• 76
    aceto'nun harika yazısı.
    iki takımın da taraftarı için selçuk dereli ismi özel bir anlam taşıyor. galatasaray'ın son iç saha maçını yöneten ve iyi hatırlarla ayrılmayan dereli, geçen sezon bordeaux'nun uefa kupası'nda evinde oynadığı son maçın hakemiydi ve fransızları çıldırtmıştı. iki kırmızı kart çıkardığı maçta anderlecht turu haketmişti ama tribünlerin baskısından sahada ezilen büzülen selçuk dereli'nin o maçtaki görüntüsü, kayserispor maçında verdiği görüntüden farklı değildi. dağılmış hakem vesikalığı..
    bordeaux
    bordeaux'nun stadı chaban delmas yarın büyük ihtimalle dolmayacak. ne teknik direktör; ne takım; ne de taraftar uefa kupası'na, ligden daha fazla önem veriyor. hafta sonunda deplasmanda oynayacakları saint etienne maçı onlar için daha önemli. ocak ayında kupa maçıyla fırtına gibi girmişlerdi. ocak ayındaki form grafiğiyle galatasaray için kabus gibi bir takımdılar. 40 günlük vadede form grafiğini tepede tutabilmek kolay değil. lig, 2 kupa, milli takım trafiğinde fizik olarak düştüler. bu benim değil laurent blanc ve futbolcu plasil'in yorumu. yorgunuz diyorlar. marsilya deplasmanında büyük efor sarfettiler, çok pozisyon verdiler, 1-0 kaybettiler. araya fransa-arjantin maçı girdi. 45 dakika oynaması beklenen gourcuff 90 dakika sahada kaldı. blanc çıldırdı. oyun kurucusunu grenoble maçında yedek bıraktı. hedeflerinin o.lyon hükümdarlığına son vermek olduğu açık, yarın kalede rame'yi kullanmayabilirler. galatasaray'a sorun çıkartacak iki adam öncelikle elbette ki gourcuff ve chamakh. mehmet topal ve servet'in performansı burada önemli. tremoulinas, o ligin en fazla bindiren beklerinden. cavenaghi de kötü gününde olduğunda dağlara taşlara vuran bir adamdır ama kalitesi malum. geçen sezon da golünü atmıştı. orta sahaları rakibe top yapmaya izin veriyor. pire gibi yapışan, alan bırakmayan bir takım değil. serbest vuruşlarda gourcuff altıpas içine el bombası atıyor. bu pozisyonlarda chamakh hep arka direğe kaçıyor. burada galatasaray'a pası atayım...
    galatasaray
    hakan balta'sız boyu kısalan defans en büyük handikap. sabri ve bu takımda oynamayı haketmeyen volkan yaman, stoper kademesine özellikle yüksek toplarda giremeyen bekler. yerden toplarda da ikisi de pozisyon almayı bilmiyor. volkan yaman'ın zaten bu takıma geldiğinden beri beli dönmüyor. orta alanda lincoln ve diarra sık sık karşı karşıya gelecek. diarra çok kolay sinirlenen bir adam. defansta geçen sezon galatasaray'ın golünde büyük hatası olan diawara maden. baros bu adamı deli edebilir. kewell'in kondisyonu ancak 45 dakikayı çıkartır. benim tahminim, yorgun bordeaux'nun işi ilk 45'te bitirmek için maça hızlı başlayacağı ve ilk yarının kıran kırana geçeceği. klişe ama ilk 20 dakika çok önemli. galatasaray da rakibi gibi ligde kötü gidiyor ama fransızlar gibi form grafiği düşen bir takım değil. 2009 yılına zaten dipte başladılar, bu maçı çıkış olarak kabul edebilirler. skibbe ise benfica maçında sezonun en iyi futbolunu oynattı, koltuğunda da bu yüzden oturuyor. alman teknik adamı her seferinde geçen sezon galatasaray'a 5 gol atan hoca olarak takdim edenlere, o maçın buzlu konya maçından sonra 6 saat otobüs yolculuğu yapan, 72 saat sonra sahaya çıkan, sağ beki barış olan galatasaray'ın 10 dakikada 3 gol yediği maç olduğunu hatırlatır, bayer leverkusen-zenit maçının skorunu da anımsamalarını dilerim. takılmış plak gibiler, maşallah. maç ne olur? galatasaray bu sezon; ligde her deplasmanında kaybedebilir ve avrupa'da her deplasmanını kazanabilir gibi şizofren bir yapıya sahip. 3 yılda, 3. kez aynı stada çıkacaklar ve en büyük kozları "bu sezon avrupa'da farklıyız" söyleminden başka bir şey değil... bordeaux ise rövanşta ilk kez ali sami yen'e gelecek...
  • 77
    fransa’nın okyanus kıyısı yakınlarındaki bordeaux kentinde, son iki gündür hava sıcaklığı mevsim normallerinin üstünde seyrediyor. bugün ve yarın gün içinde hava sıcaklığının 12 derece, akşam saatlerinden itibaren ise 2 derece civarında olması bekleniyor.

    havalar nasıl olursa olsun maksat takımın havası iyi olsun.
    harrycool hava durumunu bordeaux' dan bildirdi.
  • 80
    evet sözlük işim gücüm yok oturdum maçkolik'ten bordeaux'nun evinde oynadığı son 10 maça baktım. dikkatimi çeken ilk olay rakiplerin yaşadığı sarı kart sıkıntıları. sahalarında ki her maçta rakip takımdan minumum 4 kişi sarı kart görüyor. ve bu sarı kartlar ya stoperler yada gobekte oynayan oyuncular. chelsea bile adamlara karşı 4 sarı bir kırmızı kartla oynamış. yani demem odur ki özellikle göbek elemanlarımızın etkili oynaması halinde bordeaux'yu durdururuz ve sonrada galibiyet için gerekli golü atabiliriz. ancak lincoln ve arda'nın kaptırdığı toplar kontratak olarak dönerse işimiz çok zor olur. özellikle ayhan'ın çok dikkatli oynaması gereken bir maç olacak. kısaca hücum elemanlarımız iyi oynarsa beraberlik ayhan topal ikilisi iyi oynarsa galibiyetle döneriz diye düşünüyorum.
  • 82
    takımın en büyük sıkıntısının bekler olacağını aşikardır. hücuma yaptıkları katkıların ciddi şekilde tartışmaya açık olduğu 2 oyuncumuz volkan yaman ve sabri sarıoğlu defansif anlamda sıkıntı yaratacaklardır. meira'nın formsuzluğu düşünülürse servet'e çok büyük iş düşecektir. bordeaux kanatları etkili kullanırsa işimiz çok zor; ama de sanctis gününde olur, servet beklerin açığını kapatır, m.topal da çok top kaybı yapmaz topu olumlu kullanırsa iyi bir skorla ayrılacağımızı düşünmekteyim. arda-lincoln-baros oynarsa kewell'ın illa ki bir gol çıkaracağını düşünmekteyim ayrıca. son olarak bu düşüncelerimi iddaa'da tek maç oynayarak yansıttım. başarılar aslanlar, güldürün taraftarın yüzünü.
  • 95
    galatasaray'ın en rahat seyredeceğim avrupa kupası maçı

    galatasaray amatör kümeden bir takımla oynasa bile heyecanlanırım. taaa 40 yıldan beri. hele ki avrupa maçlarında içimden bir şeyle fışkırır, hakim olamam kendime. maçın sonlarına lehimize girmişsek bakamam televizyona. uğur yaparım, toteme yatarım, maç bitiminde tarifi imkansız sevinç gösterileri yaparım.

    ve, yıllardır şu ilke ve ülküye inandım. ''galatasaray, dünyanın neresinde, kiminle oynarsa oynasın maç 3 ihtimallidir.'' bugün bu vasıflarla bir maça daha çıkıyoruz. benim hayatımın en rahat, ve hiç heyecanlanmayacağım maçına. bana heğpiniz kızacaksınız biliyorum ama yazıyorum işte, maçtan en ufak bir beklentim yok. ne yani bu maçta sabri'nin kullandığı serbest vuruşlar 90 dan fransız ağlarına mı takılacak?. volkan sol kanatta 3 kişiyi geçecek, muz orta yapacak, baros'un kafasından gol mi atacağız?. galatasaray defansındaki sıçan meira, korkak meira doğru dürüst kademe yapacak, hatasız oynayacak ve gol yedirmeyecek öyle mi?. servet boğuşacak elbet, elinden geldiğince savaşacak, her saniye aynı dikkati verebilecek mi?.

    baros, ofsayttan çıkıp, elle kolla değilde, ayağıyla, kafasıyla top oynayabilecek mi?. kaleci, bir maçta da takımı ipten alır mı dersiniz?. peki kimle oynayıp, hangi motivasyonla zaferle döneceğiz?. arda'nın sorunu var, iki günde halletmedilerse aynı silik futbolunu oynayacaktır. kewell oynar mı oynamaz mı bilinmez, zaten 2 aydır yok. geriye lincoln kalıyor, bütün takımın yükünü sırtına yükletmişler, hadi iki haftadır yoksun çık şu takımı ele diyorlar. o da bakacak maçın başlarında oldu oldu, olmaz sa o da salar.

    geriye trapattoni kalıyor, capello, morinho, guardialo karmasından daha klas, kariyerli tecrübeli galatasaray hocası. kriz anında el koyar takıma, şapkadan bir tavşan çıkarır, ne de olsa büyük alman hocamız var, kulübede. allahtan umut kesilir skibbe'den kesilmez.

    çok rahatım çok, hoca'nın eşeği kaybolmuş, bütün köylü arıyor, hoca sakin, gülüyor. ya hoca biz kaygı içindeyiz senin eşek için sen sırıtıyorsun, bu nasıl eşek arama böyle demişler. hoca'da şu tepenin ardında bir umudum var da ondan demiş. eşek orda da çıkmazsa siz görün bendeki feryat figanı o zaman.
    maçtan sonra hemen görüşürüz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın