geçen maç
** parça parça izlemiştim ve en çok takımın yaptığı pres dikkatimi çekmişti. maç boyu oldu mu diye sormuştum, sağolsun cevap veren arkadaşlar maç boyu bölüm bölüm olsa da takımın
şok pres yaptığını söylediler.
bu maçta da takımın rakibi sıkıştırabileceği alanlarda yani taç çizgisi kenarları, korner köşesine yakın alanlarda şok pres yaptığını gördüm. bu baskı sonucu kazanılan toplardan sonra da bazen kısa paslarla bazen ters toplarla atağa çıktığını da gördüm. atak yapabilmek için topu kazanmak gerektiğini kavramış takım, geçen sezondan beri kodlarına yazmışlar anlaşılan. sadece total futbolun değil tüm sistemlerin gereğidir topu kazanmak.
oyuncularla ilgili tek tek yorum yapmak istemiyorum, kamp sonunda, sezon başında kimlerin kalıp kalmayacağı belli değil şimdilik. ama bu kadrodan gidenler iyi kontratlar yapacaklar, "sırıtan" futbolcu görmedim ben.
takımın ve elbette
rijkaard ile
neeskens'in oynatmak istediği futbol şekli konusunda algılayışları açısından örnek vermek istiyorum. iki futbolcu çok önemli. biri
servet diğeri
barış. her ikisinin de sevdiği tipte rakiplerle oynuyoruz bu günlerde. top taşıyabilecekleri, çalım atabilecekleri, canlarının istediği yerden kaleye vurabilecekleri, kaleye tutarsa gol bile olabilecek rakiplere rağmen, bunları yapmadılar. topu alınca boştaki arkadaşlarına pas verdiler, anlamsızca zorlamadılar. kendilerini değiştirme konusunda en sıkıntılı görünen iki futbolcu değişmek için çaba harcıyor. neden? bu sene pabuç pahalı.
emre güngör,
uğur uçar,
dos santos,
jo gibi futbolculardan kolayca vaz geçti teknik kadro. eğer
galatasaray'da kalmak istiyorsa futbolcu, istenenleri yapacak, yoksa
galatasaray.org'da ismini görecek.