1
benim için yeri ayrı olan, olacak olan maç. çocukluğum boyunca baba mirası, galatasaraylıyım. şansıma büyüdüğüm şehir samsun'un takımı samsunspor benim kendimi bildiğim yılları ikinci ligde geçirdi. dolayısı ile 19 mayıs stadyumu'nun maraton tribünündeki yoğun samsunsporlu abilerin içinde çok galatasaray maçı izleyemedim. çoğunluğun içinde azınlıkken ne de zor oluyor maç izlemek. sene 2012. o zamanlar sevdiğim fatih terim galatasaray'ın başına yeniden geçmiş. takım çok düzgün, doğru oynuyor. fm'de kadro kursam ben, bu kadar olur. kalede muslera, ileride elmander amman amaan. eboue kanatta yardırıyor, riera'nın ayağı çok temiz. kısacası milan baros ve sabri'den başka beni sinir eden bi şey yok. neyse günlerden 7 ocak, 7 ocak 2012 samsunspor galatasaray maçı. ben de dershaneden arkadaşlarla anlaşmışım, 5 kişi yine maratondaki* yerimizi aldık. stad tıklım tıklım her zamanki gibi. samsunspor'un da kadrosu güzel hani. fink, murat yıldırım, zenke, kemal, ekigho. ekigho demişken, dakika 22 ekigho bi gol atıyor. ben de haykıran kalabalığın içinde sessizleşiyorum. 10 dakika sonra bi gol daha. ama öyle bir inanç aşılayabilmiş ki takım bana, bu maçın geri döneceğine inanıyorum. yarı oluyor. güzel haber, sabri çıkıyor riera giriyor. nasıl değişiyor takım. o sağ kanattaki altın madeni yok artık. önce semih atıyor. sevinen sadece sahadaki bizim takım ve çok uzaktaki deplasman tribünü. on beş dakika sonra selçuk çakıyor. maraton, şok. nasıl tutamıyorum kendimi. geliyoruuz! en sonunda karambolde milan baros topu kaleye sokmayı başarabiliyor. şşşh. sessizlik katmerleniyor. deplasman tribününde meşhaleler, tezahuratlar. derken maçı müthiş bi geri dönüşle 2-4 kazanıyoruz.
kısacası hayatım boyunca o deplasman tribününe, sarı kırmızının çoğunluğuna uzak maçlarını izledim. oraya öykünerek. gole sevinmek, kaçan pozisyona üzülmek yanında hep biraz korkuyu barındırıyordu. taa ki şimdiye kadar. amcamın hediyesi kombinem elimde, bekle beni galatasaray.
atletico madrid maçında, dağ başını duman almış'ı da söyleriz dimi? söyleriz daa.
kısacası hayatım boyunca o deplasman tribününe, sarı kırmızının çoğunluğuna uzak maçlarını izledim. oraya öykünerek. gole sevinmek, kaçan pozisyona üzülmek yanında hep biraz korkuyu barındırıyordu. taa ki şimdiye kadar. amcamın hediyesi kombinem elimde, bekle beni galatasaray.
atletico madrid maçında, dağ başını duman almış'ı da söyleriz dimi? söyleriz daa.