1
2008 nba final serisinin son maçıdır. bu sezon, nba tarihinin en büyük ve en başarılı iki takımı olan los angeles lakers ve boston celtics'in 1987'den sonra finalde tekrar eşleşmesi ile heyecanın iki kat daha arttığı ve basketbolseverlere adeta 60'lar veya 80'ler partisi yaşatan bir sezondur.
2008 final eşleşmesinde saha avantajı doğu konferansından boston celtics'e aitti. her ne kadar finalin ismi belleklerde nostaljik bir tat bırakıyorduysa da her iki takımın da sene başında kurulmuş olması finalin heyecanlı geçebileceği fikrine temkinli yaklaşılmasına sebep oluyordu.
o yıl ki boston, çok zor kaybeden bir takımdı. bu yüzden lakers şampiyon olmak için ilk iki maçtan en az birini kazanmalı diye düşünüyordu herkes. bu, tam da kobe'nin istediği türde bir rekabetti. final boyunca boston celtics sadece sahadaki oyuncularla değil kobe'yle de kapışmak zorundaydı. çünkü o bir efsaneydi.
öte yandan artık loser olarak anılmaya başlanan kevin garnett sezon boyunca kazanma hırsını bütün takıma yansıtmıştı. defalarca allstar olan, nba tarihinin en çok isabetli üçlük atan ikinci oyuncusu ray allen, yüzük için geldiği doğu'da final görerek isabetli bir karar aldığını ortaya koyuyordu. o günlerde final serisi öncesi paul pierce'ın, celtics efsanelerinin arasına katılmak üzere olduğu yine herkesce malumdu.
abd kamuoyu tarafından serinin kaderine etki edebilecek yardımcı oyuncuların ise celtics'de kobe'yi savunacağı düşünülen james posey ile lakers'dan yeni magazin yüzü paul gasol'dü.
ilk maç deplasmanda boston celtics'in 98-88 üstünlüğü ile geçilirken, bu maçta sakat sakat oynayan paul pierce, sonradan açılan ray allen ve cesur yürek kevin garnett ön plana çıktıysa da galibiyetin asıl mimarı pj brown olmuştu. lakers cephesinde ise ayakta kalan ve alkışlanan başlıca isim derek fisher'dı.
seride son maça çıkılırken durum 3-2'ydi ama boston celtics'in şampiyon olacağı artık tüm otoritelerce benimsenmişti. bu nedenle artık son maça çıkılırken günün sorusu; "final serisinde 39 sayı fark mı olur?" şeklinde belirlenmiştir. boston celtics son maçı 131-92 kazanarak hem seriyi 4-2'de sonlandırıyor, hem de o çok arzuladığı 39 sayı farkı da şampiyonlukla birlikte elde ediyordu.
bu final serisindeki en belirgin fark, boston'nın daha fazla konsantre olması ve kazanmayı çok daha fazla istemesiydi hiç şüphesiz. taraftar ve takım öylesine kenetlenmiş ve şampiyonluğa inanmıştı ki, bir mucize olmadıkça zaten la lakers bu maçı kazanamazmış.
benim açımdan üzücüydü tabi final serisi. nba'de bir lakers taraftarı olan ben, malesef celtics'in lakers'a acımadığını kabullenmek zorunda kalmıştım. çünkü tarih boyunca celtics'in lakers'ı final serilerinde yenme oranı %90'dı ve tarih yine tekerrür etmişti işte.
bu seride kobe bryant büyük hayal kırıklığı yaratmıştır. kobe'nin 2004 civarlarında başlayan "dünyanın en iyisi" imajı, bu final serisinde büyük darbe almıştır. tabi bu 2007-08 sezonunda shaq'la olan anlaşmazlıkları sonucu yönetime gidip "ya o ya ben" demesi ve ardından, lakers'in shaq'i göndermesi ve takımı kobe'ye emanet etmesi ile doğrudan alakalıdır.
onun haricinde, boston, bu final serisinde nba tarihinde gelmiş geçmiş en başarılı savunma performanslarından birini göstermiştir. hemen her maç, lakers'i 2-3 defa kilitleyerek 10-0'lık seriler yakalamışlardı. serinin en ekstra katkısı ise james posey'den gelmiştir. lakers'ta odom ve gasol'un toplamının bir garnett etmediği de bu seride belli olmuştur.
ha bu arada, celtics kadrosu o sezon için tebriği fazlasıyla hak etmiştir. sezon başında o kadar tecrübeli oyuncuyu bir araya toplamak, o kadroyu genç oyuncu çöplüğünün üstüne kurmakçok zor bir iştir. böyle bir hamleyi yapmak için daima büyük bir takım olmak lazım. 16 mağlubiyetle finale gelip o günkü son 30 yılın en büyük takımını yenmeyi başarmışlardır. sonuç olarak celtics, savunmasıyla ve hırsıyla şampiyonluğu almıştır. helal olsundur.
gerçi, bu serinin ilk ve son maçını beraber seyrettiğimiz kuzenim celtics'in lakers'ın kocası olduğunun bu seriyle tescillendiğini iddia edip her ne kadar beni kızdırsa da, sonraki iki sezonda şampiyonun los angeles lakers olması ve özellikle 2010'da şampiyon olurken finalistin celtics olması ile ben 2008'in hıncını ve rövanşını ondan almışımdır. *
2008 final eşleşmesinde saha avantajı doğu konferansından boston celtics'e aitti. her ne kadar finalin ismi belleklerde nostaljik bir tat bırakıyorduysa da her iki takımın da sene başında kurulmuş olması finalin heyecanlı geçebileceği fikrine temkinli yaklaşılmasına sebep oluyordu.
o yıl ki boston, çok zor kaybeden bir takımdı. bu yüzden lakers şampiyon olmak için ilk iki maçtan en az birini kazanmalı diye düşünüyordu herkes. bu, tam da kobe'nin istediği türde bir rekabetti. final boyunca boston celtics sadece sahadaki oyuncularla değil kobe'yle de kapışmak zorundaydı. çünkü o bir efsaneydi.
öte yandan artık loser olarak anılmaya başlanan kevin garnett sezon boyunca kazanma hırsını bütün takıma yansıtmıştı. defalarca allstar olan, nba tarihinin en çok isabetli üçlük atan ikinci oyuncusu ray allen, yüzük için geldiği doğu'da final görerek isabetli bir karar aldığını ortaya koyuyordu. o günlerde final serisi öncesi paul pierce'ın, celtics efsanelerinin arasına katılmak üzere olduğu yine herkesce malumdu.
abd kamuoyu tarafından serinin kaderine etki edebilecek yardımcı oyuncuların ise celtics'de kobe'yi savunacağı düşünülen james posey ile lakers'dan yeni magazin yüzü paul gasol'dü.
ilk maç deplasmanda boston celtics'in 98-88 üstünlüğü ile geçilirken, bu maçta sakat sakat oynayan paul pierce, sonradan açılan ray allen ve cesur yürek kevin garnett ön plana çıktıysa da galibiyetin asıl mimarı pj brown olmuştu. lakers cephesinde ise ayakta kalan ve alkışlanan başlıca isim derek fisher'dı.
seride son maça çıkılırken durum 3-2'ydi ama boston celtics'in şampiyon olacağı artık tüm otoritelerce benimsenmişti. bu nedenle artık son maça çıkılırken günün sorusu; "final serisinde 39 sayı fark mı olur?" şeklinde belirlenmiştir. boston celtics son maçı 131-92 kazanarak hem seriyi 4-2'de sonlandırıyor, hem de o çok arzuladığı 39 sayı farkı da şampiyonlukla birlikte elde ediyordu.
bu final serisindeki en belirgin fark, boston'nın daha fazla konsantre olması ve kazanmayı çok daha fazla istemesiydi hiç şüphesiz. taraftar ve takım öylesine kenetlenmiş ve şampiyonluğa inanmıştı ki, bir mucize olmadıkça zaten la lakers bu maçı kazanamazmış.
benim açımdan üzücüydü tabi final serisi. nba'de bir lakers taraftarı olan ben, malesef celtics'in lakers'a acımadığını kabullenmek zorunda kalmıştım. çünkü tarih boyunca celtics'in lakers'ı final serilerinde yenme oranı %90'dı ve tarih yine tekerrür etmişti işte.
bu seride kobe bryant büyük hayal kırıklığı yaratmıştır. kobe'nin 2004 civarlarında başlayan "dünyanın en iyisi" imajı, bu final serisinde büyük darbe almıştır. tabi bu 2007-08 sezonunda shaq'la olan anlaşmazlıkları sonucu yönetime gidip "ya o ya ben" demesi ve ardından, lakers'in shaq'i göndermesi ve takımı kobe'ye emanet etmesi ile doğrudan alakalıdır.
onun haricinde, boston, bu final serisinde nba tarihinde gelmiş geçmiş en başarılı savunma performanslarından birini göstermiştir. hemen her maç, lakers'i 2-3 defa kilitleyerek 10-0'lık seriler yakalamışlardı. serinin en ekstra katkısı ise james posey'den gelmiştir. lakers'ta odom ve gasol'un toplamının bir garnett etmediği de bu seride belli olmuştur.
ha bu arada, celtics kadrosu o sezon için tebriği fazlasıyla hak etmiştir. sezon başında o kadar tecrübeli oyuncuyu bir araya toplamak, o kadroyu genç oyuncu çöplüğünün üstüne kurmakçok zor bir iştir. böyle bir hamleyi yapmak için daima büyük bir takım olmak lazım. 16 mağlubiyetle finale gelip o günkü son 30 yılın en büyük takımını yenmeyi başarmışlardır. sonuç olarak celtics, savunmasıyla ve hırsıyla şampiyonluğu almıştır. helal olsundur.
gerçi, bu serinin ilk ve son maçını beraber seyrettiğimiz kuzenim celtics'in lakers'ın kocası olduğunun bu seriyle tescillendiğini iddia edip her ne kadar beni kızdırsa da, sonraki iki sezonda şampiyonun los angeles lakers olması ve özellikle 2010'da şampiyon olurken finalistin celtics olması ile ben 2008'in hıncını ve rövanşını ondan almışımdır. *