• 177
    eksilerden başlayayım;

    inter berbat hücum eden bir takım. daha önce oynadığı hazırlık maçlarında da bunu gördük, pozisyona giremiyorlar. buna rağmen bize karşı pozisyonlar buldular. bu inter' e bile pozisyon veriyorsak ciddi zaafımız var demektir. neden pozisyon veriyoruz kendimce açıklayayım.

    1- öncelikle iki bekimizin de savunma yetenekleri çok sınırlı. çalım yiyorlar, ikili mücadele kaybediyorlar. elbette bir oyuncuya çalım yiyor diye kızılamaz. bugün messi tüm dünyayı çalımlıyor. bir yetenektir çalıma atabilmek ama sorun şu ki; bizim bekler herkesten çalım yiyorlar, adam seçmiyorlar.

    2- takımda topu çalmayı bilen, top çalabilecek yeteneklere sahip oyuncu sayısı çok az. melo ve hamit' ten başka rakiple boğuşup top alabilecek, iyi pozisyon alıp araya girebilecek oyuncu yok. yasin, podolski gibi iki kanat oyuncumuz da, bu maçta ilk 11 başlayan bilal ve selçuk da rakibin ayağından top çalamıyorlar. tamam iyi niyetliler, rakibi karşılıyorlar ancak top rakipte olduğu sürece pozisyon bulma ihtimali de rakiptedir.

    3- bireysel olarak rakipten top çalamadığımız gibi takım halinde pres yaparken de topu çalamayıp bıraktığımız boşluklardan ciddi pozisyonlar yiyoruz. dünyada presi en iyi yapan takımlar barcelona ve b. munih. çok yakın oynuyorlar birbirlerine, top kaybedildiği anda o topa basabilecek en az bir oyuncu oluyor ve dahası rakibin topu çalan adamının pas opsiyonları çok sınırlı oluyor çünkü bayern o bölgede çok kalabalık oluyor. yok eğer adam oradan pasla çıkabilirse de 10 saniye sonra bayern savunmaya yerleşip alanları kapatmış oluyor. bu hem çalışkanlıkla, hem fizik gücüyle, hem oyuncu kalitesiyle hem de sistemle olur. bizde sadece çalışkanlık bayern ile aynı. çocuklar uğraşıyorlar, yalan değil ama ne o kadar güçlüler, ne o kadar yetenekliler ne de o kadar sistemli şekilde yapabiliyorlar bunu.

    4- stoperler aslında kötü değiller. dün chedjou da çok iyi oynadı. ama saydığım 3 maddeyi göz önüne alınca pozisyon vermemek için iki tane canavar lazım stoper bölgesinde. yukarıda saydığım 3 madde olmasa bence koray-semih-hakan-chedjou yeter ligde galatasaray' ı götürmeye ya da şampiyonlar liginde son 16 zorlamaya.(bu bütçelerle, bu yönetimlerle, bu plansızlıklarla bu kadar olur arkadaşlar fazlası hayalcilik olur, hedef hep gruptan çıkmak olmalı, gerisi şans ve o anki dinamiklerdir.)

    5- özellikle forvetler(burak-umut) tarafından yapılan basit top kayıpları. takım yerleşmişken bir anda atak yerken buluyor kendisini.

    artılar;

    1- takım çok istekli.

    2- çok top kaybetmesine rağmen podolski yetenekli olduğunu hemen belli ediyor, carole ben futbolcuyum diyor, türk olsa 4-5 milyon euroya alırdın ancak; bilal her türlü iş yapar; jose, başlığına da yazdığım üzere doğuştan gelen bir yeteneğe sahip, olup olmayacağı muamma ama yeteneği var; j. karacan, en iyi haliyle veli kavlak olur ama yekta gireceğine bu girsin oyuna bari koşuyor her yere. yani özetle transferler iyi. kağıt üzerinde olcan gibi, tarık gibi iyi değiller, yani bunlar kağıt üzerinde iyiydi sahaya bir şey koymadılar ancak bu sene gelenler hem ucuzlar hem de sahaya bir şeyler koyacaklar gibi.

    3- köüt oynasak bile takımda skoru değiştirebilecek çok adam var. bilal, sneijder, podolski gibi adamlar hamit gibi iyi vurup gol atamayan adamalr değil, vurdu mu gol yapan adamlar. füşünmek dahi istemiyorum ama olur da forvet alınmazsa oyunu rakip ceza sahasına yıkmakta zorlandığımız maçlarda bu adamlar uzaktan puanlar kazandırabilirler bize.

    4- sinan gümüş. hala bazı arkadaşlar emin değilim ama iyi filan yazmış. bu adam futbolcu. bu saatten sonra çok etkili bir hücum oyuncusu olamaması, olmasından daha büyük sürpriz olur. malum pozisyonda inter savunmasıyla ta.ak geçti adeta. bu yukarıda 1. maddede söylediğim beklerimizin savunma yapamaması meselesi gibi değil. sinan açık alanda bire bir yakalarsa durdurulamaz çünkü hem hızlı hem güçlü. hiçbir bek de bunun için suçlanamaz. ne var ki bizim bekler hızlı yavaş seçmeden çalım yiyorlar.

    genel olarak maçtan çıkardıklarıma gelirsek;

    kesinlikle ama kesinlikle top çalmayı bilen bir orta saha lazım. illa melo gibi olmasına gerek yok, zaten hiç sevmem böyle ezberleri. ama dinamik, koşan, ısıran ve en önemlisi çaldığı topla da ne yapacağını bilen bir orta saha lazım. pahalı mı bu? çok pahalı. ama işte ibrahimoviç diye kasmak yerine para varsa 25 26 yaşında böyle bir adama ayrılmalı.

    kesinlikle ama kesinlikle sağ bek lazım çünkü sabri geri dönmüyor. yukarıda yazdım bekler zaten savunma anlamında kötü ama telles ve carole solu götürür yalnız sabri hücuma çokd estek vermesine rağmen(gerçekten bunu inkar edemeyiz) savunmaya dönemiyor ya da dönmüyor.

    kesinlikle ama kesinlikle forvet lazım. ben burak' ı seven, savunan biriyim ama burak ile 1 sezon gitmez, burak her zaman harika oynasa da gitmez zira bazen başka türlü bir oyun oynaman gerekir ve bizde o başka türlü oynayabilecek bir forvet yok. topla arası iyi olan, topu tutabilen bir forvet lazım kesinlikle. umut' u konuşmaya gerek görmüyorum.

    dört stoperimizi de çok seviyorum ve hepsi çok başarılı olsun istiyorum ancak biraz daha derli toplu güçlü bir stoper gerek. özetle hakan balta' nın biraz daha üst levelı olursa harika olur chedjou ile bence.
  • 179
    şampiyonlar ligi seviyesine hazır olmayan iki takımın maçı olmuştur. bu kadar kötü hücum eden inter bile bize karşı 3-4 kontratak şansı yakaladı, şampiyonlar liginde aynı durum tezahür ederse olacakları hayal bile edemiyorum 15 dakikada 3 olur maç. en fazla katkıyı carole ve podolski verdi bilal sırıtmadı rodrigez ilk maç bişey söyleyemem ama bildiğim tek şey bu takıma stoper , sağ bek ve forvet şart oğlu şart yoksa geçen seneki gibi ş.l de 4 4 lük tarifeye devam ederiz.
  • 182
    bu maçla ilgili en dikkat çekici nokta, ilk yarı berbat oynayan ve sürekli pozisyon veren galatasaray'ın ikinci yarı toparlanması hatta bir ara inter'e top göstermemesi oldu. bunun 1 numaralı sebebi yedek oyuncuların daha istekli oynamasıdır. zaten j.rodriguez, sinan gümüş ve carole taraftardan özel alkış aldı.

    hamza hoca kafasındaki 11'i zor değiştiren biri. takımdaki abilere de pek ses çıkaramadığını düşünüyorum. eğer şu anki mevcut kadroyu formdaki genç yedek oyuncularla tehdit etmezse hem gençleri kaybederiz, hem de rekabet duygusunu kaybeden as oyuncuları kaybederiz. hamza hoca'nın dikkatine duyurulur. görsün artık şu gençleri.
  • 183
    şu maçta 70. dakika civarlarından itibaren oynayan rodriguez'li, sinan'lı, carole'lu genç kadronun ortaya koyduğu oyun benim bu sezonla ilgili ilk ve son umutlu olduğum andı sanırım. o genç oyuncuların egosuz, kaprissiz futbolu belki yanıltıcı ama gerçekten keyif veren, özlediğimiz bir şeydi. birkaç dakikalığına da olsa dortmund falan gibi hızlı, ayağa oynayan, rakibe basan dinamik bir takım olmuştu galatasaray. ama o gençlerin üzerinde hiç durulmadı. çünkü onların enerjisini disipline etmeye değil de kendilerini değersiz ve yetersiz hissettirmeye yönelik bir oluşum var bu kulübün her noktasında. onlar da bu durumdan nasiplenip, ufalıp kayboldular. örneğin rodriguez, sezon başındaki halinden buraya dönüşümü aklıma almıyor. carole yeni yeni ilk 11'e girmeye başladı, balta bile oynadı onun yerine kaç maç. umarım denayer'i de böyle olumsuz etkilememişizdir. o çocuğun önünde galatasaray'ınkinden çok daha parlak bir gelecek var, kurtarmalı kendini.
App Store'dan indirin Google Play'den alın