sezonun hikaye anlamında çok şey barındıran iki takımı ve en az geçen seneki final serisi hazzı verecek derecede kritik eşleşme.
sadece finale giden yol değil
euroleague bileti anlamına da gelecek bu 5 maçlık seride yılın underdog etiketi bu sefer beşiktaş'ta. kısıtlı türk rotasyonu, yaşadıkları sakatlıklar ve kadro sirkülasyonu onların hikayesini yoktan varoluş gibi aksettirirken bizim sahip olduğumuz sistem, planlı yaratılmış geniş rotasyon ve tüm yılın emeği olan lig liderliğiyle ağır abi rolündeyiz bu eşleşmede.
saha avantajı elimizde. eğer taraftar yürek koyarsa bunu gerçekten avantaja çevirebiliriz. cska, barça ve olympiacos maçları gibi atmosferden bahsetmiyorum elbette ama en azından
prokom maçındaki,
olympiacos maçındaki inanç ve takım iyi de olsa kötü de olsa onları desteklemek önemli. serinin en kritik faktörlerinden biri de taraftar.
rotasyon kelimesinden artık gına gelmiş olabilir ama 5 maçlık seride oyuncu havuzu lehimize. oyuna yabancı sokmak için 3 oyuncu değiştirmek zorunda değiliz. faul problemi yaşayan oyuncuları kenarda bekletme lüksümüz var. fakat bu rotasyon işinin diğer boyutunda da beşiktaş'ın avantajlı olduğunu söylememiz lazım. olaya maç maç bakarsak beşiktaş 7-8 oyuncudan %100, %150 verim alarak ayakta kalıyor ve süreler bunu sağlıyor. biraz da zoraki güven var oyunculara. bizde ise bu forsuz olanı değiştirmek olarak yansıyor. mesela cevher kötü başladıysa muhtemelen 2dk süre alıp kenara gelebiliyor ve uzun bir süre tekrar onu göremiyoruz. burada çoğu zaman maç içinde 12 kişilik rotasyon değil 8 kişilik rotasyon galip gelebiliyor. bence
oktay mahmuti de bunu göz önüne alıp rotasyonu 9-10'da tutmalı.
savunma konusu ise biraz tartışmalı. birçok arkadaşımız katılmasa da mahmuti'nin birebir'de geçilmemek üzere kurulu savunma anlayışı biraz rehavetinde etkisiyle son zamanlarda gerilemişti. tofaş serisinde nispeten iyiydik bunu da eklemek lazım. fakat ben yine de savunma direncinin düştüğü anlarda tam saha baskı veya zone yapılması taraftarıyım. zone savunma belki beşiktaş karşısında pek işimize yaramayabilir ama takımı uyandırma açısından önemli olabilir.
beşiktaş ise savunma konusunda bizden çok daha esnek. özellikle
ergin ataman her maça ayrı savunma stratejileri hazırlayan ve bunu da takımına başarıyla uygulatan bir coach. bize karşı son iki maçta tamamen p&r odaklı ve ortayı kapatmaya yönelik bir strateji uygulamıştı. yüzdelerin durumuna göre %50 başarı sağladığını da söyleyebiliriz. yine fenerbahçe serisinde de zone savunmayı çeketin cebinden çıkartmıştı. bu seri içinde jamon özelinde box-and-one deneyebilirler.
işin hücum kısmında beşiktaş'ın bir adım önde olduğunu düşünüyorum. bize çok ters gelen bir uzunları
* ve gerçekten saha içinde karar merci olarak doğru oyunculara sahipler
* * bir defa her şeyden önce hangi oyuncudan nasıl verim alınır, hangi oyuncuyla nasıl oynanır'ı çok iyi uyguluyor ergin ataman.
erceg'li,
dudley'li,
pops'lu dizilişlerin her birinin apayrı hücum reaksiyonları var. ve tabii ellerinde david hawkins gibi her türlü işi yapabilen bir güç.
bizim hücum performansımız ise kötü olmamakla birlikte bir çok değişkene bağlı. çoğu zaman savunmadan beslenen bir hücum potansiyelimiz var. sene başına göre çok daha iyi yaptığımız transition hücumlar, shipp'in sakatlığı sonrası gelen nihad djedovic hamlesiyle direkt potaya gidip sayı-faul alabilen bir kısa oyuncunun etkisi ve sezon başından beri en büyük silahımız olan ikili oyunlarla, jamon gordon'un birebirleri hala elimizde.
beşiktaş özelinde
jaka lakovic ve
shumpert pozisyon şutörlerinin form durumu da çok etkili olacaktır. eğer ataman yine bizim şutları riske edecekse shumpert'ın kariyer maçlarına sahne olabilir bu seri. burada dikkat çekilmesi gereken en önemli konu ise bizim ana felsefemiz olan top dolaşımı ve en uygun şut. eğer biz kaçırsak dahi doğru şutları kullanırsak avantajımız olan şeyleri gerçekten avantaja çevirebiliriz.
*bizden daha fazla ribaund çekebilirler ancak bizden daha fazla şut atabileceklerini düşünmüyorum
* bu açıdan doğru şut kullanmak bizim kaderimizi çizecektir.
yine bu sene gösterdiğimiz olumsuz karakteristik özelliklerimizden biri maçı kopartamamamız. bu aslında olumsuz diyorum da mahmuti'nin sistem adına istediği bir şeyin olumsuz yansıması. biz maç içinde hep aynı oyunu oynamaya çalışıyoruz. şutlar girer girmez ama en azından 38dk boyunca maç içi iniş çıkışlarımız minimum seviyede. bu da çoğu zaman farkı 10'lara kadar getirdiğimiz maçlarda son darbeyi vuramamızı sağlıyor. biraz karmaşık geliyor ancak bu sürekli aynı tempoda oynamak rakibi oyunda tutuyor biraz.
işte beşiktaş bu noktada çok tehlikeli bir takım. eğer onları son 5dk hala kazanma umuduyla yaşatırsak başımıza büyük işler alabiliriz. kolej havası görünümündeki beşiktaş zor anlarda birleşerek takım olarak bambaşka işler başarabiliyor.
birkaç husus var belirtmek istediğim.
- fenerbahçe serisinde açıkça görüldü ki
carlos arrayo'ya baskı yapmak işe yarıyor ve o ne kadar yorulursa beşiktaş'ın dengesi o kadar bozulmakta. burada baskıyı sezon boyunca yaptığı gibi göksenin mi yapacak yoksa daha kurnaz savunmacı jamon mu yoksa caner hamlesi mi gelecek?
-
pops mensah bonsu için yardım savunması konusu. yardım savunması pops'u pek durdurmuyor. pasör özellikleriyle bunu avantaja çevirebiliyorlar. burada top pops'a inmeden bir şeyler yapmak daha mantıklı.
-
david hawkins'in savunması. bu konuda elimiz maalesef ciddi manada zayıf. nihad hawkins karşısında çok undersized kalıyor ve onun sırtı dönük hücumlarını yavaşlatması biraz zor gibi. burada yardım savunması veya jamon düşünülebilir belki.
neticede sert bir seri olacağını düşünüyorum. ilk 2 maçın kendi evimizde değil de orada olmasını daha fazla isterdim. kendi evimizde kaybetmediğimiz sürece sıkıntı yok ama umarım bir terslik yaşamayız ve sinan erdem'e 2-0'la gideriz.