• 2
    ezeli rekabet bir kenara, kazanarak ilk 4'teki yerimizi sağlama almamız gereken maç. kazanırsak sezon bitimine 9 maç kala playoff hattının ikinci yarısı ile aramızdaki fark 4 galibiyete çıkacak ki her ne kadar fikstürün tamamı zor maçlar olsa da 9 maçta 4 mağlubiyet almamız biraz imkansıza yakın olur; aynı zamanda aşağıdan gelen beşiktaş, hatay, istanbul üniversitesi, aski hatta botaş'ın 9 maçı kazanması da...

    rakip beşiktaş her sezon olduğu gibi yine istikrarsız sonuçları, yer yer süpriz büyük maç galibiyetleri ve 5-8 arası hiç değişmeyen yeri ile benim gibi salonları bok eden futbol seyircisi tabiriyle söylersek ligin gençlerbirliği edasıyla yoluna devam ediyor. playoff hattındaki takımların tümü avrupa kupası maçları ile yoğun bir tempo geçirirken sessiz sakin bir fikstür kovalıyorlar. basketbol tanrılarının son çemberin içinden döndürüp döndürüp dışarı attığı son top sayesinde kazandıkları fenerbahçe maçı dahil son 5 maçta 3 galibiyetleri var. akatlarda bu sezon 9 maçta 7 galibiyetleri var, hatay'a 3 yakın doğu'ya 6 sayıyla kaybettiler. fenerbahçe maçı birkaç cümle yukarda duruyor. hatta ilk 3 haftada aldıkları mağlubiyetler olmasaydı şu an ilk 4 için hem matematiksel anlamda, hem de fikstür rahatlığı bakımından ciddi bir şansları olurdu.

    kadroya baktığımızda ilk göze çarpan isim tabiki shavonte "zeliş" zellous. efsane sezonun kilit isimlerinden olan zeliş bu sezon beşiktaş için de kilit oyunculardan biri konumunda. bir dönem bizim rotasyonu tamamlayan kübra siyahdemir, ligin eskilerinden lindsey harding, bu sezon her uzun oyuncu gibi kabuslarımızdan olan stokes, sırp peravanovic diğer öne çıkan isimler.

    ezeli rekabet penceresinden bakarsak çook uzun zamandır beşiktaş'a karşı mağlubiyetimiz yok. yaklaşık 10 senedir ciddi şekilde takip ettiğim bu branşta beşiktaş'a en son ne zaman yenildiğimizi gerçekten hatırlamıyorum. mackolik verilerine bakarsak son 10 maçın tamamını kazanmışız; lig-kupa-hazırlık ayırt etmeksizin. söz konusu galatasaray-fenerbahçe olunca ortaya çıkan milada uzanan istatistik dökümlerin konu "3. büyük" beşiktaş ile galatasaray olunca ortaya hiç çıkmıyor oluşu da ayrı bir anektod olsun. yakın doğu maçı öncesi kazasız belasız atlatıp salı akşamını düşünmeye, mustafa denizli edasıyla kafada oynamaya başlayalım...

    6 gün banko 7. gün plase mesai olan şantiyede koca hafta içinde perşembe 17:00'a toplantı koyan şantiye müdürüme de bu satırlar aracılığı ile sevgilerimi sunuyorum.

    (bkz: şantiyede şampiyonluklar göreceğiz galatasaray)
  • 6
    10 maçtır kaybetmediğimiz ezeli rakibimize karşı aldığımız ağır yenilgidir. açıkçası özellikle erkek-bayan voleybol, erkek-bayan basketbolda geldiğimiz durum giderek can sıkıyor. fenerbahçe'ye karşı bu yıl hiç bir branşta galibiyet alamadık neredeyse, beşiktaş'a da kaybetmeye başladıysak durum vahim. malesef büyük kulüp böyle olunmuyor, şu istikrarı tutturamadık bir türlü, ara ara avrupa kupalarında başarı geliyor ama hala daha kendi kendine yetecek düzeni kuramadık şu branşlarda, kuramıyoruz. üstüne maddi zarar açıklayıp da duruyoruz, hiç yakışmıyor.

    malesef ülkenin en başarılı kulübü apoletimiz, en büyük kulübü olmamızı getirmiyor. en başarılı kulüplük de yakın tarihte gidecektir zaten bu veya benzeri yönetimler sayesinde. ciddi saçmalıklar var ortada, bir plan yok, nasıl düzelecek bilmiyoruz, tablo karamsar.
  • 7
    kadın basketbol branşında beşiktaş'a karşı 26 maç sonra aldığımız ilk mağlubiyet. tabi ki dursun aydın özbek döneminde gerçekleşmiştir.

    beşiktaş'ta zellous ve stokes hiç oyundan çıkmamış. perovanovic ve harding ise 36 dakika sahada kalmış. bizde 38 dakika sahada kalan bonn bonn dışında sürekli bir rotasyon olmuş. irem 21 dakika oynamış mesela, topu kullandığı 6 pozisyondan 4 asist bir de 3 sayılık basket çıkarmış. istatistik kağıdında 1 top çalma ve 1 de bloğu var. moriah ise tam 36 sayı atmış, 7 asist ve 4 ribaund ile daha da bir taçlandırmış bu performansı.

    tabi shavonte "zeliş" zellous durur mu, o da yapıştırmış 35 sayıyı. bunun 28 sayısını içeriden atmış, kalan 7 de serbest atışlardan gelen sayı. 5 ribaund ve 4 asistle kopup gitmiş. stokes 6/7 iç saha isabeti sağlamış ki maçı izleyemesem de eminim bunların en az 4'ü pota dibinde bomboş bırakılan turnikeler. aldığı 15 ribaund ile de double double'ı yapmış. bizim uzun rotasyonumuz ise toplam 8 ribaund alabilmiş. hücuma toplam katkıları ise 26 sayı, 3 asist.

    toplam istastistiklere geçersek daha da ilginç verilen çıkıyor. beşiktaş'ın 4/9 üç sayı isabetine karşın 9/21 atmışız ki sadece burdan 15 sayı avantajımız var aslında. ama sadece 3 defa serbest atış çizgisine gelebilirken beşiktaş'lı oyuncuları tam 21 defa serbest atış çizgisine göndermişiz. onlar 17 sayı bulurken biz sadece 3 sayı bulabilmişiz ordan. iç saha isabetlerinde 23/52 isabetimize karşın 30/48 oynamışlar, en basit haliyle 4 atış eksiklerine rağmen fark 14 sayı. toplam ribaund sayılarındaysa 39'a 25 beşiktaş üstünlüğü var. bizim pota altında 14-10 bizim lehimize iken durum rakip potada 29-11 beşiktaş ezmiş bizi. bir diğer negatif olay, kaptan dahil tüm oyuncularımız ortalama 12 defa hücumda topu kullanan oyuncu pozisyonundayken moriah tam 39 kere topu kullanan oyuncu olmuş. beşiktaş'ta 35 sayı bulan zellous bile 34'te kalmış bu istatistikte. bu da hücum planımızın topu jefferson'a vermekten öteye geçemediğinin göstergesi...

    maçın olayı ise pınar demirok'un sakatlığı oldu. son periyotta yaşanan bir pozisyonda yere düşerken kafasını zemine çarpmış. maçı izlemediğim için olayı göremesem de boyunlukla sedyede giderkenki fotoğrafı bile son derece hüzünlüydü. kafa travması geçirmiş. ancak gece gelen haberlere göre tehlikeli ve endişe edici bir durumu yokmuş. bir kez de buradan geçmiş olsun...

    fazlasıyla taner karaman tarzı bir entry oldu ama, izle(ye)mediğin maçın entrysi bu kadar oluyor işte. 40 dakika oynanan bir maçın istatistiklerini 1 saate yakın inceleyip yazmak da ayrı bir hadise ya; o da başka konu...

    üstad captano'nun veciz bir sözü ile bitireyim: top bu, olur öyle...
App Store'dan indirin Google Play'den alın