türk futbolundaki zihniyet, futbolcusundan en yüksek makamdakine kadar değişmedikçe kalitenin ilelebet yerlerde sürüneceğini gösteren bir başka maç olmuştur.
hani artık yorumcu olan fatih altaylı'nın "bu ne yea" diye tepki gösterdiğini duyunca sempati bile duymaya başladım adama.
la oğlum bu oyun basit la basit, bir şeyi yok. çok koşacaksın, güçlü olacaksın, azıcık beynin olacak düşüneceksin sonra da topu dürteceksin. bu kadar lan. ama taa altyapı seçmelerinden başlayan adam kayırma, kolaya kaçma, tembellik etme olayları o kadar yaygın ki adamlar oynadıkları şeyin futbol olduğunu zannediyorlar.
işin en çok can yakan kısmı ise belli bir jenerasyon ununu eleyip eleğini astıktan sonra böyle ortada kalıveriyosun. sen geçmişte başarıyı yakalayıp bunun devamlılığını sağlayamıyorsan, yetiştirdiğini iddia ettiğin futbolcu kaybolup gidiyorsa kulüpler de başarısız, federasyon da başarısız, teknik heyet de başarısızdır.
şu baştaki adamların azıcık utanmaları varsa, biz yapamadık deyip çekip gitmeleri gerekmektedir. yazıktır.
al, maçta türkiye'nin en kötüsü;
http://soruyorum.com.tr/sc/Q09V