• 138
    taraftarın büyük bir çoğunluğunun farklı bir galibiyet beklediği maçtır. hatırlatmakta fayda var maçın hakemi ali palabıyık arkadaşlar. aleyhimize vereceği bir penaltı bir kırmızı kartla maçı berbat etme potansiyeline sahip. ali palabıyık'ın yönettiği her maç bizim için zor maçtır. tartışmamız sezonun en zor maçlarından birine çıkıyoruz. kenarda fatih terim faktöründen yoksun olduğumuzu da hatırlatmak isterim.
  • 117
    tribündeki taraftarın mıymıy yapmaması gereken karşılaşma. gümbür gümbür gelmeli ses sürekli.
    bu maç bizim puan kaybetmemiz için her türlü oyunlar dönebilir zira şuan şer ittifakına karşı müthiş kenetlendik. daha da şampiyonluk atmosferine girmeden bunu bozmak isteyecekler bu hafta.
    öyle bir kazanmalıyız ki o goller sadece kasımpaşanın kalesine girmemeli.
  • 383
    "şubat ortasındaki ilk maçımda oyuna ikinci yarıda girdim. akhisar belediyespor'la oynadığımız maçta durum 0-0'dı ve teknik direktör bana hazır olup olmadığımı sordu. "evet, sanırım" dedim. isındım ve oyuna girdim. ilk pas, bir kafa, gol! bu kadar basit. topla ilk olmasa da üçüncü temasımdı. ama bir kez daha, ilk maçımda gol atmıştım- galiba bunu hemen her takımda yaptım ve bu rekoru sürdürmek istedim. taraftarların tepkisini asla unutmayacağım- çıldırdılar. futbolculuk hayatımda bazı müthiş taraftarlar görmüş ve duymuştum ama bu taraftarlar kesinlikle çılgındı." diye anlatıyor galatasaray formasıyla ilk attığı golü didier drogba, "adanmışlık" adını verdiği otobiyografik kitabinda.

    ilk maçta gol atmak özeldir, taraftarlar yeni topçunun, hele ki bu dünya yıldızıysa, golünü görmek için erkenden doldurur tribünleri ve gala günü topu filelerle kucaklaştırabilirse o futbolcu "o an" onun unutulmaz anıları arasına girer. prekazi, hagi, iliç, lincoln, drogba, kewell, gomis, podolski gibi yıldızlardan sonra radamel falcao da kasımpaşa karşısında taraftarla buluştuğu ilk maçta gol atarak kulüp tarihine adını yazdırmış oldu.

    drogba otobiyografisinde "taraftarlar yapmış oldukları pankartlarda 'bizim drogba'mız var, onların yok' diye çılgınca seviniyorlardı" şeklinde tasvir ediyordu ya istanbul'da yaşadığı ve unutamadığı günleri, cuma gecesi ali sami yen'de de fatih terim ve yardımcıları ümit davala ile hasan şaş yoktu takımın başında ama taraftarın falcao'su vardı. büyük beklentilerle transfer edilmişti, ilk maçıydı, iyi niyetli-kötü niyetli herkesin gözü üzerindeydi ama kolombiyalı oyuncu "star" olduğunu gösteriyordu maç boyunca: ayakları titremeden, kendini bozmadan, golcülük dersi sunuyordu seyredenlere, pres yapıyor, boşa koşuyor, savunmaya yardıma geliyor, top tutuyor, duvar oluyor arkadaşlarına ve en önemlisi ceza sahası içinde tehlike yaratıyordu. altı pas içinden bir kafa ya da dokunuşla gol atar diye beklerdim ama rakip çok savunmaya kapanınca, ömer ile "tika-taka" yaparak geliştirdikleri pozisyonda ceza sahası dışından attı falcao türkiye'deki ilk golünü. umarım bir gün onun da otobiyografisinde bu büyülü anları kendi cümleleri ile okuruz...

    sadece falcao değildi cuma gecesi taraftara "merhaba" diyen, lemina da oynadığı yarım saat süre içinde göze en fazla batan oyunculardan biri olmuştu. seri'nin konyaspor maçında gördüğü kırmızı kart sonrası aldığı iki maçlık ceza nedeniyle onun yerine orta sahada görev alan lemina, mücadelesi ve dikine top sürmesiyle gelecek maçlar için taraftara ümit verdi. transferin son günlerinde sürpriz bir oyuncu olarak gelmişti takıma ama umulandan çok fayda sağlayacağını düşünüyorum. o çıkarken yerine giren ömer bayram da bu sene sanki takımın en başarılı "yerli transferi" olarak göze batıyor son hafta oynadığı maçlarda. sezon başında hazırlık kampında bordeaux maçında orta sahada sergilediği başarılı performas ile fatih terim'in "jokeri" olan ömer, esas mevkisi dışında takıma kattığı enerji ve bitmez tükenmez mücadelesi ile ilk onbiri zorlayacaktır, bir çok maçta da oyuna direk başlayıp, büyük katkı sağlayacaktır.

    nzonzi'yi seyrederken, roma'nın böyle bir oyuncuyu nasıl bıraktığına anlam veremiyorum, acaba çok mu kaliteli orta saha elemanları var, çok mu sağlam orta alan rotasyonu var, italyanları takip etmek lazım zira fransız oyuncu galatasaray forması ile çıktığı maçlarda sürekli sahanın en iyi üç oyuncusundan biri oluyor ve savunmadaki luyindama ile marcao'ya müthiş destek oluyor. uzun boyu ile orta sahada bütün kafa toplarını alan nzonzi, top sürerken ya da pas atarken boyunun dezavantajını da yaşamıyor, çok akıllıca ters kanada ve isabetli uzun paslar atabiliyor. fernando'nun gidişi sonrası yeri dolar mı diye endişe edenlere "rahat olun, ben burdayım" diyor adeta steven nzonzi.

    milli maç dönüşleri bir çok takım için oldukça sıkıntılı geçer, ulusal takımlara çok oyuncu gönderen kulüpler için "ekstra" zordur malum aradan sonra lige dönmek ve galatasaray, iç sahada kasımpaşa karşısında taraftarın beklediği "bol gollü skoru" belki elde edemedi ama tek atıp üç puanı hanesine yazdırarak hafta sonu rakiplerinin puan kayıplarını beklemeye başladı. cumartesi beşiktaş kaybetti, pazar trabzon iç sahada berabere kaldı ve umarım da bugün fener alanya'dan eli boş dönecektir... iyi oynadığın haftalar bazen kazanamazsın ve telafisini de zor günlerde haneye ekleyeceğin üç puanla yaparsın ya, işte şimdi galatasaray da "hocasız" çıkacağı üç maçın ilkini kayıpsız atlattı... tebrik etmek lazım... fark da gelecekti, falcao belki hattrick yapacaktı ama bazen "kısmet" demek lazım, ilk yarıda lemina'nın pasında "akrobatik" vurdu kolombiyalı ve top az farkla auta gitti, ikinci devre belhanda'nın harika pasında çaprazdan karşı karşıya kalıp vurduğunda meşin yuvarlak yine kale direğini yaladı ve dışarı çıktı. hafta arası milli maçların yıldızı babel de "şanssız "günündeydi, onun gollük vuruşları da üç direğin arasından girmedi.

    galatasaray iç sahada oynarken maçın başından itibaren rakibe büyük baskı kurar ve rakip takımların en büyük kozu auta çıkan toplarda kalecilerinin yardımı ile maçın temposunu düşürmek olmaktadır. neredeyse tüm rakip kaleciler zaman geçirdikleri için taraftar tarafından ıslıklanırlar lakin hakemler maçın 75. dakikasına kadar onlara uyarı dahi yapmazlar, bazen ev sahibi taraftardan "gönül almak" için sarı kart gösterirler o file bekçilerine de kaleciler ikinci sarının gelmeyeceğini bildiği için "oyundan zaman çalmaya" devam ederler. galatasaray'ın falcao ile golü gelene kadar kasımpaşa kalecisi fatih de ali sami yen deplasmanında oynayan mevkidaşlarının yaptığını yaptı, ağır ağır , yavaş yavaş oyunu başlattı. ve yine meslektaşları gibi ali palabıyık ona "göz yumdu"... ama ne olduysa maçın sonlarına doğru kasımpaşa'nın beraberlik golü aradığı dakikalarda kale arkasındaki top toplayıcı çocuk maçın hakemi tarafından sahadan atılıverdi. fatih'in maçı hızlı başlatması gelmişti, hakem de fatih'i kırmadı, şikayet ettiği çocuğu kenara yolladı.

    normalde bu harekete tribünden büyük tepki gelirdi de, hafta arası maçı ali palabıyık'ın yöneteceği açıklandığında herkes birbirini "provokasyonlara" gelmemek için uyarıyordu çünkü içerdeki bir sonraki maç fenerbahçe'ileydi... oyuncular da maç öncesi hakem konusunda uyarılmışlardı, itiraz yoktu, tepki yoktu, herkes işine bakacaktı... futbolcular işine baktı da, ali palabıyık asli işi olan "hakemliği" pek beceremedi, aklı sahada değildi belli ki. aytaç'ın lemina'ya yaptığı "kırmızı kartlık" müdahaleyi görmezden geldi, veysel sarı'nın belhanda'nın çene kemiğini kırmasında faulu galatasaray aleyhine çaldı, ömer'in rakibi tarafından biçilmesinde "kartlarını evde unuttu" ve son dakikada adem büyük'ün topsuz alanda düşürülmesine devam kararı veren kişiydi ali palabıyık. ona yardım etmesi gereken var hakemlerinden biri de geçen sene fenerbahçe-trabzonspor maçında ev sahibinin oyunu çabuk başlatması için ayağı ile fenerbahçeli oyuncuya pas atan cüneyt çakır'ın yan hakemi bahattin duran'dı... maçı kazandık ama "nasıl zor" ve "kime karşı" kazandığımız unutulmasın...

    karşılaşma boyunca bir kez bile fatih terim'i göstermeyen yayıncı kuruluş, yabancı kontenjani dolayısıyla sözleşmesi askıya alınan linnes'i iki defa gösterdi, hatta bir keresinde çocuğu uyurken ekrana yansıttılar. galatasaray taraftarı martin linnes'i çok seviyor, onun profesyonellik anlayışına özel saygı gösteriyor, bunu kimse inkar etmiyor da yayıncı kuruluşun linnes görüntülerini de çok manidar buluyorum. taraftar, teknik direktör ve yönetim olmak üzere herkes linnes'i sahada galatasaray için mücadele ederken görmek istiyordu ama futbolda bazen "kritik" kararlar almak zorundasın. bu sefer linnes üzüldü ama yönetim onun gönlünü almak için maaşına zam da yapmayı ihmal etmedi. hatta takımda tuttu ki, belki ocak ayı transfer döneminde başka oyuncu ile yolları ayırıp, linnes tekrar kadroya alınacak. ben yayıncı kuruluşa bir tavsiye vermek isterim, eğer tribünlerde haksızlık yapılmış ve mağdur edilmiş bir adam arıyorsanız, kameralarınızı fatih terim'e çevirin. tabii gerçekten samimiyseniz...

    kaynak ve maçtan fotoğraflar:
    https://ultrasmovement.blogspot.com/...aray1-0kasmpasa.html
  • 118
    kasımpaşa ligin en zayıf savunma takımlarından biri.
    içeride baskılı başlayıp, hataya zorlarsak 4-5 gol atarak kazanmamız işten değil.
    ali, kasımpaşalı oyuncular her yere düştüğünde, her temasta faul verecektir, sarı kart kırmızı kart çıkartmak için fırsat kollayacaktır.
    oyunu sık sık kesip maçın temposunu düşürmeye çalışacaktır.
    ancak her ne olursa olsun 100% konsantre olarak bu maçı farklı kazanmalıyız.
    taraftar olarak küfür etmeden hem takımımıza iştahlı destek olmalı, hem de gerekirse tepkimizi ortaya koymalıyız ali ve arkasındakilere karşı.

    falcao'dan gol bekliyorum.
    5-0 kazanırız.
  • 257
    takımın sorunu çok net. boyu çok uzun takımın. bu kadar mesafede ne gidebiliyoruz, ne gelebiliyoruz. hoca takımı mutlaka elindeki oyunculara göre oynatmalı. takımın boyunun bu kadar uzun olması hem defanstan çıkmamızı, hem de hücumda çoğalmamızı engelliyor.

    kanatlar beklere hiç yardım etmiyor. orta saha oyuncuları da bunu yapmıyor. özellikle bizim sağ kanadımız çok kötü defansif anlamda. hem lemina hem de ömer varken soldan hiç gelemediler. neden? çünkü ya ömer kapattı babel'in eksikiğini ya da lemina. ama sağ kanatta belhanda hiç defansif katkı vermedi. feghouli de gelmeyince sağ kanadımız rezilleri oynuyor.

    olmuyorsa olmuyor arkadaş. zorlamanın manası yok. mariano ne rakibini marke edebiliyor ne de sıfıra inebiliyor. varsa yoksa ceza sahasına yakın orta açıyor. feghouli'nin boşalttığı alanlara hiç girmiyor. linnes en azından çizgiye iniyordu. rakip için bir tehditti.

    şu an sahadaki kötü oyunun temel müsebbipleri belhanda ve mariano'dur. takımın geri kalanı bir şekilde işini yapıyor. ama bu ikili kesinlikle yürümüyor.
  • 148
    hangi oyun ve hücum planları ile oynayacağımızı merak ettiğim maç.

    fatih hoca 3 senedir tek ön liberolu, çift sekizli, gezen değil çakılı oynayan santrforlu oyundan vazgeçmiyor. şimdi yeni bir orta saha ve yeni santrforla bu düzene devam edip etmeyeceğini çok merak ediyorum.

    falcao sahte 9 gibi oynatılırsa, galatasaray 2 yıldır olduğu gibi santrforsuz oynamaya devam ederse bir arpa boyu yol alamayacağımızı düşünüyorum.

    hocamızın tek ön libero inadından vazgeçip 2 merkez orta sahalı 2 forvetli yada 1 forvet bir forvet arkası içeren düzene geçmesi gerektiğini düşünüyorum.
  • 59
    ligin ilk üç haftası göz önüne alındığında muhakkak ki "iyi futbol" oynamamız gerekiyor.

    milli arada yaşanan pfdk, cezalar, 19.05 gibi gerginliklerle bir araya gelmiş, kenetlenmiş camianın futbol takımının yapacağı gibi mücadeleci, hırslı, coşkulu futboldan söz etmiyorum.

    ne yaptığını bilen, dengeli, sahaya taktik anlamda karakter koyabilen bir takım ve bunun getirdiği iyi futbolu görmek istiyorum.

    belki yeni transferlerin son gün yapılması ve hazırlık dönemini çok kötü geçirmiş olmamız sebebiyle doğru bir taktik anlayış sahaya yansıtamayabiliriz, her şey karman çorman olabilir veya coşkulu olacağız derken taktiksel kaosa da gidebiliriz.

    yine de bir oyun anlayışının emarelerini hissetmek istiyor insan.
  • 156
    haydi aslanlar, sahne sizin. uzun aranın sonunda, şükür kavuşturana. federasyona, düşmanlara, art niyetli kötülük birliklerine, hepsine had bildirme zamanı. bir olduk mu, birlik olduk mu kaçacak delik arayacak sıçanlara, gün gösterme, göz dağı verme günü! bir iki kesmez, vurduğunuz gol olsun yiğitler. alın teriniz için, fatih terimimiz için, büyük taraftar için oynayın...
    #ben23rsiz
    hedef 23
    konsantrasyon!
  • 98
    rahat kazanacağımızı düşündüğüm maç. ama tedirginim. fenerbahçe maçına seyircisiz çıkmamız için her şeyi yapacaklardır. şu iki hafta tribündeki taraftarlar olarak çok dikkatli olmamız gerekiyor. tabi aynı dikkati sezonu kırmızı kartlarla açan futbolcularımız da göstermeli. fenerbahçe maçına eksiksiz çıkmalıyız. en büyük eksiğimiz fatih terim hariç.
  • 33
    maç cumartesi olsun diye o kadar dua ettim ki... uzun zamandır bir galatasaray maçını böyle heyecanla beklememiştim. kağıt üzerinde galatasaray tarihinin en iddalı kadrolarından birini ilk kez as 11 ile izlemeyi çok istedim. ama maalesef cuma akşamı çalışıyorum. hemde senede 1 kez yapılan bir sayım, bu akşama denk geldi. ne yapacağımı bilmiyorum.

    galibiyete olan inancım tam. bu maçta gövde gösterisi yapacağız. skor tahminim 4-1... falcao(2), feghouli(1), babel(1)...
  • 35
    belhanda ve seri'nin yokluğunda sakat değilse lemina'nın ve inşallah taylan'ın 11 başlayacağını ancak lemina hazır gelmediyse ömer taylan ikilisinin çıkacağını düşünüyorum.
    beklediğim 11:
    ------------falcao
    babel-taylan-lemina-feghouli
    -----------nzonzi
    nagatomo-marcao-luyindama-mariano
    -----------muslera

    falcao'nun siftah yapacağını, rahat bir galibiyet alacağımızı düşünüyorum.
    skor tahminim:
    hayalim: 7-0
    beklentim: 4-0
    olacağını düşündüğüm: 3-1
  • 82
    bu maçtan önce 2 sarı kartı bulunan oyuncularımız kimler?

    edit; arkadaşlarımın dediğine göre; marcao, mariano, belhanda imiş.
    görelim bakalım bu 3 oyuncu kart görecek mi görmeyecek mi? tüm dikkatim bunun üstünde olacak.

    zira kanımca bu oyuncular büyük olasılıkla kasımpaşa maçında 3. sarı kartı, malatya'da 4. sarıyı görüp kadıköy takımı ile yapılacak maça çıkarılmayabilirler.
App Store'dan indirin Google Play'den alın