• 676
    is gereği maçı izleyemedim ve fener neye ağladı diye özeti izledim. buradan nickaltina galatasarayli olmadığı yazılmış biriyim ben. objektif olduğumu düşünüyorum.

    torreira'ya ikinci sarı çıkabilirdi evet, tartışmaya açık ama asla net sarı denemez 2.'ye bunun haricinde olan 2 büyük hata da aleyhimize. net bir penaltımız verilmedi. bir fener maçında xok daha baaiti chedjou için verilmişti ki adamın ayagi kayıp düşmüştü o pozisyonda.

    rakibin kendini attığı pozisyonda net sarı verilmemiş ki verilse sanırım 2. sarisi olacak.

    attığımız 2. golde el doğal konumda, fener aleyhine penaltı verilse ne olur acaba öyle bir ele çarpmada ki cok daha nizamileri verilmiyor zaten fener aleyhine.

    son olarak ali koç bir beka sorunudur artık. turk futbolunu zehirlemektedir.
  • 677
    böyle maçlarda benim için oyun önemli değil. önemli olan 3 puanı bir şekilde almaktı. tebrikler okan hocam ve tebrikler takıma. şimdi fener’i çok büyük bir baskıyla konya’ya gönderiyoruz. eğer puan kaybederlerse moral olarak çökerler. fark 11 olur. zaten bu maçtan bizim için puan kaybı bekliyorlardı. avuçlarını yaladılar. biz kazandıkça onlar kuduracak.
  • 680
    fbjk hocalığı için götünü başını yırtan bodyci elemana ve puan kaybı bekleyen şikecilere çatır çutur döşediğimiz maç. kötü oyun iyi oyun olarak bakamıyorum bugünkü maça, aşırı yağmurlu ve fırtınalı havada bize bilenmiş rakibe çaktık geçtik. önemli olan 3 puandı ve 3 puanı alıp 25.şampiyonluğumuzda önemli bir eşiği de aşmış olduk. adım adım gidiyoruz şampiyonluğa.
  • 681
    hava ve zemin koşulları belki de başakşehir gibi sert ve dişli bir deplasmanda olabilecek en kötü ve istenmeyen durumdaydı. buna rağmen kazanmayı başarmamızın sebepleri, barış alper'in şapkadan tavşan çıkarması ve takımın uzun zamandır sahip olduğu kazanma alışkanlığıydı. rakip, zemin, hava, hakemin skandal kararları fark etmeksizin, bir şekilde alıyoruz maçı. böyle bir rakiple şampiyonluk mücadelesi vermeyi asla istemezdim...

    lakin okan hoca, yediğimiz gol ve verdiğimiz birkaç pozisyon için iyi çalışmalı. yediğimiz golde yine ileride konumlanmışken ani bir top kaybı yaptık ve hücum yerken de 2 stoperimiz maalesef uyudu ve golü kalemizde gördük. neyse ki hızlı cevap verdik de başakşehir daha da direnç kazanmadan tekrar üstünlüğü ele geçirdik.

    böylelikle lige verilen 1 haftalık aradan sonra oynadığımız 2 zorlu maçı da (göztepe ve başakşehir) kazanmayı başardık. böyle stresli maçları kazanarak geçmek, hem yolumuzu kolaylaştırıyor hem de bence rakibin sağlam olmayan mentaline de büyük darbe vuruyor.
  • 682
    muslera'yı oyun kurulumunda kullanmıyor oluşumuzu enfes kullandı çağdaş atan. bizi zorlayabilmek adına tüm koşullar çok uygundu. zemin, hava koşulları, sara'nın olmaması, maçtan 2 hafta önceden itibaren ortamın gerilmesi...

    yine de kazandık, osimhen gibi bir dominasyon, işleri çok kolaylıyor tabi. muazzam domine etti rakibin "sahte 3'lü" stoperini. barış alper yılmaz ile beraber oyun kuramadığımızda topu kendilerine fırlatabiliyor olmamız bizi kötü gösterse de maçları kazanmamızı sağlıyor.

    göztepe'nin oyunu rakiplere bir "panzehir" anlattı. başakşehir de bu panzehiri geliştirdi, zaaflarımızı çok güzel kullandı. orta sahaya kadar çıkan stoper hattımızın abdülkerim bardakçı tarafına topu fırlattı. süratli bir siyahi kas grubuyla abdülkerim'in en kötü özelliği olan çabuksuzluğunu işlediler. bu rahatlık rakiplere heyecan veriyor. son maçlarda kötü görünürken en çok buradan sallandık...

    bunun çözümü sağa beke hücum yönü biraz daha kuvvetli bir ayak almak gibi düşünülüyor*. fakat ben bizim stoper profillerimizin 3'lü oynamak için biçilmiş kaftan olduğunu düşünüyorum. ancak bu şekilde bu zaaflar örtülebilir. belki yeni zaaflar ortaya çıkarır ancak yeni sorunları çözmek kronik sorunları çözmekten daha mümkün olacaktır.

    transfer döneminde hoca'nın orta saha konusunda çekimse olma sebebi de bence bu. bir bağlantı santraforu bir de stoper gerekiyor 3'lü rotasyonu geliştirebilmek adına. amaç alanı daraltmak. savunma oyuncularının rakibi ileri itebilmesi gerekir ki yetenekli futbolcularımız tam saha pres yaparken ölmeden sonuca gidebilsin. orta saha oyuncusu daralmayan alanda 2 tane sara olsa işe yaramaz (avrupa şampiyonluğu için konuşuyorum, lig için değil, ligi kerem demirbay'la da alıyorsun)

    bununla beraber alan daraldığında nefesi yetmeyen kerem demirbay da, dün biraz sallanan mertens' de daha iyi görünecektir.

    ancak forvetin 2'lisinden biri bağlantı yapabilecek teknik, bilgi ve oyun zekasına sahip, taktiksel pres bilgisi olan bir kalite olduğunda rakibin 3'lü çıkma ihtimalini ortadan kaldırdığın gibi, en az 4 kişiyi savunmaya dikebilirsin.

    hepsi bir kenara zaten çakma bir 3'lü oynuyoruz, bunu resmileştirdiğimizde daha da kaliteli bir sonucun ortaya çıkacağını düşünüyorum. en azında avrupa'da teknik kapasitesi düşük kalite takımları çok daha rahat bir şekilde geçebileceğimizi düşünüyorum.

    tüm bunların yanında sezonun ilk yarısını namağlup bitiriyoruz. hem de ilk 5'in en çok gol yiyen takımı olarak. sezonun 2.yarısında bu yarıda attığımızdan 2 gol daha fazla atabilirsek ligin gol rekorunu kıracağız. osimhen'li takıma da bu yakışır.
  • 684
    bugün kafamda maçı tekrardan oynadığımda aslında bir çapa liberonun ne kadar gerekli olduğunu bir defa daha anladım. hava toplarında iyi bir yıpratıcı ön liberomuz olsa en kötü okay olsa fark yaratırdı. iki stoper iki rakip forvet tarafından bu kadar kolay dağıtılmazdı.
    bu maç sara da olsa bu havadan gelen pozisyonlarda zafiyetimiz olacaktı.
    sanchez ve apo'nun kademe sıkıntısı var. üstüne pozisyon da alamıyorlar seken toplarda. burada beklerden daha çok uzun boylu libero katkısı olmalıydı.
    tor, sara ya da kerem, berkan bu profilde değiller. melo zaten über bir örnek olacak ancak 2 stopere yaklaşıp 2 kere kafa topu alsa bir daha aynı varyasyonu deneyemezdi rakip.
    maça dair konuşacak çok taktik analiz mevcut ancak bana göre en önemli eksik buydu. bir sağ bekimiz olsa belki kaan'ı orada kullanırdık. kaan harici şu an takımda buna uygun adam yok. nitekim nelsson oyuna girdi ve 2 stoperin 1 adım önünde konumlandı. hava topu bırakmadı.
  • 686
    ziraat türkiye kupasında rams parkta oynanan maçın yorumunu şöyle bitirmiştim:
    "beş günde iki maçın ilki berabere bitmişti...

    iki takım kupada birer puan yazmıştı hanelerine de, esas randevu için galatasaray rakibine göz dağı veriyordu...

    başakşehir ev sahibi olacak lakin onlar sakat ve cezalılar sebebiyle "rotasyona" girecek, galatasaray "esas oğlanlarıyla" mücadele edecektir süper ligin ilk devresinin son maçında..."

    okan buruk "esas oğlanlarıyla" çıktıda efsanesi olan fatih terim'in adının verildiği staddaki maça ama bir eksik vardı. "böyle penaltı mı olur?" diye isyan edilen pozisyonda sakatlanan ve 2-3 hafta formasına hasret kalacak sara yoktu kadroda, yerine "dayı" kerem demirbay vardı. sosyal medya dönem dönem bazı oyuncuları "linçler", berkan da, kerem aktürkoğlu da, nelsson da bunlardan nasibini alırken, bu sene okların hedefinde kerem demirbay var. ağzıyla kuş tutsa, yaranamayacak maalesef...

    ev sahibi ise oldukça eksikti, sarı kart cezalıları, sakatlar derken, genç topçulardan "yamalı" bir kadro çıkarmıştı çağdaş atan sahaya. ama onların avantajına ise istanbul'da yılın en soğuk ve yağmurlu günü vardı. yerden oynasan zemin ıslak, havadan oynasan zaten vurduğun top sana bumerang gibi geri geliyordu.

    iki takımın hocası da saha ve zemin şartları ile eldeki kadrolara göre oyun planlarını yapmış, takımlarını maça hazırlarken, onlar dışında da bu oyundan rol çalmak isteyenler vardı: maçın hakemi atilla karaoğlan ve cv'sinde galatasaray ile ilgili hiç de olumlu referanslar olmayan var hakemi yaşar kemal uğurlu...
    önce 12. dakikada osimhen yanında barış alper gole giderken son adam olan opoku tarafından düşürüldü, kırmızı "unutuldu"... 3 dakika sonra yunus bariz şekilde düşürüldü, faul verilmedi, yunus ititraz edince sarı çıktı. yetmedi, "suyun karşı tarafının" torreira üzerine oluşturduğu algı atilla karaoğlan'da sonuç vermiş oldu ki uruguaylı topçunun ilk müdahalesinde sarı kart çıktı... okan buruk'a sarı kart çıkarmadan da olamadı maçın hakemi, onu da listeye ekleyiverdi.

    ama esas felaket mertens'in ortasında hamza'nın elle müdahalaesinde hem sahadaki hem de var'daki hakemler "üç maymunu oynadı"... pozisyonu herkes gördü, o kadar açıktı ki hamza maçtan sonra itiraf etmekten çekinmedi :"evet o pozisyonda tol elime çarptı diye hissettim..."
    hakemlerin "karışamayacağı" bir gol atmak lazımdı deplasmandaki bu maçı kazanmak için ve o golün sinyalini önce "apokerim" yaktı kerem demirbay'ın kornerden ortasına vurduğu kafayla. sonrasında ise galatasaray, "şahsına münhasır" bir golle devre biterken öne geçiyordu. rakip çıkarken yapılan baskı sonuç veriyor, yunus ve barış paslaşıyor, sonra osimhen duvar oluyor barış'a ve genç topçu yürümek için kullandığı ayağıyla filelerin yağmurunu silkeliyordu...

    ev sahibinin ise tek atağı devre biterken galatasaray'ın kaptırdığı bir topta, oluşan karambolde genç ömer'in şutunda abdülkerim olması gereken yerdeydi...
    ikinci devre barış'ın ortasında osimhen dokunabilse galatasaray erken dakikada farkı ikiye çıkaracaktı ama olmazken, 5 dakika sonra ise keny sarı kartı olduğu halde ceza sahasında penaltı almak için "kendini atıyor", hakemler yine "görmedim"i oynuyordu...

    işte aynı keny, bir dakika sonra piatek'e asist yaparken, sanchez yine son haftalarda olduğu gibi golde hatasıyla ön plana çıkıyordu. lakin ev sahibinin sevinci pek fazla sürmüyor, osimhen'in ekmeğini taştan çıkardığı bir kapışmada mertens yunus'u görüyor, onun pasında bir kez daha barış sol ayağı ile muhammed'i mağlup ediyordu.

    galatasaray 3 dakika sonra jakobs'un ortasında mertens'le golu bulamazken, torreira'nın ters kafasında da topun ağlara gitmesini futbolun tanrıları engelliyordu.
    saha zemini ağırlaşıp, oyuncular da yorulmaya başlanınca kalan dakikalarda seyirciler bir doldur boşalt futbolu seyretmeye başlarken, okan buruk'un nelsson değişikliği de faydalı oluyor, danimarkalı stoper kritik müdahaleleri ile "beni de bu kadar yabana atmayın" diyordu...

    süper ligin uzun bir sezonun ilk devresi sona ererken, okan buruk'lu galatasaray deplasmanda kaybetmeme rekorunu arttırırken, 18 maçta 16 galibiyet 2 beraberlikle kimsenin hayal edemeyeceği bir başarı yakalıyordu...

    darısı kalan maçlara diyelim...

    kaynak ve maçtan fotoğraflar: https://ultrasmovement.blogspot.com/...k1-2galatasaray.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın