1
euroleague top16'da f grubu 7.hafta maçı. efes son 38 saniyede 69-68 önde götürdüğü maçı 71-77 kaybetti.
edit: maç iki takımın sert savunmasıyla başladı. ilk periyot 11-13 gibi kısır bir skorla fenerbahçe ülker üstünlüğüyle geçildi. 2.periyotta dengeli oyun devam etti ve ilk yarı 33-36 fenerbahçe lehine sonuçlandı. özellikle efes ikili oyun savunmasında oldukça aksadı. her iki takım da 13'er, toplamda 26 top kaybı yaptı. özellikle vesely ve bjelica gibi atlet uzunlarıyla fenerbahçe, 2 sayılık atışlarda 16 sayılık fark ile efes'e karşı boyalı alanda ciddi bir üstünlük kurdu. her iki takım da üç sayı çizgisinin gerisinden kötü bir yüzdeyle oynadılar. efes, fenerbahçe'nin pota altı üstünlüğüne rağmen, fenerbahçe'nin 17/28'lik kötü serbest atış yüzdesini fırsata çevirerek, geriden gelip son 38 saniye kala 69-68 öne geçti ama skoru koruyamadı ve maçı 71-77 kaybetti. bu sonuçla anadolu efes yine göstermelik taraftarıyla yine bir euroleague maçında fenerbahçe'ye karşı mağlubiyet geleneğini sürdürdü. geçen hafta ofsaytlanan yazımda anlatmak istediğim buydu. böyle şekil meraklısı, beleş biletle zorla maça gelen taraftarla basketbolda ev sahibi avantajı hiçbir işe yaramaz. fenerlilerin tezahuratlarını bastırmak için salonda son ses "kimseyi tanımadım ben senden daha güzel" parçasını çalıyorlar. tam bir komedi. coşkulu seyirci, baskı ortamı basketbol için şart oğlu şart. rakiplerin bacakları titremeli. panik haline girmeliler. ama ne yazık ki anadolu efes maçlarında olmuyor böyle şeyler. her zaman inandığım bir şey var o da, galatasaray-efes birlikteliği, ortaklığı. çünkü fenerbahçe, ülker ile işbirliğine girip, usulsüzce salon yaptırarak rekabette dengeyi bozdu. onlardan 2-3 misli az bütçe ile eşit şartlarda yarışmıyoruz. haksız rekabet var ortada. bunu ortadan kaldırmanın yolu efes'in galatasaray'a sponsor olmasıdır. "galatasaray efes" adı altında büyük galatasaray taraftarının gücü ve desteği ile çok büyük zaferlere imza atabileceğimize inanıyorum. yoksa işbilmez, umursamaz yöneticilerle, yetersiz maddi destek veren sponsorlarla, layık olduğumuz yerlere gelmemiz oldukça zor. kendimize ait bir salonumuz olmalı. çok iyi basketbolcular almalıyız ve ne yazık ki bunlar için de para şart.
edit: maç iki takımın sert savunmasıyla başladı. ilk periyot 11-13 gibi kısır bir skorla fenerbahçe ülker üstünlüğüyle geçildi. 2.periyotta dengeli oyun devam etti ve ilk yarı 33-36 fenerbahçe lehine sonuçlandı. özellikle efes ikili oyun savunmasında oldukça aksadı. her iki takım da 13'er, toplamda 26 top kaybı yaptı. özellikle vesely ve bjelica gibi atlet uzunlarıyla fenerbahçe, 2 sayılık atışlarda 16 sayılık fark ile efes'e karşı boyalı alanda ciddi bir üstünlük kurdu. her iki takım da üç sayı çizgisinin gerisinden kötü bir yüzdeyle oynadılar. efes, fenerbahçe'nin pota altı üstünlüğüne rağmen, fenerbahçe'nin 17/28'lik kötü serbest atış yüzdesini fırsata çevirerek, geriden gelip son 38 saniye kala 69-68 öne geçti ama skoru koruyamadı ve maçı 71-77 kaybetti. bu sonuçla anadolu efes yine göstermelik taraftarıyla yine bir euroleague maçında fenerbahçe'ye karşı mağlubiyet geleneğini sürdürdü. geçen hafta ofsaytlanan yazımda anlatmak istediğim buydu. böyle şekil meraklısı, beleş biletle zorla maça gelen taraftarla basketbolda ev sahibi avantajı hiçbir işe yaramaz. fenerlilerin tezahuratlarını bastırmak için salonda son ses "kimseyi tanımadım ben senden daha güzel" parçasını çalıyorlar. tam bir komedi. coşkulu seyirci, baskı ortamı basketbol için şart oğlu şart. rakiplerin bacakları titremeli. panik haline girmeliler. ama ne yazık ki anadolu efes maçlarında olmuyor böyle şeyler. her zaman inandığım bir şey var o da, galatasaray-efes birlikteliği, ortaklığı. çünkü fenerbahçe, ülker ile işbirliğine girip, usulsüzce salon yaptırarak rekabette dengeyi bozdu. onlardan 2-3 misli az bütçe ile eşit şartlarda yarışmıyoruz. haksız rekabet var ortada. bunu ortadan kaldırmanın yolu efes'in galatasaray'a sponsor olmasıdır. "galatasaray efes" adı altında büyük galatasaray taraftarının gücü ve desteği ile çok büyük zaferlere imza atabileceğimize inanıyorum. yoksa işbilmez, umursamaz yöneticilerle, yetersiz maddi destek veren sponsorlarla, layık olduğumuz yerlere gelmemiz oldukça zor. kendimize ait bir salonumuz olmalı. çok iyi basketbolcular almalıyız ve ne yazık ki bunlar için de para şart.