70
o hep beklediğimiz, hayalini kurduğumuz gün müdür bilinmez ama, en çok yaklaştığımız gün olması kesin olan mükemmel maç. ilk yarıda yine bağırsam da nispeten ağır takılıp arada maçı da izlemeye çalışmıştım ama 2. yarının başında fark açılırken patlayan teker teker geçiyoruz turları sonrası herşey flu, herşey hayal, herşey cehennem... o yüzden pek fazla bir maç incelemesi, teknik taktik yazısı falan olmayacak.
ama hakemler jelena'ya yapılan faullerin çeyreğini verse, bizim 15 sıra yukardan adım sayabildiğimiz pozisyonlara hatalı yürüme çalmakta bu kadar ketum davranmasa, venezia'nın her salladığı üçlük girmese, a önce bahsi geçen 2.yarının başındaki bölümde tribün gazı takım alevi almış yer gök inliyorken maljkovic allie-gigi-jelena üçlüsünü birden kenara alıp takımı biçmese 35-40 sayılık bir farkla maçı bitirip ikinci maça minik bir kuşku kırıntısı bile bırakmadan gidebiirdik. yine de hatay'daki maçta son dakikaya 7-8 sayı farkla girip bir anda 20'lik yapan hatay'ın aksine eze eze, döve döve 20'ik yapıp gönderdik rakibi. ciddi bir meydan okumaydı ve gerekli korkuyu verdik.
yine de birşey kazanmış değiliz çünkü hem üçlük yüzdesi hem de oyun olarak ezilse de kafa olarak kopmayışıyla tehlikeli bir takım. ama ciddi bir avantajla gidiyoruz, orda rakibimiz kadar oynayabilmek bize yeterli olacak. bunun bilinciyle gidip yine mücadele ederek ama sakin kalarak istediğimizi almamız şu maçta başardığmız şeyden daha kolay. panik yapması, acele etmesi, rakibinden daha fazla iş yapması gereken onlar, bu da bizim en büyük avantajımız olacak ikinci maçta...
kadıköy-moda-caddebostan üçgenindeki ara sokaklar hakkında epey bir bilgi sahibi olmamı sağladığı için canım fransiz'a, maç önü ve sonundaki güzel muhabbeti için aslanaga'ya metrobüs denen şeye binip cüzi bir miktara yarım istanbul turu atma imkanı için istanbul belediyesi'ne, sinan erdem'in hayvani yapısında sayı olarak tartışma konusu olsa da bu ülkede kadın basketbolu geçtim eurocup women organizasyonu tarihinin sayılı kalabalıkarından birini oluşturduğu için muhteşem taraftarımıza, yüreğini inancını herşeyini sahaya döktüğü için dünyanın en güzel takımına ve normal şartlarda istanbul-kıbrıs hattına düşmesi mümkün olmayan bir uçağı benim uçuşuma denk getirip adeta galibiyet primi veren türk hava yolları operasyon ekibine sonsuz teşekkürler...
bütün sezon üvey evlat muamelesi görüp birçok şeyle mücadele eden dünyanın en güzel takımının gördüğü ilgi ve desteği, italyanların sinir bozucu oyununa rağmen paramparça edişini, yıllarca dilendiğim gençlik marşı'ndaki üç kısa ıslık ve hayalini kurduğum teker teker geçiyoruz turları'yı, en çok da sezon boyunca dertleştiğin #10 numaranın maç sonunda kocaman bir oh çekip gözünde pırıltıyla sağa sola koşturmasına kanlı canlı izlemek tarifi olmayan bir duygu. bir de şu maçın sonunda kupa kalksaydı muhtemelen nirvanaya ulaşırdım ama dediğim gibi, bundan fazla da yaklaşabilirmiyim bilemiyorum...
doğuyoruz sevginle, yaşlanıyoruz sevginle, severek öleceğiz be galatasaray...
ama hakemler jelena'ya yapılan faullerin çeyreğini verse, bizim 15 sıra yukardan adım sayabildiğimiz pozisyonlara hatalı yürüme çalmakta bu kadar ketum davranmasa, venezia'nın her salladığı üçlük girmese, a önce bahsi geçen 2.yarının başındaki bölümde tribün gazı takım alevi almış yer gök inliyorken maljkovic allie-gigi-jelena üçlüsünü birden kenara alıp takımı biçmese 35-40 sayılık bir farkla maçı bitirip ikinci maça minik bir kuşku kırıntısı bile bırakmadan gidebiirdik. yine de hatay'daki maçta son dakikaya 7-8 sayı farkla girip bir anda 20'lik yapan hatay'ın aksine eze eze, döve döve 20'ik yapıp gönderdik rakibi. ciddi bir meydan okumaydı ve gerekli korkuyu verdik.
yine de birşey kazanmış değiliz çünkü hem üçlük yüzdesi hem de oyun olarak ezilse de kafa olarak kopmayışıyla tehlikeli bir takım. ama ciddi bir avantajla gidiyoruz, orda rakibimiz kadar oynayabilmek bize yeterli olacak. bunun bilinciyle gidip yine mücadele ederek ama sakin kalarak istediğimizi almamız şu maçta başardığmız şeyden daha kolay. panik yapması, acele etmesi, rakibinden daha fazla iş yapması gereken onlar, bu da bizim en büyük avantajımız olacak ikinci maçta...
kadıköy-moda-caddebostan üçgenindeki ara sokaklar hakkında epey bir bilgi sahibi olmamı sağladığı için canım fransiz'a, maç önü ve sonundaki güzel muhabbeti için aslanaga'ya metrobüs denen şeye binip cüzi bir miktara yarım istanbul turu atma imkanı için istanbul belediyesi'ne, sinan erdem'in hayvani yapısında sayı olarak tartışma konusu olsa da bu ülkede kadın basketbolu geçtim eurocup women organizasyonu tarihinin sayılı kalabalıkarından birini oluşturduğu için muhteşem taraftarımıza, yüreğini inancını herşeyini sahaya döktüğü için dünyanın en güzel takımına ve normal şartlarda istanbul-kıbrıs hattına düşmesi mümkün olmayan bir uçağı benim uçuşuma denk getirip adeta galibiyet primi veren türk hava yolları operasyon ekibine sonsuz teşekkürler...
bütün sezon üvey evlat muamelesi görüp birçok şeyle mücadele eden dünyanın en güzel takımının gördüğü ilgi ve desteği, italyanların sinir bozucu oyununa rağmen paramparça edişini, yıllarca dilendiğim gençlik marşı'ndaki üç kısa ıslık ve hayalini kurduğum teker teker geçiyoruz turları'yı, en çok da sezon boyunca dertleştiğin #10 numaranın maç sonunda kocaman bir oh çekip gözünde pırıltıyla sağa sola koşturmasına kanlı canlı izlemek tarifi olmayan bir duygu. bir de şu maçın sonunda kupa kalksaydı muhtemelen nirvanaya ulaşırdım ama dediğim gibi, bundan fazla da yaklaşabilirmiyim bilemiyorum...
doğuyoruz sevginle, yaşlanıyoruz sevginle, severek öleceğiz be galatasaray...