• 276
    linnes donk marcao saracchi

    lemina

    seri

    feghouli akbabuş ömer

    falcao.

    kaç metre aralıkla oynuyorlar bilemem ama böyle kopuk bir yayılma olamaz. sahaya yayılma konusunda ciddi problemler var. oyunun boyu çok uzun tutuluyor.
    tartışılacak bir çok oyuncu vardır ama feghouli’nin 90 dakika sahada kalması da garip. benim gördüğüm 70-80 küsür dakikalarda iki deparı var ki bu deparı o ana kadar hiç göremedik. bence emekten kesip sahada saklanıyor. başka açıklaması varsa ben bilmiyorum.
  • 277
    2-1 kazandığımız lig maçı. şimdi tekrarını izledim, canlı izleyememiştim. bi kere canlı izlemekle sonradan daha sakin kafayla izlemek arasında muazzam fark var onu belirteyim. maça gelirsek, inanılmaz tempo yapmışız. rakibi özellikle ilk yarı sürklase etmişiz. birçok pozisyonumuz var, ama daha da önemlisi ve güzel olanı, eğer oyuncularımız üçüncü bölgede biraz daha doğru kararlar verirse şampiyonluğun en büyük adayı oluruz. tek handikapımız hata yapma hakkımızın çok az olması. bu durum ister istemez bir stres unsuru ama bununla yaşamayı öğrenmeliyiz. zira takımı bu duruma getiren bizzat kendi oyuncularımız. önümüzdeki hafta konya deplasmanı çok çok önemli. kazanırsak hem ciddi moral olacak hem de sonraki 2 hafta görece kolay olan kayseri ve kasımpaşa maçlarıyla oyuncularımızın maç kondisyonu iyice yerine gelecek. takımın iştahı umut vericiydi. umarım böyle devam ederiz. çünkü böyle yürekten oynanınca skor ne olursa olsun seyirci de o tribünleri dolduracaktır. böylece 23. lig şampiyonluğu için gerekli sinerji ortaya çıkar. hakkımızda hayırlısı.
  • 278
    ligin ilk yarısında izlediğimiz galatasaray'a göre çok daha iyi olduğumuz ve bazı şeylerin daha iyi ve daha doğru çalıştığı muhakkak fakat rakibi sürklase ettiğimiz, birçok gol pozisyonuna girdiğimiz gibi bir durum yok. ilk yarı gol dışında net pozisyon diyebileceğimiz bir pozisyona giremedik. bunda denizlispor'un takım olarak kapanması ve kontra aramasının da etkisi var muhakkak.

    bunun dışında 2. yarıda ise 2-0'dan sonra gol yiyerek yine kalan dakikaları stres ve gerginlik içinde izledik, bu huyumuzdan yine kurtulamadığımızı görüyoruz. hatta denizlispor'un sol çaprazdan muslera ile karşı karşıya kaldığı bir pozisyon vardı ki 2-2 olması içten bile değildi.

    oyun olarak hala istediğimiz seviyede değiliz ama emre akbaba'nın oynayıp gol attığı, sol bekin yardırdığı ve belhandasız bir galatasaray'ı görmek ilerisi için umut verici.
  • 279
    iyi futbol oynamadığımız karşılamalar listesine bir tane daha ekleyelim. 2-0 dan verdiğimiz maçlar listesine de eklenebilir miydi? allah korudu. dikine gittiğimiz her atakta rakip kim olursa olsun çok zor durumda kalırken neden bu kadar fazla yan pas yapıp da rakibin yerleşmesine izin veriyoruz anlayamıyorum. tamam bu dediğim 90 dakika sürekli yapılacak bir şey değil ama öyle anlar oldu ki pas sayısı yüksek olan takım 3 puana ek 1 puan falan alıyor diye düşündüm. kaç pas yaptıysak %70 inden fazlası güvenli bölgede sağdan sola, soldan sağa yapıldı.

    takımımızda pek bir değişiklik görmememe rağmen ligin 2. yarısına motive olmuş, o şampiyonluğu isteyen, sonrasında 4. 5. şampiyonluğunda peşi sıra geleceğini adeta gören bir tribün vardı. özellikle doğu üst... uzun zamandır görmediğim bayraklar, takım sahaya çıktığında atılan kağıtlar ve sahaya çıktığımızda çalan marşımız.

    (bkz: 2019-2020 sezonu şampiyonu galatasaray)
  • 281
    takımın geçmişe göre çok daha iyi olduğunu kanıtlayan maçtır. yeterli mi? kesinlikle değil. deplasmanlarda hala bu oyun ile sıkıntı yaşarız. ayrıca maç eksiği olan oyuncularımızın tam anlamıyla hazır olmayışı da oyunumuzu etkiledi. her şeye rağmen daha hareketli oynayışımız ve defanstan pas ile çıkarken daha az sorun yaşamamız, ileri uçta üretkenlik de sevindiriciydi. onyekuru ve jesse'nin takıma eklenmesi ile çok daha farklı şeyler izleyebiliriz. takımın iyi yolda olduğunu düşünüyorum. ancak skoru koruma, topu rakip sahada tutarak oyunu soğutma gibi konularda daha iyi olmalıyız. iki farkı yakalasak bile aklımızda hep bir acabalar oluyor.
  • 282
    takımımızın ali sami yen türk telekom spor kompleksinde, rakibimiz yukatel denizlispor'u 2-1 yendiğimiz maç. maçtan istatistikler vermek gerekirse (veriler whoscored.com sitesinden alınmıştır.);

    gollerimiz sırasıyla önce 25. dakikada marcelo josemir saracchi'nin asistiyle emre akbaba'dan, daha sonra 56. dakikada jean michel seri'nin asistiyle radamel falcao'dan gelmiştir. rakibin tek golü ise 63. dakikada bir korner organizasyonundan muhammet özkal tarafından gelmiştir.

    takımımızın genel oyuncu ratingi 7.13, rakibimiz yukatel denizlispor'un oyuncu ratingi 6.40 olmuşken, maçın en çok rating alan oyuncusu 1 asisti, %73 pas isabeti, 4 top çalma, 3 adam geçme istatistikleriyle 8.56 puan alan marcelo josemir saracchi pintos olmuştur. onu sırasıyla takip edenler ise 8* adam geçme, 5 hava topu kazanma, 3 top çalma, 8.2 oyuncu puanı ile mario lemina ve 8 şut 1'i gol, %80 pas isabeti ve 8.0 oyuncu puanı ortalaması ile radamel falcao olmuştur. aynı şekilde takımımızda ilk 11 çıkıp en düşük rating alan futbolcu ise 6.7 rating puanı ile marcos do nascimento teixeira (bkz: marcao) olmuştur ve 19. haftada oynanacak 26 ocak 2020 konyaspor - galatasaray maçında cezalı duruma düşmüştür.

    takımımız rakip kaleye toplam 19 şut girişiminde bulunmuş, bunların 2'si gol olmak üzere 4'ünde isabet bulmuşuz, 5'ini rakip engellemiş, 10 tanesinde de isabetsiz şutlar kullanmışız, rakibimiz bizim kaleye 9 şut girişiminde bulunurken bunların 1'i direğe çarpmış, 1'i gol olmak üzere 2 isabetli şut kullanırken, 3 isabetsiz şut ve tarafımızca engellenen 4 de şutu bulunmaktadır. takımımızda radamel falcao 8 şut kullanarak takımımızda en çok hücum aksiyonuna giren oyuncu olmuştur. şutları ise, 1'i gol olmak üzere 3 isabetli şut, 1 isabetsiz ve 4 şutu da rakip tarafından engellenmiştir.

    paslarda ise takımımız rakibe oranla daha fazla pas yapmış, daha isabeti paslarda bulunmuştur. takımımız %89 ile pas yaparken, rakibimiz %75 ile pas yapmıştır. toplam 615 pas yapmışız, bu pasların 545'inde isabet bulurken, rakibimiz 308 toplam pasta 231 isabetli pas yapmıştır. takımımızda en çok pas yapan isim %91 isabet oranı ve 116 pas ile jean michel seri olmuştur. takımımız için bir diğer dikkat çekici istatistik ise fernando muslera toplamda 20 pasta %100 pas isabeti ile oynamıştır. ondan sonra pas oranı bakımından en iyi oyuncular %97 isabetli pas oranıyla (96 pasta 93 isabetli pas) mario lemina, %96 isabetli pas oranıyla (68 pasta 65 isabetli pas) marcos do nascimento teixeira olmuştur. takımımız 18 kilit pas atarken, rakibimiz 5 kilit pas atmıştır. takımımız için en çok kilit pas atan isimler 4'er pas ile jean michel seri ve ömer bayram olmuştur.

    takımımız %66.3 topa sahip olma oranı ile oynarken, rakibimiz %33.7 topa sahip oranı ile oynamıştır. kornerlerde ise rakibimiz bize 9'a 5'lik bir üstünlük kurmuştur.

    daha detaylı istatistikler için https://tr.whoscored.com/...atasaray-Denizlispor linkini inceleyebilirsiniz.
  • 283
    uzun bir aradan sonra gündüz maçına çıktı galatasaray, "yeni" ali sami yen'de... gündüz maçı dendiğinde de akla eski ali sami yen'deki davullu, bez pankartlı, sopalı bayraklı, konfetili tribünler gelince, galatasaray taraftarı da ligin ikinci yarısına denizlispor karşısında "beyaz bir sayfa" açmak gayesiyle çıkan takımını büyük bayraklar ve kar gibi etrafı beyaza çeviren konfetilerle karşıladı. taraftarlık "öznel" bir kavramdır, her taraftar kendi "tarafını" över de galatasaray tribünleri koreografi ve şov olayında dünya çapında büyük işler yapıyorlar, bu da yadsınamaz bir gerçek... bu vesileyle de ultraslan'ı ve emeği geçen "tribün emekçilerini" selamlayalım burada...

    sadece görsellikle takdiri hak etmedi sarı-kırmızılı taraftarlar, maç öncesi başta fatih terim ve futbolcuları tek tek tribüne davet edip, "bizler inandık, siz de inanın" mesajını vermeleriyle de 90 dakika bitişindeki galibiyetin mimarlarından oldular. destekçilerinden aldıkları güven ve kadroya yeni katılan sarrachi, emre akbaba ve linnes gibi oyuncuların varlığı ile değişen oyun sistemi ile baskılı başladı maça galatasaray. belki özetlerde ilk pozisyon rodallega'nın serbest vuruştan direkten dönen topu gözükecektir ama fatih terim'in yeni takımı seri'nin oyun kuruculuğunda, saracchi ve ömer'in iş birliği ile sol kanattan emre akbaba ve falcao'ya "çalışılmış" bir çok pozisyon yarattı ki, devrenin ortalarında uruguaylı sol bekin ortasında emre tabelayı değiştirmekte zorlanmadı. üç gün önce rize'de kolunda kaptanlık bandı ile ev sahibi kaleciyi üzen "cim bom bomun çocuğu", bu sefer ali sami yen'de de denizlisporları üzüyordu.

    şampiyonluk yolunda ligin ilk yarısında kaybedilen "haybeden" puanlar sonrası, ikinci yarıya her maç final havasında girilmiş ve dikkatler atılacak gollerde, kazanılacak puanlardaydı ama saracchi ve linnes, diğer oyunculardan farklı bir gözle izleniyordu. ligin ilk devresi kadro oluşturulurken, yabancı kontenjanına takılan taraftarın sevgilisi martin linnes "kaptanlık" bandı ile sahadaydı, fatih terim, rize'de emre akbaba'ya yaptığı jesti norveçli oyuncusuna da yapmıştı ve onun ters kanadında da lisansı çıkan uruguaylı saracchi yer alıyordu. martin linnes yine arzuluydu, mücadeleciydi, savunmada dikkatliydi ama hücüm tarafında pek gözükmezken oyunun, saracchi de tam tersine "ipini koparan boğa" gibi bindirdi de bindirdi sol kanattan ve bu çalışkanlığının ödülünü de yapmış olduğu asistle aldı... sürekli kazanmayı düşündüğümüz ikinci yarının maçlarında sol kanada ofansif tarafı güçlü bir oyuncu ile takviye etmek isabetli oldu da sağ tarafta mariano'nun yaratıcılığı hissediliyor. linnes savunmacı-mariano hücümcü... bakalım fatih terim nasıl bir karar verecek transfer sezonu biterken, mariano sezon sonuna kadar kalabilir de, kalmalıdır da...

    emre akbaba'nın golü, saracchi'nin asisti demişken, golde ofsayt bayrağı kaldıran yardımcı hakem ya kuralları bilmiyor, ya pozisyon takip etmiyor ya da "galatasaray gol atınca ben bayrağı kaldırayım ve "görevimi" yapayım" kafasında... keşke maçtan sonra hakemler basın toplantısı yapsalar da bu bayrağı neden kaldırdığını anlatsa sevgili "yan" hakem...

    golün vermiş olduğu moral ve taraftarın da yoğun tezahüratı ile galatasaraylı futbolcular soyunma odasına iki farkla önde gitmek istediler de ömer ve falcao skoru değiştirecek pozisyonları değerlendirmekten uzaktılar. devre biterken istatistik kağıdında galatasaray'ın %68lik top kontrolü vardı ki, bu ligin ilk devresine nazaran hem topu ayağında tutan hem de pozisyonlar bulan bir takım demek oluyordu.

    ikinci devre yine saracchi'nin getirdiği ve seri'nin topu az farkla auta yolladığı pozisyon ile başlarken, fil dişili oyuncu 57. dakikada öyle harika bir asist yaptı ki falcao'ya, kolombiyalı da aynı derecede müthiş bir sağ ayak dışı kontrol ve harika bir sol ayak vuruşla farkı ikiye çıkarıverdi. jeneriklik gol diye bir tabir vardır ya, al sana jeneriklik gol, tepe tepe kullan senelerce...

    galatasaray rakip kalede üçüncü golü ararken, denizlispor kazanılan bir korner atışında meydana gelen karambolde kendisini ümitlendiren golü oyuna beş dakika önce giren muhammet ile bulurken, beraberlik için daha cesurca gelmeye başladı muslera'nın kalesine. o anlarda galatasaray feghouli ile bulduğu pozisyonu gole çevirse, maçın "fişini çekerdi" de cezayirli gol kaydına muvaffak olamayınca, deplasman takımı sedat ile az kalsın eşitliği sağlayacaktı ama galatasaray'ın kalesinde "haksız rekabet" muslera vardı, gole izin vermedi uruguaylı eldiven.

    ligin ilk devresinde sakatlıklar ve cezalılar sonrası kadro kurmakta zorlanan fatih terim için emre akbaba'nın dönüşü ve taylan antalyalı'nın da formunu bulması "iki yeni transfer" gibi ve bu oyuncuları rahatlıkla birbirinin yerine kullanabiliyor. akbaba'nın yorulduğu son 15 dakika taylan oyuna girerken, aynı durum falcao ve adem için de geçerli, adem sessiz sedasız kolombiyalının alternatifi oluverdi, fatih hoca da gönül rahatlığı ile falcao'yu kenara alabiliyor maçlarda.

    falcao'dan söz açılmışken, sadece attığı golle anmayacağız kendisini denizlispor maçından bahsederken, bir de maçın son dakikalarında sekidika'nın kaptırmış olduğu bir top sonrası rakibini kendi kale sahasına kadar kovalaması ve korner direği dibine sıkıştırdığı denizlisporlu futbolcuya topu çarptırarak takımına kazandıması falcao'nun galatasaray'a neden geldiğini gösteriyor: bazılarının iddaa ettiği gibi yatmaya değil de kupalar kazanmaya gelmiş "kaplan"...

    2019-2020 futbol sezonuna denizli deplasmanında kaybedilen 3 puanla başlayan galatasaray, ikinci devreye hanesine 3 puan yazdırarak başladı. tabii sadece galibiyet değildi akılda kalan, bir de değişen oyun vizyonu da gelecek adına ümit verdi... tebrikler...
    kaynak ve maçtan fotoğraflar: https://ultrasmovement.blogspot.com/...tel-denizlispor.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın