• 41
    yatılı okul günleri. haftasonu dışarı çıkmak için çok paranın da olmadığı günler.

    kuzenim geldi, annemlerle birlikteyiz. alışveriş yaptıkk ve okula döndüm.
    maç için fenerbahçeliler manyak hazırlıklar yapmış meşaleler almış. üst sınıf galatasaraylı biri geldi, akşam şampiyon olamasak da alkışlayıp koğuşlara öyle geçicez dedi.

    2 tv var. 2'sinde de fenerbahçe maçı açık, çünkü tek merkezden açılıyor kanal. galatasaraylılar arkalarda oturmuş sotede, gözlerde umut dillerde ölüm sessizliği.

    maç başlıyor skor aleyhimize dönmedikçe bitmeyen ir umut. sanki çanakkalede siperde bekleyen cahil mehmedin umudu.
    evet galatasaray kazanıyor ama göbeğimiz diğer maça bağlı.

    o gol geliyor. ıspartalı arkadaşın saçını çekiyorum sevinçten ve yatakhane ve derslik arasındaki meydana çıkıyorum. orda bekliyorum. zaman geçmiyor ve tanrıya dileklerde bulunuyorum.

    gooooaldasndalsnas sesi geliyor. anlıyorum ki gol olmuyor. meğer appiah kaçırıyormuş.

    mucize oluyor. ben ağlıyorum. çünkü o galibiyet yoksulıluğun zenginliğe baş kaldırışı. o galibiyet yüreğin, bileğin paraya galip gelişi. nasıl anlatsam ki?

    hayatım boyunca bir daha görebileceğimi düşünmediğim aziz yıldırım ve paraya karşı kazanılmış tertemiz bir şampiyonluk.
  • 11
    16. şampiyonluk... 12 mayıs 2012'de gelen şampiyonluğu kadıköy'de ilan etmekten daha güzel bir şampiyonluk varsa o da budur.

    32-33 yılda okula gitme, okumayı,yazmayı öğrenme, ilk aşk, ilk sevgili, okul başarıları, aile anıları, okul yılları, üniversite günleri, çapkınlıklar, manyaklıklar, tatiller, paraşütle atlama, hangover günleri, şu an evli olduğum karımla tanışma, peşinden koşma, 2 sene sonra kendime aşık etme, işe girme, kız isteme, nişan, düğün, çocuğumun olması ve diğer tüm anıları düşündüğümde bile yaşadığım en güzel bir kaç günden biri olduğunu düşünüyorum hala...

    şöyle efsane bir gün ve anı bırakmıştır bana... (bkz: 14 mayıs 2006 galatasaray kayserispor maçı/#1194899)

    *
  • 52
    2 senedir şampiyon olan rakibin 3. şampiyonluğu için her türlü hile hurdaya başvurduğu, ama birleşerek ve sakinliğimizi koruyarak kazandığımız bir şampiyonluk. emeğin ve hakkın önemini gösteren altın değerinde bir sezon.

    bu hayatta kötülükleri yolsuzları yenmek için birleşmenin, sakinliğimizi korumanın ne kadar önemli olduğunu anlatan bir şampiyonluk.

    kazandıktan istersen mondragon gibi sevinçten ağla, istersen song gibi sakat halinle sokaklarda gez seçim senin.
  • 32
    yaşadığım en güzel şampiyonluk.

    ayni seviyeye gelmese de buna yaklaşabilecek tek şampiyonluk 2018-2019 sezonu şampiyonluğu olur.

    2011-2012 bile 2. sırada ama aralarında cok buyuk fark var.

    fener'in en güçlü olduğu yıllarda 2 yıllık seriyi kesmiş ve belki de bir dominasyonu bitirmiştik.

    bu şampiyonluk olmasa fenerbahçe 3-4-5 diye devam ederdi cok yüksek ihtimalle.

    hayatımın sonuna kadar unutmayacağım.
  • 58
    türk futbol tarihinin kırılma anlarından birisidir.

    o zamanlar yakın rakibimiz olan fenerbahçe'nin 4 yıl üst üste şampiyonluk hedefine çelme takmaktır. maddi olarak olmadığımız zamanlarda bile zihnen her daim kabusunuz olacağız mesajını vermektir. feda sezonunu şampiyon tamamlamaktır. bu oyun elle değil yürekle oynanır demektir. 16 dakika değil 116 dakika uzatsanız allah'ın dediği olur demektir.

    ilahi adalet demektir!

    başkumandan eric gerets ve aylarca ödeme almadan arma için savaşan aslanlarının anasının ak sütü gibi helaldir. bu duyguyu canlı olarak yaşamış biri olarak aslan parçalarının her birine ayrı ayrı teşekkür ederim.
  • 9
    2005-2006 sezonunda ulaştığımız efsanevi şampiyonluktur.

    o sezon bize şampiyonluğu getiren goller

    http://www.youtube.com/watch?v=DqOYn9_gFfw

    not: hücum hattına bakarmısınız. hakan şükür, necati ateş, ümit karan * , hasan kabze, sasa iliç , hasan şaş . bu nasıl bir lüksmüş arkadaş. ayrıca videoyu izleyince hatırlayacaksınız saydığım 6 ismin aynı anda sahada olduğu maçlar var . kısacası gerets dostum sen kocaman bir çılgınmışsın *
  • 46
    17 mayıs 2000 ''bir şampiyonluğun hikayesi''ne benzer bir belgeseli hak eden şampiyonluk. bana göre yakın tarihin en güçlü hikayeye sahip şampiyonluğuydu, gitti denilen maçlar, yapılamayan transferler, sürpriz futbolcular, gerets ve daha birçok şey kesinlikle o günlerin arşivi video olarak sağlam bir şekilde tutulmalıydı. eski açık sarı desene benzeri bir film yapılabilirdi. her şeye rağmen o günlerden geriye kalan şampiyonluk almanağı güzel bir hatırlama aracı.
  • 50
    şampiyonluğun belirleneceği maçların oynanacağı günün sabahıydı. uyandığımda içimde bir umut vardı. sanki bugün birşeyler olacak, bir hafta boyunca içimi kaplamış olan umutsuzluk yerini güzel bir umuda bırakmıştı. bolu - mengen'de köyümüzdeydik o günün sabahı ve ankara'ya dönüş yapacaktık. koyu bir fenerbahçe taraftarı olan babamın yüzünde o gün büyük bir gülümseme vardı ve her fırsatta henüz kazanmamış oldukları şampiyonluğu kutluyor gibiydi.
    akşam saat 8 gibi yola çıkarız diye kararlaştırmıştık bir gün önce. fakat ben en azından maçları takip etmek istiyordum. bir an önce eve dönmeliydik ve böylelikle odamda rahatça maçları dinleyebilecektim. o dönem evimde internetim veya digiturk kutum yoktu ve bilgisayarım da çok kötü durumdaydı açıkcası. çok kez ısrar ettim ve en sonunda dayanamadılar. saat 6 buçuk gibi çıktık yola. trt radyo'dan dönüşümlü olarak maçları dinliyorduk. sürekli gol haberleri geliyordu bizim staddan. artık bizim maçın sonucunun garanti olduğunu anladıktan sonra dikkatimi sadece denizlispor - fenerbahçe maçına odaklamıştım. arabanın arka koltuğunda hareket bile edemeden büyük bir telaş içerisinde maçı dinliyordum. arabayı kullanan babam, maç başladığında olağanüstü rahattı fakat dakikalar ilerliyor ve fenerbahçe golü bulamıyordu. onun da içini bir tedirginlik kaplamıştı. ilk yarıların bitiminden 5-10 dakika sonra eve varmıştım. koştum ve odama girip radyoyu açtım. best fm'den takip ediyordum fenerbahçe maçını. best fm dönüşümlü olarak vermiyordu maçları. yalnızca fenerbahçe maçını anlatıyordu. maçı ali ferahbot anlatıyordu. radyoda maç anlatmayı en iyi beceren spiker olduğuna inanıyorum kendisinin. maçı resmen yaşatıyordu bana. o dönemde 16 yaşında biriydim ve o kadar heyecanlıydım ki ellerim ve bacaklarım titriyordu maçı dinlerken. önümde külüstür bilgisayarım açıktı, street fighter oyununu açmıştım kafamı dağıtır belki diyerek. monitöre bakıyordum ama görmüyordum. bütün odağım tamamen maçtaydı.

    velhasıl gol dakikası gelmişti. ali ferahbot gol olduğunda, gol ile ilgili herhangi bir detay vermeden, yaklaşık 20 saniye boyunca "goooooolll" nidalarıyla bağırıyordu. ben golü kimin attığını anlayamamıştım ve fenerbahçenin attığını düşünerek açıkcası yıkılmıştım. çok yakındık çok.. bu dakikalarda gitmesi çok koymuştu bana. dizlerimin üzerine yıkılmıştım ki.. ali abi "denizlispor 1-0 öne geçiyor" dedi birden. ne yapacağımı bilemedim. sevinç içinde odamdan çıkıp salona doğru koştum. salonda televizyon açıktı, trt 1 gol anonsunu çoktan yapmıştı ve ben sevinç içinde salona gittiğimde uzatma dakikaları hakkında bilgiyi geçiyorlardı. 16 dakika... 16 ne ulan?

    babam 70. dakika gibi evden çıkmıştı. dayanamamıştı bu heyecana. "yürüyüş yapayım bari olur da gol atarsak zaten çevreden gelen gol sesiyle sevinirim." demiş anneme. maç 1-0 ve sami yen'de neler oldu acaba diye düşünmeden edemiyorum. içim içime sığmıyor resmen. kendimi tetikledim hemen. "gina oğlum kendine gel. 16 dakika dediğin koskoca bir zaman dilimi. çevirirlerse çok üzülürsün. sessiz kal" dedim kendime ve * secde pozisyonunda dinlemeye başladım maçı. şeklimi hiç değiştirmeden 16 dakika dinledim. fenerbahçe skoru 1-1 yaptığında gözümden yaş geldi, appiah'ın pozisyonunda ali ferahbot'un "appiaaaaaaaaaahhh" çığlığında ise gol oldu sandım ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.

    son düdük çaldığında bilincimi kaybetmiş bir biçimde 1. katta bulunan evimin balkonuna koşup, balkon demirine basıp sıçrayarak aşağı atmıştım kendimi. nasıl sevineceğimi bilemeden. düştüğümde deli gibi koşmaya başladım sitenin içinde. hıçkırarak ağlıyordum ve koşuyordum yalnızca.

    hayatım boyunca zor anlar yaşadığımda çok kez güldürmüştür yüzümü galatasaray'ım. ama 16. şampiyonluk benim için hep özel bir yerdeydi. parasızlık, rakibin yıldızlarla dolu kadrosu, beşiktaş deplasmanındaki "zalad gelsin sizi kurtarsın" ve sonrasındaki tezahurat. geretz, ilic.. çok özel bir seneydi ve bu mutluluğu bana yaşatan, emeği geçen her kişiye çok teşekkür ederim.

    sizlerle paylaşmak istedim. umarım başınızı çok ağrıtmamışımdır.

    sağlıcakla..
  • 48
    1986-87'de seriyi bitiren şampiyonlukla birlikte galatasaray tarihinde açık ara farkla en önemli lig şampiyonluğu. bugün 22-19 galatasaray lehine olan lig şampiyonluğu sayıları 24-18 falan fenerbahçe lehine değilse, hevesi kursağında kalan spor kulübü geleneği kök salmışsa tek sebebi bu şampiyonluktur.

    2003-2004'ü saha dışında çeviren, 2004-2005'te çok da zorlanmadan şampiyon olan fenerbahçe o sezonda böyle bir hezimete uğramasa ertesi sezonla birlikte dört senelik seriyi tamamlayacaktı. rakibi dört senedir üst üste şampiyon olan, kendisi 6 senedir şampiyon olamayan galatasaray'ın 2000 yazında aziz yıldırım'ın yaptığı gibi dünyaları harcayacak bir başkanı olmadığı için 2007-2008 sezonunda da güle oynaya şampiyon olacaklardı.

    ordan dönmek için de çok çok büyük bir mucize gerekecekti.

    galatasaray'ın 2005-2006 kadrosu kötü bir kadro değildi elbette ama artık son atımlık kurşunuydu. eğer şampiyonluk gelmese, şampiyonlar ligi parası falan kasaya girmese o kadroyu tutma ihtimali yoktu. o kadroyu genel hatlarıyla tutup üzerine şansa kariyer sezonunu oynayan birkaç takviye gelmese 2007-2008'de şampiyonluk ihtimali de yoktu...

    fenerbahçe'nin devasa paralar harcayarak 3 şampiyonluk çıkardığı dönemde hocasını takımın başında tutacak kadar bile parası olmadan 2 şampiyonluk aldı galatasaray. fenerbahçe o yılların ekonomik enkazıyla uğraşırken kendi reformunu yaptı. o sezon sonunda 16-16 olan şampiyonluk sayıları şu an 22-19, resmen tur bindirmişiz...

    final günü bir kenara, öylesine kritik ve önemli bir şampiyonluktu bu. 4 senelik hasrete son verirken, çok güçlü bir rakibi devirirken gelecekteki 15-20 yılı da kurtardı bir şekilde.
  • 35
    sözlüğün gençlerinden biri olarak hatırladığım ilk lig şampiyonluğumuz. bundan önce hatırladığım kupa ise fener'e 5 atıp aldığımız türkiye kupası. bu 2 maçı çok net hatırlıyorum.

    bir taraftarın gördüğü ilk şampiyonluğun bu olması ilginç tabii. ben ufacık halimle o 16 dakikanın nasıl geçtiğini bilmiyorum, siz nasıl dayandınız beyler derdim eğer 12 mayıs 2012 akşamı olmasaydı.

    (bkz: ömürden ömür götüren şampiyonluklar)
  • 18
    o gün statta oldugum için çok teşekkür ettim allaha.

    sabah hiç uyanmak bile istemiyordum ama nereden bilebilirdim hayatım boyunca unutamayacagım bir güne başladığımı.

    o gün evden çıkarken şampiyonluk aklımda yoktu sadece sezon boyu muhteşem mücadele eden takımı alkışlamaya gidiyordum. ugurlu formamı bile giymemiştim. bostancıdan 202'ye bindim dustum yollara. sıcak bir mayıs günüydü. beni kim görse sansınız yok dıyordu yolda. numaralı alttaydı koltugum ama yerimden izlemek istemiyordum bugün. maçtan önce musa çözen'in yanına ugradım siksen şampiyon olamayız dedi. kendisi çok küfürlü konusur. saolsun yardımcı oldu görevli yelegi verdi saha kenarına indim.

    o 16 dakika bende kayıp yok yani. ne yaptım kime sarıldım hatırlamıyorum. tek hatırladıgım adnan polat'ın kart sesi, dönüş otobüsünün kadiköyde taşlanması ve eve geldiğimde elimde bir koltuk,kale agı ve çim oldugu.
  • 4
    16 dakikadır.
    aydın yılmaz'ın doğduğu şampiyonluktur.
    rigobert song'un aslan yürüyüşüdür.
    hasan şaş'ın gerets'i sırtına almasıdır.
    hasan kabze'nin son dakika golü'dür.
    mondi'nin göz yaşlarıdır.
    kral'ın uzatılan mikrofona "abi ne diyeyim ki, inandık çok inandık" demesidir.
    20.45'dir.
    mustafa keçeli'dir.*

    ve son olarak:
    kalk appi allah'ın dediği olur'dur.

    http://www.youtube.com/watch?v=MOt0TTn32W0
  • 26
    o anı yaşayanların hayatında çok büyük bir yer kaplamaktadır.

    ayrıca o sezon oynanan maçlarımıza bakarsanız, rakip ceza sahasına atılan toplarda, takımın neredeyse tamamının topun düştüğü noktada olduğunu görebilirsiniz. gol atma isteği ile 90 dakika boyunca canavar gibi saldıran takımımız vardı. hey gidi günler ya.

    (bkz: hakan şükür)
    (bkz: ümit karan)
    (bkz: necati ateş)
    (bkz: hasan kabze)
    (bkz: sasa ilic)
    (bkz: mondi mucize bu)

    https://youtu.be/DqOYn9_gFfw?t=54m41s
  • 51
    eski bir radyoda anlatılan maç, bir süre sonra hastane koridorlarında birtakım sevinç sesleri, ardından da kendimi renault spring içinde bularak, korna sesleri eşliğinde 1 saat dolaştığımızı hatırladığım, olağanüstü şampiyonluktu. ya 8 ya 9 yaşındaydım bunlar olduğunda. tabi o kadar önemi olduğunu kavrayacak yaşta değildim. üzerimde sarı kırmızı bir atkı olduğunu hatırlıyorum. keşke o günlere bu yaşımda geri dönme imkanım olsaydı.
  • 5
    rahmetli canaydın'ın tabiriyle, futbolcularımızın başkanı "sevilen adam" yaptığı şampiyonluk.

    sasa ilic'tir. saidou'dur. bülent tulun'dur.

    neden derseniz; hiç unutmuyorum, sezonun devre arasıydı, bülent tulun habertürk tv'ye bi spor programına katılmıştı.

    gözleri dolarak "benim sasa ilic'im 600 bin euro'ya, saidou'm 400 bin euro'ya oynuyorlar ve aslan gibi mücadele ediyorlar" demişti.

    aynı süreçte mücadele halinde olduğumuz fenerbahçe'nin ödeme olanaklarının yanında çok kısıtlı bi paraydı bu tabi.

    geçmiş zaman, 7 sene geçmiş. hatta 8.

    yaşlanıyoruz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın