• 132
    -beklenilenin altında zevksiz bir maç oldu.
    -hakem'in pepe ile dayı yeğen ilişkisi olduğu gözlemlendi.
    -aynı ligimizde olduğu gibi bir futbolcunun (messi) gözüne lazer tutuldu ve saha'ya yabancı madde (yine messi'ye) atıldı.
    -mesut ve adebayor real adına oyunu olumlu etkiledi ve 1 gol getirdi. real 10 kişi kaldıktan sonra daha etkili oynadı.
    -barcelona beklediğimin çok altındaydı. barca gibi oynamadı. sürekli pas yaptı ama sonuca gidemedi. bunda cömert david villa'nın da etkisi var tabi.
    -herşeye rağmen ligimizde oynanan şeyden sonra gerçek futbolu izlemek zevkliydi. özetle dadmin oldum. umarım gelecek eşleşme çok daha gollü ve zevkli olur.
  • 134
    mesut özil ve mourinho'nun ne büyük yetenekler olduğunu bize gösteren maç.
    mourinho'nun barcelona'nın yorulması için di maria'nın varlığına o kadar katlanması ve mesut'u tutması belliki taktikti.eğer o amatörce penaltı gelmeseydi barcelona'ya muhtemelen mourinho'nun taktiği tutup 3 puan gelecekti.
    barcelona açısından bakmak gerekirse ; her zamanki gibi yine paslarıyla seyir zevkinin içine ettiler,en azından benim.
    maçın ilk yarısı yerde yatmaktan kaleyi hiç düşünmediler.beklemedikleri penaltıyla golü bulup kendilerini kazandı sandılar ancak mesut özil bozdu planları.guardiola yerine lucescu olsa maçı muhtemelen barcelona kazanırdı ama bana göre çok yetersiz bir taktisyen olan guardiola maç içindeki değişkenlikleri süzemedi.

    birde real madrid'in hayvani kondüsyonu dikkatlerden kaçmadı tabi.
  • 135
    iki takımı da desteklemeden izlemek istedim maçı. ilk 45 dakika da öyle oldu. ama herşey real madrid 10 kişi kalana kadardı. gönlümü istemeden bir anda real madrid'e kaptırdım o dakikadan sonra. çünkü tamamıyla türk gibi oynamaya başladılar. bizim gibi tekmelediler, bizim gibi çirkefleştiler, bizim gibi deli danalar gibi koşuşturdular, bizim gibi olmayacak geri dönüşler yaptılar, bizim gibi vatan yahut silistire deyip hücuma çıktılar. tribünler de bile bizleri gördüm. parmak sallamalar, sopa fırlatmalar falan. bana o dakikadan sonra lionel messi'nin 10 kişiyi geçmesi de o kadar haz vermedi, xavi hernandez'in milimetrik pasları da. diğer maçlar için açık konuşmak gerekirse bu barcelona çok üzer real madrid'i. ama olsun beyinen alışmışız bir defa bilekle değil yürekle oynayanı sevmeye, bu yüzden bir daha real madrid kazansın diye bekleyeceğiz.

    edit: he bide unutmadan rıdvan efendi'nin barça yavşaklığı da beni diğer tarafa yakınlaştırdı dersem yalan olmaz.
  • 138
    real madrid maçın çok büyük kısmında kendi büyüklüğüne hakaret edercesine, seyircisinin önünde rakibinin
    oyununa mahkum, boyun eğdi, son dakikalarda barcelona'nın yakaladıklarını değerlendirememesi ve mesut özil'in
    çok iyi oynamasıyla maç dengelendi ama açıkça hakem real'i hakkı olmayan bir penaltıyla maça ortak etti.

    18 günde 4 classico'dan ilki berabere bitti ama diğerlerinde ben barca'nın daha üstün olacağını düşünüyorum.
    birçok kişi mourinho'yu taktik yaptı falan diye kutluyor ama arkadaş daha da ucuzlaşılmaz koca takım 11 adam
    kalelerinin önünde 40 metreye gömülmüş bekliyolar "gol atsakta üstüne yatsak kontra yapsak" ayıptır sen koca
    madrid'sin. bu da barcelona'ya ders oldu işi gevşetmezler artık. her hakemde bu derece sertliğe göz yummaz,
    real hakemin gözardı etmesiyle barca'yı sindirdi. bunu söylememin sebebi "aman ben barca'yı tuttum kazanamadı,
    üzüldüm :( " falan değil, keşke iki tarafta akıcı oyun oynasaydı.
  • 140
    el clasico
    real madrid – barcelona : 1-1 dağ fare doğurdu

    dağ fare doğurdu, çünkü morinho böyle istedi. aslında mourinho, brezilyalı futbolcu ismi gibi, iyi ki futbolcu olmamış, yoksa hem başarılı futbolcu hem de başarılı teknik direktör olup “iyi futbolcudan iyi teknik direktör olmaz” klişesine darbe olurdu, hoş olmazdı. evet, ama futbolcu değildi klişe geçerli diyenlere morinho’nun 8 puan önündeki takımın hocasının, nasıl bir futbolcu olduğunu araştırmalarını tavsiye ederim. tüyo da vereyim, xavi’nin bir benzeriydi, tıpkı kendisinden önceki bakero’ya benzediği gibi. ilginçtir bunların üçü de kaptandı barcelona’da.
    maç sıkıcı olduğu için böyle ertem şener bilgileri vermek zorunda kaldım, kusura bakmayın.

    maç başlayınca gördük ki mourinho bu sefer otobüsü orta sahaya park etmiş. alonso, khedira’nın yanına stoperden dönme pepe’yi koymuş. hımmm, iyi futbolcu kötü hoca hagi de neill’i böyle oynatıyordu. ama olsun o mourinho abicim, hagi hoca olarak onun yanında kimmiş ki. hem futbolcunun performansının konumuzla ne ilgisi var. ah ulan ah. adım captano olacaktı ki (gerçek adım yani) nerelerde yazmazdım şimdi. kısmet.
    orta sahadaki tunç okan’ın otobüs’ü barcelona’ya fazla pas imkanı vermedi. pepe’nin stoperdeki agresifliğine alonso da eşlik edince, orta sahayı barsa için cehenneme çevirdiler. maç sırasında real’in ömer üründül’ün kulaklarını çınlatırcasına bloklar arası bağlantısını neredeyse cetvelle çizilmiş şekilde ayarlandığını görüyorduk. barcelona ise yine kural tanımaz bir şekilde ne blok ne diziliş olarak sahadaydı. orta saha cehennemmiş, aman o zaman kenardan dolanayım şeklinde bir kolaycılık içindeydi. topu kanatlara aktarıp durdular. ama real, barsa kanatlarını da tıkamıştı, di maria bazen dalıp alves’i kaçırsa da.
    ilk devre golsüz bitti. guardiola da, mourinho da memnundu sanırım. barsa maç böyle biterse 8 puan farkı koruyacak, real ise ikinci devre galip gelmenin yollarını arayacaktı. mourinho açısından real kulübesindeki mesut bütün dengeleri değiştirebilecek bir silah olarak bekliyordu. zaten oyuna girdikten sonra ne kadar önemli bir adam olduğunu gösterdi. ben zamanında iliç için “takımın zeka seviyesini %70 arttırıyor” derdim. mesut aynı etkiyi real için yapıyor. bir de bu çocuğa burun kıvırmıyorlar mı, pes !
    ilk devre doğru dürüst pozisyon yoktu. tam ismine yakışır şekilde barcelona klasiği oldu, topu aldılar kimseye vermediler. hakem bitiş düdüğünü çaldığında topçu guardiola’ya baktı, “topu istiyo bu kara gömlekli vereyim mi” gibilerden, “ver lan ver” bakışını alınca topu hakeme verdi.
    maç öncesi şimdi futbol izleme zamanı demiştim ama futboldan çok mücadele izledik. “iyi mücadele ettik, haklarını yememek lazım rakibimiz de iyi mücadele etti, puan ya da puanlar almak için sahaya çıktık, valla pozisyonu görmedim akşam erman hoca yorumlar, bana göre faul yoktu, futbolcu arkadaşlarımı kutluyorum” klişelerinin havada uçuşması işten bile değildi.

    ikinci devre yine aynı başladı. kontrol kontrol. toplam kalite yönetimi, sıfır hata falan filan. lan bunlar futbolu bir başka oynuyor. idmanda ne çalışıyorlarsa maçta aynısını oynuyorlar, ya da hoca mevzuyu değiştiriyoruz deyince ona göre oynuyorlar. halbuki memlekette maç dediğin spontane gelişir. bu yüzdendir bir hafta 5 atanın ertesi hafta 3 yemesi.
    madem memleket dedik; rijkaard demiş ki “her şeyden biraz var, kalpten oynayan oyuncu sayısı çok ama aklını kullanan az”. iyi ki söylemiş, hiç haberimiz yoktu. ha birde bunu sanki ilk defa rijkaard tespit etmiş gibi yapanlar yok mu, hasta oluyorum onlara. abicim bu ülkeye gelen bütün aklı başında adamlar derwall, hiddink (fenere geldiği zaman), rausch, osieck, löw, piontek de söyledi. fatih terim ile mustafa denizli bu gerçeği kabullenip takımlarını buna göre şekillendirdikleri için başarılı oldular.
    şu akıl meselesi de enteresan. çok yazdım bir de burada yazayım. 1981 senesinde, yani ben 14 yaşındayken bana kademe yapmayı öğrettiler. kim öğretti? yedikule’deki hocam maça yılmaz (bu blogda yazısı da var). ama yıl olmuş 2011, üstünden geçmiş 30 sene hala kademe yapmayı bilmeyen milli futbolcumuz var. demek ki neymiş, topçuyu yetiştirecek hocayı bulamamış bu ülkenin futbol yöneticileri.

    ne zamanki barsa golü attı, real 10 kişi kaldı maç zevkli hale geldi. dedim ya, mourinho böyle istedi. baba bizle alay ediyor heralde. “a.q. 10 kişi kalalım ben o zaman göstereyim marifetimi” der gibi. stoper atıldıktan sonra aklı başında, normal bir adam pepe’yi stopere çekerdi. yok, morinho öyle yapmadı. savunmayı 3 kişi bıraktı, orta sahadaki otobüsün biletçisi pepe yerinde kaldı. hatta daha da ileri gitti, muavin alonso’yu bile çıkardı. mesut ve adebayor ile forveti arttırdı. baktı ki di maria heyecandan her topu çaprazdan kaleye vuruyor, zaten alves’i de tutamıyor çıkardı. zaten mesut’u oyuna alarak takımın mantalitesini hücuma çevirdi.
    bütün bu numaralar ancak beraberliğe yetti. ama bence çok önemli bu. real’le barsa’nın büyüklüğünü tartışabilirsiniz ama son yıllardaki barsa’nın geldiği noktayı tartışmak mümkün değil. bu açıdan real’in hem aldığı beraberlik hem de ortaya koyduğu mücadele dikkat çekici. en son real’i böyle oynayıp barsa’yı yendikleri maçta ronaldo bile (gerçek ronaldo diyorlar ya, hani brezilyalı olan) taç çizgisi kenarında kayarak savunma yapıyordu.
    golleri messi ile ronaldo’nun atması, penaltıdan atması, birbirine benzer vuruşlar yapmaları da enteresandı.
    bütün bu açılardan bakıldığında, real’in aldığı beraberlik önemli. asıl önemlisi bundan sonra oynayacakları maçlar. kupa ve şampiyonlar ligi’ne eşit olarak çıkacaklar unutmamak lazım. bu gece olduğu gibi barsa, real’in 8 puan önünde olmayacak, hesaplar tek maç veya 2 maç üzerinden yapılacak. elbette muhasebe bilgisi mourinho’nun daha iyi ama guardiola’nın da elindeki kapital fazla. çok eğlenceli geçecek bu maçlar, ne güzel.

    aklımdayken real-barsa mevzusunda kapışan arkadaşlara bir mesajım var : yemişim real’i barsa’yı. cim bom bom….
  • 141
    öncelikle bülent timürlenk tarafından bu maç için yazılan harika bir yazı var , okuyalım ; http://tinyurl.com/3w8sle8

    benim fikrim ise şöyle ;

    barcelona'nın uzay futbolu olarak isimlendirilen , hiçbir varyasyonu barındırmayan ve bütün sezon aynı şekilde işleyen sıkıcı futbolu karşısında ne yapılabilir ? yani barcelona'nın yaptığının mahalle abilerinin yaptığı "topu alın la gelin alın" diyerek çocuklara topu vermemesinden ne farkı var ?
    maçı 10. dakikadan itibaren izleyebildiğim kadarıyla çoğunlukla kendi sahasında pas çeviren , rakibin oyun konsantrasyonu ve fiziğini düşürüp pozisyon bulmaya yönelik oynayan bir barcelona vardı. kısacası bildiğimiz barcelona.

    bütün bunlara rağmen ilk yarı boyunca klasik sistemleri sayesinde 1 pozisyon bulabilen barcelona'nın pas yüzdesi yanılmıyorsam %60 seviyesinde falandı. şimdi bu mu ezici üstünlük , bu mu rakibi madara etmek ? ayağı top tutan her insan yanında duran adama pas atabilir , bunu profesyonel düzeyde yaparsanız bu top tutma üstünlüğü olur. buna rağmen golü penaltıdan bulan barcelona durup dururken öne geçti. tabi burada bütün taktik planları bozulan mourinho taşları yeniden dizmek zorunda kaldı ve maçı beraberliğe taşıdı.

    şimdi buna bile "olum barcelona istese 2 olurdu , barcelona istemedi" diyebilecek kadar barcelona manyağı insanlar var. ben bir takım tutmuyorum çünkü ispanyol değilim ama göz var nizam var kardeşim , bu kadar güçlü bir takım karşısında 10 kişi maçı beraberliğe taşımak kolay bir olay mı ?

    neticede bülent timurlenk'in de dediği gibi real madrid oyuncuları barcelona karşısında moral buldu ve olayın içinden çıkılmaz olmadığını anladı. bu psikolojik avantajdan sonra daha keyifli bir 3 el clasico izleyeceğimiz konusuda netleşmiş oldu.

    önemli not : mesut özil > gbkz: cristiano ronaldo , kimse kusura bakmasın.
  • 142
    her iki takımın gözde oyuncusu da beklendiği gibi gol attı ve iki gol de penaltıdan. onun dışında çok heyecanlı bir rivalry izlediğimizi pek söyleyemeyeceğim. zira avrupa ülkelerinde statlar çoğu maçlarda her ne kadar tam bir şekilde doluyor olsa da ''ölümüne tezahürat yapan taraftar kavramı'' diye birşey yok ve ''para basan çekirdekçiler'' olarak kalmaya devam edecekler. aynı zamanda arka arkaya oynanacak 4 maç vardı ve bu da ilkiydi.
  • 143
    mourinho'nun marifetini bence 0-0'ken gösterdiği maç. duran toplardan ürettikleri pozisyonları değerlendirip maçı kazansalardı sonuç direkt mourinho'ya yazılırdı. fakat daha öncede farkedilmesi gereken bir realite var: real madrid kadrosu, defansif yönden kesinlikle geçen seneki inter kadrosu kadar kuvvetli değil. mourinho orta sahaya sertlik getirmek için en iyi stoperini ileri çekti ve çok verim aldı, ama geride onun yerine oynayan albiol zayıf karın oldu ve barça golü oradan vurarak attı. inter'de böyle bir zayıf nokta yoktu diyebiliriz. real madrid, barcelona'yı yavaşlatmayı başardı evet, ama durduramadı.

    kırmızı kart öncesi real madrid'in oyunu tamamen barcelona'yı durdurmaya yönelikken, 10 kişi kalınca oyuna hükmedebilmesi çok yanıltıcı oldu kanımca. rakibin üstüne gitmeye başlayan, alan veren 10 kişi real madrid'e barça gol-goller atamazmıydı? barça konsantrasyonunu yitirip, garip oyuncu değişikliklerininde etkisiyle tamamen rölantiye oynamasa ve rakibin üzerine gitmeye devam etse bu maç en az 0-3 biterdi arkadaşlar. 11'e 10 olduğunda jose risk aldı ve bu doğru bir karardı, ama maçın 1-1 bitmesinin 1 numaralı sebebi öne geçtikten sonra barcelona'nın saçma oyunudur. tıpkı ingiltere'de 2-1 biten arsenal maçında olduğu gibi.

    velhasıl barça ama bilerek, ama bilmeyerek(bence bilerek değil!) avucundaki galibiyeti bıraktı ve bu bana çok saçma geliyor, ama iyi yanı, bu bir hata ise, önümüzdeki bundan çok daha önemli el clasicolarda aynı hatayı yapmama konusunda barcelona dersini almıştır. hakem hakkında uzun uzun yazmayacağım, sadece unutulmasın, ilk yarıda barça'nın penaltısı var, real'in golü penaltı değil. real madrid o duran toplardan gol bulursa tek maçlık eşleşmede kupayı alabilir, şansı var, ama şampiyonlar ligi için en az 2 gol bulmaları lazım ki, kanımca mourinho'ya ve madrid'e "bay bay" demeye hazırlansın herkes. ilk yarıdaki gibi helva misali dağılan bir real madrid olmayacağının bilincinde olanların görebileceği gbi, iki takımın bu maçtaki karşılaşmalarında genel görüntü kesinlikle barcelona'nın aleyhinde değil.
  • 144
    --- alıntı ---

    r.madrid 1 - 1 barca | çarşamba'nın gelişi

    bu sezon, ikinci kez izledik 'el clasico'yu. hatırlanacağı gibi ilk round'u 5-0 almıştı barca. fakat ilk maçtan eser yoktu bu sefer. hem taktik açıdan, hem sonuç olarak.

    ilk maçtaki gibi, taraftarın gözüne hoş gelen, real madrid taraftarının beklediği futbol yerine, inter ile barca'yı devirdiği zamanki futbola yakın bir taktik ile çıkarttı takımı sahaya mourinho. daha defansif, barca'nın top yapmasına müsade edecek bir takım. pepe'yi orta alanda xavi ile khe...

    --- alıntı ---

    http://jaimelesport.blogspot.com/...rsambann-gelisi.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın