17 mayıs 2000

• 76

  galatasaray'ın avrupaya damgasını vurduğu tarihtir. bugün asla unutturulmamalıdır. 17 mayıs 2000 tarihi galatasarayımızın türkiye'de en büyük kulüp olduğunu kanıtladığı tarihtir. kendini büyük ilan eden fakat elle tutulur hiçbir başarısı olmayan kulüplere kapak niteliğinde olan uefa kupasını kazandığımız tarihtir.
• 77

  9 yıl önce ya$anan o büyük andır. ömer üründül'ün korkunç bir şey diye haykırması , levent özçeliğin hıçkıra hıçkıra ağlaması , fatih terim'in allaha şükrederek yere oturması... hagi'nin türk bayrağıyla parken stadyumunu tavaf etmesi , taffarel'in henry'nin kafa vuruşunu uzayarak çıkarması.. ve daha sayamayacağım bir çok şey..
  
  işte bu yüzden bizim için önemli 17 mayıs !
  
  nice 17 mayıslara.
• 78

  türk sporu ve futbolu için her açıdan ciddi anlamda bir dönüm noktasıdır. o gün yaşanan ve üzerinden yıllar geçse de yadedilen heyecan ve mutluluk, galatasaray'ımızın tarihine kazandırdığı gurur bir kenara türk sporu ve sporcusu bakımından da önemli bir milad olmuştur. bütün bu getirilerine rağmen gerek galatasaray gerek türk sporu, daha doğrusu türk futbolu bakımından çok çok çok fazla götürüleri olmuştur. derwall döneminden beri yukarıya doğru bir ivme yaşayan galatasaray 4, hatta 3. vitesteyken kendini 5. vitesin sonunda sanmış; oradan alıp yürümek dururken "teker teker" vites düşürüp geri vitese, hatta geri vitesin ikinci ya da üçüncüsüne geçmiştir. ezeli rekabetin formatı tamamıyla değişmiş, çekilmez bir hale gelmiştir. kompleks, çekememezlik, hırs ve nefret gibi duyguların hakim olduğu flu atmosferde körelen gözler birbiriine saldırıp bel altı vurmaktan öteye gidemez hale gelmiştir. her eşleşme lokum gibi kura, her sezon başı hedef avrupa kupası, her mağlubiyet hezimet, her galibiyet zafer olmuştur. türk futbol dünyası ahalisi olayları ya hep ya hiç, ya taban ya tavan, ya siyah ya da beyaz şeklinde değerlendirmeye başlayıp aradaki grileri kaybetmiştir. galatasaray ise o gün tavana vurmuş vurduktan sonra son sürat dibe doğru yol almıştır.
  çok büyük bir onur ve gururdur. ömür boyu en ince ayrıntısına kadar hatırlanacaktır. ama alıp götürdüğü şeyler o kadar fazladır ki...
• 79

  (bkz: hakan vur nolur vur)
• 80

  türk futbol tarihine adını altın harflerle kazıtmış olan bir takımın, beyinlere kazımış olduğu tarih.*
• 81

  yurdun dört bir yanında coşkuyla kutlamaktayız ve kutlatmaktayız efendim.
• 82

  tek ihtimali olan insanların hikayelerini kopenhagda akıllara kazıdığı;muhteşem gün... her yıl mayısın 17 si geldiğinde trt3 ü açmamıza sebeb olan, her sene bizi taffarel yapıp henrynin kafasına karşı zıplatan, hagi yapıp isyan ettiren,büyük kaptan yapıp kolumuzu acıtan,kral yapıp direkleri dövdürten ve imparator yapıp ağlatan ; hayatımın tartışmasız en anlamlı en güzel en özel günü...
• 83

  hayatımın en güzel günü sıralamasında ilk 3e giren gündür.
• 84

  --- alinti ---
  çocuk çayları hızlı hızlı masalara dağıttı, bir an önce babasına gözükmeden sokağın sonundaki arsada top oynayan arkadaşlarının yanına kaçmak istiyordu. okey taşlarının kulak tırmalayan sesleri arasında ocağın başında duran babasına gözükmeden dışarıya çıktı. arkadaşları onu bekliyordu. küçük çocuk, küçük dünyasını plastik topun peşine bıraktı. topu ayağına aldı, çalım attı, kaleyi gördü... gözlerini kapattı.
  çocuk büyüdü, çocuk çok büyüdü. 400 yıl önce shakespeare'in "olmak ya da olmamak, iste bütün mesele bu" diye yazdığı ülkede, "olmak ya da olmamak"a yürüdü. beyaz noktaya, penaltıya yürüdü. ergün gözlerini açtı, tüm türkiye gözlerini kapattı. uyandığımızda uefa şampiyonuyduk...
  --- alinti ---
• 85

  bu başlığı görünce hala tüylerim diken diken oluyor. boğaziçi üniv güney kampüsünde kurulan dev ekran da binlerce kişi ile beraber izledimiştim bu maçı popi nin son penaltısından sonra o meshur çimlerde tanımadığımız bir sürü insanla sarmas dolaş olmuştuk. hayatımın en mutlu,gururlu, mağrur günüydü.
• 86

  http://3.bp.blogspot.com/...iLc/s1600-h/ggg.jpeg
• 87

  offf offfffff offff dedirtendir. bu video şu anki kadroya tekrar tekrar seyrettrilmeli. tüylerim diken diken oldu.
  
  http://www.facebook.com/...22356&ref=nf
• 88

  pasaportumun ciki$ tarihi. yeni farkettim, duygulandim be.
• 89

  her saatini evde tek başıma geçirdiğim ve sevinçten hüngür hüngür ağladığımı kimsenin görmediği gün. hani derler ya '' zaman makinem olsa şunu yaparım bunu yaparım'' diye, benim bir zaman makinem olsa hep o güne ayarlı olurdu.
• 90

  17 mayis 2000, hayatimin en güzel günüydü desem hiç yalan olmaz. belçika'da doğup büyüyen birisi olarak, gurbetteki en güzel günümdü. belçikalilar burdaki yabancilara özelliklede türkler hep bir mesafeli bakarlardi. o'nun için kendimizi türkiye'ye daha yakin hissetmemizi sağlayan tek şey türk kanallari olurdu. türk kanallari sayesinde futbolla taniştim, o yillar henüz şifreli yayinlar yoktu. o kanallar sayesinde galatasaray'la ilk tanişmam olmuştu ve galatasaray'a olan sevdam baslamişti. galatasaray'in önce renklerine vurulmuştum, sarinin ve kirmizinin uyumu beni büyülemişti. tabii daha sonralari galatasaray'in tarihide beni kendisine hayran birakmişti.
  bizim ailede futbolla pek ilgilenen yoktu ayrica kiz olmam sebebiyle futbolu sevmemi ve de galatasaray'a olan sevdam yadirganirdi hep.
  9 yasimda yani 95 senesinde artik gururla ben galatasaray'liyim diye söylüyor ve galatasaray'imin tüm maçlarini takip eder olmuştum. o yillardan sonra galatasaray'in başarilari dahada artiyor ve bizleri bu gurbet ellerde dahada gururlandiriyordu. her avrupa başarisindan sonra sokaklara dökülüp belçikalilari korna sesleriyle sinir ederdik.
  gel zaman git zaman, 17 mayis günü gelip çatmişti. o günün sabahi her zaman ki gibi okuluma gitmiştim. 17 mayis gecesini günlerdir bekliyordum heycanla ve sabirla. o sabah okulda yine futbol sohbetimiz olmuştu sinif arkadaşlarimla. sinifimda nerdeyse bütün milletlerden insanlar vardi : araplar, faslilar, flamanlar, fransizlar, belçikalilar ve tabii ki türkler. sohbetimiz esnasinda araplar ve faslilar ingilizleri desteklediklerini söylüyor ve bizlerle alay edip duruyorlardi, çünkü onlar ingilizlerin bize fark atacaklarindan emindiler. nedense araplar ve faslilar türkleri hiç sevmiyorlar hatta nefret ediyorlar diye söylebilirim. koyu sohbetten sonra ben onlara yarin sabah kupayla görüsürüz dedim.
  ve akşam gelip çatmişti, heycandan kalbim hizla atiyordu, 120 dakika televizyon karşisinda nasil geçti hala hatirlamiyorum. en sonunda penaltilar baslamişti, benim heycanim dahada artmişti, ingilizler topu direğe nişanladikça evde sevinç ciğliklari yükseliyordü. popescu'nun penaltisindan sonra hepimiz heycanla sokaklara dökülmüştük, çilginlar gibi eğleniyorduk. o gece ilk defa heycandan uyuyamadim ve de gürültülerimizle kimseyide uyutmadik.
  ertesi gün okulda eğlencelerimiz devam ediyordu, araplarin ve faslilarin yüzleri mos mordu.
  gurbette galatasaray'li olmak dahada gurur veriyor insana, galatasaray olduğu sürece insan hiç yalniz hissetmiyor bu yabanci diyarlarda, çünkü biliyorum ki galatasaray var ve biliyorum ki galatasaray bizleri her zaman gururlandiracaktir.
  hergün şu sözleri tekrarliyorum : "iyi ki galatasarayliyim, iyi ki varsin galatasaray".
• 91

  türk futbolunun miladı olan gündür.
• 92

  türk futbolunda beklentilerin %500 yukarıya taşınmış olduğu tarih. bu tarihten önce her turda yorumlar "artık bu turda elenir." "bu kadar yeter." şeklinde olurken artık kendimize güvenimiz var. (bütün turk takımları olarak) yakın gelecekte bir milat daha olacaktır, bu milat tarihi de galatasaray tarafından belirlenecek ve galatasarayın türkiyenin avrupa kalesi olduğu bir kere daha görmek istemeyen gözlerin gözüne sokulurcasına kanıtlanacaktır.
• 93

  1000. entrymi bu muhteşem zaferimizin altına yazayım!
  
  http://www.facebook.com/...91905&ref=mf
• 94

  uzun bir süre şifrelerim bu tarih olmuştu
• 95

  galatasaray'lı olmamla gurur duyduğum bir çok günden birtanesi..efsane 10 numaramız hagi'nin kırmızı kart görmesiyle yıkıldığım, popescu'nun penaltısıyla sevinçten evdeki mermer sehpaya vurarak ayak baş parmağımı kırdığım inanılmaz bir gün..türk futbolu için asla unutulmayacak bir mayıs akşamı..
• 96

  ülkemizi futbolda yaşadığı en büyük gururdur.
• 97

  aradan 9 yıl geçti, şampiyonluklar yaşadık, kupalar kaldırdık, dünya ve avrupa şampiyonlarında yarı final oynadık, güldük, eğlendik ağladık ama hiç birisi bu tarihin yaşattığı hazzı yaşatmadı bana.geçmiş entrylere göz gezdirirken gördüm gene. tüylerim diken diken oldu. aynı mutluluğu bu yıl yaşar mıyız bilmiyorum ama 2000 yılı, o kadro, o ortam bambaşkaydı.
• 98

  türk futbolunun cesaretlendiği tarih. başta galatasaray olmak üzere o tarihten sonra pekçok takım avrupa arenasında aradığı ateşi bulmuştur. ayıra internette mükemmel bir klipte buldum. izlemeye değer. youtube açık olmadığı için bende direk link veremiyorum ama girmek isteyenler şunu yazarsa çıkar: galatasaray uefa klip *
• 99

  ayrıca ikinci nesil çaylaktır.
• 100

  bir devrin batıp, bir devrin başladığı gündür. kim derdi ki, mâli açıdan avrupa devlerinden çok geride olan bir türk takımı, futbolcusuyla, taraftarıyla, yönetimiyle, havlucusuyla, masajcısıyla yüreğini ortaya koyarak, o güne kadar dünyanın, dev diye tabir ettiği takımları, bir bir ezip geçsin... "var mıdır, hiç yenilmeden uefa kupası kazanan takım?" diye soran olursa bir gün şayet, galatasaray deyiniz...