var.
    tamam biz de büyük maçları tudor'la iyi oynamıyoruz. ancak bizim de en büyük avantajımız bu olacak gibi duruyor.
    umarım çok mutlu ayrılırız, vodafone parktan.
  • 122
    bizim takımın bu seneki hedef maçının bu maç olması gerektiğini düşünüyorum. bu maçta alınacak bir galibiyet devreye rakiplerden en az 6 puan önde girmenin yolunu açarken aynı zamanda ikinci yarı önemli maçların içeride saha avantajıyla oynayacağımızı düşünürsek (bjk,başakşehir,ts) muhteşem bir fikstür avantajını elde etmiş oluruz.

    bu maçta alınacak bir galibiyet, rakipler ve medya tarafından pohpohlanan takımın büyük maç kazanamama söylentilerini de susturmuş olacak. aynı zamanda tudor'un da devre arası transfer ve kulüpte kalma şansını arttırmış olacak. hoş bana kalsa şampiyonda olsak tudor ile devam edilmemesi lazım.

    sözlükte gördüğüm beraberlik bize yeter söylemleri hoş değil çünkü biz beraberliğe çıkacak bir takım değiliz. galatasaray her zaman başarılarını hücum futbolu ile yakalamıştır. en son ne zaman beraberlik için bir maça çıkıp da puan alabildik hatırlayan var mı? kadıköy maçları ortada korkak hocalar ve korkak sonuçlar...

    beni umutlandıran olay geçen seneki beşiktaş maçı, işte o maç gibi kontrollü ve hücumda çoğalan bir futbol anlayışı ile oynarsak etkili oluruz. özellikle topu beşiktaş'a verip geride beklemek en tehlikeli olan şey. bu seneki maçlarını izlediğim beşiktaş, quaresma ile kanatlarda etkili olamayınca tolgay ve oğuzhan ile orta alanda hücum oyuncuları ile verkaç yapıp babel veya talisca'ya şut imkanı vererek gollük pozisyonlara giriyorlar. gökhan gönül'ün ortaları caner gibi tehlikeli değil çünkü defans oyuncuları yerleşmişse basit bir muz orta kesiyor asla çizgiye inip defansı zorlayan ortalar yapmıyor. tudor beşiktaş'ın eksiklerini görmek istiyorsa özellikle izlemesi gereken maç bu seneki beşiktaş - başakşehir maçı olmalı.

    aksi haldeki kötü bir sonucu düşünmek bile istemiyorum çünkü bu hem biz taraftar açısından hemde futbolcular açısından yıkım olur. devre sonu gelmiş belki lider ama bütün büyük maçları alamamış ve etkisiz bir futbol oynamış bir takımın, ikinci yarı en büyük problemlerinden biri de özgüven eksikliği olacaktır. o yüzden başta da belirttiğim gibi takımın bu seneki en önemli hedef maçının kesinlikle bu maç olması gerektiğini düşünüyorum.
  • 123
    4 lü savunmanın sol bekinde denayer'in oynamasının daha iyi olacağını düşündüğüm maç.

    quaresma, ters ayaklı linnes i çok rahat geçecektir. denayer orada en azından daha fazla olan savunma bilgisi ve hızı ile quaresma'nın karşısında durabilir.

    3-4-3 ayrı defektleri var. rakip takımın gollerinin çoğu özellikle sağ kanattan geliyor. sol bek'in geçildiği yerde stoper kademelerine de ihtiyaç var. 3-4-3 ile kademe yapamayız. rodrigues'in savunma özellikleri buna yetmez.
  • 124
    dün bu maç özelinde 1-2 düşüncemi paylaşacaktım ama araya birşeyler girdi ve nasip olmadı yazmak iyi ki de olmadı. sebebi tolga'nın sakatlık haberi. herkes belhanda'yı kızağa çekmişti maç kadrolarında ben ise ndiaye'nin yedeğe çekilmesi ve orta saha ikilisinin tolga- fernando yapılması fikrindeydim tolga'nın sakatlık haberini alana kadar.

    sebebine gelince, ndiaye ile bu tür zorlu deplasman maçlarında oynanması gereken oturaklı, sakin oyunu oynayamıyoruz. kendi sahanda 90 dakika rakibi çıkarmazsın o yüzden ndiaye hiç sırıtmaz hatta tahtaya ilk yazılması gereken oyunculardan olur ancak dediğim gib zorlu deplasmanlarda sürekli hücum edemezsin arada sakin kalıp takımı dinlendirmek gerekir. gönül selçuk'un ilk geldiği halini ister ama o da eski halinden çok uzak.yine de 2. yarıda bir 30 dakika oynamalı, skoru bulursak özellikle. tolga'nın olmaması kim ne derse desin handikap. belhanda'nın kötü oynasa bile sahada kalması gerekiyor. takımda ikinci bir belhanda daha yok çünkü. yasin geçen hafta 1 gol 1 asistle oynadı, istemesem de forma adaleti adına ilk on birde oynaması doğru olur.

    ha bir de unutmadan; (bkz: sezonun en önemli maçı)
  • 125
    4 gün kalan maç.

    https://ultrasmovement.files.wordpress.com/...2009/10/popescu.jpeg

    https://4.bp.blogspot.com/...atasaray-arsenal.jpg

    http://l7.alamy.com/...pril-2000-je0h16.jpg

    http://i.eurosport.com/...2560-1440.jpg?w=1050

    (bkz: sezonun en önemli maçı)

    yaklaşıyor yaklaşmakta olan...

    tolga ciğerci ve lato'nun sakatlıklarından sonra hoca ya alanya maçındaki gibi çift kanatla 4-2-3-1 oynayacak ya da fener derbisindeki gibi 3-4-2-1'li sistemi oynatacak.

    benim tercihim fenerbahçe derbisine de başladığı şekilde 3'lü başlaması, orta sahayı da kalabalık tutması.

    ------------------muslera----------------
    ---------maicon-serdar-denayer--------
    --mariano-ndiaye-fernando-rodrigues--
    ------------feghouli-belhanda------------
    -------------------gomis------------------

    diğer şık;

    ---------------muslera------------
    mariano-maicon-serdar-linnes(denayer)
    ---------ndiaye-fernando
    ----garry---belhanda--yasin(feghouli) *
    --------------gomis------------

    bir kere beşiktaş'a karşı asy arena'da alanya'ya, karabük'e karşı falan oynadığımız gibi oynamaya çalışırsak hata yaparız. 3-4 pasla ceza sahamıza gelirler. adamlar ligin ezbere en iyi pasla çıkan iki takımından biri, b.şehir'le birlikte.

    şampiyonlar ligi'nde karşılarında öyle oynayan her takıma karşı çok etkili oldular. bizim bu hataya düşmememiz gerekiyor. mevcut puan durumunda kazanmak zorunda olan onlar. bizim için buradan kaybetmeden çıkmak çok çok önemli. kazanırsak zaten uzarız ama kaybedersek muhtemelen liderliği de vereceğiz. bu sebeple kaybetmemek çok kritik ki bahsettiğim oyun planında da maçı kazanabileceğimiz pozisyonları da bulacağız.

    biz baskıyı orta sahada yapmalıyız. orta sahalarını yaptığımız baskıyla atiba, tolgay ve talisca'nın etkinliğini azaltıp, dakikalar geçtikçe de yorulmalarını sağlayabiliriz.

    beşiktaş'ın akhisar ve malatya maçlarında yaptığı şeyleri iyi analiz etmek lazım.

    kimse "galatasaray her maça hücum yapmak için çıkar" falan demesin. burada en doğru strateji beşiktaş'ı kitlemek olacaktır. zaten beşiktaş'a alan bırakmayıp oyunlarını bozarsak, kaptığımız toplarla hızlı çıkarak defans arkasındaki boşlukları değerlendirebilecek oyuncularımız mevcut. bu da bize maçı kazanmak için gereken pozisyonları getirebilir. kaldı ki duran toptan bu sene oldukça gol attık, bu da önemli bir avantajımız olacaktır.

    beşiktaş ve beşiktaş taraftarı için bu maç ölüm kalım maçı oldu sanırım herkes farkındadır. adamlar da tek hedef 3 puan. eğer kazanamazlarsa devre arasına kadar fark daha da açılabilir.

    etrafımdaki her beşiktaşlı, dün otobüste karşılaştığım bu maça da gidecek olan beşiktaşlı çocukluk arkadaşım bile "bizim için lige tutunma maçı, kesin kazanmalıyız ama bize kapanır kontra denerseniz bizi yenersiniz, eğer normal oyununuzu oynamaya çalışırsanız rahat kazanırız" dedi. kesinlikle aynı fikirdeyim dedim.

    maçın inönü'de olduğunu ve taraftar baskısı ve coşkusuyla daha da hırslı olacakları kesin. rotasyon yapmalarını gerektirecek bir şampiyonlar ligi maçı durumu da yok, liderlikleri garanti.

    beşiktaş'ın kanatlarından içeri girmesine engel ol, savunma yerleşik değilken, sağdan q7 ile yapılacak olan ortalarda iyi pozisyon al, ceza sahası yay civarını iyi tut zaten sabaha kadar orta yapsınlar gol atamıyorlar. biz de kaptığımız toplarda hızlı çıkabilirsek beşiktaş'ı oldukça zor durumda bırakırız.

    cenk tosun serdar ya da maicon'dan kafa topu alamaz. babel'in kanadında mutlaka yardıma gidilmeli. tıpkı gökhan ve quaresma kanadına olduğu gibi. eğer buralarda açık vermezsek beşiktaş'ın kanatlarında vereceği boşluklar değerlendirebiliriz.

    28 kasım 2017 galatasaray sivas belediyespor maçında feghouli'nin durumuna bakarak, maça yasin ile başlayıp, 55-60 gibi feghouli ile devam edebiliriz. garry mutlaka ilk onbirde olmalı.

    bu maçın skoru yalnızca puan durumunu değil psikolojileri de çok değiştirebilir. eğer kaybedersek bizde kaos olur, hoca konuları yine açılır. iğrenç bir döneme gireriz. kazanırsak beşiktaş'ta şenol güneş çok ciddi bir şekilde tartışılır. bir daha bizi yakalama şansları kalmayabilir çünkü sonraki fikstür yukarıda arkadaşların da yazdığı gibi oldukça zorlu. beraberlikte ise bizim açımıza bir kayıp olmaz. beşiktaş'la farkı korur, onları sıkıntıya sokarız.

    maçta en kritik şey ise hakem olacak. eğer cüneyt çakır'ın, halis özkahya'nın, ali palabıyık'ın bu seneki yönentimleri gibi olursa şansımız yok. bu maçta %99 fırat aydınus görev alacak.

    bursa'da yapamadığını yapmaya çalışmaz, aslında olduğu gibi hakamlik yaparsa şansımız yüksek olur. yoksa iş masa başında bittiyse kusura bakmayın ama bu kadar yazı boşuna... maçtan sonra yine doğrandığımızla kalır, hoca yollama derdine düşeriz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın