1
premier lig 2008-2009 sezonu 18. hafta maçı. kırmızılar daha 1. dakikada wayne rooney'in attığı golle 1-0 kazanmışlardır. golü atan rooney sakatlanıp henüz 8. dakikada oyundan çıkmış, yerini carlos tevez'e bırakmıştır. bu açıdan da ilginç bir maç olmuştur.
https://www.youtube.com/watch?v=zD3Bx-WGQMk
bu maçı ağabeyimle beraber yaşadığım kiralık öğrenci evimizde izlerken acıktığımdan devre arasında dışarı çıkıp evimizin hemen dibinde bulunan, istanbul / ortaköy'de dereboyu cd. ile şehit nuri pamir sk. köşesinde geceleri tekerlekli seyyar tezgahta satış yapan görece baya genç yaştaki köfteciden köfte ekmek yemiş, ayaküstü de bir devre arası maç değerlendirmesi yapmıştık. garip olan şuydu ki, üzerinde hiçbir teknolojik ekipman bulunmayan bu köfteci genç maçtan, rooney'in sakatlanarak çıktığından ve o sezonki performansından falan gayet güzel bir şekilde dem vuruyordu... iyi de orada dikilip millete satış yaparken maçı ne şekilde izlemişti ki? yoksa evinde maça biraz bakıp henüz mü satış için o noktaya gelmişti? bunlar hala cevabını bulamadığım sorular...
kendisine ilgili köşede çok aşina olmama rağmen bundan başka köfte ekmek yemedim. sonrasında, özellikle de aynı yılın mart ayı başında çok daha uzaktaki başka bir eve taşındığımızda keşke yiyip müdavimi olsaymışım ve daha fazla futbol sohbeti yapsaymışım diye iç geçirmedim değil. genç olmasından mütevellit sohbeti ve konuşma şekli iyiydi gerçekten. ayrıca ben köfte ekmeğimi yerken gelen aç bir evsize ücretsiz ekmek arası havuç vs. vermesi de çok şık bir davranıştı... bunun üzerine de az biraz konuşmuştuk, garibanın halinden en iyi yine gariban anlar hesabı...
neyse, bu 10-12 dakikalık enstantane sonucu eve tam zamanında dönmeme rağmen maçın ikinci yarısını izlemedim. bu da böyle ilginç bir hayat hikayemdir, o dönemde sözlükte olsam sanırım anında yazardım fakat ne hikmetse şu aklıma geldi.
ne yapalım bugüne nasipmiş... allah selamet versin kendisine, işleri bol bahtı açık olsun...
https://www.youtube.com/watch?v=zD3Bx-WGQMk
bu maçı ağabeyimle beraber yaşadığım kiralık öğrenci evimizde izlerken acıktığımdan devre arasında dışarı çıkıp evimizin hemen dibinde bulunan, istanbul / ortaköy'de dereboyu cd. ile şehit nuri pamir sk. köşesinde geceleri tekerlekli seyyar tezgahta satış yapan görece baya genç yaştaki köfteciden köfte ekmek yemiş, ayaküstü de bir devre arası maç değerlendirmesi yapmıştık. garip olan şuydu ki, üzerinde hiçbir teknolojik ekipman bulunmayan bu köfteci genç maçtan, rooney'in sakatlanarak çıktığından ve o sezonki performansından falan gayet güzel bir şekilde dem vuruyordu... iyi de orada dikilip millete satış yaparken maçı ne şekilde izlemişti ki? yoksa evinde maça biraz bakıp henüz mü satış için o noktaya gelmişti? bunlar hala cevabını bulamadığım sorular...
kendisine ilgili köşede çok aşina olmama rağmen bundan başka köfte ekmek yemedim. sonrasında, özellikle de aynı yılın mart ayı başında çok daha uzaktaki başka bir eve taşındığımızda keşke yiyip müdavimi olsaymışım ve daha fazla futbol sohbeti yapsaymışım diye iç geçirmedim değil. genç olmasından mütevellit sohbeti ve konuşma şekli iyiydi gerçekten. ayrıca ben köfte ekmeğimi yerken gelen aç bir evsize ücretsiz ekmek arası havuç vs. vermesi de çok şık bir davranıştı... bunun üzerine de az biraz konuşmuştuk, garibanın halinden en iyi yine gariban anlar hesabı...
neyse, bu 10-12 dakikalık enstantane sonucu eve tam zamanında dönmeme rağmen maçın ikinci yarısını izlemedim. bu da böyle ilginç bir hayat hikayemdir, o dönemde sözlükte olsam sanırım anında yazardım fakat ne hikmetse şu aklıma geldi.
ne yapalım bugüne nasipmiş... allah selamet versin kendisine, işleri bol bahtı açık olsun...