• 51
    inter'de her şey tamam, hocaları da tam bu kadroyu yönetecek kalitede.

    ancak saha içindeki organizatörleri yok. jovetic bu görevi yapmaya çalışıyor da, forvet oyuncusu olduğu için oyun kurmaktan falan pek çakmıyor.

    inter'lilerin aklında bir 10 numara var, hazır galatasaray'a ellerini atmışken, hem de eski oyuncuları, köpek gibi arıyorlardır.

    hoşt ulan amına koduklarım. takımı soyup soğana çevirdiniz zaten.

    bir de antrenörünüz elaleme gösteriş yapar gibi 3 tane hayvan gibi basan orta saha koymuş. yetmemiş, medel'i de stopere atmış amk. galatasaraylılar görsün de ağzı açık kalsın der gibi.

    velhasıl kelam, inter'in bu alışma süreci 6-7 hafta daha sürer, sonrasında canavar gibi bir takıma dönüşürler. orta sahaları müthiş, forvetteki elemanları - her ne kadar icardi gibi bir dingili oynatsalar da- müthiş, kalecileri çok iyi, bir de stopere miranda dönünce hiçbir şeye ihtiyaçları kalmayacak.

    sadece kaliteli bir 10 numaraya ihtiyaçları var. kovacic ve sneijder bu kadroyu ne oynatırdı var ya :(
  • 52
    maçı milano'da bir sürü italyanla birlikte izledim. melo'ya "inter'in balotelli'si" gibi benzetmelerde bulundular. herhalde buralardaki geçmişinden ötürü... yaptığı birkaç sert hareket ve sürtüşmede de baya ses ve gülüşme oldu, yani ilginç bir anısı var burada melo'nun. maçta da baya iyiydi, yani sanki hiç bize gelip de gitmemiş gibi, sanki juventus'tan direkt inter'e... çok hüzünlüydü bunu görmek. gole falan sevinişi de bir garipti, duygusal olduğum için çok uzatamıyorum tabi ama özetle iyi oynadı, yürekten oynadı ama işte, bir şeyler gitmiş artık eski melo gibi değildi tavırları. bizde daha bir candan idi, tribünlerle bağı vs. hayırlısı olsun.

    telles'in adını defalarca sayıkladılar. telles diyen, teyes diyen... birkaç olumlu hareketi beğeni topladı ama genel olarak çok riske girmedi. birkaç yerden müdahalesi baya cesurdu, bir de daha yeni gelmiş ama adama duran top kullandırttılar, bu da ilginç geldi bana. telles saç sakal bıyık bırakmış, bizde tıraşlı gezerdi, onu da tanıyamadım. sanki hiç yaşanmamış gibi o yıllar.

    sinyoru görünce pek bir sevindim, şaka maka avrupa'nın önemli teknik adamlarından biriyle ne ilginç bir bağ kurduk. kız alıp veriyoruz falan. garip bir durum, bu üçlüyü bir arada görünce gerçekten eşsiz olduğu hissine kapıldım.

    melo ve telles ile milano'da spontane bir şekilde karşılaşmak gibi bir hayalim var. olursa ilginç olabilir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın